loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan: Bay Kemal utanmadan 'deprem için toplanan para nereye gitti?' diye soruyor

Erdoğan: Bay Kemal utanmadan 'deprem için toplanan para nereye gitti?' diye soruyor
Tarih: 31.01.2020 - 11:45
Kategori: Siyaset

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AKP İl Başkanları toplantısında konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Cezayir’in ardından 15 Temmuz’da ülkemize ilk ve en güçlü desteği sağlayan Gambiya’ya geçtik. Son yıllarda firmalarımızın Senagal’de firmalarımızın hayata geçirdiği projelerle ilişkilerimiz daha da güçlendi.

Elazığ ve Malatya’da can kaybına sebep olan bir deprem yaşadık. Şu an hastanelerde tedavi gören 48 vatandaşımız var.

Başta üç bakanımız olmak üzere devletin ilgili bütün kurumları depremin en başından bu yana bölgede aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. Anında oraya ulaşarak, o günden bugüne orada bu çalışmalara hep birlikte katıldılar. Ve terk etmediler. Dün İçişleri Bakanım Ankara'da yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı için geldi, tekrar Elazığ'a döndü. Aynı şekilde Sağlık Bakanım, son salgın hastalıkla ilgili olarak Ankara'ya geldi ve buradaki çalışmalara bizzat kendisinin yapması gereken müdahaleler sebebiyle geldi.

Genel başkan vekilim, genel başkan yardımcılarım onlar da aynı şekilde deprem bölgesinde bulunmuşlardır. Şahsım da hemen ertesi gün giderek çalışmaları yerinde gördüm. Sonra Malatya'ya gittim. Sonra orada halkta iç içe olduk. Onlarla dertleştik. Daha sonra Ankara'ya dönerek malum uzun yolculuk için İstanbul'a geçtim.

Bizim tarihimizde Erzincan depremi vardır, meşhurdur. Sakarya, Düzce, Bolu, Kocaeli bu depremler vardır, malumdur. CHP Genel Başkanı tarih cahili bilmez. Ben cezaevinden yeni çıkmıştım, deprem olunca hemen o bölgelere gittim. Biz dertliyiz. Ya bunun haberi yok. Sorun Van depreminden haberi var mı? Yoktur. 20 katrilyona yakın para, eski parayla.

Utanmadan soruyor, 'Deprem için toplanan para nereye gitti?' diye. Deprem için toplanan paralar yerine gittiği gibi biz milli bütçeden harcayarak oraları ayağa kaldırdık. Edremit ilçesini adeta biz adeta denize nazır bir ilçe olarak inşa ettik. 27 katrilyonu buldu son rakam. Fazlası var eksiği yok. Van’a bu yatırımları yaptık. 'Nereye harcadınız' diyor. Git yerinde gör neler yaptığımızı. Aynı şekilde Bingöl depremi. Anında deprem bölgesindeydik. Süratle bugünkü Bingöl’ü biz inşa ettik. Bugünkü Bingöl’ü biz inşa ettik. Aynı şekilde Simav. Yine anında müdahale ile bugünkü Simav’ı inşa ettik.

'Nereden ne yardım gelecek' diyor olsaydık yolda kalırdık. Biz hemen milli bütçeden adımları attık. Bay Kemal sen neredesin ya? Sen kiminle cirit attığının farkında değilsin. Ve bu işi de öğrenemeyeceksin. Onlar ne yaparsa yapsın biz vazifemizi iyi biliyoruz. Kalkıyor CHP’li belediyeler oraya gitmiş de onların yaptıklarıyla sorunlar halledilmiş. Belediyelerin gittiyse Allah razı olsun. Zaten benim vatandaşım onların çok daha fazlasını yapıyor. Deprem gecesinden beri oradaki bakanlarımız ve diğer ekiplerimiz başta olmak üzere bu süreçte emeği geçen herkese şahsım ve milletim adına ben teşekkür ediyorum.

Bölgede kapsamlı bir kentsel dönüşüm çalışmasını başlatıyoruz. Toplam 6400 yeni konutu süratle yaparak vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Depremlerden sonra ve depreme hazırlık için harcanan para toplanan vergilerin 5 katı kadardır. Türkiye’yi bu tür tartışmaların içine çekenleri kınıyorum ve sevgili milletime havale ediyorum. Vatandaşlarımızın da deprem konusunda çok daha bilinçli şekilde hareket ettiklerini görüyorum.

81 vilayetimizin hiçbir yerleşim yeri ne çürük zeminde ne de yüksek katlı olarak inşa edilemeyecektir. Deprem bizi beklemiyor. Hazırlıklarımızı bir an evvel bitirmemiz şart. Çevre ve Şehircilik Bakanıma söyledim hiç beklemeden Elazığ ve Malatya’da kırsal kesimde orada tek katlı binaları yapacağız ahırını da yapacağız ve böylece oralarda çelik konstrüksiyonla bu inşaatı bitireceğiz. Kırsal kesimi süratle halledelim diyoruz. Sonra da merkezde inşaatlara başlayacağız.

-Filistin topraklarında korsan bir şekilde kurdurulan İsrail haksız ve hukuksuz şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Zalimin gözü kana da doymaz mala da. İsrail’in de doymuyor. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen planı devreye almaya çalışılıyor. Şimdi utanmadan sıkılmadan Batı Şeria da dahil olmak üzere Filistin’den mahrum etme gayreti içindeler.

-İsrail 1947'deki Filistin topraklarında işgalci ve şuanda damla damla gösterebileceğimiz bir Filistin var. İsrail'in gözü doymuyor, son açıklamaları bunu gösteriyor. İşgal ve yıkımın yaşandığı Filistin'i yine hedef alıyorlar. Bu plan ile işgal edilen Filistin topraklarının ilhakı amaçlanıyor.

Türkiye olarak iki devletli çözümü kabul eden fakat Kudüs’ü tamamen gasbeden bu planı tanımıyor ve kabul etmiyoruz.

Mescid-i Aksa’ya uzanan elleri kırmak imanımızın bir gereğidir. Bugün Mescidi Aksa’nın mahremiyetini koruyamasak Mekke’ye uzanan kem gözleri engelleyemeyiz. İşte bu yüzden Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz.

-İslam ülkelerinin tavırlarına baktığımızda halimize acıyorum. Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor seni. Ne zaman çıkacak? Umman Bahreyn Abu Dabi yönetimi. Oraya katılıp bir de alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun. Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler? Başlarında kipalarla oturanlar da alkış tutuyor onlar da alkış tutuyor. 'Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu.' Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de barışın anahtarı Kudüs’tedir. İsrail’i cesaretlendirecek herkes ortaya çıkacak vahim sonuçlardan sorumludur.

Tarihte zalimlerin uzun süre abad olduğu, ayakta kaldığı görülmemiştir.

-Suriye’deki her gelişme Türkiye için en az kendi sınırları içinde olanlar kadar kritiktir. Türkiye’nin yeni bir göç dalgasına tahammülü yoktur. Yeni tehditlerin sınırlarımıza dayanmasına seyirci kalamayız. Bu bakımdan Suriye’nin ne diğer bölgeleri ne de İdlib’deki duruma seyirci kalmayacağız. Bize diyorlar ki sizin 'orada ne işiniz var.' Adana mutabakatını git oku o zaman anlarsın. Biz mutabakatın gereği olarak oradayız. Mutabakatın gereği biz teröristleri sonuna kadar kovalarız. Bizim topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa gereğini yapacağız. İdlib’teki durumun süratle normale döndürülmemesi halinde yeniden aynı yola başvurmaktan başka çaremiz kalmayacaktır. Barış Pınarı Harekat Bölgesi'nde de aynı yol ayrımına doğru gidiyoruz. Buradan bir kez daha ilan ediyorum; bölücü terör örgütünün Suriye’nin herhangi bir yerinde ihanet çukuru açmasına izin vermeyeceğiz. Gerekirse teröristlerin bulunduğu her yere bilfiil giderek bu oyunu bozacağız. Rejimin ülkemizi sürekli bir şekilde göçmen tehdidi altında tutmasına da müsaade etmeyeceğiz. Rejimi bu yönde cesaretlendirenlerin tek amaçlarının da Suriye’deki bu durumu daha uzun sürmesini sağlamak olduğu açıktır. Biz Suriye’nin istikrarını istiyoruz bunu için de askeri güç kullanmak dahil ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyeceğiz.

-Türkiye Libya’da meşru hükümetin Suriye’de ise halkın yanındadır. Biz Libya’da afedersiniz ücretli bir lejyonerin yanından değil meşru hükümetin yanındayız. Wagner denilen Rusya’nın gönderdiği güvenlik güçleri Hafter’in askeri konumundadır. Biz orada Sarrac’ın yanındayız.

-Darbeci generali desteklemeyi sürdüren bazı Avrupa ve Arap ülkelerinin riyakarlığını tarih kaydetmiştir. Darbeci generale her türlü desteği verenler bir kalkıp utanmadan Türkiye’yi eleştiriyorlar. Türkiye Libya’da da meydanı darbecilere bırakmayacaktır."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları