loading
close
SON DAKİKALAR

Yangınlarda zeytinlik sökmek

Çiğdem Toker
Tarih: 30.07.2025
Kaynak: Çiğdem Toker - T24

Çiğdem Toker: Muğla’nın İkizköy köyü muhtarı Nejla Işık: Toplam 48 köyden, evimizi barkımızı, damımızı toprağımızı mezarlarımızı dahi taşıyacaklar. Ne ölümüze ne dirimize… Kömür neyin altında varsa, hepsini alacaklar.

zeytinlik

Atmosferdeki karbondioksiti emerek depolayabilen düzeneğe, karbon yutağı deniliyor.

En yaygın ve doğal karbon yutağı, ormanlar. Öte yandan, her ağaç çeşidinin karbon yutağı niteliği, birbirinden farklı. Türüne göre ağaçlar, yılda 10 ile 40 kg arasında karbon emebiliyor. (Bir kg karbonun da 200-300 litre kapasiteye karşılık geldiği belirtiliyor.)

Karbon yutağı alanlar, iklim kriziyle mücadelede büyük rol oynadığı için, son yıllarda bir strateji olarak uluslararası sözleşmelere girdi. Hedefler sürekli güncellenerek, üye ülkelere de tavsiye olarak iletiliyor. Bazen tavsiyeyi de geçip taahhütlere dönüşebiliyor.

Yangınların; onunla mücadele eden insanları, canlıları, ormanları, doğal varlığımızı yok ettiği şu günlerde, ağaçların önemini ne kadar anlatsak, hatırlasak az. Gelin görün ki Bursa ve İzmit başta olmak üzere birçok şehirde dağların yamaçların hızla viraneye döndüğü şu günlerde ağaçların canına okuyacak kanun yürürlüğe girdi ve gün sayıyor.

Zeytin ağaçlarının taşınmasını taşınma olmazsa, sökülenlerini yerine iki katını dikilmesini öngören maddenin yer aldığı kanundan söz ediyorum. Geçen hafta yürürlüğe girdi. Açık kaynaklara göre, bir zeytin ağacı, yolda ortalama en az 11-14 kg kadar karbondioksiti tutabiliyor.

Yaklaşık 80 bin ağacı yok etmek

Geçen hafta yürürlüğe giren madencilik ve enerji torba kanununa göre, Türkiye’nin her yanında yenilenebilir enerji tesisleri, madenler ve termik santrallar için doğal varlıkların yok edilmesi, acele kamulaştırma yoluyla mümkün olabilecek. Bu zaten mümkündü ancak yolu yöntemi, süresi usulü, daha önce olmadığı kadar kolaylaştırıldı.

Yatağan Yeniköy ve Kemerköy santralları için koordinatları kanuna eklenen alanda kesilecek ağaç sayısının, yaklaşık 80 bin olması bekleniyor. Bu hesaplamayı da kendileri, bilinmesini istemeseler de şirketlerin yaptığı biliniyor.

Zeytin ağaçlarının karbon yutağı kapasitesi üzerinden bakıldığında, ağaç başına en düşük ağırlık olan yıllık 11 kg üzerinden bile bakıldığında, bu maddeni uygulanmasıyla katledilecek ağaçlarla birlikte, yıllık 880 bin kg karbon yutağı kapasitesinin ortadan kalkması anlamına geliyor.

Bu ise sera gazı emisyonlarının artması, yani zaten ağaçsız, meyvesiz, gölgede kalan o bölgede ısınmanın yükselmesi anlamına gelecek.

Geçen hafta yürürlüğe giren ve özellikle yenilenebilir enerji sektöründe bayram havası yaratan bu kanunun geri çekilmesi için, Milas köylerinden bir grup üretici TBMM’de ve geceleri de oraya yakın Cemal Süreya Parkı’nda nöbet tutmuşlardı. Milas köylüleri, kanun TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilince geçen hafta Ayrancı semti halkına, gösterdikleri dayanışma için teşekkür ederek Ankara’ya veda etti.

Ağaçları kesilecek köylüler, mücadelelerinin süreceğini dile getiriyor. Kesilip yok edilecek alanın, sadece zeytin ağaçları değil, bütün canlılarıyla bir ekosistem olacağını vurguluyor. Milas ile Ören arasındaki bütün doğal kaynakların zaten talan edildiğini, bu yasayla da geri kalan su kaynaklarının iyice kurutulacağını belirtiyorlar. TBMM’de komisyon çalışmalarını da izleyen köylüler, milletvekillerine susuzluk çekileceği uyarısında bulundu.

48 köy gidecek

Akbelen zeytinlikleri için yıllardır mücadele eden Muğla’nın İkizköy köyü muhtarı Nejla Işık da TBMM’de haftalarca nöbet tutanlar arasındaydı. Işık’a Ankara’dan ayrılırken düzenledikleri toplantıda sorular yönelttim. Bu maddeden kaç köyün nasıl etkileneceği soruma, köyleri sayarak şu yanıtı verdi:

“İkizköy, Çamköy, Karacahisar, Söğütçü, Hasanlar, Balcılar, Alaçam… Bu köylerin hepsi gidecek. Bunlar Milas’takiler. Bir de Yatağan tarafı var. 'Gidecek'ten kastımız, sadece zeytinlik değil. Toplam 48 köyden, evimizi barkımızı, damımızı toprağımızı mezarlarımızı dahi taşıyacaklar. Ne ölümüze ne dirimize… Kömür neyin altında varsa, hepsini alacaklar. Ormanlar, meralar, tarım alanları…”

“10 15 yıl geçimimizi nasıl sağlayacağız?”

Nejla Işık, “Kanuna, taşınıp söküleceklerin iki katı şirketler dikecek diye madde konuldu. Ne diyorsunuz?” diye sordum. İşte cevabı:

“Orada 30, 40 kimisi de 100 yaşına yakın zeytin ağaçları var. Biz bu zeytinlerden tonlarca yağ sıkıyoruz. Bu zeytinleri söküp atacaklar. Bize bir zeytin fidesi yerine iki fide verecekler. Peki bir fidan ne kadar sürede yetişecek? Bir kere biz 15-20 yıl başka yağ almak zorunda kalacağız. Tonlarca yağ sıkarken, geçimimizi sağlarken, biz zeytine ve zeytinyağına cebimizden para harcamak zorunda kalacağız. Bu bir kandırmaca. Kimse buna razı gelmez.

İkizköy köyü muhtarı Nejla Işık

“Susuz kalacağız, santrallar suyu da çekiyor”

“O zeytinleri yetiştirmek için insan gücünün yanı sıra, suya ihtiyacımız var bizim. Biz o zeytinleri nasıl yetiştireceğiz? Sadece Yeniköy Termik santrali Milas’ın suyun iki buçuk katı su tüketiyor. Akgedik barajından sadece santral su alıyor santral ki, Akgedik Barajı kurudu. Bodrum’a giden su kaynakları Akbelen’in altından geçiyor. Bir Suçıkan var bir Subatan var. Orada iki kuyu kurudu zaten.  Bütün canlıların en temel yaşam hakkı sudur. Halil Abi Meclis’te bunu çok anlatmaya çalıştı ama dinletemedi.”

* * *

Akbelen İkizköy’de yaşam alanları, şirket çıkarları için yok olmasın diye mücadele eden üreticiler ve köylüler bu pazar yeniden, bu kez kendi yerlerinde bir araya gelecek.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları