loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarının nerede olduğunu sordu, 'Devletin soyulduğu belli' dedi

Kılıçdaroğlu Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarının nerede olduğunu sordu, 'Devletin soyulduğu belli' dedi
Tarih: 13.04.2021 - 13:32
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"Belediye başkanlarımız pandemide 11 milyon 700 bin vatandaşa yardım götürdüler. Yardım taleplerinin karşılıksız kalmamasına özen gösterdik. Hangi kanaldan ulaşırsa ulaşsın başkanlarımız ihtiyaç sahiplerine yardım götürdüler. 

Belediye başkanlarımıza dedik ki yönettiğiniz beldede hiç kimseyi inançları, kimlikleri, yaşam tarzları nedeniyle ayırmayacaksınız. Bu kurallara dün de uydular ramazan boyunca da uyacaklar. 'Belediye hizmetini belli kişiler, yandaşlar, akrabalar için değil halk için yapacaksınız' dedim. 

Fakir mahallere pozitif ayrımcılık yapacaksınız, dedim. O mahalleler sizden önce çok ihmal edildi.

Yoksullara yardım yaparken yoksulun onurunu koruyacaksınız, dedim. Sağ elin verdiği sol el görmeyecek. Bu halkçılığın temel ilkesidir. 

Her kuruşun hesabını millete verin, dedik. Bütün ihaleleri canlı yayınlıyorlar. 

İsrafla mücadele edin, israftan kaçının dedik.

Atamalar yaparken işi ehline teslim edin, dedik. Bütün belediye başkanlarımız adaletle yönetmeye özen gösteriyor.

Allah insanı kuru iftiradan saklasın diye bir söz vardır. Montrö Sözleşmesi'nden rahatsız olan bazı amiraller açıklama yaptılar. Onların iradesi dışında değişiklikler yapıldı, iradeleri dışında yayınlandı. Saray burdan darbe iması, darbecilik çıkarmak istedi. Dönüp 'arkasında CHP var' dedi.

Hani CHP vardı? CHP ile ilgili tek kelime yok. İstihbarat, jandarma senin elinde. Kalktın utanmadan beni suçladın. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat yalan söyler mi? Hırsa, kibire bakın. Koltuğu için yapmayacağı ve satmayacağı hiçbir şey yoktur. 

Devlet akılla, bilgiyle, erdemle, ahlakla, adaletle yönetilir. Kibir deseniz var, ahlaksızlık deseniz diz boyu. Büro memurundan en tepeye kadar. Balık baştan kokar. 

Her türlü iftiraya hazırlıklı olmamız lazım. 

Biz ülkemizi, bayrağımızı, insanımızı seviyoruz. Biz saray beslemeleri değiliz. Biz alın teriyle kazandığımız parayla geçinmesini biliyoruz. 

Diyorlar ya CHP çalışmıyor. CHP'nin çalıştığı kadar hiçkimse çalışmıyor. Halkın nabzını tutuyoruz. Aldığımız aylığı haketmeye çalışıyoruz. Yan gelip yatmıyoruz, saraydan medet ummuyoruz, birilerinden avanta almıyoruz. Çünkü biz halkın partisiyiz. Yandaşlar için değil vatandaşlar için çalışıyoruz. 

Millet perişan vaziyette. Türkiye alev topu gibi.  1 yılda 1 milyon 254 bin kişi işsiz kaldı. 19 yılın sonunda geldiğimiz nokta 10 milyon 219 bin işsiz. 10 milyonun üstünde işsiz olursa orada huzur olmaz, intihar vakaları ortaya çıkar. Yasa dışı geçim sağlama çabaları ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenler farkında değiller. Vatandaşın çektiğini bilmiyorlar. 

Bir esnaf 'hükümet her şeyi eline yüzüne bulaştırdı. Gerçek enflasyonaa, açıklanan arasında fark var. Aç kapa yaıyorlar. Nasıl lebaleb kongre yaptılarsa bu işin çözümünü de bulsunlar' dedi. 

Kongrelerini yaparlar, pandemiyi tüm coğrafyaya yayarlar, insanlar ölmüş umurlarında bile değildir. 

Emekli bir polis 'Süleyman Soylu bize kahramanlarımız, diyor. Bize 3600 ek göstergemiz verilmiyor. Bize üvey evlat muamelesi yapılıyor. Polis emekli olunca muhtaç ediliyor' diyor. 

En tepede olan 3600 ek gösterge vereceğiz, dedi. Niye yalan söylüyorsun? Oy almak için insan yalan söyler mi? İktidar olacağız o 3600 ek göstergenin tamamını vereceğiz. Onlar devletin itibarını sıfırladılar biz yücelteceğiz.

MHP'li bir kardeşimiz 'Salgın kötü yönetiliyor. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz' dedi. O sandık gelecek Hep beraber milleti perişan edene dersi sandıkta vereceğiz. 

Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle çevrili. Türkiye en az denizlerden yararlanıyor. Denizcilik Bakanlığı bile yok. 

Gazeteler bir haber düştü. Norveç'te hükümet 10'dan fazla kişinin bir araya gelmesini yasaklamış. Başbakan doğum günü dolayısıyla aile bireylerini çağırıyor. Sayı 10 değil 13. Norveç'in devlet TV'si bunu duyuruyor. Arkasından emniyet müdürü talimat veriyor, başbakana para cezası kesiliyor. Devlet budur. 

Bir de  Türkiye'ye bakalım. Lebaleb kongre yaptılar. Ceza sıfır. İçişleri Bakanı mı gidin ceza kesin diyecek, yürek ister. Kural vatandaş için var saray için yok, diyor. 

Kibir kendini herkesten üstünden tutma hastalığıdır. Bu hastalığa duçar olanları biliyorsunuz. Şeytana özgü bir kavramdır. 

Amirallerin açıklamasında devlet kibirden arınsaydı, yapacağı iş bildiriyi değiştirenleri yargıya teslim etmekti. Yapamazlar, oradan besleniyorlar.

Kibir nedeniyle yarattıkları tablo sadece sağlıkçılardan 401 kişinin hayatına mal oldu. Vaka sayısında neredeyse Avrupa'nın birincisiyiz. Sorumlusu kim? Memleketi felakete sürükleyip, binlerce kişinin ölümüne neden olan kongreyi yapanlardır, Erdoğan'dır. 

Bilim kurulunu da eleştirmiştim. Norveç'li bir polis kadar bile cesaretiniz yok. İnsanlar ölüyor, siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına? İrdaeniz ipotek altında. Bilime, bilim insanına yakışır mı? Çıkın söyleyin, önlem alınması gerekiyorsa. Doktor olan sensin. Yukarı seni dinlemez ki? Seni adam yerine bile koymuyorlar, neden konuşmuyorsun? Bizi de emekli amiraller gibi toplarlar... Toplarlarsa senin için şereftir. 

Meslek hastalığı sayılsın dedik Covid. Saymadılar. Bilim kurulu ne düşünüyor acaba? 

Yoğun bakım hekimleriyle görüştüm. Görüşmeyi kamuoyuna yansıtmadık başları belaya girmesin diye. Her 10 hastadan 3'ünü kaybederdik, şimdi 6'sını kaybediyoruz, diyorlar. 

Bakan açıklama yapmış, 'vakaların artmasınınn sebebi hepimiziz, 84 milyon' demiş. Bunlar uzayda mı yaşıyorlar. Virüsün yaygınlaşmasına neden olan kongreler değil mi? Vatandaşı suçlamaya başladılar. Sen insan hayatı üzerinden siyaset yapıyorsun. 

Muhtarları, apartman görevlilerine aşı yaptırın. Öğretmene aşı yok, saraydakilere derhal yapılıyor. Çağrımdır, maske takarak, kendimizi korumamız lazım.

301 kişi Soma'da hayatını kaybetmişti. Şimdi her gün bir Soma faciası yaşıyoruz. 

2 Şubat 2021'de çağrı yaptım. Patates üreticilerinden depolarındaki patateslerin alınması lazım diye. Bakan çıktı niye DMO alsın dedi. Açıklama yaptılar geçen gün alacaklar. Başkanlarımıza talimat vermiştik. İmkanları ölçüsünde alıyorlardı. 

Beyefendi aya sert iniş yapacağız diyordu. Aya sert iniş yapan vatandaşa patates dağıtıyor şimdi.

Erdoğan 11 Nisan'da 1 milyon 200 bin ton pataes, 300 bin ton soğandan alıp dağıtacağız dedi. Aynı gün bakan 200 bin ton alacağız dedi. 1 milyon fark var. 300 bin ton soğana 40 bin ton dediler. Nasıl bu kadar atıyorlar?

Bu kürsüden defalarca 128 milyar ne oldu diye sordum. 128 milyarı hangi kurdan sattınız diye sordum. Kimlerin imzası var diye sordum. 

Birisi kara kaybolmadı el değiştirdi, diyor. Milyarları kim götürdü?

Merkez Bankası daha önce sattığı dövizleri tablolar halinde internet sitesinde yayınlardı. Şimdi bu liste yok. Listeyi niye gizliyorsunuz? Kime sağladığını büyük avantajları? Sen mi damadın mı işi halletti? Damat kime verdi, sen kime talimat verdin? 128 milyar dolar ne oldu? Tık yok. Önce kasada duruyor, dedi. Sonra pandemide kullandık, dedi. Yalan söylüyorlar. 

Bu kadar pişkin, halktan bu kadar kopuk, yandaşı bu kadar zengin eden dünyada başka bir iktidar görülmedi. Sorular karşısında ezilip büzülen, cevap veremeyen ama yeri gelince kibirlenen bir yapıyla karşı karşıyayız. 

Kimsin sen? Bu milletin hakkını koruman gerekirken pazarlıyorsun. Billboard kiralayalım, ordan soralım dedik. Afişleri astık, arkasında sarayın silueti varmış.

Bana soramazsın, diyor. Sen kimsin? Bal gibi soracağız. Cevap vermezsen aldığın her oy haramdır. 

Savcı hemen harekete geçmiş. Gecikmesinde sakınca bulunduğunda mahkeme kararına bile gerek yok hemen indirin, dediler. Saraya hızla çalışıyorlar. İşsize aynı hızla iş buluyor musun?

Sen 'ekonominin sorumlusu benim' dedin. Bir tek sana sorulacak, diğerlerinin yetkisi yok ki. Şahsım hükümetinde soruyu kime soracağız? 128 milyar doların kimlere peşkeş çekildiğini nereden öğreneceğiz? 

128 milyar dolarla 10 milyon işsiz vatandaşımıza 3'er bin lira verilirdi. 1 milyon 300 bin esnafın 13 milyarlık kredi borcunu sıfırlayabilirdiniz. Çiftçilerin kredilerinin tamamını sıfırlayabilirdiniz. Yoksulluk sınırı altındaki 1 milyon 600 bin hanenin 1 yılllık faturası ödenirdi. Biontech aşısı getirirdiniz. EBA'ya erişemeyen 4 milyon evladımıza en gelişmiş tableti alırdınız, gene para bitmiyor. 3 ay boyunca 26 bin müzisyene 3 bin lira verseniz yine bitmiyor. 467 milyar daha kalıyor. Paranın büyüklüğü bu. Resmen devletin soyulduğu buradan belli. 

Her önüne geleni hakaret ediyor diye suçluyorsan o koltuktan ayrılacaksın. Hesabını vermiyorsan ayrılacaksın. 10 milyon 219 bin işsizimiz adına soruyorum: Nerede 128 milyar dolar? 1 milyon 953 bin esnaf adına, 2 milyon 383 bin çiftçi adına, 100 bin 575 taksici adına, 13 milyon emekli dul ve yetim adına, sayıları 1 milyona yaklaşan apartman görevlileri için, şehit yakınları, gaziler adına soruyorum, nerede bu 128 milyar dolar? 

Bu parayı öğrenmek zorundayız. Bunu sormak her namuslu vatandaşın görevidir. Hesabını veremiyorsan sandığı getir, namusunla git bari."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları