loading
close
SON DAKİKALAR

'İşkenceciye alenen tolerans'

'İşkenceciye alenen tolerans'
Tarih: 06.11.2012 - 13:33
Kategori: Siyaset

CHP'li Sezgin Tanrıkulu, işkenceye karşı uluslararası tedbir yollarından ısrarla kaçınıldığını söyledi...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu yazılı bir açıklama yaparak 'İşkenceye sıfır tolerans' diye yola çıkan AKP hükümetini eleştirdi:

AKP hükümeti, işkence ve kötü muameleye karşı gerek ulusal gerekse uluslararası tedbir yollarından ısrarla kaçınıyor. Bunun son örneğini de, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme Ek Protokolü’ne uygun Ulusal Önleme Mekanizması’nın, yükümlülüklere rağmen kurulmamasında gördük.

Oysa Protokol gereği bu mekanizmanın 27 Ekim 2012 tarihinde kurulması gerekiyordu.

Hatırlanacağı gibi Türkiye’nin 2005 yılında imzaladığı Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Sözleşmeye Ek Protokolü’nün (OPCAT) Seçmeli Protokol’ün onaylanmasına dair 6167 sayılı yasa, 12 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Onay prosedürünün BM ile ilgili bölümü ise 27 Eylül 2011 tarihinde onayın BM organlarınca depo edilmesi ile 27 Ekim 2011 tarihi itibari ile tamamlanmıştı.

Böylece Türkiye, İşkenceyi Önleme Alt Komitesi’nin alıkonulma yerlerine düzenli ve habersiz ziyaret yetkisini tanıma ve en geç bir yıl içinde işkencenin ulusal düzeyde önlenmesi için Seçmeli Protokol’e uygun bir Ulusal Önleme Mekanizması kurma yükümlülüğü altına girmişti.

Ancak, böyle bir yükümlülük üstlenilmesine karşın OPCAT gereği belirtilen en geç bir yıllık süre olan 27 Ekim 2012 tarihinde işkencenin ulusal düzeyde önlenmesi için Seçmeli Protokol’e uygun bir Ulusal Önleme Mekanizması kurulmadı.

Türkiye’nin Avrupa Komisyonu’nun 2012 İlerleme Raporu’nda da eleştirildiği bu husus, AKP’nin işkence ve kötü muameleye karşı önlem almaktan kaçınıldığını gösteriyor.

2012 İlerleme Raporu’nda kolluk görevlilerinin özellikle resmi olmayan gözaltı merkezlerinde güç kullanmaya devam ettiklerine işaret ediliyor. Rapor’da ayrıca işkence ve kötü muameleye ilişkin soruşturmaların adli birimlerce yavaş yürütüldüğüne, buna karşın güvenlik güçlerinin karşıt iddialarına öncelik verildiğine işaret ediliyor.

Bizzat Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Şubat 2005-Haziran 2010 arasında işkence suçu uyarınca haklarında soruşturma açılan 309 güvenlik görevlisinden sadece ikisi ceza almış.

2011 yılında gözaltında beş kişi yaşamını yitirdi. 15 kişi ilköğretim veya ortaokulda gördükleri işkence ve kötü muamele sonucu yaralanırken, kolluk güçlerinin işkence veya kötü muamelesi sonucu yaralanan kişi sayısı da 228 kişidir. Aynı yıl içinde cezaevlerinde 41 kişi hayatını kaybederken, 148 kişi de yaralandı. 2012’nin ilk dört ayında 281 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.

Hemen her gün kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden toplumsal gösterilere yönelik coplu ve gazlı müdahaleler, hak talep eden yurttaşlarımızın her an yaralanma ve hatta ölümle karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor. İçişleri Bakanının, namı diğer “gazcı” bakanın neredeyse tek icraatı, vatandaşa karşı kullanılmak üzere biber gazı ve cop tedarik etmek oldu.

Demokratik işleyişin temel dinamiklerinden biri olan toplumsal gösteri ve yürüyüş hakkı neredeyse tamamen rafa kaldırıldı. Bu hakkı kullanmak isteyen yurttaşlar her türlü baskı ve zorbalıkla karşı karşıya bırakılıyor.

Bireysel hak taleplerine karşı da kolluk güçlerinin işkence ve kötü muamele uygulamaları ise insan hakları ihlal raporlarına sığmaz oldu.

İşkence ve kötü muamele yasağı, Anayasamızın 17. Maddesinde ve Türkiye’nin onayladığı temel insan hakları sözleşmelerinde yer alan negatif hakların en önemlilerindendir. TCK’nın ilgili maddelerinde insan hakları güvenceye alınmış gibi görünüyor ama uygulamada durum tam anlamıyla vahimdir.

İşkence fiillerinin pek çoğu başka bir suç olarak nitelendirildiği için izin kurumuna tabi hale getiriliyor ve daha soruşturma aşamasında idari engelle karşılaşılıyor. Dolayısıyla işkenceye af mümkün hale geliyor, zamanaşımı süreleri azalıyor, uzatma, erteleme, paraya çevirme mümkün oluyor… Uzun lafın kısası, ülkemizde işkenceye de işkenceciye de hâlâ alenen tolerans tanınıyor!”

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları