loading
close
SON DAKİKALAR

Reha Özcan: Türkiye artık kendisine sunulan kadere tepki gösteriyor. Ekonomik ve siyasi politikalara karşı boyun eğmiyor

Reha Özcan: Türkiye artık kendisine sunulan kadere tepki gösteriyor. Ekonomik ve siyasi politikalara karşı boyun eğmiyor
Tarih: 17.11.2019 - 13:20
Kategori: Kültür & Sanat

Son olarak 'Mucize Doktor' dizisinde televizyon izleyicileriyle buluşan oyuncu Reha Özcan, "Türkiye artık kendisine sunulan kadere tepki gösteriyor. Ekonomik ve siyasi politikalara ya da gündelik hayattaki sosyolojik baskıya karşı boyun eğmiyor" dedi.

'Mucize Doktor' adlı dizide başhekim Adil rolünü canlandıran tiyatrocu Reha Özcan dizisi, tiyatro hayatı, çocukluğu ve Türkiye gündemine dair soruları yanıtladı.

Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Özcan'ın röportajının bir kısmı şu şekilde:

Sinema ve dizi dışında tiyatro da hayatınızda büyük bir yer kaplıyor. Peki hangisi daha ağır basıyor?
Tiyatro benim hayatımın büyük çoğunluğunu kaplıyor. 35 yıl devlet tiyatrosunda çalıştım. Oyunlarım devam ediyor. Dizide, sinemada ya da tiyatroda çok mutlu olduğum anlar oldu. İşimi seviyorum ve ayırmıyorum.

Tiyatro bir yaşam tarzı ama sadece tiyatro yapan oyuncuların geçim sıkıntısı çektiği biliniyor.
Tiyatro aşkla yapılır. Türkiye Cumhuriyeti’nde bir sürü insan sadece tiyatroyla hayatını idame ettirebiliyorsa para her şey değildir. Çok küçük alanlarda çok küçük yaşantılar kurarak da hayatınızı idame ettirebilirsiniz. 35 yıllık devlet tiyatrosu geçmişimde hiçbir zaman büyük paralar kazanma hayallerim yoktu. Tiyatroda oynamak paradan değerliydi benim için.

Hiç maddi zorluklar yaşadığınız oldu mu bu uğurda?
Zaten maddi zorluklar yaşayan bir aileden geliyorum. Sadece babamın maaşıyla geçinmek zorunda olan altı kişilik bir aileydik. Hayat bana mutluluk ve paranın aynı kefede olmadığını öğretti.

Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Yaramaz, devrimci bir askerin çocuğuyum. Dört kardeşimle birlikte büyüdüm. Babam hep ceza aldığı için şark hizmetinde geçti çocukluğum. Çok fazla yer, çok fazla insan tanıdım. Ezen, ezilen dengesinde hep ezilenin yanında olan bir aileydik. Çok mutlu bir aileydik, çok eğleniyorduk. Halen de bir araya geldiğimizde çok eğleniyoruz. Biraz İtalyan aileleri gibiyiz, çok küfür ederiz.

Asker bir babanın çocuğu olarak büyümek disiplini de beraberinde getiriyor mu?
Sanırım öyle bir asker değildi benim babam. Mesleki anlamda çok disiplinliyim, ama bu disiplinim babamdan kalan bir miras değil. Mesleğin içinde kendi yollarımı bulduğum için ulaştığım bir sonuç. Ben kendi disiplinimi seviyorum. Ama bu kadar disiplinli olmanın bu kadar disiplinsiz bir dünyada çok acı verdiğini söyleyebilirim.

Babanız bir asker ama 12 Eylül sizde de yaralar açmış olmalı.
12 Eylül bütün Türkiye’de çok büyük yaralar açtı. Babam tutuklandı, hepimiz defalarca karakollara gittik, evimiz defalarca arandı, bir sürü kitap yakıldı. Korkunç günler geçirdik. Öldürülen, sakatlanan, işkence gören arkadaşlarım oldu. Bu süreçten biz de payımızı aldık. Bir sene birbirimizden ayrı yaşadık. Sonra hayatıma tiyatro girdi. Abim Serhat Özcan ile birbirimize hep destek olduk.

12 Eylül size ne öğretti?
Bizden çok şey götürdü ama inadına yaşama sevincini öğretti. Şöyle bir inancım var benim; hayatımızdan birileri gidiyor ama aslında gitmiyorlar. Onları da içimize katarak devam ediyoruz, büyüyoruz.

Bugün Türkiye’nin gündemine baktığınızda gördüğünüz şey nedir?
Türkiye artık kendisine sunulan kadere tepki gösteriyor. Ekonomik ve siyasi politikalara ya da gündelik hayattaki sosyolojik baskıya karşı boyun eğmiyor. Hem katalizör hem yol gösterici anlamında sanatın görevi çok önemli. Yaşama sevincini ve keyif alanlarını genişleten önerilerle sanat, şu andaki Türkiye’ye çok faydalı olacak.

Peki, ülke gündemine baktığınızda son zamanlarda sizi en çok üzen konular neler?
Anlamlandıramadığım savaşlar, ekonomik krizler, üretimin yavaşlaması, insan hayatının vergilerle daha da zor hale getirilmesi ve ekonomik gelirin her geçen gün daha da düşmesi... Bunlar beni üzüyor.

Sosyal medyayla aranız nasıl? Tehlikeli buluyor musunuz?
Sosyal medyayı neden tehlikeli bulayım ki? Sonuçta sosyal medya, sanal gerçeklik üzerine kurulmuş bir yapı. Oradaki her şeyi ciddiye almamak gerekiyor. Tehlike başka yerlerde, bunlar tehlike değil.

Genç oyuncuları nasıl buluyorsunuz? Yeni jenerasyonda umut var mı?
Çok iyi oyuncular var. Ama bu şöyle bir şeydir: Bir konservatuar sınıfı düşünün. Eğer ortalamanın üzerinde bir konservatuvarsa ve 40 öğrencinin yüzde 10’u başarılı olursa bu gelecek için büyük başarıdır. Vasat bir okulda da bu oranı yüzde 1’e düşürebilirsiniz.

Özgürlük sizin için ne ifade ediyor?
Benim için özgürlük; hayal ettiklerini yaşama, yaşama uyum sağlama ve bunun olumlu karşılıklarını görebilmektir.

Hiç siyasi bir lideri oynamak ister miydiniz? Eğer isteseydiniz bu isim kim olurdu?
Birçok lideri oynamak isterdim ama seçmem gerekirse Türkiye’den (eski başbakan) Bülent Ecevit’i dünyadan da (Küba devrimi liderleri) Che Guevara ve Fidel Castro’yu oynamak isterdim.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları