loading
close
SON DAKİKALAR

Gebelik, insana verilmiş en kutsal mucizedir

Rojda Duygu Yeşilgöz
Tarih: 26.07.2013

Rojda Duygu Yeşilgöz, ''Oysa bir kadının en güzel hali değil midir hamilelik''...

Ömer Tuğrul İnançer,  tasavvufçu ve aynı zamanda bir avukat. Katıldığı bir televizyon programında hamile kadınlar için sarf ettiği cümlelerle bir anda dikkatleri üzerine çekti. 

İnançer, TRT 1'de iftar saatlerinde yayınlanan 'Ramazan Sevinci' programına, konuk olarak katıldı. Şeyh Vefa’nın menkıbelerinden bahsederken söz hamile kadınlara geliyor ve şöyle bir açıklama yapıyor. 

"Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşamüstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir." 

Sokağa çıkan hamile kadın İnançer’in gözünde terbiyesizlik olarak sıfatlanırken üstüne üstlük bir de estetik bulunmadı. Anladığım kadarıyla İnançer sokakta estetiklik arıyor! Hamile kadın görüntüsünden rahatsız olan bu zat, zihin dünyasını nelerle besliyor. Sokaklara caddelere sadece estetik olarak güzel, düzgün görünen insanlar mı çıkabilir yani? Bunu mu anlamalıyız. 

"Hoca Efendi" hamile kadının görünür olmasından yakınırken aslında, kadının görünür olmasından yakınıyor. ‘’Anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner biraz dolaşır’’ mış!! ya o anne adayının beyinin arabası yoksa? Keşke bu yönde de bir tavsiyede bulunsaydı. Bu tamamen kadını sosyal hayattan uzaklaştırma gayesiyle söylenmiş kelimeler silsiledir… Değil hamile, kadının sokakta olmasına bile tahammülü olmayan cinsiyetçi bakış açısını gözler önüne serdi. Kadın'dan korkan, kadını aşağılayan, kadını kontrol altına almaya çalışan zihniyet yapısı devamlı ataerkil egemen bakış tarafından hortlatılıyor.

Kadının ancak kocasının yanında, o da elbette kocasının geliri yeterli olduğunda kısmen görünür olmasına icazet veriyor. Bu ülkede kadınlar eziliyor ve her geçen gün daha fazla hakları ellerinden alınmaya çalışılıyor. Kürtaj meselesi, doğum kontrol yöntemleri, en az 3 çocuk derken şimdi de ahlak polisliğine bürünmüş bir kişilik belirdi.

Bir yanda 3 çocuk tavsiyesinde bulunan Başbakan, bir yanda hamile kadının sokakta gezmesini estetik bulmayan tasavvuf adamı… Başbakanın kadınlara 3 çocuk diktasında bulunması ayıp olmazken hamile sokağa çıkınca ayıp! Ne garip bir paradoks...

Türkiye’de hamile kadınların sokakta gezmesinden daha büyük bir ayıp varsa o da 14 yaşındaki zihinsel engelli kız çocuğuna tecavüz edilmesi, elinde palayla kadınların kovalanması, şiddete, tecavüze ve tacize uğramalarıdır. Terbiyeden, ahlaktan, realizmden bahsedip de terbiyeli, ahlaklı olamamak, kadını değersizleştirmeye çalışmak asıl ayıp. İnançer, bir tasavvuf adamı olarak keşke annelikle kutsanmış kadına duyulması gereken saygından bahsetseydi!

Oysa bir kadının en güzel hali değil midir hamilelik? Yeni bir hayat doğurmak için hazırlanan bir beden. Hayatın yaradılış hikayeside oradan başlamıyor mu? 

Gebelik insana verilmiş en kutsal mucizedir....

Rojda Duygu Yeşilgöz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları