loading
close
SON DAKİKALAR

HKP Genel Başkanı Efe’ye, Erdoğan’a hakaret iddiasıyla bir kez daha 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verildi

HKP Genel Başkanı Efe’ye, Erdoğan’a hakaret iddiasıyla bir kez daha 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verildi
Tarih: 26.02.2022 - 02:22
Kategori: Siyaset

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe’nin, “Kanunsuzlar 2” ve “Kanunsuzlar 3” isimli kitaplarında “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe’ye, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret iddiasıyla bir kez daha 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verildi. Hâkim, Efe’nin savunmasında “suç unsuru taşıyan beyanlarda bulunduğu” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe’nin,  “Kanunsuzlar 2” ve “Kanunsuzlar 3” isimli kitaplarında  “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti. Bu dava ise Nurullah Ankut Efe’nin, duruşmada yaptığı savunma ve duruşma sonrasında adliye önünde yaptığı açıklama nedeniyle açılmıştı. Efe’ye “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle açılan davanın ikinci duruşması bugün Çağlayan Adliyesi 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

ERDOĞAN’IN AVUKATLARI DURUŞMAYA KATILMADI

Duruşma salonunun önüne barikat kuruldu ve çevik kuvvet getirildi. Duruşmaya, HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe ile Efe’nin avukatları, Azime Ayça Okur, Pınar Akbina, Fettah Ayhan Erkan, Ali Serdar Çıngı, Tacettin Çolak, Sait Kıran, Doğan Erkan, Doğan Zafer Çıngı katıldı. HKP üyeleri ise dosyada gizlilik kararı olmamasına rağmen duruşmaya alınmadı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları Ela Ezgi Yelmen Karadağ, Ahmet Özel ise katılmadı.

EFE: SİZ BURADA TİYATRO OYNATIYORSUNUZ

Hâkimin, Nurullah Ankut Efe’ye “Sen” demesi üzerine Efe, “Madem ki sen Keşanlı dili ile konuşuyorsun ben de sana sen diye hitap edeceğim” diye karşılık verdi. Duruşmanın devamında Savcı, savunmasını yapan Efe’nin sözünü kestiği sırada Efe, Savcıya “Siz burada Tiyatro oynatıyorsunuz, yargılama yapmıyorsunuz” diye yanıt verdi. Hâkimin; Efe’nin sorgusunu yarıda keserek, Ceza Muhakemesi Kanuna aykırı şekilde Esas Hakkında Savunmasını istemesi üzerine Efe ve avukatları usule aykırı, emirle göstermelik duruşma yapmasına tepki göstererek Duruşma Salonunu terk ettiler.

“ADALET BAKANI SÜREKLİ BU DOSYAYI TAKİP EDİYOR”

Duruşmanın ardından HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak, 48.Asliye Ceza Mahkemesi önünde açıklama yaptı. www.istanbulgercegi.com'a ulaşan Çolak'ın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Ekim ayındaki duruşmada yargıcın tavrı ihsas-ı rey kapsamındaki tavrı belliydi. Duruşmaya ara verip, bize de kumpas kurarak duruşmadan çekti, gitti. Şuanda da müvekkilimiz Nurullah Ankut Efe’nin kendisine yöneltilen suçlamalar karşısında somut, belgeli savunmalarına sürekli Savcı ve Yargıç itiraz etti. Sürekli savunmayı kesmek istediler. Zaten buraya girerken de bu polis memurlarının, bu bariyerlerinin burada olması da yargılamadaki aleniliği ortadan kaldırdığı gibi şimdi bile dayanamayıp bakın açıklama yapmamıza izin vermeyerek bu hukuksuzlukları süreklileştirmek istiyorlar. Biz yargıca şunu dedik; “Savunma hakkı dokunulmazdır, kutsaldır. Müvekkilimizin savunmasını tamamlaması gerekir. Bunun dışında nasıl bir savunma istiyorsanız hukuki usul değişmiş ise buyurun onu çizin ona göre yapalım” Dolayısıyla burada açıkça mahkemenin vereceği karar belli olmuştur. Müvekkilin savunma yapmasının da hiçbir anlamı kalmamıştır. Bu nedenle duruşmayı terk ediyoruz. Burada bağımsız adalet, tarafsız yargı söz konusu değildir. Kaldı ki daha önceki celselerde mahkemeye de sunduk. Adalet Bakanı sürekli bu dosyayı takip ediyor. Mahkemede bu dosyayla ilgili sürekli Adalet Bakanı’na bilgi veriyor. Adalet Bakanı’nın takibi altındaki bir dosyanın, bir hâkimin bağımsız karar vermesi de mümkün değildir. Bugünkü duruşmada maalesef bunları yaşadık. Tarih Genel Başkanımızı beraat ettirmiştir. Buradaki verilecek cezanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

“ARTIK BU ADLİYELER, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ADINA YARGILAMA YAPMIYOR”

Duruşmanın ardından HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe ve HKP avukatları Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı.

HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe şu ifadelere yer verdi:

Türkiye’de artık, tıpkı Nazi Almanya’sında olduğu gibi, “İkili Devlet” var. Biri; çökertilmiş, enkaz haline getirilmiş; Kuvayimilliyeciliğin, Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın zaferi üzerine inşa edilmiş Laik Cumhuriyet. Bugün enkaza döndürülmüş durumdadır. Enkaz yığını haline getirilmiş durumdadır. Öbürü de Kaçak Saraylı Reis’in Din Devletidir, adım adım oluşturduğu Din Devleti... Artık bu adliyeler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına yargılamalar yapmıyor. Kaçak Saray’ın bir uzantısı olarak, hepsi de onun askerleri olarak, yüzlerine de söylediğimiz gibi, onun cübbe giyinmiş askerleri olarak, bir Kaçak Saray’ın emrine girmiş operasyon silahı olarak görev yapıyorlar, arkadaşlar. Zaten dikkat ederseniz, Kaçak Saraylı Hafız son kararnamelerinde şu imzayı kullanıyor: “Türkiye Cumhurbaşkanı”... “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı”, demiyor, “Türkiye Cumhurbaşkanı”, diyor. Yarın, bir süre daha yuvalandıktan sonra, “Türkiye İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı”, diyecek. Onun zeminini hazırlıyor ve adım adım, yıktığı Laik Cumhuriyet’in tuğlalarından aşırarak kendi Ortaçağcı Kaçak Din Devletini inşa ediyor.

“KENDİ CÜBBE GİYDİRİLMİŞ AKP VE MHP’Lİ HUKUK MEZUNLARINI ORAYA DOLDURUYOR”

İşte buradaki, yüzlerine karşı da söylemiş olduğumuz gibi, Kaçak Saray’ın operasyon silahına dönüştürülmüş, esir alınmış, onun askerleri haline getirilmiş Savcı ve Yargıçlardan oluşan mahkeme, bizim savunmamıza tahammül edemedi. Bizim savunmamızı kestirmek istedi; biz devam edince, sonunda tahammül edemeyerek “bitirdim”, dedi. Yani kanun manun umurlarında değil bunların. Zaten kanunla ne ilgileri var? Atatürk Orman Çiftliği’nin bağrına getirip Kaçak Saray’ını oturttu. Ankara Mimarlar Odasının namuslu Başkanı Tezcan Karakuş Candan hanımefendi ve avukatlar ekibi, onlarca dava kazandı, Kaçak Saray’ın kaçak olduğuna dair. En son bu ay içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 5’e 6 bir oy çoğunluğuyla Kaçak Saray’ın kaçak olduğunu yeniden hüküm altına aldı. Ama dikkat ederseniz; eskiden oybirliğiyle çıkıyordu karar, şimdi 6’ya 5’le çıkıyor. Yani orayı da adım adım ele geçiriyor, arkadaşlar... Gerçek, vicdanından emir alan Savcıları, Yargıçları harcıyor; kendi cübbe giydirilmiş AKP ve MHP’li hukuk mezunlarını oraya dolduruyor, arkadaşlar. Kanun tanımıyor... Bu karar ne diyor? “Derhal oranın boşaltılıp eski haline getirilmesi gerekir. SİT alanıdır, orada yapılaşmaya izin verilemez.” Adam dinlemiyor.

“BUNUN HUKUKSUZLUKLARI, KANUNSUZLUKLARI SAYMAKLA BİTMEZ”

İşte o yüzden biz, 2015 sonrası yazdığımız üç kitabın adını “Kanunsuzlar I-II-III” olarak koyduk. Ve “Kanunsuzlar II ve III” kitaplarından dolayı yargılandık. Onun savunmalarından dolayı yeni davalar açıldı. Onlardan dolayı bu davalar devam ediyor, arkadaşlar. Yine işte hepimizin belleğinde; Büyükada İskelesi’ni ne yapmış? Bilal’in TÜGVA’sına aylık 2 bin liraya kiraya vermiş. Bin metrekare kapalı alanı var ya... İskelede, aylık 2 bin lira ya... Biz Güzeltepe’de oturuyoruz, bodrum katlarının bile kirası aylık 2 bin liradan aşağı değil ya... Mahkeme karar verdi, Belediye Zabıtaları geldi; Tayyip karşısına polisi çıkardı. Ve bina boşaltılıp Adalar Belediyesine teslim edilemedi, hâlâ Bilal’in TÜGVA’sının işgali altında. Yani bunun hukuksuzlukları, kanunsuzlukları saymakla bitmez ya... Yüzlerine de söyledik; ya bir tane olsun derde derman, kanuna, hukuka uygun bir işlemlerini gösterin, dedik. Yok... Yaptıkları hiçbir işte ne kanun var, ne ahlak var, ne vicdan var ne merhamet var, ne din var, ne iman var...

“TÜRKİYE NE YAZIK Kİ 1915 MÜTAREKE DÖNEMİNDEN ÇOK DAHA AĞIR ŞARTLARI YAŞIYOR”

Türkiye ne yazık ki 1915 Mütareke Döneminden çok daha ağır şartları yaşıyor, arkadaşlar. Ama yolun sonuna geldiler. Sevgili Ozanımız Musa Eroğlu’nun dediği gibi, bunlar için de “Yolun sonu görünüyor”. Kaçışları yok!  Çelik Bilezikle tanışacaklar. Ve eninde sonunda buralara gelecekler, emri sadece kanunlardan ve vicdanından alan, gerçek Savcı ve Yargıçlardan oluşan mahkemelerin önüne çıkacaklar. Tıpkı FETÖ’nün Yargıçları, Savcıları gibi ağırlaştırılmış hatta onlarca kez ağırlaştırılmış müebbet cezalarıyla müeyyidelendirilecekler. Bunu sadece bugünkü Türk Ceza Kanunu kapsamında yargılayacağız, arkadaşlar. Siz genç arkadaşlarım yüzde yüz buna tanık olacaksınız. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, nereye çıkarlarsa çıksınlar, sonunda mutlaka Çelik Bilezikle tanışacaklar!

“BİZİ KİMSE KORKUTAMAZ, SİNDEREMEZ, YILDIRAMAZ”

Bize durmadan davalar açtırıyorlar. İşte dün yine karakoldan aradılar: Evrakınız var gelin. “Nedir yeğen?”, dedim evrak. “Cumhurbaşkanına Hakaret. Gidip Savcıya ifade vereceksiniz.” Nerede? “Anadolu Adliyesinde.” Yani gidip onu da alacağız, Anadolu Adliyesinde de davalar başlayacak. Ama bizi korkutabilirler mi, yıldırabilirler mi? Hayır, asla... Biz, 12 Eylül Faşist Diktatörleri tepemizde yağlı urganları sallandırırken ve biz idam cezalarıyla kovalanırken o günlerde bile yüreğimiz titremedi bizim! Ve davamızdan bir milim, mücadelemizden bir milim sapmadık ve geri durmadık. Kimse bizi korkutamaz, sindiremez, yıldıramaz. Ne diyor, Yiğit Ozanımız Ahmed Arif? “Biz ki ustasıyız vatan sevmenin.” Bizi kimse korkutamaz, sindiremez, yıldıramaz. Eninde sonunda hesap verecek bunlar. Halkız, haklıyız, yeneceğiz!

“ÇAĞLAYAN’DAN VERİLECEK CEZANIN HİÇBİR KIYMETİ HARBİYESİ YOKTUR”

Efe’nin ardından söz alan Çolak, şunları söyledi:

Arkadaşlar, Bu yargı sistemi içinde artık beraat vermek de mümkün değil. Yargının içinden gelen Hâkimler de, vicdanının sesini dinleyen Yargıçlar da bunu açıkça söyledi. Aydın Başar isimli Yargıç, Balıkesir Asliye Ceza Hâkimiyken, dosya durumuna göre Cumhurbaşkanına Hakaret davasından verdiği beraattan sonra Zonguldak’a, olmadı Erzurum’a sürgün edilen bir Yargıçtır.  Onun basına düşen ifadeleri aynen şudur: “Yargıyı FETÖ Cemaatinden teslim aldınız ama korku cemaatine teslim ettiniz.” “Artık vicdanımızın sesini dinleyip kararlar veremiyoruz”, diyen bir Yargıçtır... Bunun gibi başka Yargıçlar da oldu. Balıkesir’de yine karşılaştığımız bir davada, Çanakkale’de beraat kararı verdiği için hakkında soruşturma açılan bir Yargıç kadın arkadaşımızla da biz karşılaşmış olduk. Dolayısıyla, Sayın Genel Başkan’ın da çok doğru bir tespitiyle, artık Kadı Makamı olmaktan da uzaklaşmış durumda bu yargı. Yani şu anda Yargıca emsal Yargıtay İstinaf Kararları veriyoruz, savunmanın sınırlandırılamayacağı, bunun kutsallığıyla ilgili; ama kendisinin istediği sınırlarda savunma yapılmasını istiyor. Yok, öyle yağma! Biz FETÖ mahkemelerinde de savunmanlık yaptık, şimdi de savunmanlık yapıyoruz. Hiçbir değişiklik yok. Bunu kendilerine de söyledik. Zaten şu sözümüzü de belirtelim: Bizim aklımızdan geçip, yüreğimizden süzülüp, kelimelere dökülmeyen hiçbir düşünceyi burada riyakârca açıklamayız. Her düşüncemizde samimiyiz. Polis kameralarının önünde bir kez daha söylüyoruz. Eminiz, bu açıklamadan da bir dava çıkacak. Çünkü dava davayı doğurur hale geldi... Ama haksızlıklar, hukuksuzluklar ve hatta kanunsuzluklar... Yani CMK’de açıkça ortaya konmuş yargılama usulünü ayaklar altına alan, keyfi bir duruşma idare etmek isteyen Yargıca biz itiraz ederiz. İtiraz ettik. Dolayısıyla duruşma salonunu da terk ettik. Zaten biz bir kez daha söylüyoruz: Sayın Genel Başkan yazdığı kitaplarla, yaptığı konuşmalarla, Halkın Kurtuluş Partisi’nin verdiği mücadeleyle çoktan Tarih önünde, Emekçi Halklar önünde beraat etmiştir. Çağlayan’dan verilecek cezanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur!

HÂKİMDEN EFE’YE HAPİS KARARI

Duruşma sırasında kararını açıklamayan mahkeme hâkimi Efe’nin avukatlarının gıyabında verdiği mahkûmiyet hükmünü saatler sonra UYAP’a yükledi. Efe’ye, Erdoğan’a hakaret iddiasıyla bir kez daha 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verildi. Hâkim, Efe’nin savunmasında “suç unsuru taşıyan beyanlarda bulunduğu” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. 

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları