loading
close
SON DAKİKALAR

Cumhuriyet ailesinin içinde olmanın ayrıcalığı

Şükran Soner
Tarih: 10.05.2025
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Aynı içten teşekkürü, Cumhuriyet okurlarının, Cumhuriyet Aydınlanmacıların, tüm örgütlenmeleri ile birlikte ödünsüz, soluksuz desteklerine borçluyuz. Bitmeyecek bir bayrak yarışı içinde nice gelecek yıllara.

Kuşkusuz Yunus Nadi döneminde bizler yoktuk. Ancak Cumhuriyet gazetesinin yayımlanan ilk sayısında, birinci sayfadan yayımlanmış ilk köşe yazısı ile günümüzde çalışanlar için de geçerli olmak üzere, ödün verilmemesi gerekli ilkelerin altını çizmişti. İstanbul basını içinde, Mustafa Kemal’in Cumhuriyet değerlerinin savunulması sorumluluğunu gönüllü üstlenmiş olmasına karşın, altını bir bir çizdiği gazeteciliğin bağımsızlık ilkeleri birbirinden değerliydi.

Cumhuriyet gazetesi, bağımsız gazetecilik ilkelerinden kopmamak üzere yayın yaşamına girerken, öncelikle siyasal iktidarlar, hükümetler karşısında bağımsız kalma sorumluluğunun olduğunun altını çiziyordu. Öncelikli koşulun gerçekleşebilmesinde de ekonomik bağımsızlığın korunabilmesi koşullarına dikkat çekerken, sadece siyasal iktidar erkinin karşısında değil, bankalar, para kaynaklarının tümü için geçerli bir zorunluluğun olduğunun vurgusu yapılıyordu.

Yunus Nadi’nin son tedavisi için gittiği yurtdışında ölmesi üzerine, eşi Nazime Nadi’ye gönderdiği, bütün çocuklarıyla, damatlar da içinde, birlikte okunmasını istediği vasiyet ise ikinci bir dönemeç taşının başlangıcı sayılabilir. Gazetenin yönetiminden oğulları Nadir Nadi ile Doğan Nadi sorumlu olacaklardı. Nazime Nadi, eşi adına gazetenin sürdürülebilirliği sorumluluğunu üzerine alacaktı.

***

Cumhuriyet gazetesi ailesine, 1966 yılının haziran ayında, o tarihlerde İLO’nun desteği ile kurulmuş iki yıllık Gazetecilik Enstitüsü mezunu ve henüz diplomamı almamış olarak katılmıştım. 1970’li yıllar içinde, damatlar operasyonunda Nadir Nadi’nin, işveren örgütlerinin ilan boykotu bağlantılı zarar etiği gerekçesi ile uzaklaştırılması operasyonu sonucunda bir yılı aşan bir kopuş yaşamıştık. 12 Mart damgalı siyasal içerikli bu operasyonun ardından, dünyada bir örneği yaşanmamış okurlar boykotu sayesinde bir yılı aşmış kopuştan sonra, yeni yazarların da katılımı ile toplu, güçlü geri dönüş yaşanmıştı.

12 Eylül darbesinin ardından da Nadir Nadi’nin ölümü sonrasına kadar yaşanmış, 6 ayı aşan bir kopuş daha söz konusu olmuştu. Berin Nadi, Nadir Nadi’nin cenazesi başında topladığı yazarların önünde, iflas masasına kadar sürüklenmiş gazetenin geri alınması sorumluluğunda, Nadir Nadi ile çalışmış tüm yazar ve çalışanlara çağrı yapmıştı. Atatürk, Yunus Nadi, kendi babası Cemal Sahir’den de gelen bir sormluluklar zinciri içinde, İlhan Selçuk’la birlikte yönetim sorumluluğunu üstlenecekleri, “Cumhuriyet Vakfı”nın kurulmasını geri dönüşü olmayacak bir çözüm olarak getiriyordu.

***

Cumhuriyet gazetesi, ülkemizin birbirinden zorlu engebeli koşullarında, dönem dönem içine bile sızan provakasyonlarla boğuşa boğuşa, en çok okurlarının desteği, özverileri, katkılarıyla, 101. yaşını kutluyor. Öncelikle Berin Nadi-İlhan Selçuk sorumluluğunda yaşanmış 1990’lı yıllardan söze girmek gerek. İflas masasından kurtarılmış gazetemizin ayakta kalması seferberliğinde, elbette yazarlarının, çalışanlarının emekleri yadsınamaz.

Aynı içten teşekkürü, Cumhuriyet okurlarının, Cumhuriyet Aydınlanmacıların, tüm örgütlenmeleri ile birlikte ödünsüz, soluksuz desteklerine borçluyuz. Bitmeyecek bir bayrak yarışı içinde nice gelecek yıllara...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları