loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan: Biz ülke yönetimini devraldığımızda ordunun, emniyetin ve yargının kritik noktaları FETÖ tarafından zaten işgal edilmişti

Erdoğan: Biz ülke yönetimini devraldığımızda ordunun, emniyetin ve yargının kritik noktaları FETÖ tarafından zaten işgal edilmişti
Tarih: 19.02.2020 - 11:38
Kategori: Siyaset

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AKP grup toplantısında konuşuyor.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

"Bu ülkede FETÖ meselesinin çok eski derin sosyal, ekonomik ve kültürel sebeplerinin olmadığını bilmeyen yoktur. Türkiye’de FETÖ’nün serpilmesinden herkesin payı olabilir ama FETÖ'yü terör örgütü ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir.

Şunu da çok açık net söyleyeyim FETÖ’nün bu ülkede anlaşamadığı görüşemediği tek lider vardır o da merhum Erbakan hocamızdır. Erbakan hocamızdan da nefret ederdi.

Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. Halbuki bu ülkede vesayet güçleri FETÖ’ye yıllarca dokunmamışlardır. Başbakanlığım boyunca YAŞ'larda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelen dosyalar hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi.

FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra birden karşımıza FETÖ savunucusu olarak çıkmışlardır. Bizim bu zırvalara cevap vermemizin tek sebebi ise millete olan saygımızdandır. Meydanı milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Türkiye’nin tarihinin en önemli mücadelelerini verdiği şu günlerde iftiraları atanları yüzlerine çarpacak ve tarihe gömeceğiz.

Tahmin edemediğimiz husus CHP’nin ve yıllarca bu gibi çevrelere karşı gibi görünene çevrelerin bir anda karşımıza çıkmasıydı. Ben de görüştüm bunu kaçırmama gerek yok ama Erbakan hocamın bunlarla görüşmediğini ifade ettim liderler arasında bunlarla görüşmeyen yoktur. Ve irtibatları ileri derecededir.

Biz ülke yönetimini devraldığımızda ordunun emniyetin ve yargının kritik noktaları bu örgüt tarafından zaten işgal edilmişti.

Hem siyasette hem bürokrasi de tespit ettiğimiz FETÖ’cüleri süratle tasfiye etmeye başladık. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir. 2010 itibari ile o da biziz.

15 Temmuz gecesi FETÖ herkesin peşine düştü, bir tek Kılıçdaroğlu FETÖ'nün korumasına alındı. Sayın Kılıçdaroğlu biz tankların karşısındaydık, biz havalimanındaydık. Sen kahveni yudumladın.

Ey Kılıçdaroğlu sen hala milleti aldatmakla meşgulsün. Kontrollü darbe, doğru kontrol sizde ama başaramadınız. Şayet darbe başarılı olsaydı Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkarılacaktı. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile ilişkisi 17-25 Aralık’la hızlanmış 15 Temmuz’dan sonra da zirveye çıkmıştır. Bunun adı örgütün kendisine verdiği kamikaze görevini yerine getirmektir.

Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet söylemlerini, FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak, FETÖ tehdidini hafifletmek için kullananlar, bu millet için en az FETÖ zihniyeti kadar tehlikelidir.

FETÖ'nün şemasını hâlâ tam olarak çıkarmış olduğumuzu düşünmüyorum. Böylesine karmaşık bir yapı kendi kendine doğmadı.

-Dünkü gelişmeler Gezi olaylarını bir kez daha hatırlattı. Ağaç bahanesiyle başlayan olaylar sivil kalkışma halini aldı. Gezi olayları aslında tıpkı askeri darbeler gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır.

(Kılıçdaroğlu) Gezi'dekiler bu ülkenin aydınlık gençleridir, diyor.

Bunlar masum bir ayaklanma hadisesi değildir. Bunlar perde arkasında Soros türü bazı ülkeleri ayaklandırmak suretiyle ülkeleri karıştıran tipler vardır. 

Gezi olaylarında, 46 kamu binasıyla, 231 polis aracı ve 44 ambulans tanınmaz hale geldi. 326 iş yeri, 221 araç tahrip edilmiştir. Kamu hizmetinde kullanılan 80 belediye otobüsü, 85 otobüs durağı yakılmıştır. 697 güvenlik görevlisi yaralanmış, 1 polisimiz şehit olmuştur. Doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolardır. Faizler ilk defa Gezi olayları ile tırmanmaya başlamıştır. İşsizliğin çift haneye çıkması da enflasyonun artması da aynı anda gerçekleşmiştir. 

Kim bunlar aydınlık gençlermiş. Sevsinler senin aydınlık gençleriniz. Adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi ssürdüreceğiz.

-Sadece sınır güvenliğimiz değil, aynı zamanda 83 milyon vatandaşımızın her birinin evinde huzurla uyuyabilmesi bakımından kritik öneme sahip Suriye’de, gerçekten destansı bir mücadele yürütüyoruz. Harekât bölgelerimize yönelik tacizlere en sert şekilde cevap veriyoruz.

Şayet bu bölgelerde muhatap ülkeler Türkiye’nin güvenlik kaygılarını karşılayamazsa, kendi başımızın çaresine bakmak zorunda kalacağımızı her fırsatta açıkça söylüyoruz. İdlib’de, rejimin saldırganlığını sona erdirip Soçi Muhtırası sınırlarına çekilmesi için son günlere giriyoruz. Artık son ikazlarımızı yapıyoruz. Gerek ülkemizde, gerek Rusya’da, gerekse sahada yapılan görüşmelerde şu ana kadar maalesef arzu ettiğimiz neticeye ulaşamadık. Her ne kadar görüşmeler devam edecek olsa da masada bizim istediğimiz yerin çok uzağında olunduğu bir gerçektir. Türkiye, İdlib konusunda kendi harekât planlarını uygulamak üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi, bu konuda da "Bir gece ansızın gelebiliriz" diyoruz. Daha açık bir ifadeyle, İdlib harekâtı artık bir an meselesidir.

Ülkemizin bu konudaki kararlılığını hala anlamamış olan rejime ve onu cesaretlendirenlere İdlib’i bırakmayacağız. Bu bölgedeki gelişmelerin ülkemizin üzerine getireceği yükü göz göre göre omuzlamaya asla niyetimiz yoktur. Ne pahasına olursa olsun, İdlib’i, hem Türkiye, hem de bölge halkı açısından güvenli bir yer haline dönüştürmekte kararlıyız."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları