İstanbul Tabip Odası Seçimleri Sonuçlandı

''Değerli Meslektaşımız, İki yıl önce “Hekimliğin değersizleştirildiği bir ülkede ancak mücadeleci bir tabip odası hekimlerin haklarını savunabilir” demiştik. Bu bir tespit ve size verilmiş bir sözdü.

AKP iktidarı 2010-2012 döneminde sağlığın ticarileştiril-mesi ve hekim emeğinin ucuzlatılması için yasallık ve meşruluk arayışından vazgeçmiş, sağlık alanını meclisteki çoğunluğuna güvenerek, gece yarısı çıkartılan kanun hükmünde kararnameler ve torba yasalarla şekillendir-meye çalışıyordu. Danıştay’dan gelen itirazlar ve yürüt-meyi durdurma kararlarını hiçe saymaktan çekinmiyordu. Öngörümüz, 2012-2014 döneminde iktidarın, sağlıkta dönüşümü tamamlamak uğruna gerek topluma, gerek sağlık çalışanlarına karşı, anayasal hakları hiçe sayan düzenlemelere başvuracağı, keyfi uygulamalarla sağlık çalışanlarına baskıyı arttıracağıydı.

Bu gidişi durdurmanın, meşruiyetini kaybetmiş olan hükümetle sağlanacak uzlaşı ile değil, hekimlik değerleri ve haklarından bir adım geri atmadan, hukuki ve meşru her türlü kanalla hekimlerin haklarını savunan bir tabip odası ile mümkün olacağını söyledik. “Mücadeleci bir tabip odası” bizim size sözümüzdü. Siz desteğinizi verdiniz ve biz sözümüzü tuttuk. Mücadelenin hukuksal ve diplomatik boyutunu asla geri plana atmadan, meşru her kanalla hekimlerin sesini duyurduk, iradesini temsil ettik.

Yapılan resmi ziyaretler ve kazanılmış davaların dökümü-nü seçim programımızda bulabilirsiniz.

Ama biz bununla yetinmedik, kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayan, yürütmeyi denetleyen özerk kurumları lağveden, bireysel hak ve özgürlüklere saldıran, şiddet uygulamaktan çekinmeyen bir hükümetin iktidarında

susan, kişiliksizleşen, yok olan birçok demokratik kitle örgütüne karşın, bir meslek örgütü ve demokratik kitle örgütü olarak mesleki ve toplumsal haklarımızı başımız dik bir şekilde koruduk.

Gezi’de gönüllü hekimlerimiz, “Söz konusu insan sağlığı ise gerisi teferruattır!” diyerek, devlet şiddetine karşı yaşamı savundu. O şiddet altında dahi kurulan dolaysız hekim-hasta ilişkisi, piyasalaşma ile yitirilen, hekime güveni -geçici de olsa- yeniden kazandırdı. İstanbul Tabip Odası, uluslararası hekim örgütleri tarafından verdiği mücadele ile dünyaya örnek gösterildi.

Yeni bir dönem var önümüzde... Beraberken güçlü olduğumuzu ve korkmadığımızı, yöneticilerin bizden ne daha ahlaklı, ne de daha zeki ve yaratıcı olmadığını gördük. Yıkılan korku duvarlarını görüyor, yıllarca siyasetten, emek mücadelesinden uzak durmuş insanla-rın yükselen sesini duyuyoruz. Aile hekimlerinin iş bırakmaları, asistanların kazanımlarla sonuçlanan grevle-ri yeni dönemin sağlık alanından ilk müjdecileri.

Diyoruz ki, gecenin en karanlık zamanı geride kaldı. Artık kaybettiklerimizi geri alma zamanı.

Diktatörden korkmadıysak, yöneticilerinden, göz korkut-malarından, yasal haklarımızı gasp etme çabalarından hiç korkmayız.

Haydi gel, senin zamanın artık.

Odaya gel. Demokratik katılım Grubu ile oda senin gücün olacak.

Bulunduğunuz her yerde, birlikte ve güçlü olmanız, yönetimlere karşı kendi temsilciliklerinizi oluşturmanız için.

Birlikte daha güçlüyüz!'' demişti...

Demokratik Katılım Grubu yaptıkları duyuruda; tüm bu olumsuzluklara, iktidarın baskılarına karşın; insanlık ve hekimlik onurunu, yaşam hakkını, meslek odasının saygınlığını ve güvenilirliğini %71 oy alarak koruduğunu açıkladı...

Hekimleri hekimlik yaptıkları için cezalandıran yasalar...