loading
close
SON DAKİKALAR

''Savaş politikalarına direneceğiz''

''Savaş politikalarına direneceğiz''
Tarih: 22.09.2012 - 15:13
Kategori: Sağlık, Yaşam

Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’ndaki 391. buluşmalarında 1994 yılında gözaltında kaybedilen İbrahim ve Edip Çelik’in akıbetini sordu...

Galatasaray Meydanı’nda 391. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları 10 Temmuz 1994 yılında gözaltında kaybedilen İbrahim Çelik ve Edip Çelik için oturdu.


Babası (İbrahim Çelik) ve kardeşi (Edip Çelik) için söz alan Feryal Çelik konuşmakta zorlanarak, On sekiz yıldır kayıplarını aradıklarını ve bulamadıklarını söyleyerek, annesinin böbrek hastası olduğunu ölmeden babası ve kardeşinin mezarlarının olmasını istediğini belirtti.


On sekiz yıldır acılarıyla baş başa olduklarını,  onların acı çekmedikleri için kendilerini anlamadıklarını dile getiren Çelik, ‘’Feryat ediyoruz’’ dedi.

''Bilinmeyen adaleti arıyoruz''

12 Eylül’de gözaltında kaybedilen ve kaybedildiği devlet tarafından kabul edilen Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır, ‘’Haftalardır bu alanda devletin kapısında adalet, vicdan ve ahlak arıyoruz. Bu üç olguya henüz rastlayamadık. İnsanları evlerinden alıyorlar yargısız infaz edilerek adaleti yok sayıyorlar. Orantısız güç kullanarak insanları katlederek vicdanı yok ediyorlar. Bilinmeyen adalete sığındıran adaleti arıyoruz’’ dedi.


Gözaltında kaybedilmesi kabul edilmesine rağmen on dört aydır ne sorgulama ne de iddianame olmadığını ifade eden Kırbayır, ‘’Soruyorum ne olacak diye. Küçük bir kemiği bulunsa iddianame hazırlanır’’ dediklerini vurgulayarak, tepkisini şu şekilde dile getiriyor:


‘’Zaten ben kemiği sende arıyorum. Adaletsizlik, vicdansızlık ve ahlaksızlık bugün hala devam ediyor ki biz hala aynı şeyleri konuşuyoruz’’

''Korkutulmaya çalışılıyoruz''

20 Mart 1995’te gözaltında katledilen Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, ölümlerle kaybetmelerle alıştırılmaya çalıştırıldıklarını ama On sekiz yıldır buna alışmadıklarını haykırdıklarını söyleyerek, savaş politikalarıyla tekrar korkutmaya çalıştıklarını, savaş politikalarına direneceklerini vurguladı.


Grup adına basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanı Başak Can, büyük travmalar yaşamış toplumlarda, demokrasiye geçiş sürecinin aynı zamanda geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma süreci olduğunu, geçmişin ihlallerinin hesabı sorulmadan, o ihlallerin sorumlularının hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanmadan demokrasiye geçilemeyeceğini söyledi.

“Adaletin, ancak hukukun üstün olduğu, yönetenlerin kendilerini hukuka bağlı saydıkları toplumlarda sağlanabilir” diyen Can, İbrahim ve Edip Çelik’in kaybedilmesinden sorumlu tutulan Hizbullah üyeleri Talat Rüzgar, Aziz Önlük, İlhan Önlük, Resul Güneş ve Çetin Dursun’un üzerindeki cezasızlığın kaldırılmasını istediklerini belirtti.

Can sözlerini şu şekilde sürdürdü;

‘’Devletin kurup silahlandırdığı eğittiği çetelerin Kürtlere yaşattığı zulüm mahkûm edilmeden Kürt sorunu çözülemez. Kayıplarımızın akıbetleri açıklanmadan failleri yargılamadan demokrasiye geçişten bahsedilemez’’

Kaybedilen İbrahim ve Edip'in hikayesi?


50 yaşındaki İbrahim Çelik, 10 Temmuz 1994 gecesi Batman'ın Soğuksu mezrasındaki evinden, maskeli ve silahlı 4 kişi tarafından "yer gösterme" gerekçesiyle alındı. 19 yaşındaki oğlu Edip Çelik de babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gitti. Merese Çelik tüm başvurularına rağmen eşinden ve oğlundan bir daha haber alamadı. Kayıplarının bulunması için yardım istedikleri karakoldan, "Gidip size Apo yardım etsin" cevabını aldılar.

 

Vişne Haber Ajansı/Rojda Duygu Yeşilgöz

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları