loading
close
SON DAKİKALAR

Bahçeli MHP’yi artık iyice sildi mi?

Can Ataklı
Tarih: 06.09.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Devlet Bahçeli ise giderek yok olan partisini adeta kendi eliyle siliyor. Her parti iktidar olma gücü yoksa bile iktidara oynadığı iddiası ile çıkar kamuoyunun karşısına. Bahçeli ise “Erdoğan da Erdoğan” diyor başka bir şey demiyor.

Bİ SORALIM BAKALIM

6’lı masa bu konularda ne düşünüyor?

Yaygın inanış şöyle: “Tamam bu iktidar bitti artık, hayatımızı zehir ediyorlar, artı gitmeliler.”

Buraya kadar güzel.

Ama sonra can alıcı soru geliyor: “İyi de kime vereceğiz?”

İşte 6’lı masanın düşünmesi gereken tek konu budur.

İktidar sürekli düşerken muhalefetin bir türlü rüzgar estirememesi ve güçlü biçimde yükselmemesi halkın moralini bozuyor.

Gerçekten, nasıl oluyor da iktidar bu kadar düşerken muhalefette öne çıkan biri yok.

Geçmişe bakalım.

Ecevit, Demirel, Özal, sonra tekrar Demirel nasıl rüzgar estirirdi?

Şimdi bu rüzgar yok.

Ama şunu da söylemeliyim;

Kimse muhalefeti tümüyle başarısız ve yetersiz görmesin.

Muhalefet liderleri pek çok konuda çok önemli sözler söylüyorlar.

Ancak hem iktidar kanadı hem de muhalefet içindeki kifayetsiz muhterisler ya bu sözleri görmezden geliyor ya da çarpıtıp aleyhte algı yaratıyorlar.

“KHK’lıları görevlerine iade edeceğiz” sözleri buna en iyi örneklerden biridir.

Tabii böyle olması muhalefetin umut haline geldiğini/geleceğini göstermiyor.

Muhalefet, toplumdaki bu hassasiyeti mutlaka göz önüne almak ve artık buna göre strateji üretmek zorundadır.

Şimdi bu köşe aracılığı ile muhalefete bazı sorular sormak istiyorum.

Erdoğan’ı onun üslubuyla eleştirmek yerine bu sorulara makul, inandırıcı ve samimi cevaplar bulmak ve bunları her yerde tekrarlamak gerekiyor bana göre.

İsterseniz bu sorulardan bazı örnekler vereyim.

Eğer muhalefet bu soruların yarısına cevap bulur ve inandırıcı olursa işte o zaman vatandaşın “Peki kime oy vereceğiz?” sorusunun yarattığı moral bozukluğundan kurtulunur.

MUHALEFET;

– Türkiye’nin NATO üyeliği ile ilgili ne düşünüyor?

– Özelleştirmeler ile ilgili ne düşünüyor?

– Cumhurbaşkanlığına hakaret suçu ile ilgili ne düşünüyor?

– Özel Tüketim Vergisi ile ilgili ne düşünüyor?

– HDP’nin kapatılması ile ilgili ne düşünüyor?

– Avrupa Birliği’ne üyelik ile ilgili ne düşünüyor?

– İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ne düşünüyor?

– Bedelli askerlik ile ilgili ne düşünüyor?

– Cemevlerinin ibadethane sayılmaması ile ilgili ne düşünüyor?

– Vergi afları, KYK, kredi silinmesi, emlak barışı gibi uygulamalar ile ilgili ne düşünüyor?

– Faizlerle ilgili ne düşünüyor?

– Suriye konusunda ne düşünüyor?

Şimdi diyebilirler ki “Bu soruların çoğuna cevap veriyoruz.”

Tamam biliyorum da benim bilmemin bir anlamı yok, toplum bunun ne kadarını algılamış, kabullenmiş, önemli olan bu.

İŞTE BUNU ANLAMIYORUM

Bakanlık vermeyi bırakın da bu cümleye cevap verin

Daha ortada seçim yok, aday yok, bir ittifak senedi yok, herkes kendi hesabının peşinde.

Medya ve kimi anket şirketleri kendi başlarına ortaya adaylar atıp yarıştırıyor.

Hiç konuşulmamış olmasına rağmen kimlerin hükümete gireceği hangi bakanlıkların hangi partilere bağlanacağını yazıp çiziyorlar.

Bir televizyonda sunucu CHP’li Gürsel Tekin’e “Hükümete HDP’li bakan alacak mısınız?” diye sormuş.

Tekin de sanki üstüne vazifeymiş gibi “Tabii neden alınmasın” demiş.

Şimdi kıyamet kopuyor.

Saray ve yandaşları mal bulmuş mağribi gibi üstüne atlamışlar “İşte görüyorsunuz bu CHP ve 6’lı masa teröristleri hükümete sokmak istiyor” diye yaygara yapıyorlar.

Neyse Kemal Kılıçdaroğlu müdahale etti ve Gürsel Tekin’in aslında neyi kastettiğine açıklık getirdi.

Gerçi CHP’liler bile “Şimdi sırası mıydı böyle bir açıklamanın?” diye sorabilir.

Ancak Gürsel Tekin’in söylemediği başka cümleler de var, nedense bunları hiç dile getirmiyor saray ve yandaşları.

Tekin şunu diyor bu konuda; “HDP’li başkana elimizi kaldırıyor muyuz? Buna genel başkanlar dahil. ‘Sayın başkanım söz hakkı istiyorum’ Şimdi bunu hak sayacaksınız ama bu ülkeyi yönetmek için bu kabul olmaz… O zaman seçime sokmayın kardeşim. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman milli irade nerede kaldı. Bu seçmen yarın nasıl oy verecek kendi partisine. Elbette HDP’ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir.”

Meclis kürsüsünde HDP’li başkan olunca oluyor, milletvekillerinin lehine bir kanun geçerken HDP’lilerin parmak kaldırmasına ses çıkarılmıyor, Anayasa değişikliği konusunda sayısal destek isteniyor, seçimlere az kala bizzat terör örgütü liderinden yardım isteniyor, kimi teröristler TRT ekranlarına bile çıkarılıyor, ama Gürsel Tekin, “Bunların hepsi oluyorsa bakan da olabilirler başka herkes gibi” deyince kıyamet koparılıyor.

Ya, gidin Allah aşkınıza.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

MÜSİAD, TOBB niye dut yemiş bülbül gibi sessiz

Önce saray medyasında da yer alan şu haberi okuyun lütfen; Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Wally Adeyemo’nun TÜSİAD’a gönderdiği mektupla ilgili yeni açıklamalarda bulundu. Nebati, benzer mektupların Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) de gönderildiğini ifade etti.”

Belki “Ne var bunda?” diyeceksiniz.

Şu var.

Amerika’dan TÜSİAD’a “ambargoya uyun.. yoksa……” mesajı geldiğinde saray medyasından TÜSİAD’a yönelik olarak “Niye açıklama yapmıyorsunuz, neden devletin yanında durduğunuzu ilan etmiyorsunuz” türü saldırılar olmuştu.

Ben de o tarihte buna çok şaşırmıştım ve yazdığım yazıda “TÜSİAD ne yapsın, mektubu dışişleri bakanlığına göndermiş hemen, saray sessiz kalırken niye TÜSİAD’dan tepki bekleniyor” diye sormuştum.

Oysa şimdi öğreniyoruz ki o mektup sadece TÜSİAD’a gitmemiş, sarayın iş dünyasındaki arka bahçesi olan MÜSİAD ve TOBB’a da gitmiş.

Soralım o zaman, onlar niye sessizler acaba?

Örneğin TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu neden “Ey Amerika burası bağımsız ülke, bizler de bağımsız ülkenin iş insanlarıyız, senin lafınla mı hareket edeceğiz, bize işimizi öğretme” demiyor?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Bahçeli MHP’yi artık iyice sildi mi?

İktidarın ortağı MHP giderek güç kaybediyor.

Kendi araştırma şirketleri bile MHP’nin yüzde 10 barajını aşamayacağını, yeni kanunla seçim olması halinde yüzde 7’nin de artık garanti olmadığını söylüyor.

Devlet Bahçeli ise giderek yok olan partisini adeta kendi eliyle siliyor.

Her parti iktidar olma gücü yoksa bile iktidara oynadığı iddiası ile çıkar kamuoyunun karşısına.

Bahçeli ise “Erdoğan da Erdoğan” diyor başka bir şey demiyor.

Şu sözler Bahçeli’nin, daha iki gün önce miting meydanında söyledi; Türkiye düşmanları ile olanlar bizimle olamaz. Bütün yollar da 2023 seçimlerine açılmaktadır. Bizim adayımız belli kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Hedefimiz Sayın Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi ve çok güçlü bir MHP grubu ve Cumhur İttifakı’nın tecelli etmesidir.”

Her ne kadar “güçlü bir MHP meclis grubu” tanımı yapıyor olsa da bir siyasi parti genel başkanı bu umudunu bile bir başka partinin başarısına bağlar mı?

BUNU YAZMAK GEREK

Bankalara taktım artık, şimdi de Akbank

Tatil dönüşü 30 yıldır müşterisi olduğum Garanti Bankası’nın yaptığını yazmıştım sizlere.

Birileri mil kazanmak için yüksek miktarlarda para yatırım sonra bununla pahalı şeyler satın alıyorlarmış ya, bunu önlemek için Garanti Bankası kredi kartı hesabına ekstre tarihi dışında para yatırılmasını yasaklamış.

Ben de dağın başında benzin aldıktan sonra hesabımdaki paradan kredi kartına para aktaramadığım için az daha rehin kalıyordum.

Ardından canım neye çok sıkıldı biliyor musunuz?

30 yıllık bankamdan tek yetkili bile aramadı.

Sanki kendi özel işimi yazmışım muamelesi yapıyorlar.

Oysa anlattığım konu bankanın 2.5 milyon kredi kartı müşterisini ilgilendiriyor.

Bir açıklama yapmaları gerekmez mi?

Ama hayır.

Bankanın sahipleri artık Türk değil ya, “Bize ne Türklerden, onları sadece sağarız o kadar” zihniyetindeler.

Ama ben de ne yaptım.

30 yıllık bankamdaki hesaplarımı boşalttım. Yerli ve milli bankamıza aktardım. Bu ay içinde kredi kartı borcumu da tamamen ödeyip kartı da iptal ettireceğim.

Bir başka can sıkıcı banka olayını da Akbank’ta yaşadım.

Sadece tek amaçla kullandığım bir Akbank kredi kartı var. Başka bir işlem yapmıyorum bu banka üzerinden.

Telefonda banka uygulaması yüklü, ara sıra açıp kredi kartı borcuma bakıyorum.

Son birkaç keredir uygulamaya girdiğimde “Anında kredi, hemen başvuru yapın” anonsu çıkıyor.

Birinde “Bakalım ne kadar faiz istiyorlar görmüş olurum” diyerek butona bastım.

Daha ortada kredi miktarı, ödeme planı falan yok. Birkaç dakika geçti ve “Kredi başvurunuz reddedilmiştir” yazısı çıktı.

Hiçbir talep olmadan “Verelim” deyip ardından “Reddedildi” demek, hakaretin daniskasıdır.

Şunu söyleyeyim, herhangi bir bankadan kredi almama engel olacak ne bir borcum, ne gecikmiş ya da temerrüde düşmüş borcum yok. Yani kredi puanım yüksek.

Ama böyle bir uyarı ile karşılaşmak çok canımı sıktı ve kendimi aşağılanmış hissetmeme neden oldu.

Bu nedenle bunu rahat yazıyorum ve işte bu yüzden hakaret ediliyor diyebiliyorum.

Yabancıların sahip ya da ortak olduğu bankalar için artık Türk olmak aşağılanma bahanesi gibi sanki.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları