loading
close
SON DAKİKALAR

‘Komisyon üyeleri tehdit ediliyor!..’

‘Komisyon üyeleri tehdit ediliyor!..’
Tarih: 23.03.2013 - 07:46
Kategori: Söyleşi

İstanbul Bağımsız Milletvekili İhsan Barutçu, komisyonda görev yapan iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin tehdit aldığını söyledi.

Yasadışı dinlemeleri araştıran komisyonun “fahri üyesi” Barutçu, “Üyelerin evine hırsız giriyor, tehdit geliyor” dedi. Barutçu’ya göre milletvekilleri kaygı içinde.

Kamuoyunda “Böcek” komisyonu olarak bilinen TBMM Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu’nun fahri üyesi, kaset mağduru İstanbul Bağımsız Milletvekili İhsan Barutçu, komisyonda görev yapan iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin tehdit aldığını söyledi. Barutçu sorularımızı şöyle cevapladı.

- Bir aydır MİT, TİB, Jandarma ve birçok uzmanla konuştunuz. Komisyon ilerleyebiliyor mu?

İyi niyetli bir çalışma ortaya konuluyor. Komisyon Başkanımız ve üye arkadaşlarımızın sonuç alma adına iyi niyetli gayretleri olduğunu görüyorum. Çalışmalarımızı bir noktaya getirdik. Fakat özel hayat dediğimiz gerek telefon konuşmaları gerekse görüntülü bir şekilde fütursuzca insanları izleyen kişi ve kişilerle ilgili sorduğumuz soruların cevaplarını hiçbir kurumdan alamadık. Bu zaman zaman bir hayıflanmaya ve şaşkınlığa dönüştü. Nihai rapor çok fayda elde ettiğimiz bilgiler sonucunda oluşacak bir rapor olmayacak bence.

- Nerede eksiklik görüyorsunuz?


Henüz mağduriyet yaşamamış fakat en az mağdur kadar o rahatsızlığı dile getiren milletvekili arkadaşlarımız var. Bu çok önemli. İktidar partisinin bünyesinde bulunan komisyondaki arkadaşlarımızdan da tepkiler bu şekilde gelişmekte. Ama yarınlarda da benzeri şeylerin olmayacağına dair bir tedbirin oluşmayışı, kurumlardan bu manada edindiğimiz intibalar yarınlara dönük kaygılar oluşturuyor. Siyasetçinin tehdit altında ya da muhtemel bir şantaj kaygısıyla sağlıklı siyaset yapması mümkün değil. Dolasıyla eğer Meclis’in çatısı altındaki insanların bu manada kaygıları varsa toplumun farklı sosyal kesimlerindeki insanların sanayici, sanatçı, aydının veya bir bürokratın durumunu hiç düşünmek istemiyorum.

- Toplumun başka kesimlerine de bu tür tehditler mi yapılıyor sizce?

Dokunulmazlık sıfatlarımız, siyasi gücümüzün getirdiği yaptırımlarla biz bu işin üzerinden gelemiyor, çare üretemiyorsak, kurumlar Meclis çatısı altındaki insanları koruyabilecek güçte değilse ifade ettiğimiz farklı sosyal kesimlerdeki insanların durumları çok daha kaygı vericidir. Bilemediğimiz ama belki çok ciddi şantaj altında olan sanayicimiz, aydınımız olabilir. Özellikle de kimilerinin ‘barış süreci’ dediği bu süreçte. İllegal unsurlarla devletin pazarlığa oturduğu bu süreçte Böcek Komisyonu’ndan baktığımda ‘Acaba süreci belli şantaj ve tehditlerle desteklemek zorunda olan STK veya milletvekili var mı?’ diye düşünüyorum.

- Şantaj yapılanlarla ilgili bir duyumunuz veya bilginiz var mı?

Kamuoyuna yansımamıştır. Bunlar mümkün.

‘Fincancı katırları ürktü’

- Kimler tehdit alıyor?

İsim vermeyeyim. Biz önceleri hafife alıyorduk, sıradan bir hadise gibi algılıyorduk. Ama sonuçlar ortaya çıkınca bunların tesadüf, rastgele olmadığını gördük. Yaşandıktan sonra hadiselerin önemini fark ediyorsunuz. Belli ki üzerimizdeki bu ve benzeri oyunların oynanmasının sebebi fincancı katırlarının ürküteceğimiz kaygıları. Bu oluşmuş ki buna benzer tezgah ve komplolar oluşturuluyor. Yarınlar ne gösterir bilmiyorum ama hazırlanacak rapor bence önemli. Kurumlarımızı dinlerken yargılamak ve suçlamak noktasında değiliz. Onların da yasama noktasında Meclis’ten beklentileri de vardır. Belli konuların üzerine daha ciddiyetle ve kararlılıkla yönelebilmeleri için Meclis’in desteğini vermek lazım.

- Siz takip edildiğinizi düşünüyor musunuz?

Ben o manada oldum olası mütevekkil bir insanım. Bir paranoya mantığıyla bakmıyorum. Çok da umursamıyorum. Ama mutlaka bir karşılığı da olacaktır. Savunmasız veya aciz insanlar değiliz. Zeka, bilgi düzeyimizde, kendi nüfuzumuzla bu yapanın yanına kar kalmayacak şekilde karşılığını mutlaka veririz.

- Komisyon olarak yaşadıklarınızı ilgili kurumlara bildirdiniz mi?

Aceleci olmamak lazım. Mutlaka önümüzdeki zaman diliminde, komisyonun 3 aylık çalışma süresinde buna benzer bireysel tedbirlerden ziyade sıkıntısı, kaygıları olan insanlarımızı daha önemseyerek bir tedbirin alınması noktasında ortak bir tavır da geliştirilebilir. Ortak taleplerimiz oluşabilir.

- Kimlerin evine hırsız girmiş?

İktidar partisinden de var. Cezaevindeki bir sürü insan da bu konulardan yakınıyor. Meclis Komisyonu Başkanımıza mektuplar yazanlar da oldu. İktidar partisi kendisinden olmayan ama aynı mağduriyeti yaşayanlara aynı hassasiyeti göstermeli. İktidar burada çifte standartla, ‘Bizimkilerini kurtaralım diğerleri bizi ilgilendirmez’ mantığını ortaya koyarsa siyaseten çok büyük yanlış içine düşer.

‘Bu işlerin üzerine gitme’

- CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP’de sizin de mağdur olduğunuz operasyonu aynı odaklar mı yaptı?

Adeta bir sindirme operasyonu veya seçim öncesi MHP mensupları üzerine bir bozgun psikolojisi oluşturma çabaları oluştu. Bunu kimler yapmıştır, hangi kurumlar buna ön ayak olmuştur? Burada ister istemez kafamızda istifamlar oluşmakta. Acaba devletin içinde çöreklenmiş, dünlerde emareleri olan bir takım çeteler mi var? Bunlar yargının içinde de, polis teşkilatının içinde de olabilir. Üstelik iki kurumun da hangi şartlarda iyi niyetli hizmet verdiğini bilmekle beraber bunları istismar eden belli odaklara hizmet eden belli güruhun olabileceği kanaati oluşmakta. Şahsımız üzerinde de ‘Fazla konuşmayın, bu işlerin üzerine gitmeyin’ gibi telkinler de oluşmakta.

‘Bilgisayarlar çalınmış’

- Diğer komisyon üyeleri de benzer şeyler yaşamışlar mı?

Yaşamışlar. İktidar partisinin milletvekillerinden de işyerlerine girilip bilgisayarı çalınanlar olmuş. Benzeri şeyler anlattılar. İşin gerçeği yaşananlar düşündürücü. Biz sanki MHP veya CHP’ye dönük bir takım sindirme yıldırma veya tehditler oluşabileceğini zannediyoruz ama iktidar partisinin mensupları da en az muhalefet partilerinin mensupları kadar tedirgin ve kaygı içindeler.

Bana göre burada top yekün, iktidarıyla muhalefetiyle ortak hareket edebilmek, aynı hassasiyetle belli konular üzerine yoğunlaşmak çok anlamlı. Umarız ki bu birliktelik devletin kurumlarını harekete geçirecek, bu tür konulara daha duyarlı hale getirecektir.

Deniz Güçer - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları