loading
close
SON DAKİKALAR

Altan Ağabey

Melih Aşık
Tarih: 22.07.2025
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Altan Ağabey son nefesine kadar ülkesi için çalıştı. Hayatını ve siyaset anılarını yazdığı kitaplar geleceğe çok değerli yol göstericiler olarak kaldı. Bütün görevlerini tamamladı. Gelecek nesillere bütün borçlarını ödedi. Dünyadan huzur içinde ayrıldı.

Türkiye bir iyi adamı daha kaybetti... İyi insan, iyi gazeteci, iyi yazar, iyi siyasetçi... Altan Öymen nereden baksanız iyi adamdı... Ankara’da TRT yıllarında başlayan tanışıklığımız yarım asrı geçiyor... En öfkelendiği zamanlar dahil… Ağzından asla bir küfür veya kötü söz duymadım. Her zaman herkesin iyiliğini düşündü, ülkenin iyiliği, halkın iyiliği, insanların iyiliği için çalıştı. Bir konuyu eleştirirken o eleştiriden haksız da olsa alınacak insanlar olduğunu düşünür mutlaka onların gönlünü de alacak cümleler ekler ya da onları konunun dışında tuttuğunu belirtirdi. Hiç düşmanı yoktu. Olamazdı da. Çünkü o kimseye düşmanlık beslememişti...

Altan Ağabey

Sene 1968... Ankara Televizyonu yayına başlarken biz de bir siyasi programı üstlenmiştik... Ağır, ciddi, sözüne güvenilir bir takdimciye ihtiyaç vardı. Rahmetli Adem Yavuz’la birlikte Altan Ağabey’in Çankaya’daki evinin kapısını çaldık. Aysel yenge bizi buyur etti. Altan Ağabey teklifimizi fazla düşünmeden kabul etti. Bizim Objektif adlı siyasi programda kâh metin yazarı kâh takdimci olarak çalışacaktı. Birlikte ses getiren programlar yaptık. İlk televizyonun ilk siyasi programlarıydı.

Sonraki yıllarda yollarımız çok kesişti. Dostluğumuz hiç eksilmedi. Her görüşmemizde eski günleri anımsayıp eski dostları yad eder, geçen güzel günleri anardık.

Altan Ağabey son nefesine kadar ülkesi için çalıştı. Hayatını ve siyaset anılarını yazdığı kitaplar geleceğe çok değerli yol göstericiler olarak kaldı. Bütün görevlerini tamamladı. Gelecek nesillere bütün borçlarını ödedi. Dünyadan huzur içinde ayrıldı.

DAMACANA

Yazıyı 2022 yılı temmuz ayında yazmışız…
“Bir damacana su 30 lira oldu... Suyun litresi 2 liraya geliyor...
Dünyada suya bu kadar çok para ödeyen başka bir metropol var mı?”
diye sormuşuz.
Halen evde aynı damacana suyu kullanıyoruz.
Bugün fiyatı 160 lira...
Üç yılda yüzde 433 zam...
Konu buraya gelince hep şu soruyu sorarız...
Neden Paris’te, Londra’da, New York’ta insanlar suyu musluktan içer de bizim kentlerimizde su musluktan içilmez?
Belediyelerden aldığımız cevap değişmez:
- Musluk suyunu içebilirsiniz. Biz evinize kadar suyu sağlıklı olarak getiriyoruz. Eğer evinizin boruları sağlam ve sağlıklıysa musluk suyu içmenizde hiçbir sakınca yoktur...
Öyledir de bizim suda hiç geçmeyen bir klor kokusu vardır.
Su soygunundan kurtulmanın yolu musluktan sağlıklı içme suyu alabilmektir.
Bu konu sadece belediyenin değil aynı zamanda hükümetin konusudur.

100 YIL

DEM Eş Başkanı Tuncay Bakırhan, T24 sitesinde, Gökçer Tahincioğlu’nun sorularını yanıtlarken diyor ki:
“Bugün Türkiye’nin yüz yıllık sorununu tartışıyoruz, konuşuyoruz. Öyle bir sorun ki, ülkenin birçok şeyini almış götürmüş. Bugünkü siyasi ve toplumsal çürümenin, ekonomik sorunların sebebi olan bir sorun. Şimdi bu yüzyıllık meselede de işin esası konuşulmuyor. “
Bakırhan’ın yüz yıllık sorun dediği Cumhuriyet’in kendisidir.
Sanırız Türkiye’nin de kendi geçmişini inkâr etmesini bekliyorlar!
Bu bakış açısı değişmediği takdirde; ne barış olur, ne dostluk ne de kucaklaşma!

HELAL

Kathimerini gazetesinde okuduğumuza göre... Yunanistan helal sertifikalı ürünler üretip halkının çoğunluğu Müslüman ülkelerde pazarlamak için hazırlıklara başlamış...
Gıda Bakan Yardımcısı Christos Kellas’ın sözleri şöyle:
- Yunanistan yüksek kaliteli gıda ürünleri üretiyor.
Bu nitelikler helal sertifikasyonu yoluyla yeni bir ivme kazanabilir ve Suudi Arabistan, Endonezya, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye gibi büyük pazarlara kapılar açabilir.
Helal ürünler dünyada 2,5 trilyon dolarlık bir pazar oluşturuyor...
Türkiye bu pazarı yeterince kullanabiliyor mu?
Son yılarda duymaz olduk...

TEŞEKKÜR!

Kıbrıs Barış harekâtının 51. yılında Türk toplumunun güvenliği adına bu harekâtı yürüten siyasetçi ve askerlere teşekkür ederiz.
Bir küçük teşekkür de Rum toplumuna...
Eğer onlar da bizimkiler gibi “Yes be annem” deseler ve Annan Planını kabul etseler bugün Türk ordusu Ada’yı çoktan terk etmiş, Rumlar yönetime el koymuş olacaktı.
Basiretleri bağlandı, Türkleri kurtardılar!..
Komşumuzun tarihte en büyük hatası İzmir’e çıkmaktı. İkinci büyük hataları Sampson darbesi. Üçüncüsü Annan Planına ret oyu vermeleri.
Hep daha çoğunu istedikleri için hep kaybettiler.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları