Patronları için protesto düzenliyor.

Trabzon'da devlet teşviki kalkıyor diye patronlar işçileri kapı önüne koymakla tehdit ediyor...

Teşvik kalkarsa sizleri kapı önüne koyarım diyor ve onları teşvik devam etsin diye protesto yapmaya zorluyor onlar da patronları için protesto düzenliyor.

Bu ülkede işçi, işsizlik tehlikesi olduğunda harekete geçmekte. Yaklaşık yirmi beş yıl önce Topkapı Şişecam fabrikası'nda işten atılmalar yaşanmış ve o zaman da işten atılmalara yönelik eylemliliğe gidilmişti. Tam 25 yıl boyunca ne kendi hakları ne de işçi kardeşlerinin karşılaştığı hak kayıpları karşısında kılını bile kıpırdatmayan Topkapı Şişecam işçileri artık fabrikaları kapatılırken yani işssiz kalırken seslerini çıkarıyorlar. Bu bile önemli bir durumdur.

Ya da Bursa Renault fabrikasında işçi arkadaşları işten atılırken sessizce boynu eğik fabrika kapısından girenler sadece kendi arkadaşlarına değil işçi sınıfının hepsine karşı sorumsuzca davranmaktadırlar.

Aynı şey Arçelik fabrikalarında işten atılanlar olurken işten atılmayanların buna sessiz kalmasıdır.

İşçi kendi bağımsız gücünü ancak haksızlığa uğrayanların mücadeleleriyle dayanışma gösterdiği zaman ortaya koyabilir. Ne Trabzon'daki patron tezgahı teşvik geri gelsin protestoları ne de 25 yılda bir eylemliliğe girişmek işçiyi kendi gücünün farkına varan sınıf yapamaz.
Aşağıda yer alan haberi okuyun ve işçinin nasıl kapitalizmin oyuncağı yapıldığını görün.

Bugünlerde Trabzon’un gündemi teşvik yasası. Çünkü 2003 yılında yürürlüğe giren teşvik yasası, 2013 yılında, yani yarın itibariyle sona eriyor. “Sigorta prim desteği, vergi indirimi desteği, enerji desteği, arsa ve arazi desteğini” içeren teşviğin bitmesi halinde işyerlerinin kapanacağı söyleniyor. Bu nedenle işyerlerinin sahiplerinin “desteğiyle” işçilere eylem yaptırılıyor. İşçilerin bu eylemlere “gönüllü” katılmasının nedeni işsizlik korkusu olduğu kadar, haklarını koruyabilecekleri bir sendikal örgütlülükten yoksun olmaları, mevcut sendikal yapıların da patronlara açık destek vermesi. Bu tartışmalarla işçileri teşvik için eylem yapar hale getiren patronlar, asgari ücretle günde 12 saat çalışan işçilerin zam ve daha iyi koşullarda çalışma taleplerini de baskılamış oluyor.

Bu eylemlerden biri de Trabzon Arsin Organize Sanayi Bölgesinde yapıldı. 1000 işçinin katıldığı basın açıklaması sırasında “Teşvik uzasın çarklar durmasın”, “Teşvik biterse biz de biteriz”, “Memleketimizi terk etmek istemiyoruz” yazılı dövizler açıldı.


Sendika yok

Eyleme katılanlardan Gündoğdu Mobilya işçisi Hakan Kulaksızoğlu, işçilerin çoğunun köyden geldiğini, işyerlerinin kapatılması halinde yeniden köye dönmek zorunda kalacaklarını dile getirerek, “Sadece hayvancılık, sebze yetiştirebilecek o da bölge bölge. Köye döneceğiz, şu an herhangi bir şey yok, Patron beni atarsa işten ne yapabilirim? Burada işçilerin örgütlendiği sendika veya herhangi bir şey de yok” diye konuştu.

Aynı fabrikanın İnsan Kaynakları Müdürü Serdar Fanioğlu da daha önce “Ne kadar maaş alacağız ne kadar zam alacağız” diye soran işçilerin şimdilerde “yeter ki çıkmayalım” görüşünde olduğunu söyledi. Organize sanayi bölgesinde 5 bin işçi olduğunu dile getiren Fanioğlu, teşviğin kalkması halinde 2000 işçinin işten atılacağını söyledi. Fanioğlu yapılan eylemlere ilişkin ise “Ben işçimi toplayacağım demokratik hakkım, buna kimse karşı gelemez. Arkadaşlarla beraber çalışmalar yaptık. Bırakın da en mağdur olan işçiler bir şekilde sesini duyursun” açıklamasında bulundu.


Ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Emek Partisi Trabzon İl Başkanı İbrahim Ateş ise teşvik yasasını “Ülkenin birikiminin büyük küçük sermaye sahiplerine aktarılması” olarak gördüklerini dile getirdi. Teşviğin bitmesiyle, işçilerin atılacağı yönünde bir kamuoyu yaratıldığına dikkat çeken Ateş, “Trabzon’un teşvik kapsamının dışına çıkarılması çalışanların işten çıkarılması için bir bahane olamaz. Büyük bir çoğunluğu asgari ücretle günde 12 saat çalışan işçilere deyim yerindeyse ‘Ölüm gösterilip sıtmaya razı olmaları’ isteniyor. Burada esas olan çalışanların alacağı ortak tutumdur. Gerek Arsin OSB bölgesinde gerek irili ufaklı iş yerlerinde işçi arkadaşların örgütlü olmadığını biliyoruz. İşverenden bağımsız olarak kendi öz örgütlerini oluşturup, talepleri etrafında mücadeleye atılmaları tek çıkar yoldur” dedi.


Konfederasyonlar destekliyor

Hasan Basri Hatipoğlu (Türk-İş İl Temsilcisi): Karadeniz sürekli göç veriyor. Devlet 20 lira ödeyerek, işsize meslek eğitimi veriyor. Kurs alanlar maalesef ilinde değil batıya gidip orada iş buluyor. Trabzon’un teşvik yasasından çıkartılması ile daha çok göç yaşanacak. Bu nedenle ısrarla yetkililerden teşviğin devam etmesini talep ediyoruz. İşverenin de teşviğin devam etmesini istemesi doğrudur. Çünkü bize göre işyeri varsa işçi var, işçi varsa sendika var. Bunların üçü birbirine tabidir.

İhsan Bülbül (Hak-İş Trabzon Temsilcisi): Dünyada çarkların yavaşladığı ekonominin yavaşladığı bir dönemde, Trabzon’daki teşvik yasasının devam etmesini önemsiyoruz ve talep ediyoruz. İşverenlerimize ekonomiye katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Ekonomi iyi olduğu zaman işverenimizin yüzü gülüyor, üretiyor, satıyor, istihdam sağlıyor. Oradaki emekçi arkadaşlarımızın da yüzü gülüyor. Dolayısıyla işten çıkmamış oluyorlar.

Evrensel