loading
close
SON DAKİKALAR

Rüzgar Gibi Geçti

Melih Aşık
Tarih: 18.02.2012

Melih Aşık yazdı...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kamuoyunda “Şike Yasası” olarak bilinen “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”u veto etmesindeki gerekçelerden biri neydi? Aynen şuydu:

“...halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir.”

Cumhurbaşkanı Gül’ün Şike Yasası için öne sürdüğü yukarıdaki gerekçeler dün sabah Meclis’ten geçen MİT Yasası’nda değişiklik yapan yasa için de aynen... Hatta çok daha fazlasıyla geçerli...
Avukat Turgut Kazan Cumhurbaşkanı’na gönderdiği mektupta bu konuyu vurguluyor:
“Şike yasası değişikliği, yalnızca cezaları indiriyordu. Siz, onu bile yürüyen soruşturmaya yönelik özel düzenleme saydınız. Oysa, şimdiki yasa yürüyen bir soruşturmayı ve belli kişileri korumayı hedef alıyor... Yani, doğrudan bilinen bir soruşturmaya müdahale ve kişiye özel düzenleme niteliği taşıyor.”
Kazan, bir başka kuralı anımsatıyor:

“Usul kuralı değişince geri dönülmez. Daha önceki usul işlemleri değerini yitirmez.”
Kazan daha önemli bir noktaya geliyor:

“... ‘Başbakan tarafından görevlendirilenlerin’ işleyebilecekleri bütün suçlar için soruşturmayı başbakanın İZNİNE bağlamak, Anayasa’nın 2 ve 128. maddelerine aykırıdır. Başbakan, yasayla nitelikleri belirtilmemişse, kimseyi hiçbir iş için görevlendiremez.

(Not: Biz bu satırları yazdıktan sonra akşama doğru Gül’ün yasayı onayladığı haberi geldi. Sanırız yasayı hukukçularına inceletmedi... İnceletse hepsi veto diyecekti kuşkusuz. Belki de ondan çekindi!)

Aybastı taktiği

Meğerse işin içinde iş varmış... Aybastı Belediye Başkanı İzzet Gündoğar’ın “İstiklal, Hürriyet, Cumhuriyet ve İnönü” caddelerinin adlarını değiştirmesi birilerinin gözüne girmek içinmiş... CHP’li Atilla Kart’ı dinliyoruz:
“CHP Ordu Milletvekili Ayhan Yılmaz, Ordu - Aybastı Belediye Başkanı İzzet Gündoğar ve diğer şüpheliler hakkında, rüşvet suçlamasıyla; Aybastı Cumhuriyet Başsavcılığı’na, 14.04.2011 tarihinde suç duyurusunda bulunmuştur. Aynı tarihli dilekçeyle, İçişleri Bakanlığı ve Başbakan’a da bu suç duyurularının örneği ile rüşvet suçlamasına dair 35 dakikalık kamera görüntüleri de dilekçe ekinde gönderilmiştir.
Ancak aradan geçen 10 aya rağmen Belediye Başkanı açığa alınmamıştır...”

Ya istifa ederse!

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff görevinden istifa etti. Hukukçu Dr. Volkan Günel bu bağlamda merak etmiş, soruyor:
- Olur da bizim cumhurbaşkanı istifa ederse istifasını kime verecek? İstifayı kim kabul edecek?
Bizde bir cumhurbaşkanının istifa edebileceği akla gelmediği için olacak bu konuda anayasa ve diğer yasalarda bir açıklık yok. Hoş, Gül Bey’in de böyle bir niyeti zaten yok...

Yolumuz yolsuzluk...

MİT krizi sürerken iktidarın koruma ve kollaması altındaki Kamu İhale Kurumu’na (KİK) yapılan baskın hayli ilgi çekti... Burada da bir cemaat - hükümet çatışmasının izlerini arayanların sayısı az değil... Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla yapılan baskınlar sonucu 100 devlet ihalesinde 1 milyar liralık vurgun saptandığı haberleri geliyor..
CHP internet sitesinde hayli ayrıntılı bir kamu ihaleleri dosyası bulabilirsiniz... Bu dosyayı son seçimler öncesinde hazırlayanlardan CHP Yolsuzluklarla Mücadele Komisyonu üyesi, İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu diyor ki:
- Kamu İhale Kurumu’nun AKP iktidarı döneminde düzenlediği 400 milyar lira tutarında ihaleyi inceledik... Bu ihalelerin neredeyse tamamının AKP’ye yakın 30 - 40 şirket tarafından kazanıldığını belgeledik... Bunlar Kamu İhale Yasası dahilinde yapılan ihalelerdi. Bir de ihalesiz verilen işler var ki, en büyük yolsuzluklar kuşkusuz orada saklı...
Aykut Erdoğdu şu sırada saptanan 1 milyar liralık vurgunun devede kulak olduğunu anlatıyor... Kamu İhale Kanunu bugüne dek 18 kez değiştirildi... Diğer kanunlarda da ihalelerle ilgili 22 değişiklik yapıldı. Toplam 40 değişikliğe rağmen yolsuzlukları kılıfa uydurmak bir türlü mümkün olmuyor... Mazlumun ahı yakalarını bırakmıyor...
Haberler arasında KİK üyesi Ali Kaya’nın Fermak AŞ’nin işlerini takip ettiği de geçiyor... Aykut Erdoğdu diyor ki:
- Ben Fermak adlı şirketin yolsuzluğunu ispat ettim, şirket yönetimi ‘ihaleye fesat karıştırmak’tan hüküm giydi ama aynı şirket hemen sonrasında bakanlıktan iki ihale daha aldı.

AKP’li Hakan Şükür, 4 komisyon toplantısının 3’üne,
35 açık oylamanın da 25’ine katılmamış.
Ne yani, “sakatlığı” dolayısıyla katılmamış
olamaz mı!

Fahrettin Fidan

AKPokrasi

CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören Meclis’teki konuşmasının bir yerinde şöyle diyor...
- Manisa’ya bağlı Turgutlu, Türkiye’deki en büyük 4 ilçeden biridir... Burada AKP ilçe kongresi yapılıyor... İlçe başkanlığına 6 aday var... Adaylar derhal Ankara’ya çağırılıyor. Bir odada sınava alınıyorlar. Adaylardan biri 10 dakika sonra odadan çıkıyor, Genel Merkez beni seçti diyor. Nasıl seçti, niye seçti, bilen yok... Hiç bir kongrede iki adaya bile tahammül yok. Genel Merkez iki adaydan birini eliyor. Kongreye tek adayla gidiliyor... O zaman neden seçim yapıyorsunuz arkadaşlar?

Koruma

18 yıl PKK’nın dağ kadrosunda bulunan ve şimdi cezaevinde yatan Şemdin Sakık, Abdullah Öcalan’ın kitabını yazdı: “İmralı’da bir Tiran”... 415 sayfalık kitapta örgüt içi infazlar ile öldürülmek istenen siyasetçiler de anlatılıyor.
Sözcü’de Saygı Öztürk arkadaşımızın yazdığına göre...

Kitabı basan yayınevi bandrol için Kültür Bakanlığı’na başvuruyor... Bu yayınevinin bastığı benzer iki kitaptan birine bandrol veren Kültür Bakanlığı Şemdin Sakık’ın yazdığı kitaba bandrol vermiyor... Neden? Sizce neden olabilir?

Melih Aşık
Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları