Kılıçdaroğlu kesin konuştu!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, futbol özelinde Türk sporuyla alakalı düşüncelerini Futbol Extra’ya anlattı...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, futbol özelinde Türk sporuyla alakalı düşüncelerini Futbol Extra’ya anlattı.

Zaman zaman yaptığı açıklamalarla futbol yöneticileri tarafından eleştirilen ya da övülen Kemal Kılıçdaroğlu, son yaşanan şiddet olayları ve UEFA’nın Türk takımlarına verdiği cezalar konusunda Futbol Extra’dan Yavuz Atalay’ın sorularını yanıtladı.

Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin almayı çok istediği bir organizasyon, olimpiyatlar… Alamadık. Oradan başlayalım…

Öncelikle, şunu iyi bilmeliyiz: “Olimpiyat, neyi gerektirir?” Olimpiyata evrensel baktığınızda, barışı gerektirir. Bölge bazında baktığınızda, kardeşliği ve kültürlerin kaynaşmasını gerektirir. Ahlaki baktığınızda, centilmence yarışmayı gerektirir… Olimpiyatları, bu çerçevede değerlendirdiğinizde; dopingin ve savaşın olduğu yerde olimpiyat olmaz!

Netice itibarıyla olmadı da…

İstanbul, Dünya Kentidir. İnanın, o kadar umutluyduk ki, alacağımız yönünde… Ancak her şey bitmiş değil. Biz, bu olimpiyatların Dünya Kenti İstanbul’a, Türkiye’ye geleceğine inanıyoruz.

Hatırladığım kadarıyla Fenerbahçe taraftarısınız?

Evet.

Fenerbahçeli olduğunuz biliniyordu. CHP Genel Başkanı olarak da bir şeyler söylemeniz gerekiyordu. Nasıl hareket ettiniz o dönemde?

Futbol, evrensel ve kitleleri peşinden sürükleyen bir faaliyet… Burada yaşanan, olumlu veya olumsuz her şey büyük etkiler oluşturabilir. Nitekim oluşturdu da… Burada, her adım, iki kez değil birçok kez düşünerek atılmalı. Bu, herkes için geçerli. Sporda ahlaktan bahsederken, böyle bir tabloyu görmüş olmak, hakikaten büyük üzüntü verici.

Medya, tutumundan dolayı herkesçe hep eleştirilir. Medyanın, bu konuyla ilgili tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ortaya çıkan tablo üzücüydü. Ancak, tablodan daha üzücü olan, medyanın büyük bir kesiminin, yargı kararını vermeden, yargısız infaz yapmasıydı…

“Aziz Yıldırım’a haksızlık yapıldı” şeklinde açıklamanız vardı. Bir de Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaret etmiştiniz…

O gün, o ziyarette hem ben hem de Aziz Yıldırım dile getirdik. Fenerbahçe, sadece futbolda değil, diğer spor branşlarında da başarılı olan veya başarıya yaklaşan, önemli bir camiası olan bir kulüp… Sadece Fenerbahçe değil, Türkiye’de bu şekilde olan başka kulüplerimiz de var. Bizlerin görevi; bu kulüplerin, daha iyi şartlarda çalışarak, çok daha iyi başarılar elde etmesini sağlamak.

UEFA’ya geçmek istiyorum. Çok da geriye gitmeden, yakın dönemde Fenerbahçe ve Beşiktaş’a ciddi cezalar verdi…

UEFA, Türkiye’de alınmış bazı kararlara bakarak, bazı kararlar aldı. Şunu söylemek gerek, bahsettiğimiz ülke Türkiye… Siz, Türkiye’yi böyle cezalandıramazsınız. Hele de, siyasi otoritelerin yönlendirmesiyle hareket eden, öze yetkili mahkemelerin aldığı kararlara dayanarak… Bir kere, demokrasilerde, özel yetkili mahkeme, olmaz. Önce, bunu öğrenmeliler… Sahte delil bile üretiyorlar…

Gezi Parkı’nda yaşanan bir olay ile ilgili olarak, futbol müsabakasında bir senaryo hazırlandığını söylediniz. Sporla siyaset arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bakın, taraftarlar, siyasi bir olayda, lehte veya aleyhte bir şeyler söylediler. Eğer siz, iktidar olarak veya siyasetçi olarak bu söylenenleri hazmedemiyorsanız, bu sloganlardan korkuyorsanız, demokrat değilsiniz demektir. Adalet ve Kalkınma Partisi, sporu siyasallaştırıyor.

Spora dair son soru… Gezi Parkı olaylarında, CHP’nin parmağı var şeklinde, CHP’nin karşısında olan siyasilerin söylemleri vardı. Derbideki olaylarda da bu oldu mu? Yani, CHP yaptı gibi…

O dönemde, Başbakan, çıkıp da, bu işi CHP yaptı, deseydi, şaşırmazdık. Başbakan’da CHP hastalığının olduğunu çok iyi biliyoruz. Başbakan, bütün başarısızlıklarını CHP’ye fatura etmeye çalışıyor…