loading
close
SON DAKİKALAR

Dünyadan seçme 33 atasözü

Can Ataklı
Tarih: 25.09.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini. Afrika

ACAİP YAZILAR

Kızın orasına bakarken baba gelirse!

Üzerinden biraz zaman geçti ama aklıma geldikçe hem gülüyorum hem öfkeleniyorum.

Bir aydan fazla zaman önce özellikle sosyal medyada geniş yankı yaratan bir haber vardı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘Kadın ve Aile’ kitaplığında yer alan, ‘Aile Hayatımız’ isimli bir kitabı varmış.

Bu kitapta nişanlılık, evlilik, evlilik hayatı konularında tabii ki dini açıdan uyarı ve öneriler yer alıyormuş.

Bu kitaptaki bir “öneri” tuhaftan da öte, akla ziyan bir şey.

Kitap diyor ki “Evlenme niyetinde olan kişiler birbirlerinin mahrem yerlerine bakabilir.”

Şimdi gel de çık işin içinden.

Mahrem yer neresidir?

Erkeğin bacak arası ile buranın tam arkası.

Kadının ise göğüsleri ile bacak arası ve tam arkası.

Nasıl olacak bu?

“Hanımefendi, sizinle ciddi bir ilişkiye girmek istiyorum, ama lütfen bacaklarınızın arasını görebilir miyim öncelikle” mi diyecek adamın teki?

Ya da evlenme teklifi alan ve artık durumun ciddi olduğunu anlayan bir kız erkeğe dönüp “Şey, acaba, hani, şu bacak aranı bir görebilir miyim?” dediğinde erkek ne yapacak?

Velev ki kız erkeğin o mahrem yerini gördü, kriteri ne olacak?

Yani gördüğü yerin hangi pozisyonda olması onun merakını giderecek?

Diyanetçilerin kitabı yazarken ve bu tavsiyeyi kitaba koyarken ne düşündüklerini merak ettim.

Anladığım kadarıyla mahrem yerleri milletin anladığı manada görmüyorlar.

Çünkü şöyle bir cümle var ilgili bölümde “Taraflar birbirlerinin fizikleri hakkında fikir verecek yerlere bakabilirler. Evliliğin asıl maksadı cinsellik olmadığına göre, görme konusunda haddi aşmak da doğru değildir.”

Neymiş, evliliğin asıl maksadı cinsellik değilmiş.

Tabii kibarca konuşunca cinsellikten söz edilmez, çok çocuktan dem vurulur, sanki onun cinsellikle ilgisi yokmuş gibi.

Neyse, bunu kenara bırakalım, ben bir de “haddi aşmamak” tanımına takıldım.

Haddi aşmak nasıl olacak.

Uzun uzun bakmak mı, dokunmaya kalkmak mı haddini aşmak.

Örneğin kızın “İşlevi önemli tabii de şunun çeşitli aşamalardaki boyunu da göstersen” demesi haddi aşmak mı değil mi?

Yine diyelim ki evlilik cinsellikle ilgili değil, ama işin içinde bir de çocuk doğması var, bir kadının çocuk doğurup doğurmayacağı veya bir erkeğin çocuk yapma kabiliyeti olup olmadığı “şöyle bir bakmakla” anlaşılabilir mi?

En merak ettiğim ise mahrem yerlere bakılması sırasında aile büyüklerine haber verilecek mi ve bu bakış atmalar tanık huzurunda mı olacak yoksa kız ve erkek yalnız başlarınayken mi gerçekleşecek bu?

Örneğin kız erkek nişanlanmış, artık mahrem yerlerini görebilirler, kız açmış bacaklarını, erkek de indirmiş pantolonunu, tam bu sırada baba içeri girerse ne olacak?

O baba “Diyanet kitabında böyle bir şey okuduk onu tatbik ediyorduk” dediklerinde “Haaa, tamam o zaman kusura bakmayın rahatsız ettim” der mi demez mi?

Ne kadar akla ziyan bir konu değil mi?

İyi de bu tavsiyeyi hangi akla hizmetle koymuş olabilirler o kitaba.

Hayır işin garip tarafı bunun sanki dini bir tarafı varmış gibi sunulması.

Milletin aklı karışmaz mı?

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Dünyadan seçme 33 atasözü

Yazıya Genç Beyin dergisinde rastladım.

Sosyal medyada da hayli dolaşmış.

Çeşitli ülkelerden çok güzel atasözleri derlenmiş, ben de sizlere sunmak istedim;

1- İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar. Malezya

2- Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin. Tibet

3- Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı yarıya kapayın. Portekiz

4- Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret edin. Arabistan

5- Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet. Çin

6- Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur, iki kez aldatırsa suç sizindir. Romanya

7- Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir. Brezilya

8- Bir ülkede küçük insanların gölgeleri uzuyorsa, o ülkede güneş batıyor demektir. Çin

9- Birine bir balık versen doyar bir defa; balık tutmayı öğret doysun ömür boyunca. Çin

10- Bir zincirin gücü en zayıf halkası kadardır. İngiltere

11- Bir yıllık refah istiyorsan tahıl yetiştir, on yıllık refah istiyorsan ağaç yetiştir, yüz yıllık refah istiyorsan insan yetiştir. Çin

12- İnsan bir kapıdan içeri girmeden, çıkışı da var mı diye düşünmeli. Rusya

13- Toklukta Horasan’ın köpekleri de şükreder, önemli olan açlıkta şükredebilmektir. Arabistan

14- Karşı kıyı için savaşmayan, kendi kıyısından da olur. Çeçenistan

15- Dünya bize babalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık. Japonya

16- Yüreğinde yeşil bir dal saklarsan, şarkı söylemeye bir kuş gelecektir. Çin

17- Yürüyen üç aptal, oturan üç bilgeden daha çok yol alır. Çin

18- Oyun bitince şah da, piyon da aynı kutuya konur. İtalya

19- Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları. Afrika

20- Nasıl indireceğini bilmediğin eşeği dama çıkarma. İran

21- Parmak ayı gösterdiği zaman parmağa değil, aya bakmak lazımdır. Maya

22- Önemli olan hayata yıllar değil, yıllara hayat katmaktır. Çin

23- Bir atı zorla suya götürebilirsiniz ama ona zorla su içiremezsiniz. Fransa

24- Bir saatlik mutlu olacaksanız şekerleme yapın, bir günlüğüne mutlu olacaksanız balık avlamaya gidin, bir aylığına mutlu olacaksanız evlenin, bir yıllığına mutlu olacaksanız bir servete konun, bir ömür boyu mutlu olacaksanız işinizi sevin. Çin

25- İşaret parmağınla karşı tarafı suçlarken dikkat et, üç parmağın da seni gösteriyor. İngiltere

26- Değişim rüzgârları eserken akıllılar yel değirmeni yapar, aptallarsa duvar örer. Çin

27- Yaşayacağın bir dünyayı hayal etmektense, yaşayabileceğin bir dünyayı inşa et! Almanya

28- Allah ağacın köklerine değil, meyvelerine bakar. Arabistan

29- Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim. Çin

30- Bir köpeğin karnını doyuruyorsan ve ona barınak veriyorsan bu senin köpeğin sahibi olduğunu göstermez; köpeği bırak, geri gelirse köpeğin sahibi sensin demektir! Çin

31- Oturan bir kartal olmaktansa uçan bir boğa olmayı tercih ederim. Kızılderili

32- Saraylar yıkıldı, kılavuzluk delilere kaldı. İbrani

33- Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini. Afrika

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazar için 3 güzel fıkra

Kadınlarda check-up

Kadını muayene eden doktor “Kalp, akciğerler, nabız ve tansiyonunuz gayet iyi… Şimdi de kadınların başını her türlü belaya sokan o malum kısma bir bakalım” der demez kadın, hemen iç çamaşırlarını çıkartmaya başlamış..
“Hayır.. Hayır.. Çamaşırlarınız kalsın..!” diye atılmış doktor, “Sadece dilinizi çıkartın..!”

Nikah konvoyu

Baba.. Nikah dairesine konvoy halinde gidilirken ha bire otomobillerin kornasına basıyorlar..

Evet yavrum?..

Ama aslında korna bir uyarı aracı değil mi?..

Aynen yavrum.. Konvoydakilerin amacı da o zaten..!

Menü

Adam her zaman gittiği barda yemek ısmarlamış, bir iki çatal aldıktan sonra barmeni yanına çağırmış, “Genelde buranın yemeklerine bayılırım..” diye başlamış adam, “Ama bu geceki hayli soğuk, sunumu berbat ve çok tatsız..!”
Barmen “Sizden çok özür dilerim..” diye cevap vermiş, “ Bu gece yoğunuz diye mutfakta yemekleri kayınvalidem yapıyor.. Yemekleri hazırlarken içine özenle kalbini ve ruhunu da kattığına eminim efendim..!”

Onların Kral Charles’i varsa bizim de Tosun paşamız var. Paşamızın kraldan ne eksiği var. Hatta fazlası var? Sayın madalyalarını.

 

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları