loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: AB’nin bize yeni bir fasıl açmasını beklemeden oradaki tüm kuralları kendi ülkemizde uygulamak zorundayız

Kılıçdaroğlu: AB’nin bize yeni bir fasıl açmasını beklemeden oradaki tüm kuralları kendi ülkemizde uygulamak zorundayız
Tarih: 11.09.2021 - 13:24
Kategori: Siyaset

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çeşme’de düzenlenen ESİAD 35. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

İdlib’te iki şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Umuyorum bu topraklara huzur ve barış gelir.

Eğer siz siyaseti bireysel çıkar üzerine inşa etmezseniz veya siyasette çağdaş uygarlığı seviyesine ulaşmayı bırakıp kendi dar politikanıza hapsedersiniz Türkiye’yi bu hale getirirsiniz. İkinci yüzyıla çağrı beyannamemiz var. 13 madde halinde. İkinci yüzyılda neler yapmamız lazım? Bir yüzyılda acılarımız, savaşlarımız depremlerimiz var. Siyasi idamlarımız var. Geçen bir yüzyıldan ders çıkararak gelecek yüzyılı inşa etmeliyiz. Bu ülkenin iş inşaları nasıl politikacı istiyorlar? Yarış iyilikte yarış olur. Biz iyilikte yarışırsak Türkiye hızla büyür ve kalkınır. Nüfusumuz genç ve dinamik.

Maalesef zenginliğimizi kullanamıyoruz ve hatta bunu kavga nedeni olarak bile görüyoruz Sanayici arkadaşlarımız çok pahalı elektrik kullanıyor. Akkuyu’da nükleer santral devreye girdiğinde kilowat başına 12 cent ödeyeceksiniz. KDV hariç… Rakip ülkeler 3 sente bunu kullanacak. Rekabet edemeyeceksiniz. Bu durumu sizin yüzünüze söylediler, sesiniz çıkmadı. Bu yanlışı niye yüksek sesle dillendirmeniz? Paris İklim Değişikliği Sözleşmesi imzalanmalı. TÜSİAD’ın çalışması var bu konuda. Eğer imzalanmazasa 2 milyar dolarlık ek yük gelecek sanayiciye. Paris Sözleşmesi’nin imzalanmadığı durumda Türkiye’den AB’ye mal ihracatı yapacak sanayiciden ek ücret alınacak.

Bir önlem, çalışma yok. Bütün bunlara rağmen karamsar değilim. Bu ülke bu sorunu çözebilecek kapasiteye sahip. AB bizi kabul eder etmez, bu ayrı bir şey. AB’nin bize yeni bir fasıl açmasını beklemeden çağdaş uygarlığı aşmak istiyorsak oradaki tüm kuralları kendi ülkemizde uygulamak zorundayız. Binali Bey’in başbakanlık yaptığı dönemde ona şunu söyledim: Biz niye fasıl açılmasını bekliyoruz, bizim irademiz, aklımız yok mu? Onların öngördüğü bütün adımları atalım. Bu ülkenin siyasetçileri, bu ülkenin insanlarını üçüncü Sınıf demokrasiye mahkum etmemelidir.

Biz birinci sınıf demokrasiyi ülkemize getirmeliyiz. Bunun için çabalamalıyız. AB’ni fasıl açmasını beklemeyelim “Ekonomide istikrar yok, demokraside yok, normal yaşantımızda, yönetimde istikrar yok. Kararlılık nerede? Hem siyaset hem bürokratik yaşamda en çok duyduğum söz istikrardır. Diğer ülkelerle kendimizi kıyaslıyoruz. Devleti yönetmek aslında çok kolaydır. En kolay şeydir. Buna itiraz etmişlerdi. Hayır efendim, devlet yönetmek kolay. Çünkü devletin her kesimi yasalarla, kurallarla belirlenmiştir. Sorunun kaynaklandığı nokta şu: Siyaset kurumu yasa ve kurallara aykırı talimat verirse sorun çıkıyor. İhaleyi ona değil buna ver… O zaman liyakat sorunu ortaya çıkıyor. Belçika’da uzun süre hükümet kurulmadı. Ne basın ne vatandaş ‘eyvah hükümet kurulmadı’ demedi. Çünkü kurumlar işliyor. Biz de en ufak şeye siyaset müdahale ettiği için sorunlar çıkıyor. Kötü yönetiliyoruz. “Örneğin Merkez Bankası’nın yasası var.

Merkez Bankası fiyat istikrarını belirleyen kurumdur. 2021’de bir kararname çıktı. Cumhurbaşkanlığı Fiyat İstikrarı Komitesi kuruldu. Merkez Bankası’nda değil Merkez Bankası dışında. Bu ne anlama geliyor? Parlemento’nun MB’ye verdiği yetkinin Cumhurbaşkanlığı tarafından elinden alınmasıdır. Devletin istikrarı böyle olur mu olmaz? İki tarafta kendisini sorumlu görecek. Bu durumda fiyat istikrarı nasıl sağlanacak? Temelde yönetimsel sorunumuz var.

Ekonomik Sosyal Konsey kuruldu ve referandum ile anayasal kurum haline geldi. Kuruluş amacı ekonomik ve sosyal yaşamda sorun çıkarsa işin aktörleri olan iş insanları ile siyaset kurumunun bir araya gelmesini sağlamak ve sorun büyümeden politikalar oluşturulmaktı. Yasaya göre 3 ayda bir toplanacaktı ve başkanlığını başbakan yapacaktı. Bu kalktı. En son 5 Şubat 2019’da toplandı. Sorunları uzun uzun anlatmanın mantığı yok.

Biz siyasetçiyiz ancak iş insanları olarak siz aynı zamanda elinizi taşın altına koymuş kişilersiniz. 4 temel vizyonumuz var. Birincisi, bir ülkede demokratik standartlar yüksek değilse asla ve asla sağlıklı büyüyemezsiniz. Demokratik standartların yüksekliği demek herkesin can ve mal güvenliğinin sağlanmış olması demektir.

Yargı bağımsızlığını sağlamak zorundayız. Yargıç atamaları yapılıyor mesela. Parlamentodan da atama yapılıyor. Bizim partiden mi değil mi diye bakılıyor. Halbuki parlamentoya gelmeden öz geçmişine bakmak lazım. Yazdığı makale var mı, yabancı dili var mı diye bakılması lazım. Parlamentoda böyle bir seçim yapılması lazım… Buna liyakat denir ve devlet liyakat ile yönetilir. Siyasetin kirlilikten arınması gerekiyor. Siyaset üzülerek söylerim ki kirlilikten arınmış değil. Bir kişi siyasete girip zenginleşiyorsa kirlilik var demektir. 27 yıl bürokratlık yaptım. Siyasete girip de zengin olmak mümkün değildir.

İkincisi bütçe konusu… Bütçe yasaları görüşülüyor. Hedefimiz bütçe plan komisyonu dışında bir kesin hesap komisyonu oluşturmak. Bunun başına muhalefetten birisini konulacak ve paranın denetimi birlikte yapılacak. Söylemle her şey çözülmüyor. Sizin desteğinize ihtiyaç var. Sanayicilerle nerede konuşursam ara eleman sorunu yaşıyorlar. Onun için de düşüncemiz var. OSB’lerde teknoloji liseleri kuracağız. Teknoloji Liseleri, OSB’ler ve MEB birlikte yürütecek.

Müfredatı birlikte belirleyecek ve öğrenci 3. Sınıftan itibaren staja başlayacak. SGK pirimini devlet ödeyecek ve gencimizin işi hazır olacak. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü üniversiteye artı puanla gidecek. Üreteceğiz de ne üreteceğiz? Eğer 21. yüzyılda katma değeri yüksek ürün üretemezsek dünyada söz sahibi olamayız. Bunun da yolu üniversitelerden geçiyor. Bilgi üretirsek katma değer üretebiliriz. Üniversiteler bilgi ürettikçe araştırma geliştirme çalışmaları artacaktır.

Parti olarak Hindistan’a ekip gönderdik. İktidar göndermedi. Yazılım sektöründe neden Hindistan bu kadar ileride? Okul öncesi eğitimde oyun içinde çocuklara matematik öğretiyorlar ve çocuk müthiş bir mukayese eğitimi alıyor. Üniversitelilerimiz yurt dışlına kaçıyor. Kendi kapasitelerine uygun alan yok, demokrasi yok. Bunun değişmesi lazım.

Bu politikanın sanayicilerle birlikte üretilmesi lazım… Üretemezsek sadece pazar oluruz Cep telefonunda olduğu gibi. Türkiye’nin bunun için çip üretmesi lazım. Zorlu Grubu çip üretmek için 1 milyar dolar ihtiyaç olduğunu söyledim. Bende başbakan olsaydım bu parayı verirdim dedim. Eğer siz makine halısı yapan makine üretmek istiyorsanız çip üretmek zorundasınız. Bu yapılmıyor ve bu yapılmak zorunda.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları