loading
close
SON DAKİKALAR

Nüfusta 2040 tehlikesi

Nüfusta 2040 tehlikesi
Tarih: 08.04.2013 - 15:56
Kategori: Ekonomi

Başbakan Erdoğan, "Nüfus artış hızımızın yüzde 2’nin üzerinde olması şart. Daha aşağı düşersek 2040 yılı büyük tehlike" dedi

Başbakan Tayyip Erdoğan, ”Bizim nüfus artış hızımızın kesinlikle yüzde 2’nin üzerinde olması şarttır. Biz 2’de filan kalır, daha aşağı düşersek, 2040 yılı büyük bir tehlikedir” dedi.

Erdoğan, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜMSİAD) 5. Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada, bazı ülkelerin nüfusta daralma yaşarken nüfusu eksilirken kişi başına milli geliri artırdığını iddia ettiğini belirten Erdoğan, “Bizim ise bu süreçte hamdolsun nüfusumuzda ortalama her yıl 1 milyon artmıştır. Bu artışla beraber kişi başına milli gelir de buraya gelmiştir” dedi. ”Her aileye en az 3 çocuk” ifadesini yineleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

”Bu hafife alınacak bir konu değil. Bizim bir defa nüfus artış hızımızın kesinlikle yüzde 2’nin üzerinde olması şarttır. Biz 2’de filan kalır daha aşağı düşersek 2040 yılı büyük bir tehlikedir. Çünkü yaşlanmış bir nüfusla kalkınma olmaz kardeşlerim. Çoğalacağız, onunla da iftihar edeceğiz. Asla zillete düşmeyeceğiz.”

İki önemli gösterge

Türkiye ekonomisi 2012 yılında yüzde 2.2 oranında bir büyüme kaydettiğini hatırlatan Erdoğan, “Gelişmiş ekonomilerin ciddi oranlarda daraldığı bir ortamda, Türkiye’nin yüzde 2.2 oranında büyüme kaydetmesi elbette çok önemli bir başarıdır” dedi.

Erdoğan Türkiye’yi diğer ülkelerden farklı kılan iki önemli göstergeyi de şöyle anlattı:
“Milli gelirin açıklanmasıyla birlikte Avrupa Birliği tanımlı borç stokumuzun milli gelire oranı da netleşmiş oldu. Bazen muhalefet çıkıyor ‘borç şöyle arttı, böyle arttı’ filan diyor. İnan bunlar ekonomi cehaletidir. Bir defa borcun artışı milli gelire göre hesaplanır. 2002 yılında, borç stoğunun milli gelire oranı yüzde 74’tü. Yani, 100 liranın 74 lirası borçtu. Şu anda biz bu oranı nereye çektik? Yüzde 36’ya çektik. Türkiye’nin borç yükünü azalttık. İkinci bir önemli gösterge de bizi krizlere, dalgalanmalara, şoklara karşı dirençli hale getiren Merkez Bankası rezervlerimiz olmuştur. Göreve geldiğimizde Merkez Bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şimdi 125 milyar dolara ulaştı. 27.5 milyar dolar nire, 125 milyar dolar nire...”

"İhracatta son hedefimiz Nauru ve Mikronezya"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un (S&P) Türkiye’nin kredi notunu yükselttiğini hatırlatarak, “Bunu bir lütuf olarak görmüyoruz. Bunu İsrail gibi S&P’nin de özür dilemesi ve kendini kurtarması olarak ifade etmek istiyorum” dedi.

"Not artışı özür gibi..."

TÜMSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Bakan Çağlayan, “Yatırımcılar adeta ülkemizde bir yatırım yapma sevdasına girdi, zaman zaman Türkiye’nin bu konudaki ilerlemesini baltalayanlara rağmen... S&P geçen günlerde Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. Bunu bir lütuf olarak görmüyoruz. Bunu Türkiye’nin hak ettiğini, daha önce yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu İsrail gibi S&P’nin de özür dilemesi ve kendini kurtarması olarak ifade etmek istiyorum” değerlendirmesini yaptı.

Türk özel sektörünün dünyanın 241 gümrük bölgesine ihracat yaptığını anımsatan Çağlayan, “İhracat yapamadığımız iki ülke kaldı. Nauru ve Mikronezya adında iki ülke kaldı ihracat yapamadığımız. Allah’ın izniyle dünyada Türk işadamının ayağının basmadığı yer bırakmayacağız” dedi.

"Baldıran yerine Zemzem içeceğiz"

Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Hasan Sert, çözüm sürecine ilişkin, “Eğer bir baldıran zehri içilecekse bunu sadece size içirtmeyiz Sayın Başbakanım. Milletimizle hep birlikte bu zehri içeriz ama bu baldıran zehrini içmeye gerek kalmayacak herhalde. Ve inşallah hep birlikte o güzel zemzemi içeceğiz yakın bir zamanda” dedi.

Özüre atıf...

TÜMSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Sert İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin tarihe düşülecek önemli bir not olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin son yıllarda kazandığı fırsatları heder etmemesi gerektiğine dikkati çeken Sert, 3 dönem görev yapan parlamenterlerin yeniden seçilmesinin sınırlandırılmasının gözden geçirilmesini ya da başkanlık sisteminin günün formatına uygun hale getirilerek çalıştırılması gereğine inandıklarını söyledi.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları