loading
close
SON DAKİKALAR

TBMM Genel Kurulunda Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve ilgili kuruluşların 2024 yılı bütçeleri kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve ilgili kuruluşların 2024 yılı bütçeleri kabul edildi
Tarih: 17.12.2023 - 23:55
Kategori: Gündem

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "2023'ün ilk 11 ayında 1069 terörist etkisiz hale getirildi. Etkisiz hale getirilenlerin 7'si kırmızı, 1'i mavi, 2'si yeşil, 16'sı turuncu, 33'ü gri kategoride olmak üzere toplam 59'u sözde üst düzey teröristti."

TBMM GENEL KURULUNDA SAĞLIK VE İÇİŞLERİ BAKANLIKLARININ 2024 BÜTÇELERİ KABUL EDİLDİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye'de üreteceğiz. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak."

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "2023'ün ilk 11 ayında 1069 terörist etkisiz hale getirildi. Etkisiz hale getirilenlerin 7'si kırmızı, 1'i mavi, 2'si yeşil, 16'sı turuncu, 33'ü gri kategoride olmak üzere toplam 59'u sözde üst düzey teröristti."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin konuşmasına, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e Allah’tan rahmet dileyerek başladı.

Sağlık hizmetlerinin tüm siyasi düşüncelerin üstünde olduğuna dikkati çeken Koca, hastalar arasında ayrım gözetilemeyeceğini, bu hizmetlerin birleştirici olduğunu, 86 milyona yönelik birleştiriciliğe zarar verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Yapılan eleştirileri dikkatle dinlediklerini dile getiren Koca, yapıcı ve iyi niyetli her eleştiriyi vatandaşların memnuniyetini artırmak için bir imkan olarak gördüklerini söyledi.

Koca, Türkiye'de 2023 yılında sel, yangın ve deprem gibi büyük felaketler yaşandığına işaret ederek, "6 Şubat sabahı ülkemiz hiç görülmemiş bir felaketle karşı karşıyaydı. Halen acılarımız taze. Yıllar boyu sürecek bir yas içindeyiz. Bu büyüklük ve yaygınlıktaki depremler, olabilecek en büyük yıkımların saniyeler içine sıkıştığı olaylardır. Maddi hasar telafi edilebilir, hayatta kalanların ruhlarındaki hasar on yıllar boyunca sürer." diye konuştu.

- "50 bini aşkın yaralıyı deprem bölgesinden hastanelere sevk ettik"

Depremde eşi görülmemiş bir dayanışma sergilendiğini dile getiren Koca, "Devletimiz bütün imkanlarıyla yaraları sarmaya çalıştı. Bu çaba devam ediyor. Milletimiz, devletinin yanında dağ gibi durdu. Bu süreçte eksiklerimiz, noksanlarımız olmadı mı, ister istemez oldu. Daha iyisi yapılamaz mıydı, daha iyisini de yapabilirdik. Fakat şu unutulmamalı. Felaketlerin eli ayağı bağlayıcı tarafları vardır. İmkanlarınız size yetmeyebileceği gibi o şok içinde mevcut imkanları en rasyonel şekilde kullanamayabilirsiniz. Sağlık Bakanı olarak elimden gelen ne varsa, kaybedilen canların, yıkılmış şehirlerin acısını içime gömerek, gece gündüz demeden yapmaya çalıştım. Elbette, her ihtiyaca yetişemediğim, her sorumluluğa yetemediğim zamanlar da oldu. Bunlar için sizlerin huzurunda vatandaşlarımızdan helallik isterim." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, 50 bini aşkın yaralıyı deprem bölgesinden hava, kara ve deniz yoluyla güvenli alanlardaki hastanelere sevk ettiklerini, bu operasyonun dünyada ikinci örneği olmayan bir acil sağlık müdahalesi operasyonu olduğunu kaydetti.

Felaketler üzerinden siyaset yapmanın doğru olmadığının altını çizen Koca, Defne Devlet Hastanesinin yapımı başlarken "60 günde hastane yapılamaz, bu bir göz boyamadır" şeklinde propaganda yapıldığını anımsattı.

Defne Devlet Hastanesinin 57. günde hasta kabulüne başladığına işaret eden Koca, "İddia ve itham sahipleri hastaneyi ziyaret ettiler mi, sözlerinden utandılar mı, hakkımızı teslim ettiler mi? Milletimiz hayır dualarıyla hakkımızı teslim etti. Hizmet, onun sahibine ulaştı." şeklinde konuştu.

- "Nitelikli yatak kapasitemiz 13 kat arttı"

Şehir hastanelerine yönelik eleştirileri yanıtlayan Koca, kamu-özel işbirliği ile yapılan şehir hastanelerinin yüklenici şirketlerinin gelirleri için bir düzenleme yaptıklarını, tüm şehir hastaneleri için anlaşma süreleri boyunca ödenecek en yüksek tutarın sınırını belirlediklerini aktardı.

Koca, "Yapılan düzenleme ve değişikliklerle, şehir hastaneleri için sözleşmelerde yapılan mahsuplaşmalar ile 25 yıl olan sözleşme sürelerini ortalama 17-18 yıla indirdik. Vatandaşlarımıza en yüksek kalitede hizmet verirken onların vergileri ile bize emanet edilen kaynağı da en verimli şekilde kullanmaya gayret ettik." dedi.

Sağlıkta reform gerçekleştirdiklerini ifade eden Koca, "beyaz reform" adını verdikleri değişim ile hekimlerin kamuya geçişini sağladıklarını belirtti.

AK Parti hükümetlerinin sağlık alanında yaptığı hizmetleri anlatan Koca, şöyle konuştu:

"Sağlıkta Şiddet Yasası'nı çıkararak sağlık çalışanlarına kanuni en güçlü korumayı getirdik. Yükseköğretim mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3600 ek göstergeden faydalanmasını sağladık. Hekimlerimizin emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı. İntörn hekimlerle diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı. Deprem bölgesinde 6 devlet hastanemizi hizmete açmış durumdayız. Beyaz Kod uygulamasının yanında Gri Kod uygulamasını da pilot olarak başlattık. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz Kod sayısı 1 milyonda 23'ten 1 milyonda 12'ye indi. Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık. Aile hekimliklerinde yapılan muayene sayısını yüzde 31, tüm muayenelerin sayısını yüzde 20 artırdık.

Evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 100 binden fazla çifti taradık. Yenidoğan SMA Tarama Programında 1 milyon 400 binden fazla bebeğimizi taradık. Erken tanı, tedavi başarımızın yüzde 90'ın üzerine çıkmasını sağladı. Aile Diş Hekimliği uygulamasını 3 ilimizde pilot olarak başlattık. 42 Aile Diş Hekimliği biriminde 10 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştık. Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizde toplam yatak kapasitesi 171 bin 932’ye yükseldi. Nitelikli yatak kapasitemiz 13 kat arttı. Kullanılan her 100 kutu ilacın 91’i, değer bazında ise yüzde 58’si artık ülkemizde üretiliyor."

Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezinin inşaatının tamamlandığını, pilot üretimlere 2025 yılında başlayacaklarını dile getiren Koca, hedeflerinin ihtiyaç olan aşıların tamamının Türkiye'de üretmek olduğunu anlattı.

Koca, "Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye'de üreteceğiz. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak." dedi.

Bakan Koca, nadir hastalıklar için Hücre ve Gen Terapisi Hastanesini kuracaklarını, böylece en güncel tedaviyi geliştirerek uygulayacaklarını, şehir hastanelerinin akademik yapılanması için Sağlık Akademisi kurma çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

- "Kamu üzerinde şehir hastanelerinin yükü artık söz konusu değil"

Şehir hastanelerinin bütçe içindeki payına ilişkin yapılan eleştirileri anımsatan Koca, şöyle devam etti:

"Artık bundan sonraki süreçte şehir hastanelerinin giderleri toplam bütçe içerisinde bütçeyi yutmayacak, giderek bir azalım içinde olacak. Rakamlar bize bunu gösteriyor. Yasayla şehir hastaneleriyle ilgili kamuyu korumak üzere tavan uygulaması getirdik. Şehir hastanelerinin bundan böyle en üst tavanı var. En üst tavanda ödenebilecek toplam rakam 27,5 milyar avroyu asla geçemeyecek; bunun altında olabilir, üstünde olamaz. Toplam 25 yıllık sürede verilebilecek nominal değerden bahsediyorum. Birim metrekare maliyeti ne, 27,5 milyar avroyu esas alarak söylüyorum, 2 bin 421 avro nominal değer. Peki bu nominal değeri bugüne getirdiğimizde 1465 avroyla bir şehir hastanesini cihazlarıyla, altyapısıyla, çevre düzenlemesiyle birlikte mal etmiş oluyoruz. 1465 avroyla bir şehir hastanesini en ileri teknolojiyle donatarak, çevre düzenlemesi ve altyapısı dahil olmak üzere kim yaparsa biz almaya hazırız. Kamu üzerinde şehir hastanelerinin yükü artık söz konusu değil. Ayrıca 25 yıllık süreci sözleşmedeki gereklilikleri yerine getirip getirmeme durumlarını göz önüne alarak kıstık. Yani 25 yıl değil, bütün şehir hastaneleri ortalama 17 veya 18 yıl sonra devletin olacak."

- "Kamudaki yatak kapasitemiz son 5 yılda yaklaşık 3 kat arttı"

Özel hastanelere ilişkin eleştirilere de cevap veren Koca, bu konudaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, 2018'den bu yana özel hastanelerin payının düştüğünü aktardı.

Bakan Koca, "2018 yılından önceki 5 yılda toplam yatak kapasitesine baktığımızda kamuda yaklaşık 12 bin artış var. Özel sektör ise 2018'den önceki 5 yılda aynı şekilde 12 bin artmış. Yani aynı oranda artış olmuş. 2018 yılından sonraki 5 yıla baktığımızda kamu hastanelerinde 32 bin 281 artmış. Yani yaklaşık 3 kat. Özel sektör ise 3 bin 747 artmış. Yani kamuya göre 9'da 1 oranında ancak artabilmiş." ifadelerini kullandı.

Doktorların yurt dışına gittiğine ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Koca, her geçen yıl yurt dışına giden doktor sayısının azaldığını vurguladı. Bu yıl yurt dışına gitmek için 1321 hekimin iyi hal belgesi aldığını belirten Koca, emniyet kayıtlarına göre bunlardan 401'inin yurt dışına gittiğini ifade etti. Koca, son 37 günde bunlardan 80'e yakınının Türkiye'ye döndüğünü söyledi.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarına da değinen Koca, şunları kaydetti:

"Filistin'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Dillerin sustuğu, kulakların tıkandığı, gözlerin kapatıldığı bir katliamla karşı karşıyayız. Hiç kimse 'Katliam bizi ilgilendirmez' diyemez. Ve hiç kimse fosfor bombaları atılırken sessizliğe bürünemez, uykusunun karanlığına çekilemez. Kayıtsızlık, sessizce zalimin safına geçmektir. İnsan olmanın gereği zalime karşı çıkmak, mazlumun yanında olmaktır. Toplumlar bu tavrı göstermektedir. Devletlerin çıkarları ile toplumların vicdanı arasında onarılmaz bir çatlak var. Bomba sesleri ve çocuk çığlıkları insanlık için hem yıkım hem de uyanış anlamına geliyor."

"Türkiye, vahşete en büyük itirazdır." diyen Koca, bugüne kadar Gazze'ye 13 uçak ve 2 gemi dolusu yardım malzemesi ulaştırdıklarını, İsrail ve Mısır sağlık bakanları ile yaptıkları görüşmeler sonucu kurmaya karar verdikleri üçlü koordinasyon ekibi ile Gazze'den öncelikle hasta çocuklarla kanser hastalarını Türkiye'ye getirmeye başladıklarını dile getirdi. Koca, "Daha çok yara sarabiliriz. Bunun için taraflarla olan diyaloğumuzu canlı tutarak erişebildiğimiz kadar mazluma erişip onları tedavi etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Genel Kurulunda, İçişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Türkiye Yüzyılı'nın temelini oluşturan Vizyon Belgesi'nin 16 başlığından birinin huzur olduğunu işaret etti.

Huzurun sağlanması için insan hak ve özgürlüklerinin, can ve mal güvenliğinin, her türlü fiili ve potansiyel tehdide karşı güvenceye alınmasının şart olduğunu belirten Yerlikaya, vatanın gece gündüz, yaz kış demeden kahramanca görev yapan güvenlik birimlerinin yetenek ve kabiliyetini geliştirmek, personel sayısını artırmak adına önemli adımlar atmaya devam ettiklerini söyledi.

Bakan Yerlikaya, "2024 yılında Jandarma Genel Komutanlığımıza 800 subay, 3 bin 870 astsubay, 7 bin 250 uzman erbaş; Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 30 subay, 110 astsubay, 600 uzman erbaş; Emniyet Genel Müdürlüğümüze ise 10 bin polis alımı için kontenjan ayrılarak gerekli çalışmalar yapıldı." diye konuştu.

Terörü, ülke gündeminden çıkartmaya kararlı olduklarını vurgulayan Yerlikaya, 40 yılı aşkın süredir ülkenin birliğine ve beraberliğine kasteden, 40 bini aşkın vatan evladını şehit eden hain bölücü terör örgütüne karşı yürütülen operasyonlarla, güvenlik güçlerinin ortaya koyduğu alan hakimiyeti neticesinde terörün bitme noktasına geldiğini kaydetti. Yerlikaya sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kapsamlı bir model olarak çerçevesi çizilen ve 'tehdidi kaynağında yok etme', 'olay sonrası değil kesintisiz operasyon', 'yerli ve milli kaynaklarla yüksek beşeri ve teknik kapasite kullanımı' ile 'teröre karşı mücadele yanında terörizme karşı mücadele' gibi 4 temel unsur üzerine inşa edilen 'güvenlik konsepti' başarıyla uygulanmış ve sonuç alınmıştır. Biz, bin yıldır bu toprakları aynı inançla, aynı ferasetle yoğurmuş bir milletiz. Kardeşliğimiz, birliğimiz ve beraberliğimiz; aramıza nifak tohumu ekmek isteyenlerin heveslerini her daim kursaklarında bırakmıştır ve bırakmaya da devam edecektir. Terör, aziz milletimizin refahına, gelişmesine, kalkınmasına, istihdama, huzur ve güvenliğimize vurulmak istenen bir prangadır. Hamdolsun bu prangalar kırılıp atılmıştır."

- "Teröre ve terörizme karşı büyük bir başarı elde ettik"

İçişleri Bakanı Yerlikaya, AK Parti öncesinde, güvenliği sadece "devlet mekanizmalarını korumak" şeklinde değerlendiren anlayışın değiştiğini ifade ederek güvenliğin, bir kamu hizmeti olarak ve demokrasiden güç alarak, milleti koruyan bir anlayışla yeniden yapılandırıldığını anlattı.

Vatandaşların geleceğe huzurlu bakması, her türlü hak ve menfaatlerini tam güvende hissetmesinin, Türkiye Yüzyılı'nın en önemli esaslarından biri olduğunu dile getiren Yerlikaya şunları kaydetti:

"AK Parti hükûmetlerimizin 21 yıldır devam eden istikrarlı politikaları, Cumhur İttifakı ortaklarımızın kararlılığı, milli bir duruş sergileyen tüm siyasi partilerin desteğiyle, teröre ve terörizme karşı şükürler olsun büyük bir başarı elde ettik. Biz bu yola, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu terörden arındırmış, kalkınmış, müreffeh bir Türkiye için çıktık. Bu yolda aziz milletimiz bizi hamdolsun hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Terörle mücadelemizi ara vermeden sürdüreceğiz. Terörün finansmanıyla mücadelemizi derinleştireceğiz. Terör örgütlerinin demokratik mekanizmaları istismarına karşı, demokrasiyi ve hukuku güçlendirmeye devam edeceğiz."

