loading
close
SON DAKİKALAR

Geleceğimize kim karar verecek?

Şükran Soner
Tarih: 01.01.2019
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Söner; Yeni yıla girerken ana haberlerde hiç bu kadar çok falcıya fal okutulduğu bir yılı anımsıyor musunuz?

Önce kitlelerin medya güdülenmesine teslim olmalarının hedeflendiği düzenin işleyişinin olmazsa olmaz araçlarından biri olduğunu unutmayalım.
Çocukluğumuzdan, insan olmak, geleceğe umutla bakmak, düşlerle beslemek, okumak, daha iyisini istemek... Ne kadar çok içten güdüyle beslenmiş, fala, şansa inanç güdülerimizle kulaklarımızı açarak dinlediğimiz falcılarla, piyango kuyrukları haberlerinin uysa da uymasa da tüm haberlerin içinde yer almaları yetmezmiş gibi, dikkatle izlendiğinde bizi yönlendirme, güdüleme güçleri de çok çarpıcı...
Falcılar düşlerimizi gözeterek yükselen burcumuza göre okudukları fallarda yüzümüzü olumlu olacaklara çevirmemiz uyarılarını atlamadan, çarpıcı olumsuz olacakları hızla geçiştiriyorlar...
Geçen yılın yaşanmışlıkları, ekonomik, sosyal, siyasal verilerinin dökümü, birebir yaşamlarımıza yansımaları tam bir karabasan. Yetmezmiş gibi son günlerin gündemi ödenmiş ağır bedellerin öğretisi ile şaşmadan her yeni haberin içeriği ile bilinçlere kazılı çaresizliklere bir yenisini eklemliyor.
Tek tip yeni yıla yönelik yürürlüğe girmeleri sıraya sokulmuş son dakika haberleri sürprizlerinin de içeriklerindeki kopyalanmış halleriyle “yapay zekâ ürünü” damgasını taşıyor gibiler. Acaba fal okuyanları da mı onlardan, haber okuyanlar, sunucular konu mankenleri konumuna mı düştüler?

***

Onu bunu bırakalım, biz insanlar, bu ülkede yaşayanlar olarak, bundan sonrası günler, yıllar içinde aynı kaderi paylaşacaklar olarak kendimize bakalım. Etkinlikleri işlevsizleştirilmiş olsa da var olan ya da yeniden oluşturmak, gücüne güç katmak zorunda olduğumuz doğal, sınıfsal, toplumsal çıkar ittifaklarımızı, gücümüzü toparlayarak insan haklarımız için silkinip yola çıkacak mıyız?
Yeni yıla girerken, aslında bizim cebimizden çıkan toplam paranın ayakta tuttuğu, çok kazandırdığı gerçeğini unutmadan, güdülenmiş ya da en iyimseriyle düşler kurmuş olarak bir piyango bileti esiri olmanın zararı katlanılmaz değil. Falcı ile yapay zekâ falcısı arasında da sonuçta inanma, umut arama içgüdüsünün yaşanması arasında çokça bir fark yok.
Ama yaşam, insan haklarımızdan, hakkımız, hukukumuzun katledilmesinden, umutsuzluk, çaresizlik, bilinçsizlik ile vazgeçmemizin geri dönüşü yok. Dibe vurmanın sonu da yok...
Depresyon, öfke triplerinin yeri ve zamanı hiç değil. Kurtuluş kaçmakta değil. Nereye kadar kaçabiliriz ki? Gerçeklerden nereye kadar kaçabilir, insanlığımızdan, insan olmaktan vazgeçerek yaşam hakkımızı, geleceğimizi nereye kadar koruyabiliriz ki!..
Yeni yıl için kutsal tek dileğimiz aklımızı başımıza devşirmemiz, insan olmanın gereği ve gücü ile yola çıkmamız olabilir mi?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları