loading
close
SON DAKİKALAR

Hayat bayram olsa!

Rojda Duygu Yeşilgöz
Tarih: 02.05.2013

1 Mayıs’ı önce bayram ilan edip sonrada biber gazıyla insanları dağıt ne kadar ironik...

1 Mayıs kutlamaları Taksim’de ki inşaat bahane edilerek ‘’vatandaşın çukurlara düşmemesi’’ düşüncesiyle yasaklandı.

‘’Vatandaşın çukura düşmesinden’’ itina eden devlet, kolluk güçleriyle vatandaşının o çukurlara ulaşmasına bile fırsat vermeden tazyikli sular ve biber gazları eşliğinde çukurlara düşmelerine engel oldu!

İstanbul’un yollarını, köprülerini kapattı; toplu taşımayı ulaşıma engelledi. Bu kadar harcanan para ve emek Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlayabilmek için kullanılamaz mıydı? 1 Mayıs’ı önce bayram ilan edip sonrada biber gazıyla insanları dağıt ne kadar ironik…

Bu yıl bende artan kadın cinayetlerine dur demek, kadınlar için etkin koruma ve kadın katillerine ağır ceza taleplerimi dile getirmek ve işçi ölümlerine son demek için ‘’Kadın Cinayetlerine Durduracağız’’ platformuyla Şişli Kortejindeki yerimi aldım. Hiçbir şey yapmadan daha yürüyüşe bile başlanmadan bariyerler dahi zorlanmadan duran korteje önce gazla sonra da suyla saldırarak yüzlerce insanın nasıl boğula bileceğini yaşayarak şahit oldum.

Yoğun gazdan dolayı canlı yayın araçlarının kenarlarına sığınan insanların, tel örgüden atlamaya çalışan insanların üstüne tazyikli su sıkmanın ise ayrı bir fantezi olduğunu düşünüyorum. ‘’Açık alanlar için gaz fişeği, doğrudan insanlar üzerine ateş etmeyiniz’’ uyarısı bulunan biber gazlarını insanları nişan alarak atmak, nasıl bir hırs ve öfke bunu yaptırır anlam veremedim. Sanki bütün polisler öfkelerini biriktirmiş de emekçinin üzerine salıyordu.

Diyelim ki gösteri yapmak isteyenler polisi tahrik etti, ama gördüğüm o manzara bu tavrın nasıl devam ettiğini çok açık şekilde göstermişti. Üst üste atılan gaz bombaları ve tek bir kişinin üzerine sıkılan tazyikli su…

Polisin orantılı güç kullanma hali bu mudur ? 

Ya evin içine atılan biber gazını nasıl anlatsam… Tarlabaşı’ndan Taksim’e çıkan Hey tekstil işçisi babasının emeği için 1 Mayıs’a katılan Dilan Alp’in, polis müdahalesinden kaçarken sığındığı evin içine atılan biber gazından bahsediyorum. Hani Dilan’ın kafasına isabet eden biber gazı kapsülü sonucunda şu an yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren genç kadından! (Ben bu satırları yazarken Dilan’ın solunum cihazına bağlı olmadan nefes alabildiğini öğrendim)

Ya atanamayan genç öğretmen Meral Dönmez oda tıpkı Dilan gibi kafasına isabet eden gaz bombası kapsülü ile yaralandı ve şuan yoğun bakımda!

Güvenlik için gerekli naralarıyla ortalığa savaş alanına çeviren zihniyet, son bir yılda ölen işçinin güvenliği söz konusu olduğunda neredeydi? Kadınlar kocaları, sevgilileri tarafından öldürülürken kimse kadının güvenliğinden bahsetmiyordu ama …

Dün yaşananların hepsi tamamen hukuka aykırıdır. Toplantı ve yürüyüş yapma hakkı anayasa’da düzenlenmiş olup, temel bir haktır.

Herkes önceden izin almadan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir.

’Bu sene çalışma vardı, taksim o yüzden kapatıldı, neden bu ısrar", Sendikalar neden bu kadar diretti diyenler, 1977 yılında yaşananlara bir daha baksınlar. Baksınlar ki sendikaların ve tabir edilen gibi marjinal grupların! Neden ısrarcı olduklarını anlasınlar. Bu tamamen sendikaların gelecek yıllarda yaşanacak yasakları önceden sezmiş olmalarındandır.

Ki zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’da şu sözleriyle gelecek yıllar için neler olacağının ipucunu veriyor.

Ne diyor Bakan, ‘’Taksim miting için uygun değildir, bundan sonra bizim gösterdiğimiz alanlarda yapabilirsiniz mitinginizi’’…


Rojda Duygu Yeşilgöz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları