loading
close
SON DAKİKALAR

KKTC muhalefetinden Ankara'ya 'Kuran kursu' tepkisi: Kıbrıs Türk halkı sünni İslam gericiliğine ve siyasal İslam'ın karanlık inançlarına boyun eğmeyecektir

KKTC muhalefetinden Ankara'ya 'Kuran kursu' tepkisi: Kıbrıs Türk halkı sünni İslam gericiliğine ve siyasal İslam'ın karanlık inançlarına boyun eğmeyecektir
Tarih: 18.04.2021 - 13:40
Kategori: Gündem

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) Anayasa Mahkemesi'nin Kuran kurslarının kapatılması kararına yönelik AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar kanadından yapılan açıklamalara KKTC'den tepki geldi.

Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi ülkede Din İşleri Komisyonu'nun Kur'an kursu düzenlemek ve hafızlık belgesi vermek gibi yetkilerini Anayasa'ya aykırı buldu. Kararla birlikte Kuzey Kıbrıs'ta Kur'an kurslarının faaliyetleri durduruldu.

Kararla ilgili AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar kanadından açıklamalar yapılmış, Erdoğan, "Kuzey Kıbrıs Fransa değildir, Türkiye'deki uygulamalar neyse bunların uygulanması safhasına geçilmek durumundadır. Din düşmanı sendikaların attığı adımları kabul etmemiz mümkün değildir" demişti.

Erdoğan'ın ve AKP'lilerin açıklamalarına KKTC muhalefetinden tepki yükseldi.

Sosyalistlerden tepki: Kıbrıs Türk halkı sünni islam gericiliğine ve siyasal İslamın karanlık inançlarına boyun eğmeyecektir

Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP), Anayasa Mahkemesi’nin kuran kurslarına ilişkin kararı sonrası yaptığı açıklamalarından ötürü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kınadıklarını bildirdi. 

KSP’den yapılan yazılı açıklamada, “Evet, Kuzey Kıbrıs Fransa değildir. Ama Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye toprağı da olmadığını hatırlatırız” denilerek, Kıbrıs Türk halkının tehditlere boyun eğmeyeceği ifade edildi.
Açıklamada, “Kıbrıs Türk halkı dünya üzerindeki en laik İslam toplumudur. Kıbrıs Türk halkı sünni islam gericiliğine ve siyasal İslamın karanlık inançlarına boyun eğmeyecektir” İfadeleri kullanıldı. 
Erdoğan’ın Kıbrıs Türk halkına karşı giriştiğini savunduğu “siyasal, ideolojik ve kültürel baskıları” şiddetle kınadığını belirten KSP,  "baskılarına boyun eğmeyeceğiz” dedi. 

YKP: Hani, egemen çağdaş devlet nerde?

Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı da konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kanatlı, Erdoğan’ın yargıya yönelik söylemlerini ve bunu alkışladığını savunduğu Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı eleştirdi.

Partisinin on yılladır “Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’nin yerel bir alt idaresi olduğunu” söylediğini belirten Murat Kanatlı “Ama bazıları buna öfke ile karşı çıkmaktaydı. YKP bu çevrelere açıkça sorar: Hani, egemen çağdaş devlet nerde?” diye sordu.

“Tayyip Erdoğan’ın yanıltıldığını, aslında Anayasa Mahkemesi kararının başka olduğunu, ona doğruların aktarılması gerektiğini söyleyerek konuyu saptırmaya çalışanları da üzülerek gözlemlemekteyiz” diyen Kanatlı, bunun saflık veya bazı kesimleri kızdırmadan muhalefet etme girişimi olduğunu savundu.

Kanatlı açıklamasında “YKP yeniden hatırlatır ki Kıbrıs sorunun çözülmesi için mücadele Kıbrıs’ta yaşayan herkesin geleceği için tek çıkış yoludur, bunun için daha fazla mücadele edilmesinin altını bir kez daha çizer” ifadelerine de yer verdi.

Halkın Partisi: Hukuk devletinin korunması için mücadele etmeye inançla devam edeceğiz

Halkın Partisi’nden (HP) yapılan yazılı açıklamada da "Anayasamız, cumhuriyetimizi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamıştır denilerek şunlar kaydedildi:
"Yargı bağımsızlığının olmadığı yerde hukuk devleti, hukuk devletinin olmadığı yerde bireysel haklar, bireysel hakların olmadığı yerde demokrasi, demokrasinin olmadığı yerde toplumsal huzur, refah ve özgürlük olmaz. Siyasal karşıtların, kutuplaşma ve inatlaşmanın demokrasiyle ve hukukla uyuşmadığı, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını savunmanın toplumsal barışın tesisi ve adaletin sağlanması için elzem olduğu unutulmamalıdır. KKTC Barolar Birliği’nin yarın, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığına sahip çıkmaya yönelik yapacağı eyleme destek belirtir, toplumsal barışın ve birliğin temel taşı olan hukukun üstünlüğünün ve hukuk devletinin korunması için mücadele etmeye inançla devam edeceğimizi ifade ederiz."

Ne olmuştu?
Kuzey Kıbrıs'ta Hizmet Sendikası (Hizmet-Sen), Din İşleri Dairesi'ne bağlı bir kurum olan Komisyon'un dini eğitim verebilme yetkisinin laiklik ilkesine aykırı olduğu söyleyerek konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Narin Ferdi Şefik oy çokluğuyla alınan kararı yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu.

Açıklamada, "Laik bir Cumhuriyetin varlığı için, ülkede din hürriyeti bulunması ve ayrıca din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrı olması gerekir. Bu kuralın gereği olarak laik bir devletin dini kurumları devlet fonksiyonları görmemelidir. Aynı şekilde devlet kurumları da din fonksiyonlarını ifa etmemelidir" denildi. Kararda, Din İşleri Dairesi'nin, anayasal bir kurum statüsünde olduğu hatırlatılarak, bu nedenle, Din İşleri Dairesi'ne bağlı Din İşleri Komisyonu'nun dini eğitimleri düzenleyemeyeceği belirtildi. Bu kararla birlikte Kuzey Kıbrıs'ta Kur'an kurslarının faaliyetleri durduruldu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepki göstererek şunları söylemişti:
"Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın laikliği öğrenmesi lazım. Tavır değişmediği takdirde biz, özellikle Kuzey Kıbrıs'ta inanç özgürlüğü noktasında oradaki yavrularımızın Kur'an eğitimi noktasında, onların eğitimine engel teşkil edecek adımların atılmasına asla müsaade edemeyiz. Türkiye'de din eğitim öğretimi noktasında bu tip şeyler çözülmüştür. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir. Kuzey Kıbrıs Fransa değildir, Türkiye'deki uygulamalar neyse bunların uygulanması safhasına geçilmek durumundadır. Din düşmanı sendikaların attığı adımları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu yanlıştan süratle dönmelidir, dönmezse bizim atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır."

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da sosyal medya hesabından tepki göstermiş, şunları kaydetmişti:
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karar ideolojik ve dogmatik bir aklın ürünüdür. Laikliği bu denli sığ ve yanlış bir şekilde yorumlamak temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdır. Laiklik, din özgürlüğünü teminat altına alır, din eğitimini yasaklama aracı olarak kullanılamaz. Ancak jakobenler, laikliği dini değerleri ve kültürel zenginliklerimizi baskılamak için kullanırlar. Akdeniz’in ve özellikle Kıbrıs sorununun, Türkiye’nin ortaya koyduğu güçlü iradeyle uluslararası alanda daha hakkaniyetli bir şekilde tartışmaya açıldığı böylesi kritik bir dönemde alınan bu yanlış karar Kıbrıs Türkleri’nin varlığına ve birliğine yönelik bir tehdittir. Demokrasinin teminat altına aldığı din ve inanç özgürlüğüne vurulan bu yargı darbesi asla kabul edilemez. Bu kararın zamanlaması manidardır. Hangi amaca hizmet ettiği akıllarda ciddi şüpheler uyandıran bu karara tepki göstermek demokrasiye saygı duyan herkesin görevidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm gücü ve kudretiyle Kıbrıs Türkleri’nin yanında olmaya devam edecek, tarihinden aldığı ilhamla Kıbrıs Türkleri üzerinde oynanan bu tehlikeli oyunu yine Kıbrıs Türkleriyle el ele vererek bozacaktır."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com-www.gundemkibris.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları