loading
close
SON DAKİKALAR

Bari gitmişken Esad’ı da aradan çıkarsaydınız

Can Ataklı
Tarih: 13.11.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Müslüman ülkeler İsrail’in Hamas’ın terörist saldırısını bahane ederek Gazze’ye karşı başlattığı ağır bombardımanın 55’inci gününde nihayet bir araya geldiler.

ANALİZ

Hukuku bilmeyen Adalet Bakanı

Yargıtay’ın Anayasa’yı delme operasyonu belli ki önümüzdeki günlerde de çok yoğun biçimde konuşulacak.

Türkiye’deki Anayasal düzeni bozmaya yönelik bu korkunç operasyonun tamamen saray destekli olduğu net içimde ortaya çıktı.

Hatırlayın; Erdoğan konuşana kadar yandaş medya ve AKP’nin önemli isimleri hiç konuşmadı, saray adına sadece Başdanışman sıfatlı Mehmet Uçum bir açıklama yaparak Yargıtay kararını “milli hukuk” ve “aktivist” tanımları ile destekledi.

Uçum’a göre Anayasa Mahkemesi, teröristleri kolluyordu ve çaresiz kalan Yargıtay “aktivist” yani “militan” bir eylem yaparak “milli hukukumuzdan” yana tavır alıştı.

Ardından Erdoğan da konuya girdi ve Yargıtay’ın arkasında olduğunu belirtti.

Ardından AKP çözüldü, anında yeni bir “kutuplaşma” örneği sergilenmeye başlandı.

Muhalefet, hukukun gereğinin yerine getirilmesini savunurken iktidar kanadı, “Bizde hukuk Erdoğan’ın söylediğidir” temel ilkesinin arkasına saklanarak Anayasa Mahkemesi aleyhine bir linç kampanyası başlattı.

Elbette hukuktan hiç anlamayan ve sırf biat kültürü gereği Erdoğan’ın söylediğini papağan gibi tekrarlayanları bir kenara bırakmamız gerek böylesi önemli bir konuda.

Ancak görevi “Adalet Bakanı” olan bir kişinin hukuku hiçe sayan konuşmasını kimse görmezden gelemez ve affedemez.

Siyasi olarak hukuk sisteminin en başında oturan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kelime oyunu yaparak bakın ne dedi:

“Anayasa’nın 153’üncü maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. Evet böyle bir madde varken 154’üncü maddeye de baktığımız zaman adliye mahkemelerinden verilen kararların son inceleme merciinin Yargıtay olduğu da belirtiliyor. Yüksek mahkemeler arasında astlık-üstlük ilişkisinin olmadığını hepimiz biliyoruz.”

Elbette hukukçu olmaya bile gerek yok, anayasayı dikkatli okuyan herkes üst düzey mahkemelerin bağımsız olduğunu aralarında bir astlık üstlük durumu olmadığını biliyor.

Nitekim son Anayasa Mahkemesi kararı da “ast-üst” ilişkisi içinde değil, tamamen Anayasa’nın verdiği yetkiye dayanılarak alınmıştı.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay’ın aldığı bir kararı bozmadı, Anayasa’nın kendine tanıdığı “bireysel başvuruyu” değerlendirerek milletvekili seçildiği halde Meclis’e sokulmasına izin verilmeyen Can Atalay’ın “hak ihlaline” uğradığını bildirdi.

Yargıtay’a “Sen yanlış yaptın” demedi, onun verdiği karara bakmadı bile, sadece Anayasal bir hak olan “bireysel başvuruyu” ele aldı ve bir sonuca vardı.

Can Atalay konusunda Anayasa’ya uyulmadığına hükmetti.

Buna karşı Yargıtay ise Anayasa Mahkemesi’nin teröristleri koruduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulundu.

Adalet Bakanı’nın bu ayrıntıyı bilmemesi mümkün mü?

Aslına mümkün değil ama açıklaması hukuktan hiç anlamadığını ve görevini biat kültürüyle yaptığını gösteriyor.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Bir kere de söylediğinizin arkasında durun be mübarekler

Biliyorsunuz bu yıl 10 Kasım, cuma gününe denk geldi.

Diyanet yıllardır sürdürdüğü tavrını bu 10 Kasım’da da gösterdi ve cuma hutbesinde Atatürk’ün adını anmadı.

Buna rağmen pek çok camide imamlar hutbenin sonunda Atatürk’ü de anarak cemaati Fatiha okumaya davet etti.

Her zaman olduğu gibi bu 10 Kasım’da da kimi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları aleni biçimde Atatürk’e hakaret etmeye yeltendi.

Bunlardan ikisi tutuklandı.

Atatürk’e ve laikliğe ağır hakaretlerde bulunan Erzurumlu bir dönerci, savcılıktaki ifadesinde bakın ne dedi:

“Atatürk ve Cumhuriyet’in kurucularını hedef aldığıma yönelik yaratılan algı gerçeği yansıtmamaktadır. Servis edilen videoyu kaydeden şahıs videonun öncesi ve sonrası da yayınlasaydı eğer, ilgili cümlemin Büyük Önder Atatürk ve Cumhuriyet’in şerefli mimarlarına yönelik olmadığı anlaşılırdı.

Kaldı ki ülkemize laikliği getirenler tarihin hiçbir aşamasında toprak kaybetmemiştir ki toprak kaybedenler laikliği getirmiş olsun. Aksine laikliği getirenler son nefeslerinde Hatay’ımızı da anavatana katmışlardır.”

Yahu mübarekler bir kere de lafınızın arkasında durun.

“Evet söyledim bu sözleri, çünkü Atatürk’e inanmıyorum, sevmiyorum, söylediklerim saygısızlık olarak görüldüyse özür dilerim” deyin.

Ama bunların fıtratı böyle.

Meydan boşken hepsi kahramandır.

Başları derde girince de “Gözünün çapağını yiyeyim abi” rezilliğine başvururlar.

ÖNERİ

Atatürk’ten “sayın genel başkan” olarak söz edilmemeli

Kurultay’da Kemal Kılıçdaroğlu’nu yenerek genel başkan seçilen Özgür Özel çok haraketli bir hafta geçirdi.

Neredeyse bir saniyesi bile boş kalmadı.

Hele Yargıtay’ın Anayasal düzene başkaldırı niteliğindeki “aktivist” eylemi nedeniyle bu hareketlilik daha da arttı.

Özgür Özel genel başkan seçilmesi üzerine partisinin yeni yönetimiyle birlikte Anıtkabir’i de ziyaret etti.

Özel, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalarken Atatürk’e karşı mahcubiyet içinde olduklarını belirterek şöyle dedi:

“Aziz Atatürk, Sayın Genel Başkanım, 4-5 Kasım tarihlerinde düzenlenen 38’inci Olağan Kurultayımızda görev alan Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerimizle birlikte huzurundayız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, kurduğunuz ve bizlere emanet ettiğiniz partimizi iktidar yapamamanın mahcubiyeti içerisindeyiz.”

Özgür Özel’in Atatürk’e hitaben “Sayın Genel Başkanım” demesi bence doğru değil.

Evet Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu ve ilk genel başkanıdır.

Ancak Atatürk’ün kurduğu CHP bir rekabet partisi değil, kurucu partidir, rakibi yoktur ve 1946 yılına kadar tüm görüşleri içinde barındıran kurucu unsur olarak görev yapmıştır

Atatürk’ün CHP’sini bugünkü CHP ile bağdaştırmak bana göre doğru değil.

Atatürk CHP’nin kurucusu olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak anılmalıdır.

BUNU YAZMAK GEREK

Kaosu “yeni Anayasa yazmak” için kullanıyorlar ama başaramazlar

Gerek AKP Genel Başkanı Erdoğan gerek Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve gerek kimi AKP sözcüleri Anayasa Mahkemesi-Yargıtay sorununun “yeni anayasa” ile çözülebileceğini söylüyorlar.

Ama bu yanlış.

Erdoğan’ın onca değişiklik yapmış olmalarına rağmen hala “vesayet Anayasası” olarak değerlendirdiği anayasanın yerine yenisini yazmak istediğini biliyoruz.

Ancak buna güçleri yetmiyor.

Şimdi bir oldu bitti ile yeni Anayasa tartışması açmaya çalışıyorlar.

Olmaz.

Bu iktidar yeni bir Anayasa yazıp bunu kabul ettiremez.

BİRİNCİSİ: Seçimle gelmiş hiçbir iktidar, Anayasayı baştan yazamaz. Anayasa siyasi iktidarın keyfine göre yeniden yazılamaz. Bunun için bir kurucu meclis olması gerekir.

İKİNCİSİ: Bu iktidar tümüyle bir Anayasa yazıp kabul ettirmek için yeterli çoğunluğa sahip değil. Yapabileceği tek şey, CHP’nin sırtından Meclis’e giren partileri ikna edip 367’yi bulabilmektir. Bunu bulursa referanduma gitmeyi planlıyor. Ancak bu çok tehlikeli bir oyundur.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Bari gitmişken Esad’ı da aradan çıkarsaydınız

Müslüman ülkeler İsrail’in Hamas’ın terörist saldırısını bahane ederek Gazze’ye karşı başlattığı ağır bombardımanın 55’inci gününde nihayet bir araya geldiler.

Riyad’da toplanan 57 ülke temsilcisi liderler, Gazze’de hemen bir ateşkes ilan edilmesini istediler.

Erdoğan’ın zirvede yaptığı konuşmayı haber sayfalarımızda okumuşsunuzdur mutlaka.

Riyad’daki zirve Erdoğan için ilginç bir buluşmaya da sahne oldu.

Erdoğan daha önce, “Niçin Sisi’yle görüşmediğimi soranlara söylüyorum. Ben böyle bir kişiyle asla görüşmem. Genel afla içeridekileri serbest bırakmadığı sürece biz kalkıp Sisi’yle görüşemeyiz. Görüşenler de tarihte farklı bir şekilde değerlendirilecektir” dediği Mısır Devlet Başkanı Sisi ile bir araya geldi yine.

Toplantıya katılan bir diğer isim ise Suriye Devlet Başkanı Esad’dı.

Erdoğan toplu fotoğrafta Esad ile birlikte yer aldı ama şimdilik konuşmadı.

O da yakındır.

Çünkü Erdoğan tıpkı Suudi Veliahtı, Bileşik Arap Emirlikleri Şeyhi, İsrail yetkilileri ile de “asla” görüşmeyeceğini söylemiş ama ABD’nin baskısıyla görüşmüştü.

Son kalan kişi Esad.

O da olur yakında mutlaka.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları