loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. 17 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor, kendi çıkarlarınız için şehitler geliyor

Kılıçdaroğlu: Kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. 17 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor, kendi çıkarlarınız için şehitler geliyor
Tarih: 15.10.2019 - 13:40
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisini grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"Kadınlar ürettikçe, çalışma alanına girdikçe zenginleşen Türkiye oluyor. Kadınların önündeki engellerin kaldırılması lazım. 
-Kastamonuluların İstanbul'da günleri vardı, katıldım. Kastamonulular çalışkan insanlar. Kurtuluş Savaşı için büyük mücadele veren insanlar. İstiklal Yolu var, İnebolu'dan başlayıp Ankara'ya uzanıyor. Kurtuluş Savaşı'nda hayatını aybeden şehitlerimize, gazilerimize silah götüren yol. O toplantıya katıldığımda dernek başkanı bana neden bize gazilik unvanı verilmiyor, dedi. Ben de söz verdim kanunun teklifi için. Teklifi verdik. Bütün partilere çağrı yapıyorum, Kastamonuluların hakkını Kastamonu'ya teslim edelim. 
-Ali Topuz hepimizde emeği olan bir siyasetçi ağabeyimiz. Ben onu Plan Bütçe Komisyonu'nda tanıdım. Siyasete, insana bakışı huzurla, sevgiyleydi. Kavgadan uzak bir ağabeyimizdi. Bir beyin kanaması geçirmişti, ziyaret etmiştim. Akşam hayatını kaybetti. Hepimizde emeği var, Allah'tan rahmet diliyoruz. Ali Topuz sadece siyasetçi değildi bir yardımseverdi. Siyaseti bıraktıktan sonra hayatını kitaplaştırdı. Onlar okunursa hepimizin ders alacağı hatırlatmalar var. 
-Terörden çok çektik. Yaşlımız, çocuğumuz, kadınlarımız, erkeklerimiz öldü. Terörün insanlık suçu olduğunu defalarca dile getirdik. Terör insanları yıldırmak, düzeni bozmak için yapılan bir olaydı. Amacı olsaydı demokratik ortamlarda çıkar düşüncelerini ifade ederlerdi. Biz CHP olarak herkesin düşüncesini ifade ettiği bir Türkiye istiyoruz. Teröre karşı mücadele etmek görevimiz. Bir iç boyutu bir de uluslararası boyutu var. Terör örgütünün finans kaynaklarını kesmek, uluslararası ilişkilerin samimi şekilde yürümesine bağlı. Terör örgütlerine silah vermek, mali imkanlar sağlamak ancak belli çıkar gruplarının kullanılmasını sağlamak ve içişlerine müdahale kabul edeceğimiz bir şey değil. 
Gerek koalisyon görüşmelerinde gerekse başbakanların ziyaretlerinde Türkiye'nin dış politikasının yanlış olduğunu söylemiştik. Biz yurtta barışı dünyada barışı savunuyoruz. 
Dedik ki devletlerarası ilişkilerde duygusallıktan uzak akıllı gerçekçi politka izleyin, dedik. Dış politikanın karşılıklı çıkarlar üzerine inşa edildiğini kimse unutmamalı. Suudi kralı ölünce ülkemizde yas ilan ettik. Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan'ın başkonsolosluğunda öldürüldü kimse bir şey yapmadı. İktidarın haberi vardı, ellerinde ses kayıtları vardı, başkonsolos ellerini sallayarak gitti. Suudi Arabistan Artap Birliği'ni topladı, Türkiye'yi kınadı. Bunu kabul etmiyoruz. Onlar müslüman biz de müslümanız. Eyvallah. İnançlar kimseyi ilgilendirmez.
Bu politkayı izlerken geçmişten ders çıkarın ki geleceği daha iyi belirleyin, dedik. Aynı yanlışı tekrar ederseniz başınız beladan kurtulmaz. 
Cezayirler Fransızlara karşı bağımsızlık için mücadele ederken göğüslerinde mustafa Kemal'in fotoğrafını taşıyorlardı. Bağımsılıkları oylanadı, dönemin Türkiye hükümeti Fransızlardan yana oy kullandı. Bu Cezayir halkında derin travma yarattı. Özal, bir ziyaretinde Cezayir halkından özür diledi. Bugünkü dış politka dost değil düşman kazanan bir politikadır. Bunun değişmesi lazım.
Dış politikada komşu ülkelerin içişlerine karışmayın, dedik. Suriye'nin, Mısır'ın, Irak'ın, İsrail'in, Libya'nın içişlerine karışmayın, dedik. Oradaki halklar demokrasi istesin biz dneden taraf oluyoruz. Kulaklarını tıkadılar. Suriye'ye silah gönderdiler. Dünyadaki teröristleri gönderdiler. Teröristleri Türkiye'de tedavi ettiler, gönderdiler. 
Maceracı değil akıllı dış politka izleyin, dedik. 24 saatte Emevi Camii'ne gidip namaz kılacağız, dediler. Bunun adı maceracılıktır. 
Neden bu kadar saldırgan, maceracı bir dış politka. Süleyman Şah Türbesi'ni kendi topraklarından kaçırmak zorunda kaldılar.
3 milyon 600 bin Suriyeli Türkiye'de 82 milyon 40 milyar dolar harcadık, öyle diyorlar. 
Her ülkenin toprak bütünlüğüne saygı göstereceğiz ki her ülke bize saygı gösterecek. Bugün dünyanın tamamını kendimize düşman ettik. 
Orta Doğu at koşturdukları bir alan. Petrol, doğalgaz orada. Egemen güçlerin maşası olmayın, dedik. Ateşi size tutturmak istiyorlar, tutmayın, dedik. Egemen güçlerin çıkarlarına hizmet etmeyin, dedik. Yeri geldi celallendiler. Ey Trump dediler, Trump bir ayağa kalktı Brunson'ı vermezsen diye... Hemen gönderdiler. Bu itibar kaybı. Ey Trump diye başlayıp emret Trump diye bititrsen başka bir şey olur. Şimdi şakacı Trump'a geldi. Trump tehdit ediyor, şaka yapıyor diyor. 
Türkiye'yi Trump kadar aşağılayan başka bir devlet başkanı çıkmadı. Ses çıkarmayan bir iktidarla da Türkiye karşı karşıya gelmemiştir. İlk kez oluyor.
Ordumuz Suriye'de. AK Partili biri savaş bu deyince bir şey yok. Başkası savaş deyince savcılar harekete geçiyor. Senin bakanın söylüyor. Ona soruşturma var mı? Beyefendi kalkıyor fetihten söz ediyor. TDK sözlüğüne baktım, fetih nedir diye. Bir kenti ya da ülkeyi savaşarak ele geçirmek diyor. Bir ülkenin en tepe koltuğunu işgal eden kişi nasıl olur da Suriye'den fetihten söz eder? 
Yönetilen bir Türkiye yok bir kişinin iki dudağına hapsedilen bir Türkiye var. 
Arap ülkeleriyle ilişkileri geliştirelim ama aralarında taraf olmayalım, fikir sorulmadan akıl vermeye kalkmayalım, dedik. Orta Doğu bataklığında müdahale etmeyin dedik. Bugün geldiğimiz noktada askerlerimiz orada. Siyaset kurumunun yanlış politkasını düzeltmek için orduya görev verdik. Yanlışları yapan kim, 17 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Şehitlerimizin, gazilerimizin sorumlusu kim. Kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. 17 yıldır bu ülkeyi bu hale nasıl getirdiniz? Anneler hesabını sormak zorunda.
Dış politkayı din, mezhep, etnik köken üzerine yapmayın dedik. Beyefendi gitti İhvan kardeşliğinden söz ediyor. Başka partinin amblemini kendi amblemi haline getirdik. Tek bayrak devlet diyor. Tek devletiz zaten 5 devlet miyiz? İhvan'ın işaretini kullanmak için bir şeyler uyduruyorlar. 
Dış politika ciddi iştir dedik. Liyakat olmazsa olmazdır dedik. Yandaşlardan, akrabalardan, partizanlardan büyükelçi olmaz dedik, dinlemediler. 
Dış politikayı iç politikanın malzemesi haline getirdiler. 
Gazi Mustafa Kemal savaş meydanlarında geçti hayatı. Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir diyor. Türkiye'yi bu noktaya kimler getirdi? 
Dış politikada tehdit dili kullanılmaz. Gelirim ha nedir? Kıbrıs'a Ecevit çıkarken açıklama mı yaptı, geliyoruz, diye. 
Dış politika milli olmalı dedik. Dış politkayı da iç polita malzemesi olarak kullandılar. 
Bütün anneler çocukların sağ salim dönmesini ister. Her askerin eve huzurla dönmesini isteriz. Yanlış politika bizi buraya getirdi ama ordu hepimizin. Bayrağımıza, ordumuza güvenmek zorundayız. Hayatını bizim için harcayan herkese şükran duyuyoruz.
Birileri bu dramları yaşarken (Erdoğan) hala buradan partime nasıl çıkar sağlarım peşinde. Aklın durduğu yerdeyiz. 
9 Ekim'de 16.00'da Barış Pınarı Harekatı başladı. Koordinasyon toplantısı yapıldı. Sarayda yapıldı. Bakanlar, katıldı. Buların dışında AK Parti Grup Başkanı naci Bostancı, orada ne işin var? Savunma Komisyonu başkanı, AK Parti genel başkan yardımcıları Numan Kurtulmuş, Hayati Yazıcı, Mahir Ünal, Ömer Çelik... Ne işiniz var orada? Bu hanedan, parti devletidir. İşin yanlışlığını onlar da biliyor. Cumhurbaşkanlığı sitesine koyuyorlar ama Çelik, Ünal, Yazıcı'nın ismini yazmıyorlar. İnsan utanır, bunun için ar damarı gerekir. 
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel birikimi, saygınlığı, kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır. Kural olarak yasama, yargı, yürütme beraber çalışır, denetlerler.
Bununla yetinmiyor il başkanları toplantısında harekatı uzun uzun anlatıp açıklama yapıyor, millete çağrı yapıyor. Ben kefenle karşılayanlar vardı, 'gençler gelin ön saflara bekliyorum' diyecek sandım beyefendi milletimizin her bir ferdini AK Parti saflarına davet ediyorum' dedi.
Bu kişisel çıkar üzerine inşa edilen bir düzeni gösteriyor. 
Ordumuz orada mücadele ederken, şehitlerimiz gelirken Erdoğan AK Parti'ye nasıl oy devşiririm hesabında. 
10 Ekim'de gazetelerde şu ifadeler yer alıyor 'Millet İttifakının parçalanması lazım.' Kendi koltuğunun çıkarı peşinde. Al koltuğu başına çal. Millet İttifakı için milletten nasibini almamış diyor. Nasibini almayan sensin. Biz İstanbul'u, Adana'yı, Ankara'yı, Antalya'yı aldık.
Bir partinin çıkarları üstüne milli politka oluşturulmaz. Hanedan, saray politikası olmaz. Kendi çıkarlarınız için feda etmediğiniz hiçbir şey kalmadı. Kendi çıkarlarınız için şehitler geliyor. Kendi çocuğunu askere göndermezsin, garibanın çocuğunu askere gönderirsin. 
Bunlar ülkenin çıkarlarını kesinlikle düşünmüyorlar. Onların özel çıkarları ülke çıkarlarının üstündedir. 
-Bunlar olurken mutfaklarda yangın var. İşsizlik aldı başını gidiyor.
-Trump'ın çok ciddi suçlamaları var. Olası savaş suçlarına zemin hazırlanıyor, diyor. IŞİD teröristlerinin tutukluluğundan şu an ya da gelecekte sorumlu olacak, diyor Trump. Bir şey söylediler mi, ben konuşunca bülbül gibiler. 
Hanedana göre Türkiye'nin 2 sorunu var. Plastik poşet kullanılmasın diye para alınıyor. 2. temel sorun vatandaşın kendi kullandığı arabada sigara içilmesine ceza getirdiler. Memleketin başka sorunu mu kalmadı.
-İşsizlik rakamları açıklandı. 1 milyon 65 bin kişi daha işsiz kaldı. İşsiz kalanlara sesleniyorum sarayda işsiz var mı?
Nasıl kalkar dersin her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir şey yok, diye. 
22 milyon 500 bin kişi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 
Büyün yoksullar size söylüyorum artık oturup düşünme zamanı. Onlar köşeyi döndü. Siyasete yırtık ayakkabıyla başlamışlardı şimdi 1100 odalarda yaşıyorlar. Sen yine yoksulsun. Sandığa gidince ders vereceksin. 
-Çiftçiyi perişan ettiler. 
Tank paletle ilgli 2 soru sordum. Sanıyorlar ki peşini bırakacağım. Fırtına obüslerinin yapıldığı bölüm ihalesiz, bedava verildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin faaliyetlerini aksatmamak kaydıyla maddesi daha sonra çıkarıldı.
(Erdoğan'a) İşletme hakkını BMC firmasına tank palet fabrikasına hangi şartlarda verdin, ihale yaptın mı? Bu soruların cevabını alacağım, yeni sorular gelecek.
Tank palet fabrikasının Katar ordusuna peşkeş çekilmesini kendime de partime de yediremem. Milliyetçilik budur. Milliyetçi geçinenlere kapak olsun.
-Şehitlerimiz geliyor. İnşallah daha fazla gelmez. Oralar bizim topraklarımız değil, oralardan çekileceğiz. Neden bizim çocuklarımız şehit olsun. Esad'a git o kendi topraklarını korusun, sen niye o toprakları koruyacağım, diyorsun. 
15 Temmuz şehitlerimiz için para toplanmıştı. 309 milyon TL idi. Uzun süre ne oldu diye paralar diye sorduk. Resmi Gazete'de açıklama yapıldı. Vakıf kuruldu dendi. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün verdiği ikamete bakıyoruz, sadece Ankara deniyor. Bir adres verilmiş arkadaşlarımız gitti o adreste böyle bir vakıf yok. Vakfın malvarlığı 10 milyon TL. 309 milyon TL toplanmıştı ne oldu bu para? 
Vakfın yönetim kurulu yok?
Adresi niye yok, parayı yürüttüler ondan mı? 
15 Temmuz darbe girişminin Türkiye'nin başına neler getirdiğini, 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldığını söylemiştik. Hesabın verilmediği bir dönemdir. Sarayda oturanlar unutacağımızı sanmasın. Kuruşu kuruşuna takip edeceğiz."
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları