İktidarın ''Muhalefet'' Aldatmacası

LDP Genel Başkanı Cem Toker, ''Keske karsımızda adam gibi muhalefet olsaydı, bizi daha iyiye yönlendirseydi'' edebiyatı yapan AKP yönetimi, milletin zekası ile dalga geçmektedir'' dedi...

Her ekranda, hergün, saatlerce "keske karsımızda adam gibi muhalefet olsaydı, bizi daha iyiye yönlendirseydi" edebiyatı yapan AKP yönetimi, milletin zekası ile dalga geçmektedir.

Zira, AKP, söylem dısında, hiçbir icraatı ile, karsısında siyasi partinin muhalefet olarak güçlenmesine olanak tanımamaktadır. Teker teker özetleyelim:

1- BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Dünya basın özgürlük sıralamasında, son 5 senede 50 basamak inip, 148.liğe düsmüs, yedi gazetenin aynı gün, kelimesi kelimesine aynı mansetle çıktığı ülkede hiçbir muhalefet partisi güçlenemez. Bu sartlarda bir ülkede, hergün referandum, hergün seçim yapsanız yine de demokrasi olamaz, korku imparatorluğu olarak algılanırsınız.
Zira her referandumun, her seçimin galibi zaten önceden bellidir.

2- SEÇİM BARAJI
Zulu kabile seçimlerinde bile olmayan %10 baraj rezaleti olan bir ülkede "oyum bosa gidecek" kaygısı varken, hiçbir siyasi parti güçlenip alternatif olamaz.
Son seçimde baraj altında kalan 12 partinin toplam oyu sadece %4'tür.

3- HAZİNE YARDIMI
Son seçim yılında, seçim gününe kadar AKP günde 1 trilyondan fazla parayı, milletin vergilerini, kasasına indirirken, pusuladaki 15 partiden 12'sine tek bir kurus vermeyen hazine yardımı rezaleti devam ettikçe yeni bir muhalefet gelisemez.

4- KORKU İMPARATORLUĞU
Hazine yardımı almayan partilerin, biraz ortalıkta görünmeleri için isadamlarından, vatandastan, esnaftan yasal sınırlardaki bağıs talepleri, "aman hükümetin kulağına gider, basıma is açılır" korkusu ile reddedilirken muhalefetin güçlenmesine imkan yoktur. Aynı gerekçe, partilere üyelikte yasanmakta, "duyulursa islerim bozulur, aldığım sosyal yardımlar kesilir, vergi memuru gelir, ailem korkuyor, izin vermiyor" gibi haklı endiseler insanımızı inandığı partilerde aktif siyasetten uzak tutmaktadır.

5- BÜROKRATİK EZİYET
Pusulada yer almanın ön sartlarında biri olan, sıradan bir ilçe örgütü kurup, kongresini yapmak için, kral memurun kafasına göre, ilçe emniyetine, ilçe seçim kuruluna, bazan kaymakamlığa, kongreden önce ve kongreden sonra, devletin elindeki bilgiyi, devletin bir kurumundan alınıp, bir diger kurumuna verilen, abartmıyorum, yüzlerce evrak talebi bir partide aktif rol almak isteyenleri, yani katılımcı demokrasiyi caydırmaktadır.

6- MÜNAZARADAN KORKUP KAÇAN İKTİDAR
Basta Basbakan olmak üzere, AKP yönetiminin tümü, Batının gelismis demokrasilerinde gelenek haline gelmis "siyasi tartısma" programlarından kaçmakta, kendilerine duydukları güvensizlikten, belki de madara olmaktan korktuklarından, muhalefetteki rakiplerinin karsılarına çıkıp, halkın gözü önünde TV ekranlarında hesaplasmayı muhalefeti güçlendirme riski olarak görmektedirler.

Özetini verdiğimiz tüm bu anti-demokratik uygulamalar çerçevesinde, iktidarın günde yüz kere tekrarladığı "ah keske karsımızda adam gibi bir muhalefet olsaydı" serzenisleri, "Türkiye demokratik, laik bir hukuk devletidir" klisesi kadar gerçekci ve samimidir.


Cem Toker
Liberal Demokrat Parti
Genel Baskanı