loading
close
SON DAKİKALAR

Putin ile Erdoğan'ın Moskova buluşmasında İdlip Ek Protokolü ile #Ateşkes çıktı

Putin ile Erdoğan'ın Moskova buluşmasında İdlip Ek Protokolü ile #Ateşkes çıktı
Tarih: 05.03.2020 - 20:30
Kategori: Dünya

Rusya lideri Putin, Suriye'nin İdlib vilayetindeki gerilimi ele almak için Türk mevkidaşı Erdoğan ile başkent Moskova’da bir araya geldi. Erdoğan, ''Alacağımız kararlar bölgeyi de ülkelerimizi de rahatlatacaktır" derken; Putin hayatını kaybeden Türk askerleri için başsağlığı dileklerini iletti....

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  İdlib özelinde Suriye konusunu ele almak için Moskova'da görüştü.

İdlib müzakereleri sebebiyle bir araya gelmelerinin büyük önem arz ettiğini dile getiren Erdoğan, "Malum, bu görüşmeyi Türkiye'de yapacaktık. Sizin buradaki anayasa çalışmalarıyla, ilgili gelişmeler sebebiyle burada gerçekleştiriyoruz. Bugün burada atacağımız adım, alacağımız isabetli kararlar bölgeyi de ülkelerimizi de rahatlatacaktır" ifadelerini kullandı.

Rusya lideri Putin, "Rusya-Türkiye ilişkilerini tahrip edebilecek olayların yaşanmaması adına her şeyi yapmamız gerekiyor. İdlib'deki durumun, her iki tarafın da kıymet verdiği Rusya-Türkiye ilişkilerini bozmayacağını umuyorum" diye konuştu.

Putin, Erdoğan'a hitaben, "Ölen askerleriniz için bir defa daha içten başsağlığı dileklerimi iletmek isterim. İnsanların ölmesi her daim çok büyük bir trajedidir. Size telefon görüşmemizde de söylediğim gibi, maalesef Suriye askerleri de dahil hiç kimse Türk askerlerinin o anda bulundukları yeri bilmiyordu" dedi.

Putin: Görüşme sonunda ortak bir belge hazırlandı

5 saat 40 dakika süren İdlib görüşmesinin ardından iki lider ortak açıklama gerçekleştirdi.

Rus lider Putin'in açıklamaları şu şekilde:

-Bu yıl içerisinde üçüncüsü olan görüşmemizi gerçekleştirdik. Suriye'nin idlib bölgesindeki hassas durumu ele aldık. Yılbaşından itibaren orada faaliyet gösteren terör unsurları faaliyetlerini artırmışlardır. Yılbaşından itibaren Hmeymim üssüne yönelik saldırı sayısı 15 olarak kaydedildi ve her seferinde Türk meslektaşlarımıza bilgi vermekten kaçınmadık.

- Görüş ayrılıkları oluyor ama bugün de uzlaşabildik. Görüşme sonunda ortak bir belge hazırlandı. 

Erdoğan: Bu gece yarısı itibariyle ateşkes yürürlüğe girecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları:

-Öncelikle sayın Putin'e nazik daveti için teşekkür ediyorum. Bölgemizde kritik gelişmelerin cerayan ettiği dönemde Sayın Putin ile yeniden bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Suriye'deki durumu ve İdlbi'deki gelişmeleri ele aldık. Yaklaşık 6 saat süren bir görüşme yaptık. Farklı görüşte olduğumuz tüm konuları ayrıntılarıyla görüştük. Türk Rus münasebetinin derin, tarihi kökleri vardır. 5 asrı aşan bu tarih, iki devletin ve halkın karşılıklı etkileşiminin de bir tarihidir. Bu tarihi ortak çıkar temelinde ilerletmek en büyük arzumuzdur. Bu sene üst düzeyli iş birliği konseyin toplantısı için Sayın Putin'i ülkemize bekliyoruz.
-Soçi mutabakatına göre İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi muhafıza edilecek ve statükonun korunması için gerekli tedbirler alınacaktır.. Rejimin doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları, İdlib'de tesis ettiğimiz sükuneti bozmuştur. 1. dereceden sorumlu, bölgedeki istikrarı hedef alan rejimdir. Bu bölgede yaşayan 4 milyon insanın terörist olarak ilan edilip bombardımana maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.

- Gözlem noktaları sahadaki durumu kontrol etmek ve ateşkesi kontrol etmekle yükümlüdür. Rusya'yla tesisi korumak için vardığımız mutabakat nedeniyle sahada çok daha aktif şekilde yer aldık. Bölgede bulunan Rus güçleriyle koordinasyonu sıkı tutmaya özen gösterdik. Rejimin doğrudan askerlerimizi hedef alan saldırı nedeniyle yeni bir statünün oluşturulması kaçınılmaz bir hale gelmiştir.

- Bu gece itibariyle ateşkes yürürlüğe girecektir. Ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gereken çalışmalar hızla ve etkin bir şekilde yürütülecektir. İhtiyaç sahibi tüm Suriyelilere ön şartsız ve ayrım gözetilmeksizin yardım sağlanması için birlikte çalışacağız. Türkiye bu süreçte rejimin yapabileceği her saldırıya cevap verme hakkını saklı tutacaktır. Bu süreç içerisinde değerli mevkidaşımla irtibat halinde olacağız.

- Suriye krizine bu ülkenin toprak bütünlüğü temelinde çözüm bulunana kadar Türkiye, bölgedeki faaliyetlerini sürdürmekte kararlıdır. Bugünkü toplantımızın Suriye'deki ihtilafa kalıcı çözüm bulunmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İdlip Ek Protokol (Türkçe) - 5 Mart 2020

İDLİP GERGİNLİĞİ AZALTMA BÖLGESİ'NDEKİ DURUMUN İSTİKRARLAŞTIRILMASINA İLİŞKİN MUHTIRAYA EK PROTOKOL

Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu, Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki ateşkes rejiminin uygulanmasının garantörleri olarak (bundan sonra taraflar olarak anılacaktır),

Suriye Arap Cumhuriyeti'nde Gerginliği Azaltma Bölgeleri Oluşturulmasına ilişkin 4 Mayıs 2017 tarihli Muhtıra ve İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına ilişkin 17 Eylül 2018 tarihli Muhtıra'yı hatırda tutarak,

Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini yineleyerek,
Terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklarını yinelerken, sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini kabul ederek,

Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, Birleşmiş Milletler'in kolaylaştırıcılığında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizerek,

İnsani krizin daha da kötüleşmesinin önlenmesinin, sivillerin korunmasının, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere önkoşulsuz ve ayrım gözetmeksizin koruma ve insani yardım sağlanmasının, keza ülke içinden yerinden edilmelerin önlenmesi ile mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin güvenli ve gönüllü olarak Suriye'deki asıl ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının önemini vurgulayarak,

Aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır:

1- İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde saat 00:01 'den itibaren durdurulacaktır.

2- M4 karayolunun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecektir. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacaktır.

3- Türk-Rus ortak devriyeleri, 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba'dan (Serakib'in 2 km batısı) Ain-AI-Havr'a kadar olan kesimi boyunca başlatılacaktır.

İşbu Protokol, imzalandığı anda yürürlüğe girer.

Türkçe, Rusça ve İngilizce üç örnek olarak ve eşit yasal geçerliliği olacak şekilde 5 Mart 2020 tarihinde Moskova'da imzalanmıştır.

İmzacılar:

Türkiye Cumhuriyeti adına                          Rusya Federasyonu adına

 

Astana Mutabakatı;

Suriye Konulu Uluslararası Astana Görüşmeleri Hakkında İran, Rusya ve Türkiye’den Yapılan Ortak Bildiri

14-15 Eylül 2017

İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti, Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki ateşkes ortamının gözlenmesi konusunda garantör ülkeler olarak;

Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğinin, bağımsızlığının, birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması meselelerinde gösterdikleri bağlılığı bir kez daha ilan eder;

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 (2015) sayılı çözüm önerisi kapsamında;

Ateşkes ortamının güçlendirilmesi ve ikame ettirilmesi için alınacak bir dizi önlem neticesinde, Suriye sahasındaki şiddetin önemli boyutlarda azaltılmasının sağlanacağını duyurur:

Garantör ülkeler;

1- 4 Mayıs 2017’de ilan edilen ve Suriye Arap Cumhuriyeti üzerinde çatışmasızlık bölgeleri yaratılmasını öngören Memorandumun (bildirinin) uygulamada göstermiş olduğu gelişmeden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirirler;

2- 4 Mayıs 2017 tarihli bildiri kapsamında, doğu Guta’nın, Humus vilayetinin kuzeyindeki belirli bazı bölgelerin, İdlib vilayeti ve komşu ( Lazikiye, Hama ve Halep)  vilayetlerin belirli bazı bölgelerinin ve güney Suriye’nin belirli bazı bölgelerinin ( Astana sürecinin bir garantörü olarak Rusya Federasyonu’nun önerileri baz alınarak, ateşkes ortamının garanti altına alınması, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün korunması ve terörizme karşı olan savaşın devam etmesi amaçlarıyla ) çatışmasızlık bölgeleri ilan edildiğini duyurur.

3- Çatışmasızlık bölgelerinin ve güvenlik bölgelerinin yaratılması uygulamasının ilk etapta süresi 6 ay olarak belirlenen ve Garantör ülkelerin fikir birliği sağlaması halinde otomatik olarak tekrar süresinin uzatılması opsiyonu olan geçici bir önlem olduğunu vurgular.

4- Yukarıda açıklanan çatışmasızlık bölgelerinin hiçbir koşul altında Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü zayıflatmak amacı olmadığını vurgular.

5- 3 Garantör tarafından sağlanacak çatışmasızlık kontrol güçlerinin görev dağılımı oranının, 8 Ekim 2017 tarihinde Ankara’da üzerinde mutabakat sağlanan haritalara ve Ortak Çalışma Grubu tarafından, İdlib ve komşu (Lazikiye, Hama ve Halep) vilayetlerin bazı bölgelerinde tesis edilecek çatışmasızlık bölgeleri içerisindeki “güvenlik bölgesine” geçici olarak konuşlandırılacak çatışmasızlık kontrol güçleri için hazırlanan “Görev Talimatları” çerçevesinde belirleneceğini ve bu güçlerin amacının, savaş halindeki taraflar (Suriye Arap Cumhuriyeti ve ateşkes ortamı anlaşmasına katılan ve katılacak olan silahlı muhalif gruplar) arasındaki çatışmaların engellenmesi olacağını ilan eder.

6- Ortak İran-Rus-Türk Koordinasyon Merkezi’nin amacının çatışmasızlık bölgelerinde konuşlu çatışmasızlık kontrol güçlerinin aktivitelerinin koordine edilmesi olduğunu ilan eder.

7- Teröre karşı savaşın ilerletileceğini ve yukarıda açıklanan çatışmasızlık bölgeleri uygulamasının başlatılması neticesinde, DAEŞ, Nusret Cephesi ile El-Kaide veya DAEŞ ile bağlantısı bulunan diğer kişi, grup ve yapıların ortadan kaldırılması ve bunlarla çatışmasızlık bölgelerinin içinde ve dışında savaşmak için gerekli bütün tedbirlerin alınması adına gösterilen azmin aynı şekilde devam edeceğini ilan eder.

8- Çatışma halinde bulunan tarafların, siyasi süreç ve devamlı ateşkes için daha iyi şartlar oluşturmak adına, aralarında kaçırılan/alıkonulan kişilerin salıverilmesi, cesetlerin teslim edilmesi ve kayıp kişilerin kimlik tespitinin yapılması da bulunan güven tesis etmek amaçlı adımlar atılmasına olan ihtiyacı vurgular.

9- Çatışmasızlık bölgelerinin ülkeye hızlı, güvenli ve kesintisiz olarak insani yardımların ulaştırılması noktasında kullanılmasına olan ihtiyacın altını çizer ve bu bağlamda 4 Mayıs 2017 tarihli bildirinin ilgili maddelerini hatırlatır.

10- Astana sürecinin gözlemcilerine ve uluslararası toplumdaki diğer ilgili taraflara, Suriyelilere ek yardım göndererek, mayın temizleme çalışmaları başlatarak, tarihi mirası koruyarak, sosyal ve ekonomik tesislerinde de içinde bulunduğu temel altyapı sistemlerini onararak, çatışmasızlık sürecini ve Suriye’nin istikrarını desteklemesi çağrısını yapar.

11- Çatışma halindeki taraflara, Suriye muhalefetinin temsilcilerine ve sivil topluma, yeni ortaya çıkan bu daha elverişli şartları kullanarak, Suriyeli tarafların kendi içlerindeki diyaloğa hız kazandırmak ve BM liderliğinde Cenova’da yürütülen siyasi süreci ve diğer girişimleri ilerletme çağrısını yapar.

12- 4 Mayıs 2017 bildirisinin ilgili maddelerinin ve Astana süreci çerçevesinde daha önce alınan kararların uygulanması konusunda gösterdikleri çabaların devamını garanti eder.

13- Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev ve Kazak yetkililere Astana’da 6. Yüksek seviyeli Suriye Konulu Uluslararası Toplantıya ev sahipliği yapmalarından dolayı duydukları şükranı bildirirler.

14- Astana görüşmelerinin bir sonraki turunun 2017 yılının Ekim ayının sonunda yapılmasına karar verir.

Adana Mutabakatı

Adana Mutabakatı, Türkiye'ye Suriye üzerinden düzenlenen PKK saldırılarının artması ve örgüt lideri Abdullah Öcalan'a Suriye'nin sığınma hakkı vermesi nedeniyle iki ülke arasında gerilen ilişkiler üzerine 20 Ekim 1998 tarihinde Türkiye heyetine başkanlık eden Büyükelçi Uğur Ziyal ile Suriye heyetine başkanlık eden Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Bedir Hasan tarafından Adana'da imzalanan mutabakattır.

1998 yılında Suriye üzerinden Türkiye'ye PKK saldırılarının artması sonrası Milli Güvenlik Kurulu tarafından alınan karar doğrultusunda Abdullah Öcalan'ın Suriye'de bulunmasına müsade edilmeye devam edilirse bu Türkiye açısından savaş sebebi (Casus belli) sayıldı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ateş de Hatay'da Suriye sınırında yaptığı konuşmada "terör saldırılarının Suriye’ye savaş nedeni olacağını" söyledi.

Türkiye ile Suriye arasında artan gerginlik üzerine, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın da devreye girmesiyle, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek arabulucu görevini üstlendi. Arabuluculuk sonucunda da iki devlet arasında 20 Ekim 1998 tarihinde Türk heyetine başkanlık eden büyükelçi Uğur Ziyal ve Suriye heyetine başkanlık eden Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Bedir Hasan tarafından Adana Mutabakatı imzalandı.

Adı daha sonra 2010 yılında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması" olarak değiştirilen ve 3 yıl geçerli kalan 23 maddelik mutabakata göre başta PKK olmak üzere her iki devlet de kendilerini tehdit eden örgütlere karşı önlemler alacak ve onların kendi toprağındaki tüm faaliyetlerine engel olacaktı. Karşılıklı olarak hiçbir ikamet, lojistik, eğitim, ulaşım ve silah kapasitesine müsaade etmemek konusunda anlaşan iki ülke ortak operasyonlar, tutukluların iadesi ile bilgi, belge ve istihbarat paylaşımı alanlarında işbirliği yapmaya karar vermişti.

Mutabakat, Suriye tarafının kısa vadede yerine getireceği taahhütlerin yanı sıra iki ülkenin uzun vadeli terörle mücadele çerçevesini de çiziyor:

1-Suriye kendi topraklarından Türkiye'nin güvenlik ve istikrarını tehlikeye atacak eylemlere izin vermeyecek. Suriye, PKK'nın silah, lojistik ve mali destek sağlamasına ve propaganda faaliyetlerine izin vermeyecek.
2-Suriye, PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmiştir. Suriye, diğer terör örgütlerinin yanı sıra PKK ve uzantılarının topraklarındaki faaliyetlerini yasaklamıştır.
3-Suriye, PKK'nın topraklarında eğitim kampı kurmasını ve ticari faaliyetlerde bulunmasını yasaklamıştır.
4-Suriye, PKK üyelerinin transit yollarla üçüncü ülkelere gitmesine izin vermeyecektir.
5-Suriye, PKK liderlerinin topraklarına girmesini engelleyecek ve gümrük yetkililerine bunun için talimat verecektir.

ADANA MUTABAKATI MADDELERİ PDF İÇİN TIKLAYIN!

Aynı mutabakat, tarafların bu taahhütlerin yerine getirilmesini sağlamak ve gözlemek için bazı mekanizmalar kurmasını da sağlıyor. İki ülkenin üst düzey güvenlik yetkilileri arasında doğrudan telefon hattı kurulması, diplomatik temsilciliklerde güvenlik işleri için özel temsilcilerin atanması bunlardan sadece birkaçını oluşturuyor.

Türkiye ile Suriye arasında yaşanan bu gerilimde PKK lideri Abdullah Öcalan 9 Ekim 1998'de Suriye'den ayrılmak zorunda kaldı.
23 Ocak 2019 günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Başkanı Vladimir Putin arasında Moskova'da gerçekleşen görüşme sonrası, Suriye İç Savaşı'nda Türkiye'nin, Suriye'de Beşşar Esad rejimi ile doğrudan görüşmesinde bir ara formül olarak Putin bu mutabakatı dile getirmiştir. Erdoğan ertesi gün yaptığı konuşmada Adana Mutabakatı'nın yeniden gündeme gelmesi, bunun üzerinde ısrarla durulması gerekiyor. ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7-8 Ekim 2019 tarihlerinde yaptığı Sırbistan ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlamış; gerçekleşen Barış Pınarı Harekâtı'nın dayanağı olarak Adana Mutabakatı'nı göstermiş ve şunları söylemiştir: Biz Adana Mutabakatı'na dayalı olarak oradayız. Adana Mutabakatı'na göre, rejim tarafından PKK'ya karşı tedbir alınmayacak olursa, bizim güçlerimizin onu kovalama hakkı vardır.

22 Ekim 2019'da Rusya ile Türkiye arasında imzalanan Soçi Mutabakatı'nda Adana Mutabakatı'ndan bahsedildi ve Rusya mutabakatın uygulanmasını kolaylaştıracağını teyit etti.

Ankara Mutabakatı

Ankara Mutabakatı, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında 17 Ekim 2019 günü Türkiye ile ABD arasında Ankara şehrinde imzalanan mutabakat muhtırasıdır.

Ana maddeler: Suriye İç Savaşı ve Barış Pınarı Harekâtı

Devam eden Suriye İç Savaşı sırasında 9 Ekim 2019 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Ulusal Ordusu grupları tarafından Suriye'nin kuzeyinde tek taraflı özerklik ilan eden Suriye Demokratik Güçleri'nin silahlı gücüne karşı başlatılan sınır ötesi askerî harekâttır.  Operasyonun amacı, Türkiye'nin PKK ile bağları nedeniyle terör örgütü olarak tanımladığı, ABD ve diğerlerinin ise Irak ve Şam İslam Devleti'ne karşı bir müttefik olarak kabul ettiği Suriye Demokratik Güçleri'nin sınır bölgesinden uzaklaştırılması, 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturularak 3,6 milyon civarındaki Suriyeli sığınmacının bu bölgeye yerleştirilmesi olarak açıklanmıştır.

17 Ekim günü ABD başkan yardımcısı Mike Pence ve Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı görüşmede SDG'nin Suriye-Türkiye sınırından 30 kilometre (19 mi) derinliğe sahip güvenli bölgeden çekilmesi için harekâtın 120 saatliğine durdurulması konusunda anlaşıldı. Pence, askeri operasyonun durması halinde, ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı tüm yaptırımların kaldırılacağını ve başka yaptırım olmayacağını bildirdi. Anlaşmaya göre, 32 km'lik güvenli bölgenin Türkiye ve SUO'nun kontrolü altında olması kararlaştırıldı. SDG, ateşkesin sadece Tel Abyad'ı ve Rasulayn'ı kapsadığını duyurdu.

1. Türkiye ve ABD, iki yakın NATO üyesi olarak bu ilişkilerini teyid eder. ABD, Türkiye'nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını anlar.

2. Türkiye ve ABD, kuzeydoğu Suriye başta olmak üzere sahadaki gelişmelerin, ortak çıkarlar temelinde daha yakın eşgüdüm gerektirdiğini kabul eder.

3. Türkiye ve ABD “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder.

4. Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler.

5. Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAŞ kontrolünde olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.

6. Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekatlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.

7. Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen güvenli bölgedeki tüm meskun mahal (güvenli bölge) sakinlerinin dirliği ve güvenliğini sağlayacağını taahhüt eder, sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için azami dikkati göstereceğini vurgular.

8. Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğüne ve Suriye ihtilafını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun şekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi sürece olan bağlılıklarını yineler.

9. Her iki taraf Türkiye'nin, YPG ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.

10. Güvenli bölge, evvelemirde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.

11. Türk tarafı Barış Pınarı Harekâtı’na, güvenli bölgeden YPG’nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir. Barış Pınarı Harekâtı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.

12. Barış Pınarı Harekâtı’na ara verildiğinde ABD, "Blocking Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation in Syria" başlıklı 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen yaptırımlara ilavelerini getirmeme ve Kongre nezdinde uygun şekilde çalışmalar ve istişareler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’de barış ve güvenliğin teminine dönük kaydedilen ilerlemenin altını çizmek hususunda mutabık kalır. Barış Pınarı Harekâtı 11. paragraf uyarınca durdurulduğunda, yukarıda bahsi geçen Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır.

13. Her iki taraf bu açıklamada kaydedilen tüm hedeflerin uygulanması için birlikte çalışma taahhüdünde bulunmaktadır.

Sonuç; 22 Ekim'de Rusya ziyareti öncesinde açıklamalarda bulunan Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan "700-800 çekilme söz konusu, 1200-1300 kadarının da süratle çıkmaya devam ettiği, onların da çıkacağı söyleniyor. Bunların izini sürüyoruz." dedi. 23 Ekim'de ABD başkanı Donald Trump, bölgede kalıcı bir ateşkesin gerçekleştiğini ve Türkiye üzerindeki yaptırımların kaldırılacağını açıkladı. 23 Ekim günü Türkiye Millî Savunma Bakanlığı harekatın sona erdiğini açıkladı.

Soçi Mutabakatı

Soçi Mutabakatı, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında 22 Ekim 2019 günü Türkiye ile Rusya arasında Soçi şehrinde imzalanan mutabakat muhtırasıdır.

22 Ekim 2019 günü Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ve Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile imzalandı.

Devam eden Suriye İç Savaşı sırasında 9 Ekim 2019 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Millî Ordusu tarafından Suriye'nin kuzeyinde tek taraflı özerklik ilan eden Suriye Demokratik Güçleri'nin silahlı gücüne karşı başlatılan sınır ötesi askerî harekâttır. Operasyonun amacı, Türkiye'nin PKK ile bağları nedeniyle terör örgütü olarak tanımladığı, ABD ve diğerlerinin ise Irak ve Şam İslam Devleti'ne karşı bir müttefik olarak kabul ettiği Suriye Demokratik Güçleri'nin sınır bölgesinden uzaklaştırılması, 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturularak 3,6 milyon civarındaki Suriyeli sığınmacının bu bölgeye yerleştirilmesi olarak açıklanmıştır.

2 Ekim 2019 günü Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ve Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SDG'nin sınır bölgesinden ve Tel Rıf'at ile Menbic'den 30 kilometre (1,2×109 mil) uzağa çekilmesi için ateşkes süresinin 150 saat daha uzatılması üzerine anlaşmaya vardılar. Bu amaçla Rusya askerî polisi ve Suriye Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı sınır muhafızları harekat alanının dışında kalan alana girmesi kararlaştırıldı. Ayrıca Kamışlı şehri hariç sınırda 10 kilometre uzakta ortak Rusya-Türkiye devriyelerinin konuşlandırılması konusunda anlaşıldı.

1. Her iki taraf Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına ve Türkiye'nin milli güvenliğinin korunmasına olan bağlılıklarını teyit ederler.

2. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılıklarını vurgularlar.

3. Bu çerçevede, Tel Abyad ve Res Al Ayn'ı içine alan 32 km derinliğindeki mevcut Barış Pınarı Harekâtı alanındaki yerleşik statüko muhafaza edilecektir.

4. Her iki taraf Adana Anlaşması'nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması’nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır.

5. 23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00’den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 km'nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır.

6. Menbic ve Tel Rıfat'tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır.

7. Her iki taraf terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için gerekli tedbirleri alacaktır.

8. Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır.

9. Bu muhtıranın uygulanmasını gözetmek ve koordine etmek amacıyla müşterek bir denetim ve doğrulama mekanizması ihdas edilecektir.

10. Taraflar Astana Mekanizması çerçevesinde Suriye ihtilafına kalıcı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla çalışmalarını sürdürecek ve Anayasa Komitesi’nin faaliyetlerini destekleyecektir.

23 Ekim günü Rusya askeri polisleri ve Kobani Askerî Konseyi, Kobani'de devriye faaliyetine başladı. 23 Ekim günü Türkiye Millî Savunma Bakanlığı harekatın sona erdiğini açıkladı.

Kaynak : www.istenbulgercegi.com - sputnik

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları