loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'Ergenekon davası' tepkisi: Sahte deliler üreten savcı sarayda oturuyor

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'Ergenekon davası' tepkisi: Sahte deliler üreten savcı sarayda oturuyor
Tarih: 04.12.2018 - 13:35
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"-3 Aralık Dünya Engelliler Günü idi. Engelli kardeşlerimize sesleniyorum 16 yılda hangi sorununuzu çözdüler. Engellilerin rahatlıkla gezdiği kentler midir, Ankara, İstanbul, Adana... Mart ayında tabloyu değiştireceğiz. Bütün dünyada engellilere haklar tanınır. Belli sayıyı aşan iş yerlerinde en az yüzde 4 engellli çalışması gerekiyor. 11 bin 313 engelli kadrosu sadece devlette boş. Neden devlet gereğini yerine getirmiyor. Yandaşlarına bütün kapılar açık, engelli kardeşlerime kapalı. O kapıları siz mart ayında CHP'ye oy vererek aşacaksınız.
-4 Aralık Madencilik Günü. Çalışma şartlarının en ağır alan madencilerin alanıdır. Ekmek uğruna alın teri dökerler. Şu garip duruma bakın, maden kazalarında Türkiye Avrupa birincisi. Neden oluyor? Soma'yı, Zonguldak'ı düşünün. Bunların nedeni tedbir alınmadan işçini yer altına indirmesidir. Biz işçi öldükten sonra tedbir alıyoruz. 
-Kuzey Marmara Otoyolunda viyadük çalışması sırasında 30 metre yüksekten beton blok işçilerin üzerine düştü. 3 kardeşimiz hayatlarını kaybetti. Ailelerine başsağlığı diliyoruz. 
-(3. havalimanı işçilerine) Hak aradığınız her saniyede yanınızda olduk. Servis sorununun çözülmesini, yatakhanelerde tahtakurusu olmamamasını istiyorsunuz, maaşlarınız elden yatırılmasın istiyorsunuz, işçi kıyafetlerini istiyorsunuz, 6 aylık alacaklarınızı istiyorsunuz. Siz hak istiyorsunuz diye jandarma, biber gazları, TOMA'lar geldi. Baskı kurdular, çıkardılar mahkemeye. Hapiste bazı arkadaşları. Yarın davaları görülecek, CHP'li vekiller orada olacak. Haklarına sonuna kadar sahip çıkacağız. 52 işçi hayatını kaybetti. 3. Havalimanı'nda 52 kişinin ölümünü gizlediler. Milletvekilimiz Ali Şeker'in önergesi üzerine yanıt verdiler. Bizim dışımızda haklarını kimse savunmadı. Sizlerin hakkını savunmak için sonuna kadar ne gerekiyorsa yapacağız. Baskı dönemlerinde olur bunlar. Neden hak arıyorsunuz, diyorlar. Hak aramanın suç olduğu ortamlar dikta yönetimlerinin olduğu ortamlardır. Hak aramak diktatöre boyun eğmemektir. Biz esnafın da, sanayicinin de, memurun da, çiftçinin de hakkını arıyoruz. Halk partisinin görevi halkın çıkarlarını savunmaktır. Saraydan değil halktan yana tavır alıyoruz.
-Bir Ergenekon furyası vardı, herkes Ergenekoncu, herkes darbeciydi. 11 yılda fırtına estirdiler. Kim konuştuysa darbeci diye suçladılar. 11 yılda 60 bin kişinin telefonu dinlendi, 3 bin kişi hakkında tahkikat yapıldı. 7 sanık ifade veremeden hayatını kaybetti, 7 sanık kanser oldu, genelkurmay başkanı ilker Başbuğ hapse atıldı. Savcı çıktı 'Ergenekon örgütünün varlığı ispatlanamamıştır, sahte deliller kullanılmış, suç işlemediği bilinen kişilere iftira atılmıştır' dedi. Ölenler ne olacak? Ali Tatar hayatını kaybetti, Kuddusi Okkır, Türkan Saylan hayatlarını kaybetti. Sarayda oturan zat, aldatıldık, dedi. Bir dönem önce ne istediyseniz verdik, dedi. Ne istedilerse verdiler. Kendi makam arabasını savcıya verdi, o savcı şimdi yurt dışında. Çıktı, ben bu davanın savcısıyım, dedi. Sahte deliler üreten savcı sarayda oturuyor. O dönem genel başkanımız Deniz Baykal ben de o davaların avukatıyım, dedi. Yargı aşamasını bekleyeceğiz.
-Enflasyon düştü diye havuz medyası başlıklar atmış. Nasıl düştü anlatayım. Yüzde 44'lük düşüşün yüzde 38'i dizel otomobil fiyatlarındaki düşüş. yüzde 20.8 diğer otomobilerdeki düşüş. Bunlarda düşüş olunca enflasyon düşmüş oluyor. Bakkal Mehmet efendi her sabah kahvaltıda otomobil mi yiyor? Vatandaşın sofrasındaki artış devam ediyor. 46 bin 2014 otomobil satılmış. Yılbaşından sonra vergiler artacak, fiyatlar artacak. Bizim derdimiz borç batağındaki vatandaş, EYT, asgari ücretin altında aylık alanlar. 1 milyon 800 bin kişi asari ücretin altında aylık alıyor. Kayıt dışı çalışan binlerce işçi var. 
-Muhalefet partilerini eleştirmem. Bahçeli beni, partimizi eleştirmiş. Onun ağzından söylüyorum, bu sözler ona ait. 8 Nisan 2014... "Türklüğü reddeden, TC'yi silen birinden Cumhurbaşkanı olmayacaktır. Tekeden süt çıkmaz Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz. Her vatan evladı cumhurbaşkanı olabilir Erdoğan olamaz' diyor. Bahçeli kimin gölgesindesin? Ben sana ne söyleyeyim? Ülkücü kardeşlerimizin bayrak, vatan, insan sevgisi benim gönlümde de aynen vardır. Hiç kimsenin gölgesine sığınmayız, kimseden medet ummayız.
-1 Ocak-23 Kasım arası 520 milyar lira vatandaşın bankalara borcu var. 10 ayda ödedikleri faiz 55.5 milyar lira. Çiftçi de borç batağında. Konya'dan küçük Hollanda'nın yıllık tarım ihracatı 180 milyar doların üstünde. 
Kayseri 36 bin hayvanı olan biri şunu söylüyor. Devlet hayvan ithal edin diyor. Yüzde 25 vergiyle ithal ettim, ertesi gün vergi sıfırlandı, ben battım, diyor. Bunların yönetim anlayışı 'cebimiz nasıl doldururum' anlayışı. Bir işadamıyla konuşuyorum, durum felaket, diyor. Bir şey olunca A Haber'i izliyorum, ülkede her şey güllük gülistanlık, hiçbir şey yok. Rahatlıyorum, diyor.

Bu düzenden vatandaş memnun değil. Kimler memnun saray… Dünyanın her tarafından her şey gelmiş oraya, sarayın çevresi onların da keyfi yerinde bir de tefeciler var onların da keyfi yerinde. Türkiye nasıl soyuluyor 114 günde Türkiye nasıl soyuldu.
-Doların kurunu alıyorum 13 Ağustos tarihinde 1 milyon dolar getiren birisi 6 milyon 800 bin dolar Türk Lirası aldı. Götürdü bu parayı devlet tahviline yatırdı. 3 Aralık tarihine geldik götürdü parasını çekti, parasını çektiği 7 milyon 384 bin 675 lira para kazandı. Gidiyor aynı gün dolar alıyor bu sefer aldığı dolar ne kadar 1 milyon 406 bin 524 dolar… 13 Ağustos’ta 1 milyon dolar getirmişti, 3 Aralık’ta yüzde 40 dolar bazında bir devlet yabancılara para kazandırır. Sen yuları tefecilere kaptırmışsın, para gelince de soyuluyorsun giderken de soyuluyorsun. O nedenle bunlar ülkeyi yönetmiyorlar perişan ettiler.
-Biliyorsunuz firmalar konkordato ilan ediyor. Şimdi bir kanun teklifi getirdiler. Diyor ki "Devlete ait üniversitelerin işletmelerine devletin borcu var. Biz bu borcu ödeyemiyoruz. Cumhurbaşkanı bir oran belirleyecek kabul edene ödeyeceğiz. Yani devletin 100 bin lira borcu var, Cumhurbaşkanı 50 bin ödeyeceğim diyecek kabul eden alacak. Bu hükümetin konkordato ilan etmesidir. Bu şartları kabul ederseniz öderiz diyorlar. Fakülteler diyecek ki biz alacağımızdan feragat edeceğiz. Davalardan feragat edecekler, hak ve alacakları hiçbir şekilde dava açmayacaklarına dair imza atacaklar. Böyle bir örnek yok. Dişçilik fakültelerinin borcunu ödeyemeyen bir devlet olabilir mi? Ve bunu zorla yapacaksınız.
-Ekonomik krizi hepimiz yaşıyoruz, daha yaşayacağız. Biz 13 madde halinde krizin nasıl çözüleceğini açıkladık. O maddelerden biri de devletin tasarruf etmesiydi. Vatandaştan aldığın vergiyi doğru dürüst harcayacaksın dedik. Bunlar tasarrufu nereden yapıyorlar bakın. Hastanelerde stajyer öğrenciler vardır, öğrenciler yemeklerini hastaneden yer. 2011'de bir genelge çıkardılar yemek yesinler dediler. Geldik 2018'e dediler ki bir dakika memlekette kriz var tasarruf yapmamız lazım, saraydan olmaz, sarayın mutfağından asla olmaz. Uçan saraydan elbette olmaz. Ve diyorlar ki sağlık tesislerinde mesleki eğ3itim ve staj yapan öğrencilere ücretsiz yemek verilmesine imkan bulunmadığına karar verilmiştir diyor.
-Şimdi ben bütün anne babalara seslenmek istiyorum. Suriyelilere ilaç da bedava, hastane de bedava bizim çocuklarımız ikinci sınıf vatandaş mı? Tasarruf yapa yapa bu öğrencilerin yemek parasını mı buldunuz! Tam bir rezalet. Lüks araçlardan vazgeçin, yazlık saraydan, kışlık saraydan vazgeçin. Hala yandaş dolar üzerinden para alıyor. Bunlardan kim sorumlu? Erdoğan 15 Mayıs'ta bir konuşma yapıyor "İnsanlar para politikaları yüzünden zor duruma düşünce kimi sorumlu tutacaklar Cumhurbaşkanı'na hesap soracaklar. Bu yüzden ekonomi konusunda daha etkili bir Cumhurbaşkanı olmak lazım. Devleti yönetenler bundan sorumludur. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçtiğimiz andan itibaren her şey çok farklı olacak. " Kim diyor Erdoğan diyor yani bütün sorumluluk onda. Ben üstleniyorum diyor, evet o üstlendi. Bütün yetkileri ona verdiniz. Şimdi konkordato ilan etme hakkı da aldı. Bugün dişçilik fakülteleri yarın başka yerler…
-G20 toplantısına gidildi. Suudi Arabistan yetkilileri de oradaydı. Cinayeti Kanada Başkanı dile getiriyor, Erdoğan konuşmuyor. Ben konuşacaktım, olmadı diyor. Ne oldu senin one minutelerin vardı. Bizim havuz medyasının gazetecileri orada. Suudi üst yönetimine Kaşıkçı'nın cesedi nerede açıklayın dedim diye demeç veriyor. Bu havuz medyasının gazetecileri çıkıp da "Bu Kılıçdaroğlu denen bir adam var, bu 20 kişi cinayeti işledikten sonra sizin haberiniz vardı diyor. Siz bunların ellerini kollarını sallayarak çıkmasına izin verdiniz diye soramıyorlar. Siz gazeteci değil, medyanın yüz karasısınız."

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları