loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın dokunamadığı tüm kesimlere CHP dokunuyor, CHP'den korkuyor

Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın dokunamadığı tüm kesimlere CHP dokunuyor, CHP'den korkuyor
Tarih: 05.01.2021 - 17:36
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 2020’den 2021’e sorunlarını devrettiğini belirterek, “‘Artık yeter’ diyoruz. Kısır tartışmalar yerine çözüm üretilmeli” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi:

KISIR TARTIŞMALARA GİRİLMEMELİ
Siyasette her zaman ve her ortamda doğruları söylemek önemli bir konudur. Siyasetçinin samimi olması, vatandaşları kavga ettirmemesi lazım. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var, nereye dokunsanız bir sorun yumağı. İster ekonomi, ister sağlık, ister dış politika. Gerçekten mutfaklarda yangın var, insanlar perişan. Böyle bir ortamda kısır tartışmaların içine girmek yerine vatandaşın var olan sorunlarını çözmeye siyaset kurumunun kilitlenmesi gerekmez mi?

2021’DE SORUNLARI DEVRALDIK
Torpili olan iş buluyor torpili olmayan isterse KPSS’de 100 alsın eleniyor, devlet liyakat üzerine inşa edilmez mi? Liyakat kavramını hangi gerekçe ile unuttuk? Tüm bunlar, 2021’de önümüzdeki sorunlar. 2020’den 2021’e sorunları devraldık. ‘Artık yeter’ diyoruz. Kısır tartışmalar yerine çözüm üretilmeli. Erdoğan bu soruma asla cevap veremiyor: 18 yıldır yönetiyorsun 82 milyon insanı hangi gerekçe ile Londra’daki tefeciye mahkum ettin? Neden dünyanın en yüksek faizini ödüyoruz?

VATANDAŞ ‘ARTIK YETER’ DEMELİ
Halktan yana yönetselerdi tefecilerin kucağına oturmazlardı. Bugün sokaktaki çocuk bile ülkede adaletin olmadığını biliyor, biz 2021’de de ülkenin tüm sorunlarına çözüm üreteceğiz. Ülkenin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Tamamen yapay gündemlerle tartışıyoruz. Sorunu çözecek insanı devlette liyakatin ne kadar önemli olduğunu, o farklı düşüncelerden ‘Acaba ben de yararlanabilir miyim ‘diye bilmesi gerekir. 2021’de sorunu çözecek insanların siyasette yükselmesini istiyoruz. Vatandaşın da ‘artık yeter’ demesini bekliyoruz. Bu kadar açlık, gözyaşı, bizim hak ettiğimiz bir şey değil. Her alanda ciddi sorunlarımız var ve biz bunları aşmaya kararlıyız; aşacağız. Bu ülkenin insanlarıyla beraber aşacağız.

ÇARESİZLİĞİNİ GÖSTERİYOR
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Sözcü gazetesini okumayın’ çağrısı üzerine) Bunu Erdoğan’ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. ‘Gazete almayın okumayın’ ne demek? Düşünceye karşı olmak demek, farklı düşüncelere eleştirilere tahammül edememek demek. Gazeteler özgürce yayın yaparlar, hükümete yakın gazeteler de var, ‘neden kapanmıyor’ demiyoruz. Her eleştiriye saygı duymamız lazım, herkesin bizim düşüncelerimizi paylaşma zorunluluğu yoktur, medyadan istediğimiz haberi objektif vermesidir, yorumu istediği gibi yapmasıdır.

HER DARBYE KARŞIYIZ
(İlker Başbuğ’un 27 Mayıs açıklamasının anımsatılması üzerine) 20 Temmuz’dan sonra Türkiye bir sivil darbenin içindedir. Biz hiçbir darbeyi savunmadık.  Demokrasinin bu noktaya gelmesinin temelinde darbeler vardır. Biz hem askeri hem de sivil darbelere karşıyız. 12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa 20 Temmuz’dan sonra benzerini bunlar yaptı. OHAL koşullarında darbe süreci sürüyor. Bugün Erdoğan’ı eleştirme cesaretini kaç kişi gösterebiliyor? Kenan Evren ile kıyaslayınca paralelliği görürüsünüz. O dönem de parlamento askıya alınmış göstermelik parlamento vardı, şimdi de o var. Biz her iki darbeye karşıyız.

ÜNİVERSİTEYE KELEPÇE DARBE FOTOĞRAFI
(BÜ kapısına kelepçe takılması konusunda) Türkiye bir sivil darbenin içinde. YÖK kimin zamanında kuruldu? 12 Eylül darbecilerin yaptığı yasal düzenlemelerin hepsi hala yürürlükte. O dönem üniversiteye nasıl atanırsa hala öyle atanıyor. Erdoğan istediğini atıyor. Tek koşulu var partili olması lazım. Tek görevi Erdoğan’ı alkışlamak. Akademik özerklik çok önemli. Bilim üretilen yerlerde, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı yerde akademik özerklik vardır. Kelepçe takılması için darbe döneminin daha güzel fotoğrafı olabilir mi? Üniversitenin kapısına kelepçe vuruyorsunuz.

"AK PARTİ’NİN TERCİHİ"
(Emekli maaşlarının düşük olması konusunda) 18 yılın sonunda Türkiye, ekonomik buhranla karşı karşıya. Türkiye borcun faizini ödemek için de borçlanmak zorunda. Peki, bu borçların ödenmesini hangi toplumsal sınıflar üstlenecek? Memura, işçiye, emekliye hak ettiği paralar verilmiyor. Milyonlarca da işsizimiz var. Toplumun üreten kesimi fatura ödemek zorunda kalıyor. AK Parti’nin siyasi tercihi böyle. Geniş kitleler buna karşı çıkıyorsa oylarını ve tercihleri değiştirmek zorunda. AK Parti, TÜİK’e talimat veriliyor. Merkez Bankası başkanını ‘benim dediğimi yapmadı’ diye görevden alıyorsanız, onu da alacaksınız. Bilim insanlarının açıkladığı rakamla sokaktaki vatandaşın rakamı aynı, TÜİK’inkiler farklı.

GEREKSİZ BİR TARTIŞMA
(Fikri Sağlar’ın CHP’ye yönelik eleştirileri konusunda) Gereksiz bir tartışma, herhangi bir değerlendirmem de yok. Gündemde olmayan bir tartışmayı gündeme getirmenin de hiçbir mantığı yok.

BİR KİŞİ KURTARACAK ALGISI TEHLİKELİ
(Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı konusunda)  Kendimizi bir kişiye kilitlersek yanlış yapmış oluruz. O şu demek oluyor. ‘Devleti bir kişi yönetecek.’ Bu algı yaratılmaya çalışılıyor, tehlikeli bir algı. ‘Bir kişi gelecek bizi kurtaracak’, biz Ortaçağ’da mıyız? Bizi kurtaracak olan akıl, erdem, istişaredir. Bir felsefe kurtaracak, bir kişi değil. Birlikte, beraber çözüm. Beraber yapacağız bunu.

PARA DEĞİL, İNSAN ÖNEMLİ
(SMA hastaları için başlatılan kampanyaya iktidarın tavrı konusunda) Umut her zaman değerlidir, umudun önüne para konulamaz. Karşı çıkanlar, kendi çocukları aynı pozisyonda olsalardı karşı çıkarlar mıydı? O beyler o annelerin dramını biliyorlar mı? Para her şey değildir. Her şey insan için yapılmıştır. Acı olan bunun hekim tarafından dillendirilmesidir.

DP HABERLERİ DOĞRU DEĞİL
(Demokrat Parti’nin Millet İttifakı’ndan koptuğu iddiaları üzerine)  Endişeniz olmasın, hiçbir sorun yok. Haberler doğru değil. Haberler asparagas. Erdoğan’ı beslemek için yapılıyor o haberler. Daha 3-4 gün önce aynı masada Sayın Genel Başkan ile yemek yedik.

ORTAK AÇIKLAMA YAPILABİLİR
(Parlamenter sistemle ilgili çalışma yapılıp yapılmadığı konusunda) Ön çalışmalar yapılıyor. Sadece biz yapmıyoruz. Gelecek Partisi de yaptı. Millet İttifakı’nı oluşturan diğer partiler de yapıyor. Bu çalışmalar bir olgunluğa oluştuğu zaman, ittifakı oluşturan partiler belki bir ortak metin çıkarılabilirse Türkiye’nin önüne güzel bir çalışma konulmuş olacak. Bütün siyasi partiler bizim için değerlidir. Her siyasi parti, bu çalışmayı gönderirse teşekkür ederiz. AK Parti’de böyle bir şey yaparsa teşekkür ederiz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, Türkiye’nin büyümesi açısından, siyaset kurumunun halka hesap vermesi açısından çok önemli. HDP böyle bir çalışma yapıyor mu bilmiyorum. (Yeni dönemde ittifakın genişleyip genişlemeyeceği tartışmaları üzerine) Onu bilemiyorum. Ben Millet İttifakı sözcüsü değilim. Bütün genel başkanlar eşit düzeyde. Bir araya gelir, belirli konularda karar veririz.

ERDOĞAN CHP’DEN KORKUYOR
(İktidarın CHP’ye yönelik eleştirilerinin anımsatılması üzerine) Erdoğan, istediği kadar saldırsın. Gece rüyasında en çok beni görüyordur. Kendisinden sonra CHP’nin iktidara geldiğini görüyor. CHP’den korkuyor. İsraf ile nasıl mücadele edilir, yoksulluk ile nasıl mücadele edilir, verginin her kuruşunun hesabı nasıl vatandaşa verilir, bunları tüm dünya görecek. Bunlar; bizim partimize zarar vermez. CHP bugün gerçek anlamda halkın partisidir. Erdoğan’ın dokunamadığı tüm kesimlere CHP dokunuyor. CHP, artık 2021 yılının en güven veren partisidir.

AŞI OLACAĞIM
(Aşı tartışmalarıyla ilgili olarak) Bu kararı doktorlar verir. Doktorların kararlarına uymamız gerekir. Ben aşı olacağım. Aşı konusunda benim bir açıklama yapmam doğru olmaz. İnandığım değerlere de aykırı, bu açıklamaları yapacak olan hekimler. Onların açıklamalarını dinleyeceğiz. Çin aşısı daha mı iyi daha mı kötü, bunu tartışmak yerine tartışmamız gereken konu şu, kim ne zaman aşı olacak? Köydeki, şehirdeki, mahalledeki ne zaman olacak? Bunları bilmiyoruz. Maske takvimi koyamadılar, beceremediler. Bari bir aşı takvimi koyun. Bu takvime ihtiyacımız var.

AKP VE MHP’NİN SORUNU
(HDP kapatma çağrısı üzerine) Bu AK Parti ve MHP’nin sorunu. Kapatılabilir mi? Kapatılabilir. Darbe dönemindeyiz. Her şey yapılabilir. Bunlar doğru mu? Hayır, demokrasimizi geriye götürür. Siyasi partilere her türlü eleştiriyi yaparsınız ama kapatma doğru değil. (Cumhurbaşkanlığının uçakları) Biz 13 diyorduk, sekiz uçakmış. Biri Katar’ın bağışladığı uçak. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkenin Cumhurbaşkanı, armağan edilen uçağa binmez ama bunu da yaptılar.

"BİR İFTİRA VAR"
(Süleyman Girgin’in Pınar Gültekin’in ailesiyle yaptığı konuşma iddiasıyla ilgili) Bir iftira var. Sonuna kadar gidin hesabını sorun. Milletvekili o kadar açık söyledi: ‘Bırakın CHP’yi milletvekilliğinden istifa ederim’ dedi. Önümüzdeki günlerde bu konu bilgilendirilecek, meraklanmayın. (Taciz iddialarıyla ilgili) Suç işleyen insanlar üzerinden partileri yargılamak doğru değil. Kişi suç işlemiş ise gereğinin yapılması lazım, bu kadar basit. Gereğini yapıyoruz.

TÜM HAKSIZLIKLARI ANLATTIM
(Bütçe konuşmasının anımsatılması üzerine) Bütçede yaptığım konuşma AK Parti grubuna hitabendi. Sertlik biraz onların laf atmalarıyla büyümüş olabilir. Her zaman yaptığım konuşmalardandı. Tüm haksızlıkları AK Parti grubuna dönüp anlattım. Kimsenin cesaret edemediğini benim anlatmam ve yanıt verememeleriydi yaşanan. O bütçe konuşmasının bana göre en önemli noktalarından birisi; şehitler arasında ayrımcılık yapıldığını kabul ettiler. Fuat Oktay, devletin rakamlarına güvenin dedi ama devletin rakamlarından haberleri yok.

EVREN’İN AKLINA GELMEMİŞTİ
Özgür medyaya baskı var. Doğru habere iletişim engeli getiriliyor yargı kararıyla. Adam sahte diploma sahibi, mahkemede itiraf ediyor, siz kalkıyorsunuz bunu Meclis’te savunuyorsunuz ve bir de sahte diploma haberlerine erişim yasağı getiriyorsunuz. Kenan Evren’in aklına gelmemişti bu. Özgür medya, haberlerini baskılara rağmen yapacak. Bir ülkenin hapishanelerinde gazeteci varsa o ülkede demokrasi yoktur.

BİK ARACILIĞIYLA DEVLET SOYULUYOR
Medya üç tür baskı altında: İlki doğrudan gazeteci üzerine; tutuklanabilir, tazminata mahkum edilebilir. İkincisi; Basın İlan Kurumu aracılığıyla gazeteye ceza. Sonuncusu da Maliye Bakanlığı aracılığı ile yapılıyor, gazete patronu cezalandırılıyor. Havuz medyası ise BİK aracılığı ile besleniyor. Gazetelerin tirajları yanlış. 300 bin tirajlı gazete 30 bin satıyor. 180 bin tirajlı gazete kapandı. Beş bin bile satmıyordu. BİK aracılığı ile devlet soyuluyor.

İNCE İSTİFA ETTİ Mİ BİLMİYORUM
(Parti kuracağını açıklayan Muharrem İnce’nin istifa edip etmediği konusunda) Bilmiyorum arkadaşlar. Üyelikten kim ayrıldı ya da ayrılmadı, her hafta MYK’de partiye katılanlar ve ayrılanlar bildirilir.

Kaynak : Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları