loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Seçim işçinin, emeklinin, sanayicinin, bütün demokratların talebidir

Kılıçdaroğlu: Seçim işçinin, emeklinin, sanayicinin, bütün demokratların talebidir
Tarih: 16.10.2020 - 11:20
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı"nda konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"-'CHP hiç öneri getirmiyor' diyenlere 'CHP hangi soruna çözüm getirmedi' deyin ve anlatın. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Eleştiri kültürünün ötesinde her soruna çözüm yetkin kadrolarıyla çözüm üreten tek partidir. Bu çözümleri tarihsel birkimimiz, evrensel değerler, ülkelerin geliştirdikleri çözümleri özümseyerek yen bir yol haritası belirledik. Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Biz kadrolarımızla, var olan sorunları çözme knusunda kararlı, özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız.

-2. yüzyıla çağrı beyannamesinin felsefesini çok iyi bilmek gerekiyor. Bunu bilirsek beyannameyi gayet güzel anlatırız. Beyannamenin 1. özelliği şu: Bir yüzyılı geride bıraktık. Geçen yüzyılda Kurtuluş Savaşı verdik, cumhuriyeti kurduk, çok partili hayata geçtik, darbeler, idamlar oldu. Fidan gibi gençlerimiz hayatlarını verdiler. 1. yüzyılı unutmamalıyız. Birinci yüzyılın bıraktığı 5 temel sorunu da gündeme getirdik. 

-2. yüzyıla çağrı beyannamesinin temel bir özelliği daha var. Bu beyanname hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan bir bayennamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde Türkiye'yi ikinci yüzyıla güçlü şekilde sokacak, güçlü bir Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir beyannamedir. 

Etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak zorunda. 

İktidarı sürdürmek için insanların inancı, kimliği, yaşam tarzıyla oynarsanız ülkeyi geriye götürürsünüz. Kutuplaşan Türkiye egemen güçlerin arzu ettiği bir Türkiye'dir. 

-2. yüzyıla çağrı beyannamesinin birlikte yaşama, farklılılarımızı zenginlik görme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır.

Havuz medyası da beyannameye itiraz edemedi, şurası yanlış diyemedi. Böyle bir beyannameyi hazırlama CHP'ye yakışırdı, bunu yaptık. Beyannameyi kurultaya katılan delegelerin oybirliğiyle tarihe miras olarak bıraktık. 

-CHP, değişimin ve dönüşümün en büyük adresidir. CHP, siyasal partiler içinde en nitelikli ve yetkin kadroları barındıran partidir. 

-Sorunu çözmek için sorunun kaynağına iniyoruz, sorunu yaşayanlarla görüşüyoruz. Ürettiğimiz çözümü sorunu yaşayanlarla yeniden konuşuyoruz, bu sizin sorununuzu çözer mi diye. Sonra kamuoyuna açıklıyoruz. 2. yüzyıla çağrı beyannamesi bu şekilde hazırlandı.

-Nüfusumuzun yarısından fazlası genç. Taşını sıksa suyunu çıkaracak bir gençler ordumuz var. 2. yüzyıla bu kuşak nasıl bakıyor? 

-Mayıs 2020'de yapılan bir gençlik araştırmasında 'İmkanınız olsa yurt dışına yerleşmek ister misiniz? diye soruluyor. Gençlerin yüzde 62,5'i 'evet' diyor. 

AK Partili gençlerin de yüzde 47,3'ü 'evet' diyor. 

Eylülde 'Kalıcı vatandaşlık verilirse Türkiye'den gider misiniz' sorusu soruluyor. yüzde 64'ü giderim, yüzde 14'ü kalırım, diyor. Türkiye'nin beka sorunu nedir? Beka sorunu budur.

-2. yüzyıla çağrı beyannamesi gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir. Arzuladığınız her demokratik kuralı Türkiye'yi getireceğiz beyannamesidir.

-Bir genç düşüncesini özgürce ifade edemiyorsa, beni kamuda göreve almazlar, sürgün ederler anlayışı gençleri ülkeden ayrılmak isteme noktasına taşıyor. 

-Ülkeyi yönetenler büyük bir aymazlık içinde. Hayattan, gençlerden, sorunlardan kopuk, bütün dünyası saray olanların sorunları çözme kapasitesi yoktur. 

-Hem darbelerden şikayet edip darbe hukukunu işliyorsanız daha büyük suç işliyorsunuzdur.

Yasama, yargı, yürtüme bir kişinin kontrolüne girerse her alanda felaket olur. 

-Genç tweet atacak başıma bela gelir mi diye korkuyor. Gençler hata yapabilirler, gençliğini gözardı edip de hata yüzünden kafasına sopayı vurusanız o devlet iflah olmaz. 

-İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi yargı sisteminin bu kadar köreleceği aklıma gelmezdi. Yargıçlar hukukun temel kurallarını bilirler, bu kadar çürümez diyordum.

Alt mahkeme AYM kararı beni bağlamaz diyorsa çürüme oradan başlıyor. 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi şu mesajları veriyor:

1- Biz hukun üstünlüğüne göre karar veren bir mahkeme değiliz diyor.

2- Böyle olmadığı için anayasa bizi bağlamaz. Biz gücümüzü anayasadan değil saraydan alıyoruz diyor.  

3-Miletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz. Yasama organının üyesini AYM kararına rağmen yargılayıp mahkum ederiz, diyor.

Bizi TBMM başkanı dahi eleştiremez, diyor. Meclis başkanının sesi çıkıyor mu, çıkmaz. Talimatı 14. Ağır Ceza Mahkemesi gibi saraydan alır.

4- Bizim AYM kararını ihlal etmemiz HSK'ca sorgulanamaz, diyor. HSK da talimatı saraydan alıyor. HSK'dan tepki gördünüz mü? 

5-Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz, diyorlar.

Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur.  

Anayasa da, seçim yasası da darbe hukukundan ayrılacak. 

Milletin vekilini millet seçmeli. Genel başkanlar seçerse olmaz. Bunun kuralı syasi partiler yasasına çok açık konacak. Siyasetin erkek egemen bir alan olmaktan çıkarılması gerekiyor. Ülkenin nüfusunun yarısı kadın. Bütün kadın örgütlerinden istirhamım yüzde 50 cinsiyet kotasının olmadığı bir partiye oy vermeyin. 

Siyasi ahlak yasası çıkarmazsanız rüşvet alanın büyükelçi olduğu bir ortamla karşılaşırsınız. Hırsızlık yapan kişi bindiği arabada Türk bayrağı taşıyor. 

-Toplumun öemli kesimi yoksul. Bir yüzyılın sonunda on binlerce çocuk yatağa aç giriyorsa düşünmemiz lazım. Yüz binlerce kişi pazar artıklarından besleniyorsa oturup düşünmemeiz gerekiyor. Sosyal devletten yardım alanlar bunu devletin lütfu olarak görüyorsa bir insanlık ayıbıyla karşı karşıyayız. Hak olan lütuf olarak verilemez. 

Biz beyannamede Aile Destekleri Sigortasını öngördük. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, kimse atıktan beslenmeyecek, kimsenin hakkı lütuf olarak verilmeyecek. 

-Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün komşularla barış içindeydik, bütün komşular bizi örnek almıştı. Bir yüzyılı devirdik bütün komşularla kavgalıyız. En büyük tehlike, dış politikanın iç politika malzemesi olarak kullanılmasıdır. 

OBİT'i kuracağız. Türkiye, İran, Irak ve Suriye ile. Orta Doğu'yu barış havzasına döndürebiliriz. 

-Dünyanın bütün demokratlarının diktatörlere karşı birleşmesi lazım. Önümüzdeki seçimler demokratlarla diktatörler arasındaki seçimdir hala bu gerçeğin farkına varamayanlar var. Bizim verdiğmiz çaba demokratların kazanması içindir. Demokrasiden yana olanların bir araya gelmesi lazım. Ülkeyi ateşe atanların ülkeye yararı olmaz. 

2. yüzyıla beyannamesi umut, kucaklama, birlikte hareket etme beynanamesidir. 21. yüzyılın Türkiyesini aydınlığa çıkaracak olan beyannamedir. Hepimize düşen görevler var. 

-Niye seçimden korkuyorlar, gideceklerini biliyorlar. Seçim Kılıçdaroğlu'nun talebi mi diyorlar. Hayır, bu işçinin, emeklinin, sanayicinin, bütün demokratların talebidir. Cesursan... Ükenin sorunlarını çözemedin. 18 yılda ülkeyi batağın içine soktular. 

Devasa Türkiye Cumhuriyeti Londra'daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale geldi. Emir alıyorlar, dilencilik yapıyorlar, medyanın önünde kahramancılık yapıyorlar. Kahraman olarak kendilerini tanıtanlar bir telefonla papazı bıraktı. Allah bilir telefonu aldığında ayağa kalkıp önünü iliklemiştir."

 

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları