loading
close
SON DAKİKALAR

HDP: İstanbul il binamızda dinleme cihazları bulundu

HDP: İstanbul il binamızda dinleme cihazları bulundu
Tarih: 08.12.2020 - 13:27
Kategori: Siyaset

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, İstanbul il binasında dinleme cihazları bulunduğunu açıkladı.

Yasadışı dinlenme tartışmaları sürerken HDP İstanbul İl Örgütünün binasında 'böcek' diye tabir edilen dinleme cihazları bulundu. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ile İstanbul İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, konuya ilişkin açıklama yaparak, yasadışı dinleme kanıtlarını sundu.

Oluç'un açıklamaları şöyle:
"Siyasi partilerin, liderlerin yasadışı dinlenmesi tartışılıyor bugünlerde uzun uzun. Bu tartışmalara katkıda bulunmak istedik. Şu önümüzde gördüğünü suç aletleri ile katkıda bulunmak istedik.

Bizim İstanbul il binamızda arkadaşlarımızın yaptığı çalışma sonucunda il binasının çeşitli odalarında şu gördüğünüz dinleme cihazlarının bulunduğunu tespit ettik. Bunlar hangi odalardı? Eşbaşkanlarımızın çalışma odaları, kadın ve gençlik çalışma odaları ve toplantı odası. Bulunan suç aletleri esas olarak priz arkalarında ve lambalarda bulundu. Bir de üçlü prizde bulundu.

Bu konu aslında birçok soruyu gündeme getiriyor elbetteki. Bunları önce sormak istiyoruz. Birinci soru çok ciddi bir teknik çalışma ile yerleştirilmesi gereken bu suç aletlerinin nasıl yerleştirildiği sorusudur.

"Emniyet güçleri hukuksuz baskınlarla il binalarımıza dinleme cihazı yerleştiriyor"

Bunun bizim açımızdan bir cevabı var. Bu sadece İstanbul il binamız için değil başka il binaları için de geçerli olan bir cevaptır. Geçen haftalarda Van il binamızda, daha önce Diyarbakır il binamızda gerçekleşmişti. İl binalarımıza hukuksuz bir şekilde baskınlar yapılıyor. Emniyet güçleri yanlarında il yöneticilerimiz, muhtar, avukatlar olmadan il binalarımıza giriyor ve bu suç aletlerini yerleştiriyorlar. Bu sadece İstanbul il binamızda olan bir durum değil. Biz İstanbul binamızda bulduk, ortaya çıkardık ama bu Van’da yapılan Diyarbakır’da yapılan da hukuksuz aramaların sonuçlarıdır esasen.

"Sadece dinleme cihazı değil, defterler, listeler de yerleştiriyorlar"

Bunlar dinleme cihazlarıdır ama başka şeyler de yerleştiriyorlar. Diyarbakır il binamıza başka şeylerin yerleştirildiğini biliyoruz, gördük. Hukuki işlemleri başlattık. Çeşitli defterler çeşitli listeler işte bu şekilde yerleştiriliyor il binalarımıza.

Şimdi profesyonel bir teknikle yapılmış bir çalışma sonucunda bunu görüyoruz. Bunları kim yerleştiriyor olabilir? İkinci soru bu. Türkiye’de bu kadar profesyonel çalışmayı yapabilecek iki kurum var; biri İçişleri Bakanlığı ve ona bağlı Emniyet İstihbaratı diğeri de Milli İstihbarat'tır. Dolayısıyla bu iki kurum, İstihbarat ve Bakanlık dışında bu tür bir profesyonel çalışmayı yapabilecek herhangi bir kurum yoktur. Biz de zaten önümüzdeki günlerde yapacağımız suç duyurusunu bu kurumlara dönük olarak yapacağız.

Dedi ya geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Soylu, Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvursunlar diye. İşte biz onu yapacağız. Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurularını yapacağız. O kurumların başındaki kişilere işaret edeceğiz.

"Bizi hem konuşturmak istemiyorlar hem de ne konuştuğumuzu merak ediyorlar"

Aslında bütün bunları konuşurken tabi şöyle bir yalan ve çelişki ile karşı karşıyayız. Bir taraftan HDP’nin yöneticilerine, seçilmişlerine, MYK üyelerine yönelik her türlü baskı uygulanıyor. Yani bir yerde bir cümle ettiğinde; milletvekili ise fezleke gidiyor, il ilçe yöneticisi veya PM üyesi ise hakkında dava açılıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Yani konuşturulmak istenmiyor bizim yöneticilerimiz. Yaman çelişki burada; konuşturmak istemiyorlar ama çok merak ediyorlar ne konuştuğumuzu. Bütün bu binalara bu suç aletlerini yerleştirerek ne konuştuğumuzu öğrenmek istiyorlar.

Biz İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm kurumlara şunu söylüyoruz: Eğer bizim ne konuştuğumuzu çok merak ediyorsanız bırakın özgürce konuşalım. Zaten biz il binamızda ne konuşuyorsak sokakta da onu konuşuyoruz, halkın yanında da onu konuşuyoruz, esnaf ziyaretinde de onu konuşuyoruz. Mitingimizde, halk toplantımızda da, Meclis'te Genel Kurul'da da, basın toplantılarında da bunu konuşuyoruz. Bizim saklımız gizlimiz yok. Bizim sizin gibi sakladığımız gizlediğimiz karanlık ilişkilerimiz yok. HDP açık ve şeffaf bir şekilde demokratik siyaset yapan bir partidir. Dolayısıyla il binamızda ne konuşuluyorsa halkın yanında da o konuşulmaktadır.

Ne konuştuğumuzu merak ediyorsanız böyle şeylerle öğrenmeyi bırakın, özgürce konuşalım. Muhalefetin sesini her yerde duyurabilelim, özgürce konuşmalarımızı yapalım. Bizim sizler gibi gizlemeye çalıştığımız kirli suç ortaklıklarımız yok.

"'Bizi kandırdılar' dediğiniz suç ortaklarınızın yöntemlerini uyguluyorsunuz"

Sizin geçmişte bizi kandırdılar dediğiniz 12 yıllık iktidar ortaklarınız vardı ya o ortaklarınızın yöntemleri de bunlardı. Siz o iktidar ortaklarınızdan, daha sonra FETÖ örgütünü yarattığınız iktidar ortaklarınızdan bunları öğrendiniz ve bunları uyguluyorsunuz, uygulamaya devam ediyorsunuz. Yani bugün AKP iktidarı aslında o zaman kandırıldığını söylediği kuruluştan çok şey öğrenmiş.

Sadece bunları yerleştirmekle değil, aynı zamanda savcıların hazırladığı iddianame, fezlekelere baktığımız zaman, bize isnat edilen suçlara baktığımız zaman bütün bunların aslında 12 senelik iktidar ortaklığında öğrenilmiş yöntemler olduğunu görüyoruz. Yani paralel yapının yöntemlerini uygulayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Paralel yapının yöntemlerini uygulayan bir İçişleri Bakanlığı ile karşı karşıyız. O İçişleri Bakanlığı'nın işbirliği yaptığı savcılarla hazırlanmış olan iddianamelerle karşı karşıyayız.

Evet, dinliyorsunuz, izliyorsunuz. Bunu devletin güvenliği için yaptığınızı söylüyorsunuz ama hayır devletin güvenliği için yapmıyorsunuz. Bunu yapmanızın nedeni sizin iktidarınızın güvenliği ve bekası için bütün bunları yapıyorsunuz. Bütün telefon dinlemelerini bunu için yapıyorsunuz. Oda içi dinlemelerini, mekan dinlemelerini bunun için yapıyorsunuz. Siyasi parti faaliyetlerimizi dinleme yoluyla anlamaya çalışıyorsunuz.  Halbuki biz açık siyaset yapıyoruz. Her yerde demokratik siyaseti sürdürüyoruz. Çok merak ediyorsanız bırakın özgürce konuşalım, siyasi faaliyetlerimizi sürdürelim. O zaman ne düşündüğümüzü, ne konuştuğumuzu daha rahat anlarsınız. 

Bu yaşananlar, şu suç aletleri bir kez daha neyi gösteriyor biliyor musunuz? Türkiye’de hukuk kalmamıştır, hukukun üstünlüğü kalmamıştır. Türkiye’de siyaset yapma özgürlüğü ve güvenliği kalmamıştır. Bu suç aletlerinizi il binalarımıza yerleştirenler Anayasal suç işlemektedir.

"İçişleri Bakanı'na soruyoruz: Bu dinleme cihazlarını hangi mahkeme kararıyla yerleştirdiniz"

İçişleri Bakanı demiş ki, “Mahkeme kararı olmadan hiçbir dinleme yapılamaz.” Soruyoruz, hangi mahkeme kararıyla bunları yerleştirdiniz? Açıklayın, açıklayamazsınız. Çünkü bütün işiniz iktidarınızı sürdürmek için her türlü hukuksuzluğu ve usulsüzlüğü yapmaktır.

Bakın, biraz evvel haberlere de düştü. Dün Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan demiş ki, “biz ekonomide ve hukukta güven veren adımlar atacağız.” Sayın Elvan, siz ekonomide ve hukukta güven veren adımları, bu işler sürdüğü müddetçe atamazsınız. Siz hiçbir şekilde hukukta ve demokraside, siyasette reform yapamazsınız. Bu adımlar sürdüğü müddetçe, gizlilikler, hukuk dışı işler, siyaset yapma özgürlüğünü engelleyen bu tür süreçler devam ettiği müddetçe siz ekonomi ve hukukta kimseye güven veremezsiniz. Ne uluslararası sermayeye, ne yerli sermayeye güven verebilirsiniz. Ne uluslararası demokrasi kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına ne de Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına ve siyasete güven verebilirsiniz. Dolayısıyla güveni sağlamak istiyorsanız önce bu yasadışı işleri, İçişleri Bakanlığı ve istihbarat örgütlerinin bu yasadışı işlerini engelleyeceksiniz.

"Bu hafta suç duyurusunda bulunacağız"

Şimdi biz hazırlıklarımızı yaptık. Bu hafta suç duyurusunu yapacağız. Kurumlar ve kişilerle ilgili suç duyurusunu yapacağız.

Tüm muhalif kurum ve kişilere sesleniyoruz. Bütün siyasal ve toplumsal muhalefete sesleniyoruz. Meclis içindeki ve dışındaki siyasi ve toplumsal muhalefete sesleniyoruz. Sivil toplum kuruluşlarına, bütün yurttaş girişimlerine, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlara sesleniyoruz: Bakın esas itibariyle sizin siyaset ve muhalefet yapmanızı engellemek, zorlaştırmak, kriminalize etmek suçlu göstermek için bütün toplumsal ve siyasal muhalefetin muhalefet yapmasını engellemek için bu suç aletlerini kullanıyorlar. İşte bu iktidar bu suç aletlerini kullanarak iktidarını sürdürebiliyor.

"Muhalefete ve demokrasi güçlerine çağrımızdır: Yasadışı dinlemeleri teşhir edin"

Çağrımız şudur; herkes, demokrat, vicdan sahibi kişiler ve kurumlar, demokrasi, adalet, eşitlik ve hukukun üstünlüğü için mücadele eden bütün kişiler ve kurumlar bu tür hukuksuzluklar, bu tür suçlar karşısında susmayın, sessiz kalmayın. Asla çekinmeyin, nasıl dinleniyorsunuz, nasıl izleniyorsunuz bunu teşhir edin. Çünkü iktidar ancak bu korku ortamını sürdürebildiği, bu korku imparatorluğunu yaşatabildiği müddetçe iktidarını sürdürebiliyor.

Bu korku ortamı ve imparatorluğu yıkıldıkça, bu tür işler ortaya döküldükçe, insanlar bu tür işlerden rahatsız olmadıklarını ve muhalefetlerini her yerde, evlerinde çalıştıkları ortamda, siyasi partilerde, sokakta telefonlarla konuşurken muhalefetini özgürce korkmadan dile getirdikleri zaman bu tür suç aletlerinin hiçbir etkisi olmaz. İktidar o zaman gümbür gümbür irtifa kaybeder ve iktidardan kurtulmanın yolları açılmış olur. 

(Dinleme cihazlarını göstererek) Buraya gördüğünüz gibi sim kart takılı, kayıtlar bu şekilde yapılıyor. Bu aletlerin hepsini suç duyurusunda kullanacağız.

Soru: Cihazlar nasıl ortaya çıkarıldı?

Bir yerde bulunduktan sonra diğer odaları araştırdık ve diğer odalarda da tespit ettik. Şu anda 4 adet bulduk. Başka var mı bilemiyoruz. Ama yine rastlarsak kamuoyuna sunacağız.

Soru: Tam adı nedir bunların araştırdınız mı?  

Onu İçişleri Bakanlığı ve İstihbarata sormak lazım, onlar isimleri daha net belirler herhalde.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları