Deprem... Kime inansak?
Orhan Bursalı; Tedbir almalı, kentsel dönüşümü hızlandırmalı ciddi olarak, ana aksları mutlaka açık tutacak önlemler alınmalı. Büyük deprem alanları yaratılmalı. Belki semt semt ciddi deprem ekipleri, malzemeleri depolanmalı ne bileyim.
Herkes feveran halinde, yahu her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Kime inanacağız, biri bir diğerinin tersini söylüyor, olacak ile olmayacak veya çok hafif olabilir, korkma büyük deprem bitti biçimlerindeki görüşler çarpışıyor.
Sadece o kadar olsa yine iyi diyeceğim, birini ekrana çıkartıyorlar, daha ağzını açmadan mesela Naci Görür var ya, diye söze başlıyor.
İstanbul halkı deprem profesörü diye adı geçenlerden medet umuyor.
Medet, yani aslında hayatının garantisini istiyor.
Veya psikolojisi bozulanlar, psikoloğun divanına yatmış tedavi görür gibi, ekranda iyi, olumlu, ılımlı bir şeyler söyleyenlere kulaklarını yapıştırıyor. Kendisini sakinleştirecek bir tarikata girmiş gibi... İşte bu!!!
“Korkmayın artık tehlike geçti, ben demiştim zaten” diyen “deprem psikologları” bir kısmın gözdeleri. O deprem gurusu kendileri de cemaatleri. TV’ler, medya onlara mikrofon uzatıyor veya ekranları manşetleri açıyor.
DEPREM Mİ PSİKOLOG MU
Çoğu bilimcinin üç aşağı beş yukarı benzer şeyler söyledikleri bu zamanlarda, ayrık bir ses ilgi çekiyor. Belki de medya yöneticilerinin kendilerinin de “psikolojik tedaviye” ihtiyaçları vardır, kim bilir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde buradaki gibi bir durum oluşmaz.
Depremle veya yeraltı sularıyla veya ormanlarla veya sıcaklıklarla güneşle uzayla... İşte bilimi ilgilendirecek önemli olaylar söz konusu olduğunda sahadaki çalışmalarıyla, bilimiyle, araştırmalarıyla tanınmış insanların kapısını çalarlar ve görüş alırlar, toplumu aydınlatırlar.
Ha, karmaşık konularda şüphesiz araştırmacı bilimciler (ön adında prof. unvanı olanlar değil, sahanın iyi araştırıcıları) arasında farklı görüşler, çözümlemeler çıkabilir.
Bu, konunun aslında henüz iyi araştırılmamış olmasından ileri gelir. İyi bilimciler aslında yahu bilmediklerimiz var, anlamadıklarımız var, bu konu hızla araştırılmalı, her şeyi bilmiyoruz, derler.
Ve bilinenleri sıralarlar.
HER ŞEYİ BİLENLER
Özetle her şeyi bildiklerini söyleyenlerden uzak durun. Onlar bilim insanı değil, kâhin!
Kimler araştırıcı bilimciler, onlara kulak verin.
Bilim dünyasındaki yerleri nedir, onlara bakın, araştırma makaleleri takdir topluyor mu, başka bilim insanları onların çalışmalarındaki bilgileri doğru kabul edip referans/yer veriyor mu kendi araştırmalarında, onlara bakın.
Burada Google Scholar veya Google Akademik veya Researcgate gibi bilim insanlarının makalelerine yer veren ve değerlendirme yapan bilim sitelerinde izlediğiniz kimselere bakabilirsiniz. Mesela dünyada en iyi tanınan jeoloğumuz Celal Şengör’e şuradan baktım: https://scholar. google.com.tr/citations?user=GE3svVEAAA AJ&hl=tr
Sürekli araştıran insan bilgi biriktirir, olgunlaşır, kendini bilir, uğraştığı konular üzerinde kafa yorar.
NE BİLİNİYOR?
Evet, Marmara’da deprem olacak mı gibi bir soru aptalcadır. Çünkü olacak, oluyor da. Marmara’yı yarıp geçen fay donmuş, ölmüş değil dinamik. Ölçümler fayın yılda ortalama 2 cm kadar hareket ettiğini gösteriyor. Bu kesin bilgi.
Fayın geçmişte iki kez büyük bir kırılma yaşattığı da biliniyor.
Birbirini izleyen üç parçalı bir fay olduğu da...
Marmara Denizi’nde günlük yaşamımızda duymadığımız ilgilenmediğimiz yılda yüzlerce küçük depremler olduğu da.
Fayın adının Kuzey Anadolu fayı olduğu, en son 1999 Gölcük’te 7.4 büyüklüğünde kırıldığı ve arkasından bu kez geriye doğru Düzce fayının da 7.2 ile kırıldığı da...
Demek bir sıralama yok, aynı fay hattının ileri bir kolu daha fazla enerji biriktirdiği için daha önce kırılabiliyor.
MARMARA FAYI
En çok ilgilendiğim ve yazdığım konu. Yakın zamanda kaybettiğimiz (bir yazı hazırlıyorum) rahmetli LePichon ve İTÜ’den arkadaşlarıyla Marmara’da gemiyle de araştırmalarını incelemiştim.
LePichon (ve Şengör) tek seferde boydan boya kırılacağı tezini savunuyorlardı. Şimdi geçen ayki Silivri depremi ile olasılığın ortadan kalktığı görüşü hâkim. Silivri depremi olmasaydı tek seferde tüm Marmara fayı kırılır mıydı bilinmez. Burada hep olasılıklar söz konusudur. Deprem böyledir. Zamanını tahmin edemediğin sürece deprem zırva kabul etmez. Kendisi belirler ne halt edeceğini!
ENSEYİ KARARTMAYALIM
Şimdi bu ekip Adalar önünden geçen fayın kırılma olasılığını düşünüyor. Yani geriye doğru kırılabilir, sonra Silivri’den ileri doğru. Böyle mi olur bilinmez.
Bunlar hep olasılık.
Neyse uzatmayalım. Silivri İstanbul’u pek de etkilemedi. 7’lik bir deprem şüphesiz katbekat şiddetli olacaktır.
Ama her yeri yakıp yıkacak İstanbul mahvolacak demek hiç doğru değil.
Tedbir almalı, kentsel dönüşümü hızlandırmalı ciddi olarak, ana aksları mutlaka açık tutacak önlemler alınmalı. Büyük deprem alanları yaratılmalı. Belki semt semt ciddi deprem ekipleri, malzemeleri depolanmalı ne bileyim.
Enseyi de karartmayalım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları