loading
close
SON DAKİKALAR

Medya Ombudsmanı Bildirici: Sedat Peker’e aracılık etmek gazetecilik faaliyeti mi?

Medya Ombudsmanı Bildirici: Sedat Peker’e aracılık etmek gazetecilik faaliyeti mi?
Tarih: 27.09.2021 - 10:34
Kategori: Medya

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel Twitter hesabından siyasi saldırı niteliği taşıyan tweet atması Birleşik Arap Emirlikleri yönetimi tarafından engellenen organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in tweetlerini gazeteci Erk Acarer’in kendi hesabından aktarmasını eleştirdi. ...

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel blogunda yayınladığı yazısında, gazeteci Erk Acarer’in, Birleşik Arap Emirlikleri yönetiminin engellemesiyle karşılaşan suç örgütü lideri Sedat Peker’in paylaşımlarını kendi sosyal medya hesabından duyurmasını ele aldı.

Bildirici, farukbildirici.com’da yayımladığı yazısında, “Bir gazetecinin, organize suç örgütü yöneticiliğinden hükümlü bir kişinin, siyasiler ve bürokratların karıştığı uyuşturucu ve suç trafiğine ilişkin paylaşımda bulunmasına yardımcı olması gazetecilik faaliyeti midir?” diye sordu.

Bildirici şu ifadeleri kullandı:

Kendisi Sedat Peker’in paylaşımlarını duyurmasını gazetecilik faaliyeti olarak görüyor. Elbette Erk Acarer bir gazeteci olarak bir uyuşturucu satıcısı ya da IŞİD’li ile görüşebilir. Ama Sedat Peker ile görüşmeleri ve onun paylaşımlarını kendisinin duyurması gazetecilik sınırları içinde kaldı mı?
Erk Acarer, Sedat Peker’in iddialarını haber yapmamıştı; soru-yanıt söyleşi olarak da yayımlamamıştı. Sadece Sedat Peker’in paylaşımlarını paylaşımlarını kamuoyuna duyurmasına aracılık etmişti. Açık söylemek gerekirse, bu kadarını Sedat Peker’in basın danışmanı Emre Olur ya da başka herhangi bir kişi de yapabilirdi.
Bir içeriğin gazetecilik ürünü haline gelebilmesi için, üzerinde bir işleme faaliyeti yürütülmesi gerekir. Kamu yararı olup olmadığına da ancak araştırmayla doğrulandıktan ve editoryal kontrolden geçirdikten sonra karar verilebilir. Her ne kadar bugüne değin ortaya attığı iddiaların büyük bölümünü doğrulayan ipuçları ortaya çıkmış olsa da bir gazeteci, Sedat Peker’in öne sürdüklerinin tamamının doğru olduğunu varsayamaz. Tümüne doğru muamelesi yapıp onu olduğu gibi kamuoyuna duyurursa o tarafa “angaje olduğu” algısı yaratır. Zira gazetecilikte şüphe esastır; doğruluğundan emin olunmadan hiçbir söz, bilgi, iddia başkalarıyla paylaşılmaz.
WikiLeaks ve Panama belgeleri örneği
WikiLeaks belgelerindeki gazetecilik deneyimini hatırlayalım. WikiLeaks, onbinlerce “gizli devlet belgesi”nin üzerinde anlaşılır şekilde okurlara sunulması için New York Times, The Guardian ve Der Spiegel’e belgeleri önceden vermişti.
The Guardian’da belgeleri gazetenin en deneyimli muhabir ve editörlerinden oluşan 15 kişilik bir ekip inceledi. New York Times en güvendiği 10 kadar muhabirini belgeleri kontrol etmeleri için merkeze çağırdı. Der Spiegel de New York Times ve The Guardian ile bağı koparmadı; üç medya kuruluşu koordinasyon halinde çalıştı. Bir ay sonunda da farklı editoryal süreçlerden geçirip farklı dosyalar halinde yayımladılar.
Erk Acarer, Sedat Peker’e yardım etmekte yarar görmüş olabilir. Bu kişisel yaklaşımını anlarım, saygı da duyarım ama buna “gazetecilik faaliyeti” denemez. Bu bir aracılık…

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları