loading
close
SON DAKİKALAR

IMF: Hazine garantilerini açıklayın

Çiğdem Toker
Tarih: 25.04.2016

Çiğdem Toker; Kısa adı IMF olan (International Money Found) Fon’un “4. madde” kapsamında hazırladığı rapor, 87 sayfadan oluşuyor.

Uluslararası Para Fonu’nun son Türkiye raporu, cuma günü yayımlandı.
Kısa adı IMF olan (International Money Found) Fon’un “4. madde” kapsamında hazırladığı rapor, 87 sayfadan oluşuyor.
AA’nın, birkaç övücü cümleyle kısacık haberleştirdiği raporda, sanıldığı/sunulduğu gibi, yalnızca övgüler yer almıyor.
Önemli veriler ışığında, bir kısmını bu yazıda paylaşacağım uyarı ve eleştiriler esirgenmemiş.

***

Bu köşeyi izleyenler “devletin cebinden beş kuruş çıkmayacak” göz boyamasıyla sunulan Yap-İşlet-Devret (YİD) modelli büyük projelerde, şirketlere sağlanan değişik garantilere yer verdiğimizi anımsar. Şubatta yayımlanan “ön rapor” vesilesiyle aktardığım kritik bir tavsiye bu kez, daha vurgulu ve ayrıntılı biçimde tekrarlanmış: Hazine garantileri.
IMF’nin nihai 4. madde raporunda, YİD modelinin kullanıldığı ve kısaca KÖİ olarak anılan Kamu Özel İşbirliği projelerinin, yolsuzluklar ile olası bağlantısı açıkça telaffuz ediliyor. KÖİ projelerinin 2009’dan itibaren hızlı bir artış gösterdiği vurgulanarak, “Bu projeler için daha güçlü bir merkezi gözetim, raporlama, onay ve yolsuzluğa karşı önlemlere ihtiyaç vardır” deniyor.
Hükümetin hâlâ böyle bir yayın yapmadığını belirten IMF heyeti, risk yönetimi açısından bu raporlamayı tekrar vurguluyor. Vurgularken de diyor ki:
“Ey Türk Hükümeti, KÖİ projelerinin envanterini ve mali risklerini açıklarsanız, böyle bir açıklama hem ekonomik etkinliği arttırır, hem de borçlanma maliyetlerinizi düşürür.”

700 bin mülteci öğrenci
IMF raporunda, istihdam açısından tablonun pek parlak olmadığına dair tespitler sıralanmış. İşsizlik oranının yüksek olduğu, özellikle çalışan kadınların durumunun OECD ortalamasının altında olduğu belirtilip şöyle deniliyor:
“Bu kötü performansın nedenleri arasında, işe alma ve çıkarma maliyetlerinin yüksekliği, eğitim uyumsuzluğu da dahil olmak üzere katı işgücü piyasası kuralları vardır. Buna ek olarak, son zamanlarda çalışma izinleri verilmiş olan 2 milyondan fazla mülteci baskısını ekleyin.”
Asgari ücret, sığınmacılar ve enflasyon ilişkisinin bir arada aynı paragrafta anıldığı, ilginç bölümde, “Yetkililer, ihtiyatlı bir asgari ücret politikası izlemeli ve sığınmacıların işgücü piyasasına entegrasyonu için yardımcı olmalıdır” deniyor.
Asgari ücretteki artışın, Türkiye’de işgücü piyasasındaki verimlilikten daha hızlı gerçekleştiği belirtiliyor. Asgari ücretteki hızlı artışın yakın gelecekte enflasyon hedefleri üzerinde etkisinin olacağı belirtiliyor.
IMF; sığınmacıların, Türkiye’de ekonomik ve sosyal açıdan zorlu bir tablo oluşturduğunu, bu tablonun ciddi bir mali çabaya ihtiyaç duyurduğunu vurguluyarak, tam 700 bin mülteci çocuğun okul gereksinimi olduğu açıklanıyor.
Rapordaki bu bölüm, “kaçırılmış bir fırsat treni” tonunda sona eriyor:
“Eğer işgücü piyasasına entegre edilebilselerdi, sığınmacılar ekonomik büyümede bir patlama yaratabilirdi.”
Rusya krizinin sonuçları da irdelenmiş raporda. İki ülke arasındaki krizin, 3.5 milyar doları turizm geliri olmak üzere, yaklaşık 8 milyar dolarlık bir kayba yol açtığı belirtilmiş. Ticarete ilişkin kısıtlama ve yaptırımların 2015 sonunda duyurulması nedeniyle, Türk ihracatçıların, ürünlerini farklı pazarlara yönlendirmesinin zaman alacağı da vurgulanmış. Rapordan seçtiğim son eleştiri, açıklanan reform programına dair. IMF, yapısal reform ajandasındaki maddeleri “önceliklendirme” ve uygulama açısından zayıf bulduğunu açıkça kayda geçirmiş.

Çiğdem Toker - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları