loading
close
SON DAKİKALAR

Eski Sağlık Bakanı Durmuş'tan 'Oktar Babuna' açıklaması: Toplanan kanlarla gen haritamız çıkarıldı, genlerimize duyarlı virüs üretebilirler

Eski Sağlık Bakanı Durmuş'tan 'Oktar Babuna' açıklaması: Toplanan kanlarla gen haritamız çıkarıldı, genlerimize duyarlı virüs üretebilirler
Tarih: 05.08.2018 - 12:41
Kategori: Gündem

Adnan Oktar Grubu'ndan Oktar Babuna'nın 1999 yılının yaz aylarında düzenlediği ilik kampanyasına karşı çıkan dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş, "Babuna için gerçekleştirilen kampanya sonrası gen haritamız çıkartıldı. Türk askerlerinde savaşacak güç bırakmayabilirler" dedi....

Türkiye, Oktar Babuna adını 1999 yılında ilik nakli kampanyasıyla duydu. Kanser olduğu gazetelere verilen ilanlarla duyurulan Babuna için babası Prof. Cevat Babuna, ilik bulunması amacıyla büyük bir kampanya başlattı. Özellikle büyük kentlerde düzenlenen kampanyaya çok büyük destek verildi. Ancak toplanan 160 bin kan örneğinden 120 bin örnek kanın ABD'ye gönderildiği ortaya çıktı.

Milliyet gazetesinden Mert İnan'ın haberine göre, günde ortalama 30 kişiye test yapılan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı'nda günde en az 100 kişiye bakılması için bir kriz masası oluşturulurken, Prof. Dr. Mahmut Çarin başvurulara yetişmek için Almanya'dan gelecek malzemelerle kapasitelerini artıracaklarını belirtti. Ancak çok geçmeden Babuna için başlatılan kampanya sırasında 160 bin kan örneğinden 120 bininin kaybolduğu, Türk halkından toplanan kan ve ilik örneklerinin ABD'ye gönderildiği ortaya çıktı. Oktar Babuna'nın Adnan Oktar grubu ile bağlantılı olduğu da anlaşıldı.

Dönemin MHP'li Sağlık Bakanı Osman Durmuş, "Kapı kapı dolaşıp para arıyorlar. Bu olay bana ikinci Titan olayını hatırlatıyor. Kan örneklerinin yurtdışına gönderilmesi, genetik şifremizin çözülmesi açısından Türkiye için stratejik tehlike oluşturur" diyerek karşı çıktı ve Türk halkının gen haritasının ABD'nin eline geçtiğini açıkladı.

4 SORUŞTURMADAN DA SONUÇ ÇIKMADI

O dönem, bu sözlerinden ötürü bazı kesimler tarafından hedef tahtasına oturtulan Durmuş, Türkiye'de toplanan kan örneklerinin Connecticut yakınlarındaki Stamford'da bulunan 'LifeCodes' adlı laboratuvarda rehin tutulduğunu, kan örneklerinin Türkiye'ye iade edilmemesinin 'uluslararası dolandırıcılık' anlamını taşıyacağını söyledi. Durmuş'un açıklamalarının ardından soruşturma başlatılırken, toplanan ilik ve kanların ABD'den iade edilmesi için girişimde bulunuldu. Bu sırada Türkiye'de durdurulan kampanyanın Avustralya'da sürdürülmeye çalışılması üzerine harekete geçen yetkililer, Avustralya bakanlığını uyararak kampanyanın durdurulmasını sağladı.
O dönem İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı, toplanan paralar nedeniyle İstanbul Valiliği kanalıyla dört kez soruşturma geçirse de bir sonuç çıkmadı. Vakıf yöneticileri hakkında Mart 2000'de "kemik iliği bankasının kurulması için Yardım Toplama Kanunu'na muhalefetten" açılan soruşturma ise takipsizlikle sonuçlandı. Aylardır kendisine uygun ilik aranan beyin cerrahı Dr. Oktar Babuna'ya kısa süre içerisinde 6'da 6 uyumlu ilik bulunduğu açıklandı. Ancak, bu açıklamanın Sağlık Bakanı'nın kampanyayı "Titan benzeri bir saadet zinciri"ne benzettiği gün yapılması soru işaretlerine yol açtı.

'KAN ÖRNEKLERİNİ ABD'YE PAZARLADIKLARINI SÖYLERKEN SESİMİ DUYMAK İSTEMEDİLER'

Sağlık Bakanlığı, lösemi hastası Dr. Oktar Babuna'ya uygun iliğin ABD'de Nisan ayı başında bulunduğunu ancak kampanyanın hız kesmemesi için Haziran'a kadar kamuoyundan gizlendiğini de belirledi. Bakanlık, Babuna'nın hastalığının ilik naklini gerektirmediği, bugüne kadar gördüğü ilaç tedavisiyle hastalığın büyük ölçüde geriletildiği görüşüne varıldığını duyurdu.

Bakanlığın, Babuna kampanyasını durdurmaya karar vermesine yol açan soruşturmayı yürüten müfettişler ise kampanyanın 'Adnan Hoca' olarak tanınan Adnan Oktar yanlıları tarafından örgütlenip yürütüldüğü, İstanbul Tıp Fakültesi Vakfı'nın da bu amaçla 'kullanıldığı' sonucuna vardılar.

Adnan Oktar yapısına yönelik operasyonun ardından Durmuş, Oktar Babuna 'nın kız kardeşleri tarafından o dönem tehdit edildiğini açıkladı. Durmuş, "Oğlumun, kızımın ev adreslerini, telefonlarını söylediler. Çocuklarım üzerinden tehdit aldım" dedi.

'KİTAP YAZMAKTAN VAZGEÇTİM'

Durmuş tehdit olayını şöyle anlattı: "Bir gün Oktar grubundan bazı kişilerin bir bakan arkadaşımızın sayesinde Meclis kulisinde gezip görüntü aldıklarını gördüm. Bu şekilde beni dolaylı yoldan tehdit ediyorlardı. Bana göre bu mesajdı, 'Meclis'e bile girer kayıt alırız' şeklinde. Eşimle bir gün Ankara'da Angora Pastanesi'nde otururken Cevat Babuna ve iki kızı yanımızda belirdi. Babuna'nın kız kardeşlerine sohbet sırasında, Oktar Babuna hakkında kitap yazacağımı söyledim. 'Biz de sizinle ilgili yazarız' deyince, 'Ne yazacaksınız?' dedim. Bu konuşmada oğlumun, kızımın ev adreslerini, telefonlarını söylediler. Çocuklarım üzerinden tehdit edildim. Eşim de kitabı yazmam halinde hakkını helal etmeyeceğini söyleyince kitap yazmaktan vazgeçtim."

'KASET İLE ŞANTAJ YAPIYORLARDI'

Durmuş şöyle devam etti: " Adnan Oktar Grubu 'na birçok kişi yardım ediyordu. Gerek siyasiler arasında gerek devletin içindeki birtakım yapılardan yardım gördükleri anlaşılıyordu. Bu grubun elinde sosyete diye bilinen insanların çocuklarına ait kasetler vardı. Milleti bu şekilde tehdit ediyorlardı. Oğlu ve kızları sonradan Cevat Babuna'yı bile tehdit ettiler."
Durmuş, "Oktar Babuna ve Adnan Oktar'a yönelik şikâyetçi olmak, suç duyurusunda bulunmak gibi bir girişimde bulunmayacağım. Artık bakan ve milletvekili değilim. Geçmişte, bu kişilerin kan örneklerini ABD'ye pazarladıklarını söylerken, sesimi duymak istemediler. Devlet bilgimi başvurursa, bildiklerimi anlatırım. Bunun dışında kişisel girişim içinde olmam" dedi.

'TÜRK ASKERLERİNDE SAVAŞACAK GÜÇ BIRAKMAYABİLİRLER'

Kan örneklerinin ABD'ye gönderilmesine karşı çıkan dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş, o günleri şöyle anlattı:

"Dünyada genetikle ilgili araştırma yapan sekiz laboratuvar var. Bu laboratuvarlardan ikisi elindeki bilgileri kimseyle paylaşmıyor. Babuna için toplanan kan örnekleri de bu iki laboratuvardan biri olan Stamford'da bulunan merkeze yollandı. Laboratuvar sahipleri o dönem kanların iadesi ve tahlil ücreti olarak 3.4 milyon dolar ödeme talep ettiler. Bu örnekleri Türkiye'ye getirtmek için girişim başlattık ancak iade etmediler. Gen haritası biyolojik savaşın ön çalışmalarıdır. Irak Savaşı'nda ABD Hava Kuvvetleri, Irak hava sahasına grip virüsü saldı. Irak askerlerinin birçoğu paçavra adı verilen hastalık nedeniyle savaşma kabiliyetini yitirdi. Bu tehdit bizim ordumuz için de geçerli. Babuna için gerçekleştirilen kampanya sonrası gen haritamız çıkartıldı. Muhtemel bir savaşta bizim genlerimize duyarlı virüs üretip, Türk askerlerinde savaşacak güç bırakmayabilirler. Bu tehditlere o zaman hep dikkat çektik. Kimileri gülüp geçti, kimileri ciddiye almadı, kimileri de karşı çıktı. Bizden alınan kan örnekleri ABD'deki gen laboratuvarına barkodsuz gitti. İşin tuhafı, bazı siyasiler ve subaylarımız bile şahsıma, ‘Kızılay kan toplamasın mı?' diye eleştirel sorular yöneltiyordu. Sonuçta halkımızın genetik bilgileri ABD'lilerin eline geçti. O dönem savcılığa yazdık ama ilgilenen olmadı."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları