loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu'ndan Sivas Kongresi'nin 100. yılında toplanan CHP PM toplantısında iktidara 5 maddelik çağrı

Kılıçdaroğlu'ndan Sivas Kongresi'nin 100. yılında toplanan CHP PM toplantısında iktidara 5 maddelik çağrı
Tarih: 04.09.2019 - 09:57
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümü dolayısıyla Sivas'ta toplanan Parti Meclisi toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu.

CHP lideri, Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümünde yaptığı konuşmada Cumhuriyet tarihini anlattı. 
CHP lideri, genç Cumhuriyet'in Osmanlı'nın kaçırdığı sanayi devrimini yakaladığını belirterek, "Gazi'nin döneminde ne oldu, CHP'nin bu ülkede dikili ağacı var mı' diyorlar, insaf diye bir şey var" ifadelerini kullandı. 
Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"Mondros'ta 30 Ekim 1918'de bir anlaşma imzalanır. 7. maddesi var. İtilaf devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa herhangi bir stratejik noktayı işgal edebileceklerdir. 30 Ekim'de bu sözleşme imzalanır. 13 Kasım'da İstanbul'un işgali başlar. Aynı tarihte Mustafa Kemal Atatürk Adana'dan gelir. Adana, Maraş, Urfa, Antalya, İzmir işgal edilir. 16 Mayıs'ta Gazi Mustafa Kemal Bandırma Vapuru'yla Samsun'a çıkar. Samsun'dan Havza'ya oradan Amasya'ya geçer. Amasya Tamimi çok önemlidir. Milli Kurtuluş Savaşımızın en önemli belgelerindendir. Sonra Atatürk Sivas'a gelir. Sivas'tan Erzurum'a gider Erzurum Kongresi'ni gerçekleştirir. 4 Eylül'de Sivas Kongresi yapılır. 'Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez' denir. Her türlü işgale karşı millet direnecektir' denir. Kuvayı Milliye egemen bir güç olarak toplumun önüne konulur. Manda ve himaye kabul edilemez, denir. 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önemli bir aktör olarak ortaya çıktığı tarih Sivas Kongresi'dir. Mondros Mütarekesi reddedilir. Bu kongrede tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel kabul edilir. Tıbbıyeli Hikmet'i anmadan Sivas Kongresi'ni dile getirmek doğru değildir. Tıbbıyeli Hikmet bir arkadaşıyla Sivas'a gelir kongreye katılır. Mandacılığı kabul eden başka üyeler vardır. Tıbbıyeli Hikmet şunu der, 'Mandayı kabul edemem, kabul edecek olanlar varsa şiddetle reddederiz, siz kabul ederseniz sizi de reddeder,  vatan kurtarıcısı olarak değil vatan batırıcı olarak anarız' der. 
CHP'nin ilk kurultayı
Sivas Kongresi CHP'nin ilk kurultayıdır. Parti kurulmadan kongresini yapan dünyadaki belki de tek partiyiz biz. Bu mücadele kutsal bir mücadele. CHP'nin geçmişte neler yaptığı gelecekte de neler yapacağı tartışılırken bu eksenin asla unutulmaması gerekir. Bizim eksenimiz devrimciliktir, bağımsızlıktır. CHP olarak ilk kurultayımızı Sivas'ta yapmaktan ayrıca gurur duyarız. 
1935 kurultayında Mustafa Kemal,"Bundan önceki kurultayları ve partimizi doğuran Sivas Kurultayı iç ve dış düşmanların işgali altında kurulmuştur" der. 
10 Ağustos'ta Sevr Antlaşması imzalanır. Ama Meclis kurulmuştur, büyük bir galibiyet vardır. 
1923'te TBMM öyle bir beyanname yayınlıyor ki neler yapılması gerektiği vardır. Parlamentodaki çoğu vekil arkadaşımızın ne yazık ki bu beyannameden haberi yoktur. Emir ve kumanda yetkisi TBMM'dedir, der. 
"CHP'nin bu ülkede dikili ağacı var mı diyorlar, insaf"
TBMM başkanına çağrı yapmak isterim, her seçimi sonrası TBMM'ye gelen vekil arkadaşlarıma bir şey verilecekse bu beyanname verilmelidir. TBMM'nin izlediği rota bellidir. Savaş kazanılmış, cumhuriyet kurulmuştur. Yeni yönetimi büyük sorunlar beklemektedir. İmaparatorluğun maliyesi bitmiştir. Osmanlı'nın Maliye Bakanlığı'nda 5 bin kişi çalışırken Düyun-Umumiye'de 9 bin kişi çalışmaktadır. Osmanlı sanayi devrimini kaçırmıştır.
Cumhuriyet kurulduğunda salgın hastalıklardan çok kişi hayatını kaybetmiştir. Bunlara karşı mücadele verilmiş, kazanılmıştır. 
Atatürk yoksulluğu aşacağız, devrimlerle yeni cumhuriyeti sayılı ülkeler arasına sokacağız, diyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk yaptığı işlerden biri İzmir İktisat Kongresi'ni toplamaktır. 1923'te kongre toplandığında Kırıkkale'de silah sanayisinin kurulması kararlaştırılır. Düşmanın rahatlıkla ulaşamayacağı bir alan seçilmiştir. Köylü perişandır, aşar vergisi altında ezilir. İlk işlerden biri köylüyü rahatlatmak için aşar vergisi kaldırılır. 1925'te Alpullu Şeker Fabrikası kurulur, sonra uçak fabrikası kurulur. 
Dünyaya karşı mücadele var, ekonomik başarıyla taçlandırılması lazım. Tarım okulları kurulur. 20 Haziran'da 1927'de yasa çıkarılır. Okuma yazma oranı çok düşük. Mektepler kurulur. 1929'ta topraksız köylülere toprak dağıtılır. 1930'da Merkez Bankası kurulur. Diyorlar ya Gazi'nin döneminde ne oldu? CHP'nin bu ülkede dikili ağacı var mı diyorlar, insaf diye bir şey var. 
1933'te 1. 5 yıllık sanayi planı yürürlüğe konuldu. 1934'te SEKA kağıt fabrikası kuruldu. 9 yıl sonra Kayseri'de üretilen uçak Ankara'ya gelir. 
Türkiye 1934'te kendi uçağını üreten bir devlettir. Yoksulluk içinde her kuruşun hesabını yaparak bunu yaptı. Dünyada uçak üreten 5 ülkeden birisiydi. 
"Çocuklarımıza nasıl mücadele verildiğini anlatmıyoruz"
Eskişehir'de uçak fabrikası vardı, 112 uçak üretmişti. Kendi savaş uçağını yapan ve ihraç eden ülke nasıl bu hale düştü, düşünmemiz lazım.
İhraç ettiğimiz uçaklardan birisi Norveç'te müzededir. Ama bilen yok. Çocuklarımıza nasıl mücadele verildiğini, paraların nasıl harcandığını anlatmıyoruz. Bütün bunlar yapılırken Osmanlı'nın borçları da ödendi. 
Tarım satış kooperatifi, Ereğli demir çelik fabrikası kuruldu. Dünyanın sayılı fabrikalarındandı.
Sivas'ta da demir çelik fabrikası var. Kime sattılar? Siz buradaki fabrikayı çalıştıramıyorsanız, üretim yapılmıyorsa sebebi iktidarlardır. 
Türkiye üretmesin istiyorlar. Tıpkı Osmanlı'nın önce üretimden koparılıp tutsak hale getirilmesi gibi.
Geriye gidiş başlıyor
Hani bizim bir tek dikili ağacımz yoktu. Bunlar CHP döneminde yapıldı. Kabahat çocuklarımıza öğretmeyenlerde. Alfabeye 'uyu, uyu yat' yazarsan böyle olur. 
Sanayi devrimini kaçıran bir Osmanlı'dan sanayi devrimini yakalayan bir genç cumhuriyete evrildik.
FİSKOBİRLİK kuruldu. 17 Temmuz 1940 Köy Enstitüleri kuruldu. Bütün coğrafyada köy enstitüleri vardı. Üretim üzerine köyleri, kasabaları aydınlatmaları gerekirdi, bu da köy enstitülerine düştü. 
1947'de 100 milyon dolarlık Marshall yardımı alındı. Bu geriye gidişin tarihidir.
48'de Etimesgut'ta uçaklara motor üretecek farikasnın temeli atıldı. 1954'te köy enstitüleri kapatılıyor. 
Batan bir imparatorluk...
"Batı önce borçlandırır sonra talimat verir. Bugün Türkiye'nin yaşadığı koşullardan birisi budur"
Kendisini vatandaş olarak görmeyip teba olarak gören bir devletten kadın-erkek eşitliğini, medeni kanunu getiren, sanayi devrimini yakalayan bir devletten bahsediyoruz. 
Batı önce borçlandırır sonra talimat verir. Bugün Türkiye'nin yaşadığı koşullardan birisi budur. Biz bütün bunları haklkımıza doğru dürüst anlatmıyoruz. Son 17 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye 170 milyar dolar faiz ödediler. Fabrikalarımız kapanmak üzere. 
Tarımdan kopardılar, her şeyi ithal ettiler.  Bu tarihi çok iyi anlatabilirsek çok şey kazanmış oluruz. 
Türkiye bugün sıkıntıdadır. Krizin ortasındayız. Biz yine CHP olarak sorumlulukla krizin başında 13 Ağustos'ta bir basın toplantısı yaptık. Dinlemediler. Kriz yok, dediler. Bugün kendileri söylüyorlar. Siyaset adamının öngörüsü kısırsa ülkeyi yönetemez. 
Türkiye'nin bir dış politikası yok Amerika'nın ve Rusya'nın dış politikası var. 
Suriye'ye girildi neden? Suriyelilere kızıyoruz, onların bir günahı yok ki. Onları buraya getirenlere kızacaksın. İç savaşı başlatan, silahlandıran kim? Kahramanlık edebiyatı yapıyorlar, kendi topraklarından Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıranlar ne zaman kahraman oldu?
İktidara 5 maddelik çağrı
Burada sorumlumluğu olan bir genel başkan oalrak mevcut yönetime 5 temel konuda çağrı yapıyoruz. 
1- Kesinlikle cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Cumhurbaşkanları devletin sigortasıdır. Türkiye'nin sigortası yok. Bir cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olamaz. Bütün devleti bir kişinin 2 dudağına bağlamışsınız. Mustafa Kemal'e verilmeyen yetkiler bir kişiye verilmiş. Kurtuluş Savaşı'nı yöneten TBMM'ye bakın. 1920'lerde yayınladıkları bildirinin aynısını yayınlamaktan aciz bir Meclis'le karşı karşıyayız.
Bir siyasi partinin genel başkanı hakim tayin edemez. Yargı bağımsızlığından söz edilemez.
2- Güçler ayrılığı ilkesi. Kontrolsüz güç olmaz. Gücü yasama, yargı, yürtüme organlarıyla denetlersiniz. Hatayı telafi edecek makam yok. 
Türkiye'de 2 devlet var. Saray ve Türkiye Cumhuriyeti... Devlet içten içe çürüyen bir mekanizmaya dönüştü.
Siyasi otoriyete bakp ona göre karar veren bir yargı olur mu?
3-Devlet yönetiminde şeffaflık... Devleti yönetenler tüyü bitmemiş yetimden vergi alıyor. Bütün demokrasilerde yöneticiler vergileri harcar hesabı verir. Şeffaflık yok. 
Şehir hastaneleri yaptık, diyorlar. Kaça yaptın? Ticari sır diyorlar. Havaalanını kaça yaptın diyoruz, söylemiyorlar. Sayıştay dünya standartlarına göre denetim yapmak zorunda. Sayıştay'a denetim yapma diyemezsin.
4-Ekonomik kriz yaşanıyor. Saray farkında değil. Çağrımız şu: Ekonomik Sosyal Konseyi topla. Sanayicisi, esnafı, çiftçisi ne diyecek dinle. Konseyin 3 ayda bir toplanması lazım. 5 Şubat 2009'da toplanmış en son. Vatandaşın derdini kimden öğreniyorsunuz, dert öğrenmeye niyetleri yok. Damat mı söyleyecek, başka işleri var.
5- Faturayı vatandaşlar ödüyor. İşçiler, işten atılanlar... Dolar bazındaki ihaleleri TL'ye çevir. Biraz da sırtı kalınlar ödesin. Yeteri kadar doydular. 
5 temel beklentimiz var. Cumhurbaşkanı taraflı mı tarafsız mı olsun diye referandum yapın görelim. 
Bizim derdimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü, saygın olması, yalnızlığa itilmemesidir. Barışı her ortamda sağlamasıdır. 
Elbette sorunlar var ama kimse umutsuzluğa kapılmasın. Nasıl Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkenin yurttaşları mücadele ettilerse bizim görevimiz onların kurdukları cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak. Demokratik kurallar içindeki her mücadele ülkeye saygınlık kazandırır."
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları