Tarih:
13.02.2014 - 18:58
Kategori:
Siyaset
Selami Öztürk gerçek CHP'li olduğunu gösterdi
2014 yerel seçimleri için aday gösterilmeyen Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, CHP'den istifa etmedi...
2014 yerel seçimleri için aday gösterilmeyen Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, CHP'den istifa etmedi...
Aday adaylığı sürecini değerlendiren Selami Öztürk, “Bir sürü partiden teklif aldım ancak hiçbirini kabul etmedim. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Ben CHP’liyim. Başka partiye geçmeyeceğim.” dedi.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yaptığı basın açıklamasında;
Biz kalbimize ve beynimize işlediğimiz hiçbir okunu atmadığımız Altı Ok’u Kadıköy’ün burçlarına diktik. Atatürk ilke ve devrimlerini her yerde her gün hayata geçirdik. Ulusal bayramları vatandaşlarla beraber ilk kez kutlayan ilçeyiz ve bu geleneğe sahip çıkan siz Kadıköylülersiniz. İlk Cumhuriyet Yürüyüşü’nü hatırlıyorum, Belediye binasından Boğa’ya 100-150 kişi yürümüştük. Bugün artık milyonlar yürüyor; sadece Kadıköy’de değil Türkiye’nin her tarafında, çünkü Kadıköy Türkiye’nin öncüsüdür, lokomotifidir.
KADIKÖY’Ü SELAMİ ÖZTÜRK DEĞİL, KADIKÖYLÜLER YÖNETTİ!
Bu süre içinde kültürde, sanatta, eğitimde, sağlıkta inanılmaz projelere imza attık. Biz Atatürk’ün yalancı heykellerini dikmedik, Atatürk’ün ilke ve ideallerini burada hep beraber hayata geçirdik. Kadıköy Türkiye’nin en yaşanabilir ilçesi seçildi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez başka bir partinin genel başkanı, Başbakan Tayyip Erdoğan Kadıköy’ü bütün AKP’lilere örnek ilçe diye gösterdi ve bizler bütün bunları Kadıköylülerle, sizlerle beraber yaptık. Gezi olaylarında ortaya çıkan kent bilincine en büyük katkıyı Kadıköylüler yaptı. Yüz binlerce kişi köprüyü geçtiyse bu bir günde olmadı, yıllardır burada beslenen toplumsal bilinç ve birliktelikle oldu. Bu kenti Selami Öztürk yönetmedi, bu kenti Kadıköylüler yönetti, kadınlar yönetti, gençler yönetti.
KOLTUK SEVDALISI DEĞİLİM, TEPKİM ADAYLIK BELİRLEME SÜRECİNEDİR!
Bugün aday belirleme sürecinde Kadıköy’ün kaderi alıştığımız gibi kentin sahipleri yerine bazı hatır gönül ilişkilerine bırakılamaz. Sayın genel başkanım bundan 2,5-3 yıl önce Silivri’de yerel yönetimlerle ilgili yapmış olduğu toplantıda biz belediye başkanlarına seslenirken “artık performans ölçümleri yapılacak, kamuoyu yoklamaları yapılacak, belediye başkanları buna göre belirlenecek” dedi. Bu elbette çok doğru bir karardı, eğer belediye başkanları başarısızlarsa o koltukta oturmaya hakları yoktur.
Bugün Kadıköy performans bakımından, yapılan kamuoyu araştırmalarında Türkiye’nin en başarılı belediyesidir. Peki, şimdi ne oldu, bu kamuoyu araştırmalarını çöp kutusuna mı attık?
KADIKÖY BU SÜRECİ HAK ETMİYOR!
Bizi inciten şey sadece bunlar değil. 1967’den beri bu partideyim ve 20 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Adaylığımız var orada, başka partili arkadaşlarımızın da adaylığı var, 5 kişiyiz. Aday belirleme günü saat 5-6 suları, bir isim dolaştırılmaya başlandı. İzmit’te oturmakta olan, Aşık Veysel’in torunu Çiğdem Özer ismini duyduğumuzda ben, ilçe başkanı dahil olmak üzere herkes şaşkınlık içerisinde kaldık. 4 saat sonra deniyor ki kesinleşti, bu isim gitti. Kendinizi adeta idam sehpasındaki bir mahkûm gibi hissediyorsunuz. Bir isim devreden çıkınca sehpadan indiriliyorsunuz, bir nefes alıyorsunuz. Bir süre sonra bu sefer şu anda Bakırköy Belediye Başkanı adayı olarak ilan edilen arkadaşımız buraya atandı diyorlar. Şimdi bir daha iptesiniz.
Aradan 2-3 saat geçiyor, bu aday da gidiyor, tekrar iniyorsunuz. Arkasından bakıyorsunuz bir hanımefendi geçiyor Maltepe’den buraya. Buradan hiç adaylık başvurusu yok. Tamam diyorsunuz üçüncü kez iptesiniz. Bunu ailenizle, çevrenizle, bütün hayatınızla, belleğinizde yaşıyorsunuz. Ve en acısı, gecenin bir yarısı, Kadıköy’de olmayan ve partiyle hiçbir ilişkisi bulmayan birisi yataktan uyandırılıyor, “sizi aday yapalım” diyorlar. Onurumuzu, haysiyetimizi, partililiğimizi bu kadar ayaklar altına almaya kimin hakkı var? İnsanlar için aileleri değerlidir, partileri değerlidir, çalıştıkları kurumlar değerlidir, benim için de öyledir. Ama insanlar onurlarıyla oynandığı zaman, ailesini, kurumunu feda eder. İnanılmaz duygular yaşıyorum. Ama şunu bilmenizi isterim, hiçbir kuvvet o Altı Ok’u ne beynimden ne kalbimden silemez, silemeyecek!
GENÇ VE KADIN ADAYLARI, YENİ YÜZLERİ DESTEKLİYORUM!
Sayın Genel Başkan evvelsi gün yapmış olduğu konuşmada şu anki adayların durumunu göz önünde bulundurarak, gençlere ve kadınlara adaylık yolunu açmak istediğini vurguladı. Gayet saygılıyım. Buyurun, Kadıköy’e gösterin genç aday, gösterin kadın aday. Fakat 50 yaşını geçmiş ve siyasette eskimiş bir yüz koyacaksanız o zaman bunun samimiyetini kimseye açıklayamazsınız. Bakınız İzmir’de Bornova Belediye Başkanı Kamil Sındır, diğerleri de öyle, Cevat Durak, Hakan Tartan, İstanbul’daki arkadaşlar… Bizler Genel Başkanın talimatıyla bir araya geldik ve Brüksel’de Avrupa’da tanınmıyoruz, bir yüzümüz olsun diye Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği kurduk. O derneğin Başkanı benim ve bugün sizin kriterlerinize uymuyor olabilirim. Peki ama gece üç buçuk’ta uyandırılan arkadaş mı uyuyor? Ama daha sonra onun da başka bir siyasi partiye üye olduğu anlaşılınca adaylığı geri çekiliyor. Şimdi bütün bunlar içimizi acıtmıyor mu, sıkılmıyor muyuz?
Bütün bunlara rağmen Genel Başkan’a gittim ve bunları anlattım. 6 ay önce Sayın Genel Başkanım size geldim, Kadıköy’ün oyunu %27’den %70’e çıkarıldığımızı, bunun için büyük çabamız olduğunu ve bu dönem rekor oy alacağımızı, bu sevinci birlikte yaşamak istediğimi söyledim ve bu konuda kendisinden iznini istedim.
BU NOKTAYA GELMEDEN ŞIK BİR TÖRENLE AYRILABİLİRDİM!
Beni aday yapmamaya karar verdiyseniz, o gün neden söylemediniz? O gün bana söyleyin, bizde de onur var, bizde de haysiyet var, bizde de şeref var! Biz de CHP’liyiz! Bir iki ay sonra Kadıköy’de bir açılış düzenlerdim, Genel Başkanım o açılışa gelirdi, bende o açılışta Sayın “Genel Başkanım 20 yıllık hizmetimi yaptım izninizi istiyorum” diyebilirdim. Böyle de ayrılabilirdik. Tüm bunlar yapılmadı!
Tamam, 6 ay önce yapmadınız, 1 ay önce çağırın, 2 ay önce çağırın, 15 gün önce çağırın, kimseden ses yok.
Bu konuşmadan sonrası Genel Başkan konuyu tekrar değerlendireceğini söyledi. O gün 17:00 gibi yeniden toplandılar ama tavır hiç değişmedi. En acısı da seçimlere 40 güne yakın bir zaman kalmış olmasına rağmen hala Kadıköy’ün adayının belirlenmemiş olması!
KADIKÖY KİŞİSEL PAZARLIKLARIN ODAĞI OLAMAZ!
Kadıköy’ün kişisel pazarlıklara konu olmasını kesinlikle içime sindiremiyorum, bu durumu kabul etmemiz mümkün değil!
3-4 gündür gelen tepkilerden de şunu görüyorum ki Kadıköy’ün adayını artık Kadıköylüler belirleyecek. Daha demokratik ve çağdaş Kadıköy çabamızdan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz, çünkü Kadıköy düşerse İstanbul; İstanbul düşerse Türkiye düşer. Buna izin vermeyeceğiz! Bizim tek projemiz vardır; o da Büyük Önder Atatürk projesidir. Gezinin çok güzel bir sözü var; bu daha başlangıç, Mücadeleye devam edeceğiz! Siz Kadıköylüleri seviyorum.
Değerli arkadaşlarım öncelikle hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Uzun bir yol ve uzun bir yolculuktan geliyoruz hep beraber. 1967 yılında gençlik kollarına girdiğim gün ne ideali ve ne heyecanı taşıyorsam aynı ideali ve aynı heyecanı taşıyorum. O günden bu güne partinin birçok kademesinde görev yapmanın onurunu yaşadım. Bana verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım. 20 yıllık dönemimiz içerisinde bugün önümüze hiçbir şeyin konulamaması bizim ne kadar başarılı olduğumuzu gösteriyor. Bu yirmi yıllık dönem içerisinde hem de son on yılında AKP gibi bir iktidara rağmen beyaz gömleğimizde en ufak bir çizginin olmaması bizim onurumuz ve şerefimizdir.
Biz kalbimize ve beynimize işlediğimiz hiçbir okunu atmadığımız Altı Ok’u Kadıköy’ün burçlarına diktik. Atatürk ilke ve devrimlerini her yerde her gün hayata geçirdik. Ulusal bayramları vatandaşlarla beraber ilk kez kutlayan ilçeyiz ve bu geleneğe sahip çıkan siz Kadıköylülersiniz. İlk Cumhuriyet Yürüyüşü’nü hatırlıyorum, Belediye binasından Boğa’ya 100-150 kişi yürümüştük. Bugün artık milyonlar yürüyor; sadece Kadıköy’de değil Türkiye’nin her tarafında, çünkü Kadıköy Türkiye’nin öncüsüdür, lokomotifidir.
KADIKÖY’Ü SELAMİ ÖZTÜRK DEĞİL, KADIKÖYLÜLER YÖNETTİ!
Bu süre içinde kültürde, sanatta, eğitimde, sağlıkta inanılmaz projelere imza attık. Biz Atatürk’ün yalancı heykellerini dikmedik, Atatürk’ün ilke ve ideallerini burada hep beraber hayata geçirdik. Kadıköy Türkiye’nin en yaşanabilir ilçesi seçildi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez başka bir partinin genel başkanı, Başbakan Tayyip Erdoğan Kadıköy’ü bütün AKP’lilere örnek ilçe diye gösterdi ve bizler bütün bunları Kadıköylülerle, sizlerle beraber yaptık. Gezi olaylarında ortaya çıkan kent bilincine en büyük katkıyı Kadıköylüler yaptı. Yüz binlerce kişi köprüyü geçtiyse bu bir günde olmadı, yıllardır burada beslenen toplumsal bilinç ve birliktelikle oldu. Bu kenti Selami Öztürk yönetmedi, bu kenti Kadıköylüler yönetti, kadınlar yönetti, gençler yönetti.
KOLTUK SEVDALISI DEĞİLİM, TEPKİM ADAYLIK BELİRLEME SÜRECİNEDİR!
Bugün aday belirleme sürecinde Kadıköy’ün kaderi alıştığımız gibi kentin sahipleri yerine bazı hatır gönül ilişkilerine bırakılamaz. Sayın genel başkanım bundan 2,5-3 yıl önce Silivri’de yerel yönetimlerle ilgili yapmış olduğu toplantıda biz belediye başkanlarına seslenirken “artık performans ölçümleri yapılacak, kamuoyu yoklamaları yapılacak, belediye başkanları buna göre belirlenecek” dedi. Bu elbette çok doğru bir karardı, eğer belediye başkanları başarısızlarsa o koltukta oturmaya hakları yoktur.
Bugün Kadıköy performans bakımından, yapılan kamuoyu araştırmalarında Türkiye’nin en başarılı belediyesidir. Peki, şimdi ne oldu, bu kamuoyu araştırmalarını çöp kutusuna mı attık?
KADIKÖY BU SÜRECİ HAK ETMİYOR!
Bizi inciten şey sadece bunlar değil. 1967’den beri bu partideyim ve 20 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Adaylığımız var orada, başka partili arkadaşlarımızın da adaylığı var, 5 kişiyiz. Aday belirleme günü saat 5-6 suları, bir isim dolaştırılmaya başlandı. İzmit’te oturmakta olan, Aşık Veysel’in torunu Çiğdem Özer ismini duyduğumuzda ben, ilçe başkanı dahil olmak üzere herkes şaşkınlık içerisinde kaldık. 4 saat sonra deniyor ki kesinleşti, bu isim gitti. Kendinizi adeta idam sehpasındaki bir mahkûm gibi hissediyorsunuz. Bir isim devreden çıkınca sehpadan indiriliyorsunuz, bir nefes alıyorsunuz. Bir süre sonra bu sefer şu anda Bakırköy Belediye Başkanı adayı olarak ilan edilen arkadaşımız buraya atandı diyorlar. Şimdi bir daha iptesiniz.
Aradan 2-3 saat geçiyor, bu aday da gidiyor, tekrar iniyorsunuz. Arkasından bakıyorsunuz bir hanımefendi geçiyor Maltepe’den buraya. Buradan hiç adaylık başvurusu yok. Tamam diyorsunuz üçüncü kez iptesiniz. Bunu ailenizle, çevrenizle, bütün hayatınızla, belleğinizde yaşıyorsunuz. Ve en acısı, gecenin bir yarısı, Kadıköy’de olmayan ve partiyle hiçbir ilişkisi bulmayan birisi yataktan uyandırılıyor, “sizi aday yapalım” diyorlar. Onurumuzu, haysiyetimizi, partililiğimizi bu kadar ayaklar altına almaya kimin hakkı var? İnsanlar için aileleri değerlidir, partileri değerlidir, çalıştıkları kurumlar değerlidir, benim için de öyledir. Ama insanlar onurlarıyla oynandığı zaman, ailesini, kurumunu feda eder. İnanılmaz duygular yaşıyorum. Ama şunu bilmenizi isterim, hiçbir kuvvet o Altı Ok’u ne beynimden ne kalbimden silemez, silemeyecek!
GENÇ VE KADIN ADAYLARI, YENİ YÜZLERİ DESTEKLİYORUM!
Sayın Genel Başkan evvelsi gün yapmış olduğu konuşmada şu anki adayların durumunu göz önünde bulundurarak, gençlere ve kadınlara adaylık yolunu açmak istediğini vurguladı. Gayet saygılıyım. Buyurun, Kadıköy’e gösterin genç aday, gösterin kadın aday. Fakat 50 yaşını geçmiş ve siyasette eskimiş bir yüz koyacaksanız o zaman bunun samimiyetini kimseye açıklayamazsınız. Bakınız İzmir’de Bornova Belediye Başkanı Kamil Sındır, diğerleri de öyle, Cevat Durak, Hakan Tartan, İstanbul’daki arkadaşlar… Bizler Genel Başkanın talimatıyla bir araya geldik ve Brüksel’de Avrupa’da tanınmıyoruz, bir yüzümüz olsun diye Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği kurduk. O derneğin Başkanı benim ve bugün sizin kriterlerinize uymuyor olabilirim. Peki ama gece üç buçuk’ta uyandırılan arkadaş mı uyuyor? Ama daha sonra onun da başka bir siyasi partiye üye olduğu anlaşılınca adaylığı geri çekiliyor. Şimdi bütün bunlar içimizi acıtmıyor mu, sıkılmıyor muyuz?
Bütün bunlara rağmen Genel Başkan’a gittim ve bunları anlattım. 6 ay önce Sayın Genel Başkanım size geldim, Kadıköy’ün oyunu %27’den %70’e çıkarıldığımızı, bunun için büyük çabamız olduğunu ve bu dönem rekor oy alacağımızı, bu sevinci birlikte yaşamak istediğimi söyledim ve bu konuda kendisinden iznini istedim.
BU NOKTAYA GELMEDEN ŞIK BİR TÖRENLE AYRILABİLİRDİM!
Beni aday yapmamaya karar verdiyseniz, o gün neden söylemediniz? O gün bana söyleyin, bizde de onur var, bizde de haysiyet var, bizde de şeref var! Biz de CHP’liyiz! Bir iki ay sonra Kadıköy’de bir açılış düzenlerdim, Genel Başkanım o açılışa gelirdi, bende o açılışta Sayın “Genel Başkanım 20 yıllık hizmetimi yaptım izninizi istiyorum” diyebilirdim. Böyle de ayrılabilirdik. Tüm bunlar yapılmadı!
Tamam, 6 ay önce yapmadınız, 1 ay önce çağırın, 2 ay önce çağırın, 15 gün önce çağırın, kimseden ses yok.
Bu konuşmadan sonrası Genel Başkan konuyu tekrar değerlendireceğini söyledi. O gün 17:00 gibi yeniden toplandılar ama tavır hiç değişmedi. En acısı da seçimlere 40 güne yakın bir zaman kalmış olmasına rağmen hala Kadıköy’ün adayının belirlenmemiş olması!
KADIKÖY KİŞİSEL PAZARLIKLARIN ODAĞI OLAMAZ!
Kadıköy’ün kişisel pazarlıklara konu olmasını kesinlikle içime sindiremiyorum, bu durumu kabul etmemiz mümkün değil!
3-4 gündür gelen tepkilerden de şunu görüyorum ki Kadıköy’ün adayını artık Kadıköylüler belirleyecek. Daha demokratik ve çağdaş Kadıköy çabamızdan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz, çünkü Kadıköy düşerse İstanbul; İstanbul düşerse Türkiye düşer. Buna izin vermeyeceğiz! Bizim tek projemiz vardır; o da Büyük Önder Atatürk projesidir. Gezinin çok güzel bir sözü var; bu daha başlangıç, Mücadeleye devam edeceğiz! Siz Kadıköylüleri seviyorum.
Vişne Haber Ajansı - Dilfiraz Değerli
ETİKETLER : türkiye, istanbul, gerçeği, haberleri, son dakika, selami öztürk, istanbul gerçeği
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
