loading
close
SON DAKİKALAR

Can Ataklı; Devlet Bey; bırakın asker göndermeyi, donanma Gazze açıklarına gitsin

Can Ataklı
Tarih: 23.10.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Gezi direnişinde sadece 17, bir gecelik İsrail protestosunda ise 43 polis yaralandı.

GELİN BUGÜNDEN İTİBAREN TÜM TÜRKİYE’Yİ BAYRAĞIMIZLA DONATALIM

Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yıldönümüne tam 1 hafta kaldı. Bu kutlu günü kutlamak için bugünden itibaren evlerimizi işyerlerimizi ay-yıldızlı bayrağımızla donatalım. Dosta düşmana bu ülkenin 100 yıl önceki gibi birlik ve beraberlik içinde olduğunu gösterelim.

ANALİZ

Gezi direnişinde sadece 17, bir gecelik İsrail protestosunda ise 43 polis yaralandı

Üzerinden tam 10 yıl geçti ama saray iktidarı ve yandaşları, Gezi direnişini unutmadı.

Beraatle sonuçlanmış davalar yeniden yapıldı, masum insanlara ömür boyu, 16-18 yıllık ağır cezalar verildi.

Baskı altında olduğu anlaşılan mahkemeler tüm itirazları reddettiği gibi üst mahkeme kararlarını da hep hiçe saydı.

Gezi direnişi yaklaşık 1 ay sürdü.

Polisin gaz ve su sıktığı anlar hariç, olumsuz tek olay bile yaşanmadı.

Ne zaman polis saldırıya geçti ortalık o zaman karıştı.

Ne yazık ki bu saldırılar sırasında 10 kişi can verdi.

Çok sayıda gösterici yaralandı.

Bütün bu olaylarda sadece 17 polis yaralandı.

Göstericiler hiçbir kamu ve özel kuruluşuna saldırmadı.

Kalabalığın ortasında bırakılan iki polis otosu dışında hiçbir yer yakılmadı yıkılmadı.

Ortalık yere bırakılan araçlarda ise sanki “Alın kullanın” der gibi bırakılan silahlar çıktı.

Göstericiler bu araçları çember altına alarak korudu ve silahları yetkililere teslim etti.

Polisin attığı gaz bombalarının kapsüllerinin camlarını kırdığı mağazalar yine göstericiler tarafından korumaya alındı, bir yağma yaşanmadı.

Bunlara rağmen iktidar ve yandaş medya tam 10 yıldır “Gezi vandallığı” edebiyatı yapmayı sürdürüyor.

Gelelim geçen hafta İstanbul Levent’teki İsrail Konsolosluğu’nun önündeki protesto eylemlerine.

Provokatörlerin sosyal medyadaki çağrıları üzerine binlerce kişi konsolosluk önünde toplandı.

Önceden planlanan bu gösteriye polis en küçük müdahalede bile bulunmadı önce.

İnsanlar trafiği de keserek akın akın Levent’e doğru yürürken hiçbir engelleme ile karşılaşmadılar.

Protesto gösterileri sırasında da hiçbir müdahale olmadı.

Ne Vali’nin ne Emniyet Müdürü’nün aklına, üstelik gece karanlığında “gösteri alanı olarak belirlenmemiş” bu bölgede trafiğin tamamen kesilmesini önlemek de gelmedi.

Protesto bir süre devam ettikten sonra bazı provokatörler polis bariyerini zorlayarak konsolosluk binasına girmeye kalktılar.

Protesto başka, işi şiddete vardırmak başka.

Polis mecbur kaldı ve bariyerleri aşmaya çalışanlara engel oldu.

Sen misin engel olan, kalabalığın içindeki provokatörler tekbirler getirerek polise saldırdı.

Polis mecburen gaz ve su sıktı.

Dinci kalabalık kaldırım taşlarını sökerek polise atmaya başladı.

Yetmedi çevredeki bazı binalara saldırılar oldu, camlar kırıldı.

Sonuçta tam 43 polis yaralandı.

Bu olay medyada neredeyse hiç yer almadı.

Yandaş medya sadece protesto gösterisini yayınladı, polislere yapılan taşlı sopalı saldırılardan hiç söz etmedi bile.

Gezi direnişini 10 yıldır karalayan o dinci zihniyet başı sıkışınca nasıl şiddete başvurduğunu, “Devlete kalkan eller kırılır” diyenlerin devlete karşı nasıl saldırganlaştıkları kamuoyunun çok büyük bölümü tarafından duyulmadı.

İçlerinde çok sayıda yabancının da olduğu bu dinci kalabalıkların bir gün nasıl büyük bir tehlike yaratacaklarını herkes bilmeli.

ÖNERİ

Devlet Bey; bırakın asker göndermeyi, donanma Gazze açıklarına gitsin

Dinci kalabalıklar “Mehmetçik Gazze’ye” sloganları atarken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli topa çok şiddetli girdi.

Bahçeli yaptığı yazı açıklamada, “Eğer 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır. Gazze’yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır” dedi.

Batı medyası bu sözleri, “Bahçeli asker gönderilmesini istedi” diye tercüme etti.

Türkiye Gazze’ye asker gönderebilir mi?

Askeri uzmanlara sordum, savaş bu kadar kanlı sürerken sadece Türkiye’nin asker göndermesinin mümkün olmadığı söylediler.

Öncelikle asker nasıl gidecek, nerede konuşlanacak, lojistiği ve iaşesi nasıl sağlanacak?

Asker gönderme ancak tıpkı Irak’ın Kuveyt’i işgal ettiğindeki gibi önce büyük bir yığınak yapılarak gerçekleşebilir.

Ancak Türkiye aynı ABD’nin yaptığı gibi kendi uçak gemisini ve donanmasını Gazze açıklarına gönderebilir.

Savaşmak için değil, caydırıcı olmak açısından bu çok önemli bir sembolik gösteri olabilir.

Daha önce YouTube kanalımda ve Flashhaber’de yaptığım bu öneriye gülenler oldu.

Ancak bu iyi düşünülür ve iyi planlanırsa çok etkili olabilir.

Türkiye hiç savaşmadan tüm Müslüman ülkelere örnek olduğu gibi İsrail saldırılarının da durmasını sağlayabilir.

ÇOK GÜLDÜM

Yardım kamyonlarındaki Kızılay amblemi

Nihayet Gazze’ye yardım kamyonları girdi.

Ama devede kulak misali.

Sadece 10 TIR geçebilmiş Refah Kapısı’ndan, sonra Mısır kapatmış kapıyı.

Umuyorum ve diliyorum İsrail saldırıları keser ve yardım kamyonları Gazze’ye girer, oradaki masum halk bir parça nefes alır.

Bu arada kamyonların Gazze’ye girdiği haberini veren bazı sosyal medya siteleri “Gazze’ye ilk Türkiye’den gelen yardımlar girdi” başlıklarını atmıştı.

Gerçekten de fotoğraflardaki kamyonların üzerinde “Kızılay” amblemi vardı.

Yanılgı şurada.

Biz Kızılay diyoruz, batılı Kızılhaç diyor.

Müslüman ülkelerdeki amblem beyaz üzerine kırmızı ay.

Kızılhaç amblemi ise beyaz üzeri kırmızı haç.

Kamyonlarda bizdeki Kızılay amblemini görenler yardımı da bizden gitti sanmışlar.

Tabii ki Türkiye’den de yardım gidiyor, ama henüz bölgeye ulaşmış değil, Sağlık Bakanı yardım malzemelerinin bugün yola çıkacağını açıkladı.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Yandaş medya da ekonomiden umudunu kesti

Hatırlayın, seçimlere kadar geçen sürede yandaş medya ekonomi konusunda sadece pembe tablolar çiziyordu.

Türkiye bir cazibe alanıydı.

Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelebilmek için birbirini çiğniyordu.

Seçimden sonra Türkiye’ye para akacaktı.

Erdoğan’ın müthiş ekonomik tezi büyük bir başarıya koşuyordu, Türkiye’nin yüzyılı başlıyordu, artık şahlanma dönemine giriyorduk.

Seçim bitti.

Erdoğan’ın kazandığı ilan edildi.

Ama ekonomi söylendiği gibi gitmedi.

Erdoğan’a belli ki “İşi ehline bırak artık” dendi.

Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan getirildi.

“Ekonomi şahlanıyor” diyenler bir anda “rasyonel ekonomiden, ayakları yere basan önlemlerden” söz etmeye başladı.

Faizin haram olduğu söylemi bir kenara bırakıldı, faiz lobisi unutuldu ve faizler hızla artırılmaya başlandı.

Bahar havası yerini kışa bıraktı bir anlamda.

Dün yandaş gazetelerin ekonomi sayfalarına göz gezdirdim.

Hepsi umudu kesmiş, artık sanal bir güzellik pompalamıyor.

Yerine, bazı olumsuzluklar sıralandıktan sonra “Ama işler iyiye gidebilir, umut var, belki” falan gibi cümleler kuruluyor.

Yandaş medya işin farkına vardıysa yakında halk da uyanır belki.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

AKP iktidarının “garantör olma” talebi ciddiye alınacak mı?

Dikkatinizi çekiyor mu, AKP iktidarı Filistin konusunda aslında sessiz.

Bakmayın siz iri sözlere, İsrail’i kınamalara, sonuçta şu ana kadar Türkiye’yi ciddiye alan yok.

Sadece İsrail tüm diplomatik misyonunu “güvenlik gerekçesiyle” geri çekti.

Türkiye’ye gelen giden yok.

Biden ve ABD Dışişleri Bakanı, bölgeye geldi ama Türkiye’ye uğramadıkları gibi adımızı telaffuz bile etmediler.

Erdoğan’ın çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla telefonla görüştüğü açıklanıyor ama bunların hiçbiri ilgili ülkelerin medyasında bile yayınlanmıyor.

Saray yönetimi şimdi yeni bir tez geliştirmiş.

Hakan Fidan, Kahire’deki toplantıda söyledi.

Bir garantörlük önerisine bulunmuş iktidar.

Buna göre Filistin’e bazı ülkeler garantör olacaklarmış.

Asker gönderme formülü aslında bu.

Bir tür Birleşmiş Milletler Barış Gücü gibi bir şey anlaşılan.

Ancak bu öneri ciddiye alınacak mı?

Mısır başta olmak üzere Müslüman ülkeler böyle bir öneriye sıcak bakacak mı?

Henüz belli değil.

Ama bizim medyamız sanki bulunan en iyi formülmüş gibi bunu yayınlıyor iki gündür.

Bakalım göreceğiz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları