loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Japonya’da şiddetli depremler oluyor kimse hayatını kaybetmiyor. Demek ki önlem almak gerekiyor

Kılıçdaroğlu: Japonya’da şiddetli depremler oluyor kimse hayatını kaybetmiyor. Demek ki önlem almak gerekiyor
Tarih: 26.01.2020 - 13:23
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Suriçi Grubu'nun düzenlediği İstanbul toplantılarında konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Bir arada yaşıyorsa farklı düşüncelere sahip olsak da bir araya gelmeliyiz. Bir araya gelip konuştuğumuzda farklılıklarımızı ayrışma nedeni olarak değil zenginlik olarak görmeliyiz.
Deprem yaşamımızın neredeyse ayrılmaz parçası oldu. Depreme karşı önlem almak ortak görevimiz. Japonya’da da deprem oluyor. Daha şiddetli depremlerde orada kimse hayatını kaybetmiyor. Demek ki önlem almak gerekiyor. Suçlayarak değil bu soruna nasıl çözün üretiriz demeliyiz.
Gençliğim Elazığ’da geçti. Elazığ Ticaret Lisesi’nin ilk mezunuyum. Birincilikle mezun oldum. Elazığ’ın bende ayrı bir yeri var. Böylesi acı bir ortamda katı siyasi polemiklerden uzak durmak lazım. Çok sorunumuz var. Yaşadığımız sorunları nasıl aşabiliriz bunu ifade edeyim. 
Suriçi Grubu’nun başlattığı, 30 yıllık bir gelenek. Bu toplantılara herkesin çağrılması önemli.
Hz. Ali ‘devletin dini adalettir’ der. Adaleti insanın vicdanında tartacağız. O zaman ortaya barış ve sevgi çıkıyor. Adaleti de, vicdanı da büyütmek zorundayız.
Bizim inancımız sevgi, hoşgörü, adalet üzerine inşa edilmiştir.
Elazığ ve Malatya’daki deprem dolayısıyla Elazığ Valisi’ni aradım, milletvekillerini gönderdik. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana belediyeleri yardım gönderdiler.
Zaman zaman tartışırız ama böyle zamanlarda toplumun her kesimi bölgeye yardım ediyor. Bu güzel bir durum. 
Türkiye’nin 5 temel sorunu var. Eğitim, dış politika, ekonomide sorunlarımız var. Toplumsal barışımızı güçlendirmeliyiz. Kimliklerimiz, inançlarımız, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama bayrağımız, vatanımız bir. Beraber yaşamalıyız. Demokrasi açısından da sorunlarımız var.
Türkiye bu sorunları nasıl aşar? 4 aşamalı bir strateji izlemek zorunda Türkiye. Birinci ayağı, demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğüdür. Bu can ve mal güvenliğini getirir.
Kimsenin farklı düşünmesinden ötürü suçlanmasını doğru bulmayız. Farklılıkları zenginlik kabul etmeliyiz. Farklı düşündü diye bir üniversite hocasını üniversiteden atarsanız olmaz. Bilime İslamiyet de önem verir. Sevgili peygamberimiz, ‘İlim Çin’de dahi olsa gidip bulacaksınız’ diyor. Bilimi dışlama gibi bir lüksümüz olamaz. Hz. Ali ‘bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’ diyor. Demek ki bilimi geliştireceğiz. Bilimi geliştirmek ancak demokratik ortamlarda olur.
Aklı kullanırken devleti göz ardı edemeyiz. Devletin dini adalettir. Adaleti liyakatle sağlıyoruz. Devletin adaletli olması için liyakatli olması lazım. Devlet dediğimiz kurumun yıpranmaması lazım.
Kimsenin inancı, kimliği, yaşam tarzı dolayısıyla ötekileştirilmemesi lazım. Kimlik, yaşam tarzı, inanç siyaset konusu olamaz. O bizim manevi dünyamızdır. İnsanların düşüncelerine, inançlarına yasak getirmek doğru değil.
İkinci ayak; Türkiye’nin üretmesi lazım. Tarlada, sanatta, üniversitede üretmesi lazım. 10 yıl önce Türkiye saman ithal edecek, deseydim alay ederdiniz. Ama şimdi bu noktaya geldik.
Üçüncü ayak dış politika. Orta Doğu’ya barışı getirmemiz lazım. Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın bira araya gelemsi lazım. Komşuda yangın varsa yangını söndürmemiz lazım. Benzin bidonuyla gidiyorsak o yangın bize de sıçrar.
Mısır’la barışmamız lazım. Mısır’da darbe yapıldığında karşı çıktık. İdamlar gündeme geldiğinde 2 milletvekilimizi Mısır’a gönderdik. Sakın siyasi idamlar yapmasınlar. Bizim tarihimizde de idamlar oldu, örnek alınmasını istedik.
Huzur olması için herkesin karının doyması lazım. İşsiz bir insanın evine ekmek götürmesi lazım. Bunun yolu sosyal devletten geçiyor. Bu kameraları toplayıp bakın size süt veriyorum, demek sosyal devlet değil yoksulun sırtından oy devşirmektir. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Anayasamız ‘herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir’ der. Devlet lütuf olarak yapmaz, hak olarak yapar. Sosyal devlette eksik olan bir ayak var: Aile Sigortası. Bu sigorta dalı Dünya Çalışma Örgütü’nün, uygar devletlerin kabul ettiği sigorta dallarından birisidir. 1974’te bu sözleşmeyi kabul etmişiz. 2020 bu sigortayı getirmiyoruz, niye? Fakirin fakirliğini istismar etmek için getirmiyoruz.
Dördüncü ayak, sürdürülebilirlik. Demokrasi sürekli gelişen bir kavram. Bir yere otoban yapılacak mesela. Hükümet kamuoyu yoklaması yapayım, diyor. Vatandaşın oyuyla seçilmiş ama önemli bir kara alırken referandum ihtiyacı duyuyor.
Osmanlı çağının gerisine düştü. Cumhuriyet kurulduktan sonra 1925’te Kayseri’de uçak fabrikasının temeli atıldı. 9 yıl sonra oradan kalkan ilk uçak Ankara’ya iner. Etimesgut’ta uçak fabrikasının temeli atılır. 1940’larda Türkiye uçak üreten 5 ülkeden birisidir. Uçak ihraç eder. Kırıkkale’de entegre silah sanayini kurdular.  Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayi devrimi yapılmaya çalışılmış. Fabrikalar kurulmuş ve dengeli dağıtılmış. 30’larda Malatya’da fabrika kurmak işçi demek. 1000 kişi düzenli aylık alıyor demek bu. O fabrikada sinema var, bahçesinde düğünler yapılıyor. Oraya ilk olarak mühendisler gidiyor.
İzmit’te kağıt fabrikası kurmuşuz ama aynı zamanda kağıt okulu kurmuşuz. Marshall yardımıyla beraber bu fabrikaların büyük kısmını kapatmışız. Sizin silah, uçak üretmenize ne gerek var, size bedava veririz dediler. Kıbrıs çıkartmasında uyandık. Benim silahlarımı kullanamazsınız, dediler. Rahmetli Ecevit’tle başlayan süreçte savunma sanayini toparlamaya başladık.
Vatan hepimizin ortak vatanı. Beraber, aklı önceleyerek Türkiye’yi çağdaş uygarlığa tanımak zorundayız. Bizi ayrıştırıyorlar. En kötüsü inanç, kimlik, yaşam tarzı bazında siyaset.
İyi bir planlama, iyi bir yol haritasıyla yapamayacağız iş yok. Çok iyi, dünya çapında mühendislerimiz, yazarlarımız, doktorlarımız var. Ama dünya çapında siyasetçimiz yok. Siyasette de ahlaki kuralları getirmemiz lazım. Siyaset kurumunu zenginleşme aracı değil hizmet aracı olarak kullanırsak başarılara imza atarız."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları