loading
close
Dolar: TL
Euro: TL
Sterlin: TL
SON DAKİKALAR

Hasan Kütük: Adalet Yürüyüşü dayanışma duygusunun yaşandığı bir yürüyüş olarak ülkenin tarihine geçecek

Hasan Kütük: Adalet Yürüyüşü dayanışma duygusunun yaşandığı bir yürüyüş olarak ülkenin tarihine geçecek
Tarih: 27.06.2017 - 14:05
Kategori: Medya

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Kütük, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Kütük, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı.

Hasan Kütük, Adalet Yürüyüşü'ne katıldığını belirterek, yürüyüşün dostane, içten, dayanışma duygusunun yaşandığı bir yürüyüş olarak ülkenin tarihine geçeceğini dile getirdi.

Hasan Kütük'ün açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"(Adalet Yürüyüşü) Bir vekilin tutuklanması işin kırılma noktası. Biraz geriye baktığımızda adalet, yargı bağımsızlığı adına çok ciddi bir süreci ülkemiz yaşamıştır. 2006-2007'lerde ülkenin ordusuna, emniyetine Fethullahçılar giriyor diye uyardıkları için insanlar hapse atıldı. Silivri zindanlarında yaşamlarını kaybettiler, sağlıkları bozuldu. Bu insanlar acı çekmelerine rağmen devletlerine karşı intikam duygusu yaşamadılar. 15 Temmuz'da demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıkmışlardır. 

Saldırının içinde olanlar bağımsız yargı önünde hesabını vermelidir. Sadece FETÖ'den hesap sorulma alanından çıkılmaya başlanmıştır. 

Bugüne kadar yanlış karar verse bile toplum vicdanında çok da sorgulanmayan kurumlar vardı. YSK, ÖSYM gibi... Şimdi masumane bir hatalı karar vermenin ötesinde bu kurumların da içinde olduğu görülüyor. 

105 bin kamu emekçisi mağdur edilmiştir. Suçları olanlar varsa sorgulansın ama bir dersaneye para yatırdığı, (çocuğunu) dersaneye gönderdiği için cezalandırmak toplum vicdanında karşılığını bulacaktır.

FETÖ'den referansın olmadan devletin kurumlarında çalışma imkanı yoktu. HSYK'de 4 bin hakim alındı. Ordunun en üst kademesi içeriye atılmış... Bu insanların atanmasında karar verenler hesap vermişler midir? 

İki eğitim emekçisi akademisyen haksızlığa uğradık, açlık grevi yapıyoruz dedi. İçerdeler, her geçen gün sağlıkları daha olumsuza gidiyor. 

Sözcü yazarları gazetecilik yaptıkları için içeri alınıyorlar. Muhalif olan ya da siyasal iktidarın hatalarını eleştiren kesimlerin tasfiye edildiği, cezalandırıldığı aşamaya gidiyor. 

Türkiye'de de dünya da neler olduğunu görebilen yurttaşlarımız FETÖ'nün nasıl devletin kurumlarında etkin hale getirildiğini görüyorlar. 

Demokrasini işlemediği, örgütlenme özgürlüğü olmayan toplumlarda bireyler düşüncelerini ifade edemezler. Ülkemizde 15 milyonun üzerinde insan devletin yardımlarıyla geçimini sağlıyor. Ekonomik özgürlüğünü kaybeden toplum daha çok iktidara bağlı olur. 

Cumhuriyet mitinglerine katılan tek emek örgütüydük. O günkü koşullarda da uyarı yapmıştık. Emek örgütüyüz. Hedeflerimiz; Kamu emekçilerinin bu ülkede insani koşullarda yaşaması, karar süreçlerine katılması ve çalışma koşullarımızın insani olması. Birey olarak da aydın olarak da topluma karşı sorumluluklarımız var. Bu ülkeyi kurmuş ve bize emanet etmiş o büyük devrimciye karşı da çocuklarımıza karşı da görev ve sorumluluklarımız var. Bu ülkede sıkıntılar yaşanırken 'sen ne yapıyordun' dediklerinde 'görevimi yaptım' diyebiliyorsak mutlu oluruz. 

Bu ülke sınırlarıyla, bayrağıyla korunmalı, insanlar barış içinde yaşamalıdır. 

(Adalet Yürüyüşü) Yürüyüşün birinci günü Güvenpark'ta bulunduk. Daha sonra yürüyüşe de katıldık. Yürüyüşün haklılığına inandığımız için cuma günü de yönetim düzeyinde katılacağız. Adalet Yürüyüşü, demokratik, barışçıl ve toplumda karşılık bulan bir yürüyüş.

Toplumsal olaylarda ve sendikal mücadele içinde çok sayıda yürüyüşe katıldık.Bu yürüyüşün dünya tarihinde 2 örneği var. Birisi Mao'nun 1 yıl süren yürüyüşü... Yürüyüş sonunda katılanların 10'da 1'i kalıyor. Bir de Hindistan'da Gandhi'nin Tuz Yürüyüşü. Yürüyüş dostane, içten, samimi, dayanışma duygusunun yaşandığı bir yürüyüş olarak ülkenin tarihine geçecektir. 

İktidarlar üst kademede kendileriyle uyumlu çalışacak insanları getirerek değişiklik yaparlar. Ama devletin kurumsal yapısına çok fazla müdahale edilmezdi. Yaşamın her alanında tüm kurumlarda geçmişte cemaat adına şimdi de cemaatle hesaplaşma adına devletin işleyişi dikkate alınmadan devlet iktidarın etki alanına alınmak isteniyor. 

Emek örgütü olarak 'adalet olmazsa demokrasi olmaz, demokrasi olmazsa özgürlük olmaz, özgürlük olmazsa emek örgütü olmaz' dedik. Emek örgütü olabilmesi için iş güvenliği olması lazım. Önümüzdeki günlerde iş güvencesini kaldıracak, 657'yi değiştirecek bir düzenlemenin geleceğini biliyoruz. İş güvencesi olmayan bir kamu emekçisi bir örgütsel mücadeleye girme olanağı var mı? 

2002'de AKP iktidara geldiğinde kamuda 41 bin üyesi olan bir konfederasyon 2016'da resmi rakamlara göre 956 bine ulaşmıştır. 1 milyon 600 bin sendikalı kamu emekçisi var, bunun sadece bir tanesi 956 bin üye yapmıştır. Büyük olasılıkla 1 milyonun üzerine çıkacaktır. Dünya sınıf hareketine baktığınızda bir örneği daha yoktur."


Vişne Haber Ajansı









ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları