loading
close
SON DAKİKALAR

Ruhi Su 100 Yaşında

Ruhi Su 100 Yaşında
Tarih: 11.02.2012 - 19:02
Kategori: Kültür & Sanat

Ruhi Su ses eğitiminin sağladığı teknik olanakları, Türkçenin kurallarına göre şarkı söylemede uygular...

1990 yılında yitirdiğimiz Sümeyra Çakır’ın Ruhi Su’nun sanatı üzerine yazdığı notları eşi Hasan Çakır derledi...

1912 doğumlu büyük ustanın yaşamı ve sanatı üzerine çok şeyler söylendi, yazıldı. Daha da yazılacak ve söylenecek. Ruhi Su’nun sanatını en iyi tanıyan ve anlayanlardan biri de 1990 yılında aramızdan ayrılan Sümeyra idi. İşte Sümeyra’nın 1986 yılında Ruhi Su’nun sanatı üzerine yazdıkları.

Ruhi Su’yu anlamak

Ruhi Su’nun sanatçı kişiliğinin en etkileyici özelliği nedir diye sorulsa, hiç duraksamadan “bilinç” diye cevap veririm. Onun çok yönlü yaratıcılığı ile tüm insanlığa sunduğu güzellikler; olağanüstü güzel sıcak sesinin, büyük yeteneğinin, ama bunlardan daha çok onun sağlam bilincinin ürünleridir.

Kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle diyor: “Milyonlarca yıldan beri oluşup gelen iki önemli şey var dünyada: biri insanın kendisi, biri de türküler… Ne memleketimde ne de dünyada, halkı sevip de türküleri sevmeyen bir insana rastladım. Hele dünyanın bütün toplumcularında şaşılacak bir türkü tutkusu var.”

Türkü söylemede bir okul

Ruhi Su ses eğitiminin sağladığı teknik olanakları, Türkçenin kurallarına göre şarkı söylemede uygular. Her türlü klişe söyleyişin dışına çıkarak, Türkçenin müziğine, vokallerine, vokallerinin renklerine uygun bir söyleyiş yaratır. Bu söyleyiş, Almanca, İtalyanca ya da İspanyolca vb. dillerin vokallerini, ses renklerini kullanarak Türkçe şarkı söyleyiş tarzlarından bütünüyle ayrıdır. Böylece Ruhi Su türkü söylemede bir okul yaratır.

Ruhi Su’nun söyleyişinde türküler gerçek anlamlarına yeniden kavuşurlar. Sözgelimi, yıllarca radyodan “Sivas’tan bir şaplak havası” diye sunulan bir türkü vardır. Dümbelek ve saz ordularının arkasına saklanarak; yorgun, anlaşılmaz mızmızlanmalarla söylenir durur. Bu türkü ancak Ruhi Su’nun sesinde gerçek anlamını kazanır ve aslında Pir Sultan Abdal’ın darağacının dibinde zulme yenik düşüşünün acısıyla, ama tutulan yola inancın başeğmezliği ile söylediği deyişlerden biri olduğu ortaya çıkar.

Münafığın her dediği oluyor

Gül benzimiz sararıban soluyor

Gidi Mervan, şad oluban gülüyor

Kâtip arzıhalim yaz dosta doğru

Aşamazsan telli turnam dön geri

Günümüz kitle iletişim araçları, radyo televizyon, sinema aracılığı ile duyusal kısırlığa, uyuşukluğa uğratılmış kitlelerin bir şarkıyı, bir türküyü acıklı ya da eğlendirici sıfatları dışında algılayamama yoksulluğuna karşı bilinçli bir savaştır bu aynı zamanda.

Ruhi Su’nun sazı türkülerine eşlik aracı olarak seçmesinde Anadolu halkının saza duyduğu saygı, sazın yüzyıllar içinde türkülerle oluşturduğu bütünlük ve sazın türkülerle yaşıt olan tarihsel önemidir. Bununla birlikte Ruhi Su sazın tüm özgün güzelliklerine karşın özellikle çokseslilik uğruna sınırları zorlanmaması gereken bir çalgı olduğu inancındadır. Saz, saz gibi çalındığında özgün ve güzeldir. Saz onun müziğinde, türküyü destekleme görevini yüklenmiştir sadece.

Bu konuda Ruhi Su gereğinden fazla alçakgönüllüdür. Her fırsatta saz çalma konusunda iddialı olmadığını, esas ortaya koymak istediği şeyi sesiyle ortaya koyduğunu söyler. Gerçekten de Ruhi Su söyleyişi ve tavrı ile bir eser koymuştur ortaya. Bu eseri yaratmada sazın yüklendiği işlev, Ruhi Su’nun uslubu ile bir bütünlük içindedir.

Dostlarından ustaya...

Ruhi Su’nun 1975 yılında kurduğu ve birlikte konserler de verdiği Ruhi Su Dostlar Korosu, 2012 yılı boyunca yurtiçinde ve yurtdışında “Ruhi Su 100 Yaşında” konserleri verecek. 37. yılına giren koro ilk anma konserini 24 Şubat’ta Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde verecek. Ruhi Su, 4 Şubat’ta ise Frankfurt Halkevi Lokali’nde anılacak. Ruhi Su belgeselinin gösterileceği etkinlikte Hasan Çakır da usta ozanın sanatı ve eserleri hakkında konuşacak.

Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları