Kemal Abdullahoğlu: 60 milyar dolarlık özelleştirme yaptılar, bir tanesinin memlekete bir kuruş faydası oldu mu?

DYP eski Genel Başkan Yardımcısı Kemal Abdullahoğlu, Can Ataklı’nın Yazı İşleri programına konuk olarak katıldı.

Abdullahoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“-Bugün Tıp Bayramı. 572 hastanın düştüğü doktorun hangi koşullarda görev yapabileceğini tartışır durumdayız.
OECD sıralamasında son sıradayız. 60 bin doktor, 150 bin hemşire açığıyla Türkiye Tıp Bayramı kutluyor. Hekimlerimizin bayramını kutluyorum.

-AK Parti ve MHP 2019’da risk taşıdıklarını ve kaybettiklerinin farkındalar. Bütün anlatımlarının zıttı işbirliğine girip bunu yasalaştırdılar. 26 maddenin demokratik tek maddesi yok. Demokrasinin beşiği sayılan ülkelerdeki seçim yasaları ve uygulamalarla alakası yok. YSK’ye daha demokratik ve bağımsız görev koşulları sağlanması gerekirken mühürsüz pusulayı meşrulaştırıyorlar. Bu af yasasıdır. Önceki seçimde yapılanlara af getirmişlerdir. Sandık başkanını niye siz atayacaksınız? Güvenlik çağırabilirmiş... Bunlar demokratik değil. Abdullatif Şener’i yad ediyorum. ‘3 seçimi de kaybedecekler’ demişti. Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler.

-Adalet Yürüyüşünü hatırlayın. Yüzde 48,5’luk blok oluştu. Her partiden insan vardı. Demek ki millet ihtiyaç hissettiğinde bloklaşma olabilir. Türkiye’nin siyasi anlamda yeniden yapılanması gerekir. AK Parti ve MHP, ittifakla cepheleşmenin önünü açtılar ama burada tuzak var. HDP’yi de ittifakın içine alın, diyor. Bu Türkiye için problem haline gelebilir. AK Parti genel başkanı HDP’yi içine alan ittifaka şer ittifakı diyerek itibar kaybı sağlamak isteyecektir. Buna imkan vermemek için tüm siyasilerin bloklaşma yapması gerek.  AK Parti’nin yüzde 45’lerdeki oyları kendi oyları değil, emanet. Yüzde 30-35'i merkez ve merkez sağ oylardır. Cumhuriyetçi oyları AK Parti’de devam erme ihtimali kalmamıştır. AK Parti’nin tarihe gömülmesi mümkündür. Topluma güven veren bloğun oyları yüzde 48,5 olduysa yüzde 60’lar da olabilir.

-Dünya siyaset tarihinde bu kadar ölümcül hatalar yapan iktidar 15 yılda bu kadar seçim nasıl kazanır? DYP Meclis’te olmayınca böyle olur. Başta ana muhalefet olmak üzere siyasi partilere çok görev düşüyor. Önümüzdeki seçimlerde AK Parti’nin tarihe gömüleceğine inanıyorum. DYP cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkar,  parlamenter sisteme inanmaktadır. Buna, laikliğe inanmayan partilerle ne işimiz olabilir? Türkiye’nin geleceğine nasıl imza atabiliriz. Demokratik güçler bir şemsiye altında buluşmalı. Son 2 yıla bakın göreceksiniz. Yürüyüşler yapıldı. Parti gözetmeksizin yürüyüşe katıldı halk. Halk gidip en doğru seçimi yapacaktır. Şu andaki ittifak değil iltihaktır. Önümüzdeki bir kaç aylık süre içinde bakmak lazım. AK Parti 1 sene var demedi, ittifak yaptı. Karşı blok da gecikmeksizin yapmalı lazım.

-HDP yok diye davranalım, AK Parti’nin gerilemesi buna bağlı. ‘HDP ile ittifak yapsınlar, açalım ağzımızı yumalım gözümüzü’ diyorlar.
Sandığa gitmeyen 8 milyon civarında oy var. Sandığa gitmeyen ve karasızlar partisi kurulsa barajı aşar. Bu kesimi sandığa çekmek, güven vermek dururken neden karşı tarafa koz verilecek?

AK Parti genel başkan yardımcısı Türkiye yüzde 11 büyüdü, Türkiye uçuyor, dedi. Başbakan, ‘Türkiye tarımda birinci’ dedi. Halkı aldatmaya yönelik açıklamalar. Yüzde 11.1 büyüdük derken enflasyon yüzde 11, cari açık 43 milyar dolar. 15 yıllık cari açık 548 milyar dolar, cumhuriyet tarihinin en büyük cari açığı. 222 milyar dolar borçla teslim aldığınız Türkiye’yi 620 milyar dolarlık borcun içine soktunuz. Üretime girmediniz, her yıl 220 milyar dolar fon bulmanız lazım. Merkez Bankası olarak 115 milyar dolar rezerviniz var. 35 milyar dolarlık kısmı hemen kullanıma hazır. Böyle bir bütçeyle nasıl yüzde 11.1 büyüdü Türkiye?

-Rakamlara takla attırılarak gerçekleşen büyüme. 157 milyar dolar civarında ihracat var. Gerçek ihracat 40-50 milyar doların üstünde değil. Sokağa çıkıp sorun büyüyen var mı? Belli yandaş kesim ciddi para kazanıyor. Halkımızın yüzde 85'i tepeden tırnağa borçlu. Ne kadar borçlu olduğunun, ne kadar ödeyeceğinin farkında değil. Gündelik yaşıyor toplum, yarın yok.

-Başbakanın ‘tarımda Avrupa birincisiyiz’ ifadesi… Böyle trajikomik ifade olur mu? İğneden ipliğe 126 ülkeden ithalat yapan ülke tarım hayvancılığı yok etmiş ülke nasıl tarımda 1. Olur? Şeker fabrikalarını 15 yıl izleyip bir anda satmaya karar veriyoruz. 60 milyar dolarlık özelleştirme yaptılar, 1 tanesinin memlekete bir kuruş faydası oldu mu? O tesisler düşük rakamlara satılıp çarçur edildi. DYP olarak Türkiye’nin petrolü, doğalgazı yok diyoruz. İki sektör var gelir getiren. Biri turizm diğeri tarım, hayvancılık süt ve süt ürünleri sektörüdür. 150 milyar dolar turizm geliri mümkün.

-AK Parti’nin tarım ve hayvancılıkla ilgili kaygıları yok. Geldiklerinden beri 3 trilyona yakın para harcadılar, istihdama, üretime yönelik ne yaptılar, hiçbir şey? Üretim olmayan toplumun büyümesi sanal değil midir? Neye dayanarak pembe refah tabloları çiziyorlar. Bu kadar mı toplumdan kopuklar? Asgari ücreti niye artırmıyorlar? Servet sahipleri Türkiye’yi terk etti. Yabancı sermaye de gitti, gitme hazırlığında olanlar da var. 3 derecelendirme kuruluşu Türkiye yatırıma uygun değil dedi. Türkiye için deniz bitti kara göründü."