Yerlikaya, terör örgütlerine yönelik operasyonlara ilişkin "2023 yılının ilk 11 ayında PKK, FETÖ, DEAŞ ve sol terör örgütleri başta olmak üzere tüm terör örgütlerine yönelik 29 bin 122 operasyon gerçekleştirdik. Bu operasyonlar sonucu 18 bin 923 şüpheli şahıs gözaltına alındı. Bunların 3 bin 764'ü tutuklandı, 3 bin 705'i hakkında adli kontrol kararı verildi. 1069 terörist ise etkisiz hale getirildi. Etkisiz hale getirilenlerin 7'si kırmızı, 1'i mavi, 2'si yeşil, 16'sı turuncu, 33'ü gri kategoride olmak üzere toplam 59'u sözde üst düzey teröristti." bilgilerini paylaştı.

Terörün finansmanına yönelik düzenlenen 189 operasyonda 1133 şüpheli şahsın gözaltına alındığını bildiren Yerlikaya, bunların 163'ünün tutuklandığını, 28 milyon liradan fazla paranın ele geçirildiğini belirtti.

Ali Yerlikaya, Türkiye'de düzenlenmek istenen 118'i bombalı olmak üzere 145 terör eyleminin engellendiğini de aktararak son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelelerinin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı.

- "Vatandaşlarımızın huzurunu bozanların, huzurunu bozacağız"

Yerlikaya, Bakanlığının, uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel organize suç örgütlerine yönelik mücadeleyi aralıksız sürdürdüğünü, bu mücadelede temel stratejilerinin, suç ve suçlunun takibinde kapasitelerini daha da artırmak; suçun oluşmasını beklemeden caydırıcılığı ortaya koymak; güvenliğin görünür olmasını sağlamak; İHA'lar ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi gibi yüksek teknolojiyle terör odaklarını, suç unsurlarını takip etmek; suça meyilli insanların istismar edebileceği herhangi bir boşluk bırakmamak olduğunu anlattı.

Bu amaçla en küçüğünden en büyüğüne kadar, sokak sokak, mahalle mahalle, organize suç örgütlerine yönelik operasyonlar düzenlediklerini ve düzenlemeye devam edeceklerini bildiren Yerlikaya, "2023 yılının ilk 11 ayında organize suç örgütlerine yönelik toplam 401 operasyon gerçekleştirdik. Operasyonlar sonucu 5 bin 879 şüpheli şahıs gözaltına alındı; 2 bin 88'i tutuklandı, 1356'sı hakkında adli kontrol kararı verildi. Aynı dönemde, 15'i ulusal ve uluslararası, 275'i yerel, 36'sı bölgesel olmak üzere toplam 326 organize suç örgütü çökertildi. Milletimizin huzurunu bozan, güvenliğimize kasteden bu şehir eşkıyalarını yakalayıp bir bir adalete teslim edeceğiz. Vatandaşlarımızın huzurunu bozanların, huzurunu bozacağız." diye konuştu.

Yerlikaya, 21 yıldır bağımlılıkla mücadelede stratejik çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini, uyuşturucuyla mücadelede "arz ve talep" olmak üzere iki yönlü bir mücadele stratejisini esas aldıklarını anlattı. Yerlikaya sözlerini şöyle sürdürdü:

"2023 yılının 11 ayında zehir tacirlerine yönelik 224 bin 605 operasyon gerçekleştirdik. Bu operasyonlarda 280 bin 576 şüpheli şahıs gözaltına alındı, 28 bin 112'si tutuklandı, 10 bin 767'si hakkında adli kontrol kararı verildi. Uyuşturucuyla mücadeleyi sadece ulusal değil uluslararası düzeyde de yürütüyoruz. Bu yılın ilk 11 ayında 6 ülke ile 5 uluslararası operasyona imza attık. Yapılan bu operasyonlar, sahada verilen mücadeleler sayesinde 2017 yılında ülkemizdeki madde bağlantılı ölüm sayısı 941 iken; bu yılın 11 ayında bu sayı 136’ya düştü. Evet düşüş büyük ama yeterli görmüyoruz. Bir rakamını dahi kabul etmiyoruz, edemeyiz. Geleceğimiz olan gençlerimizi uyuşturucu belasından gözümüz gibi korumaya, terörden ve teröristten farklı görmediğimiz bu zehir tacirlerine hayatı zehretmeye kararlıyız."

Ali Yerlikaya, vatandaşlara yönelik farkındalık ve bilgilendirme faaliyetlerine önem verdiklerini, eğitim ve önleme projelerini kesintisiz sürdürdüklerini söyledi.

Teknik düzeyde ortaya koydukları tüm mücadele başlıklarının yanında toplumsal aktörlerin ve özellikle annelerin bu sürece katılımının önemine dikkati çeken Yerlikaya hayata geçirdikleri projelerle bu yıl bugüne kadar 10 milyonun üzerinde vatandaşa ulaştıklarını belirtti.

1 Kasım 2023'te 30 büyükşehirde Narkotik Veri Analiz Sistemi (NARVAS) Projesi'ni hayata geçirdiklerini, bu sayede narkotik ihbarlarının daha etkin analizinin sağlanabildiğini işaret eden Yerlikaya, "Stratejik önem verdiğimiz NARVAS Projemizi inşallah 1 Ocak itibarıyla da 81 ilimizde uygulamaya başlayacağız." dedi.

- "Tüm güvenlik risklerini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz"

İçişleri Bakanı Yerlikaya, terörün en önemli finans kaynakları arasında gördükleri yasa dışı bahis ve sanal kumara yönelik mücadele stratejilerini geliştirmeyi sürdürdüklerini belirterek "Bu kapsamda son 11 ayda Sibergöz operasyonlarımızla terör, bilişim sistemleri, ödeme sistemleri ve yasa dışı bahis ile ilgili 1235 operasyon düzenledik. Bu operasyonlar sonucu, 4 bin 805 şüpheli şahıs gözaltına alındı. Bunların 1660'ı tutuklandı. Çocuk istismarına yönelik ise düzenlediğimiz 757 operasyonda 93 şahıs tutuklandı. Aynı dönemde Siber Suçlarla Mücadele kapsamında 1 milyon 43 bin hesapla ilgili çalışma yapıldı. 19 bin 948 hesabın terörle iltisaklı olduğu tespit edildi. 2 bin 183 şüpheli şahıs gözaltına alınırken bunların 190'ı tutuklandı." bilgilerini paylaştı.

Kaçakçılıkla mücadelede ise 11 ayda 25 bin 757 operasyon gerçekleştirildiğini bildiren Yerlikaya, 517 şahsın tutuklandığını, 822 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini söyledi.

Bakan Yerlikaya, güvenlik konseptinin temelini "önleyici güvenlik paradigması"nın oluşturduğununun altını çizerek Türkiye'ye yönelik tüm güvenlik risklerini ortadan kaldırmayı hedeflediklerini anlattı. Yerlikaya, "Genel olarak tüm asayiş hizmetlerinde Kent Güvenlik Yönetim Sistemi çatısı altında dijital ağırlıklı, önleyici kolluk karakteri ön planda ve tüm sistemlerin entegre olduğu bir şehir güvenliği altyapısı oluşturuyoruz. Hedefimiz; her zaman olduğu gibi hukuk devleti ve demokrasi içinde hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarına sadık kalarak Türkiye'nin şehirlerini, dünyanın en güvenli şehirleri; Türkiye'yi de dünyanın en güvenli ülkesi yapmaktır." ifadelerini kullandı.

Son 11 ayda mal varlığına, kişilere, millete, devlete ve topluma karşı işlenen tüm suçlarda azalma yaşanırken aydınlatma oranının ortalama yüzde 91'e ulaştığını dile getiren Yerlikaya, "Yine aynı dönemde 'kişilere karşı' meydana gelen önemli 10 suçta da azalma meydana geldi. Aydınlatma oranımız ise ortalama yüzde 96,7." dedi.

- "203 bin 437 düzensiz göçmenin sınırlarımızdan girişi engellendi"

İçişleri Bakanı Yerlikaya, göç teşkilatının çalışmalarında teknolojik yenilikleri kullanarak bilgiye daha hızlı ulaşabilmesini, giderek daha etkin, daha hızlı olmasını; sahada daha kolay hareket edebilmesini hedeflediklerini ve yeni stratejiler uyguladıklarını anlatarak 1 Aralık 2023 itibarıyla Türkiye'de 3 milyon 237 bin 585'i geçici koruma altındaki Suriyeli, 1 milyon 113 bin 761'i ikamet izniyle kalanlar, 262 bin 638'i uluslararası koruma kapsamında kalanlar olmak üzere toplam 4 milyon 613 bin 984 düzenli göçmen bulunduğunu bildirdi.

Ali Yerlikaya, "Bizim asıl mücadele alanımızı düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı organizatörleri oluşturuyor. Bu hedefimiz doğrultusunda da ne düzensiz göçmenlere ne de göçmen kaçakçılığı organizatörlerine geçit veriyoruz. Güvenlik güçlerimizin son 11 ayda gerçekleştirdiği operasyonlarda ülke genelinde 234 bin 92 düzensiz göçmen yakalandı. Yine bu operasyonlarda 9 bin 256 göçmen kaçakçılığı organizatörü gözaltına alınırken bunların 3 bin 68'i tutuklandı, 1228'i hakkında adli kontrol kararı verildi." diye konuştu.

Son 11 ayda sadece İstanbul'daki 2 havalimanından vize, vize muafiyeti veya ikamet ihlalinde olan 309 bin 485 yabancının çıkış yapıp ülkelerine döndüğünü kaydeden Yerlikaya, düzensiz göçmenlere yönelik kapsamlı mücadelelerini, ilgili bakanlık ve kurumlarla uyum içerisinde gerçekleştirdiklerini vurguladı. Bakan Yerlikaya sınır güvenliğine ilişkin şöyle bilgi paylaştı:

"Bugün İran ve Suriye sınırlarının yüzde 80'ine tekabül eden 1160 kilometrelik kısmında güvenlik duvarı ve 1234 kilometrelik devriye yolu tamamlandı. Geriye kalan yüzde 20'lik kısımla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sınır boylarımıza yüksek teknolojik kapasite ile hizmet veren 250'si doğu, 91'i batı sınırlarımızda olmak üzere 341 elektrooptik kule kurduk. Doğu sınırımızın 740, Batı sınırımızın ise 350 kilometrelik kısmını bu sistemimiz sayesinde gözetliyoruz. Bununla beraber 284 termal kamera, 151 asansörlü kule, 139 zırhlı gözetleme araçları ve sismik algılayıcı sistemlerle sınır güvenliğimizi sağlıyoruz. İşte bu sistemler sayesinde son 11 ayda 203 bin 437 düzensiz göçmenin de sınırlarımızdan girişi engellendi."

Bakan Yerlikaya, 1 Aralık itibarıyla tüm büyükşehirlerde mobil göç noktaları kurduklarını hatırlatarak "Bugün 30 büyükşehrimizin tamamında 97 mobil göç aracımız hizmet veriyor; aralık sonunda mobil göç araç sayımız 162'ye inşallah çıkacak." dedi.

- "Hak sahipliğiyle ilgili 441 bin 969 talep kabul edildi"

İçişleri Bakanı Yerlikaya, 2009 yılında kurulan AFAD'ın bugün 7 bin 300 personeliyle 5 kıtada 70'i aşkın ülkede Türkiye'nin merhamet kalesini inşa eden kurumlarının başında geldiğini söyledi. Yerlikaya, İsrail'in insanlık ve savaş suçu uyguladığı Filistin'de, AFAD koordinasyonunda ilgili bakanlıklar, kurumlar ve STK'lerle iş birliği içerisinde insani yardımları Gazze'ye ulaştırmayı sürdürdüklerini kaydetti.

Yerlikaya, Türkiye'de 11 aylık süreçte 76 ili etkileyen 705 su baskını, kıyı seli ve su yükselmesi meydana geldiğini; 19 ildeki su baskınları sonucunda 64 can kaybı yaşandığını ve 102 kişinin yaralandığını aktararak şöyle devam etti:

"AFAD, 6 Şubat depremleri hariç bu yılın ilk 11 ayında sel, heyelan, su baskını ve aşırı yağışlar gibi toplam 4 bin 285 olaya müdahale etti. Bu olayların yaşandığı bölgelere 1 milyar 432 milyon lira Afet ve Acil Durum Faaliyetleri Ödeneği gönderdi. AFAD Gönüllülük Sistemi kapsamında ise bugüne kadar zorunlu eğitimini tamamlayan gönüllü sayımız 272 bin 425'e ulaştı. Eğitimine devam eden gönüllü sayımız 433 bin 467'ye, toplam AFAD gönüllüsü başvuru sayımız ise 1,5 milyona kavuştu."

Ali Yerlikaya, Kahramanmaraş merkezli depremlerden hemen sonrası AFAD eliyle geçici barınma alanları kurulduğunu hatırlatarak "Bu dönemde, 384 konteyner kentin kurulumu gerçekleşti. Toplam 205 bin 943 konteynerin 131 bin 643'ü kentlerde, 63 bin 830'u kırsalda bulunuyor. Tüm konteynerlerde 659 bin afetzede kardeşimizi geçici olarak misafir ediyoruz. Tek gayemiz, depremzede kardeşlerimizi bir an evvel kalıcı konutlarına kavuşturmaktır. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı olarak 2024 yılı bütçemizden AFAD Başkanlığımıza yaklaşık 672 milyar lira ödenek ayrıldı." diye konuştu.

Kalıcı konutlarla ilgili en önemli hususun hak sahipliği süreci olduğunu belirten Yerlikaya, "Hak sahipliğiyle ilgili 441 bin 969 talep kabul edildi. Bunların 389 bin 334'ü konut, 40 bin 996'sı işyeri ve 11 bin 639'u ahır." dedi.

 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2024 yılı bütçesi görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 3 Eylül 2019'da Diyarbakır HDP il binası önünde başladığını hatırlatan Yerlikaya, "Bu eylemler diğer illerimizde de umut oldu. Muş, Van, Hakkari, İzmir, Şırnak illerimizde de oturma eylemleri başladı. Diyarbakır'da 371, Muş'ta 46, Van'da 34, Hakkari'de 17, İzmir'de 4, Şırnak'ta 3 aile olmak üzere toplam 475 ailenin evlat nöbetleri devam ediyor. Diyarbakır'da eyleme katılan ailelerden 45, Van'da 1 olmak üzere toplam 46 ailenin örgüt içerisindeki çocukları yürütülen ikna çalışmaları sonucunda teslim oldu." bilgisini verdi.

Ülke çapında düzensiz göçe karşı amansız mücadele verdiklerini belirten Yerlikaya, mobil göç noktalarında kolluk kuvvetleri tarafından, yasal kalışından şüphe duyulan yabancıların, göç uzmanları ve tercümanlar aracılığıyla sistemsel sorgulamayla tespitlerinin yapıldığını söyledi.

Yerlikaya, "İstanbul'da oluşturulan 38 mobil göç noktasında, düzensiz göçmen olduğu tespit edilen yabancılar sınır dışı işlemleri için geri gönderme merkezlerine sevk ediliyor. Söz konusu mobil göç noktalarında 2023 yılında 143 bin 47 yabancı sorgulandı. Düzensiz göçmen olduğu tespit edilen 47 bin 466 yabancı, sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezine sevk edildi." dedi.

Yerlikaya, emniyet müdürlerinin emeklilik yaşlarının yeniden yukarıya çekilmesine ilişkin yasal düzenleme tekliflerinin olacağını belirtti.

Kadın Acil Destek Uygulaması'nın (KADES) 24 Mart 2018'de hizmete girdiğini hatırlatan Yerlikaya, "KADES uygulamasını o günden bu yana 5 milyon 847 bin 414 vatandaş indirmiş, bugüne kadar 968 bin 744 kadın ihbarda bulunmuştur. 28 Haziran 2022'de KADES uygulaması 11 dil seçeneğiyle hizmet vermeye başladı. Ayrıca sadece bizim kendi vatandaşlarımız değil, aynı zamanda pasaport numarasıyla uygulamaya giriş yapılabilme imkanı da getirildi." diye konuştu.

Türk vatandaşlığına geçiş yapan geçici koruma altına alınan yabancılara ilişkin bilgileri paylaşan Yerlikaya, "2023 aralık ayı itibarıyla 238 bin 55 geçici koruma altında bulunan Suriye uyruklu yabancı, istisnai olarak Türk vatandaşlığını kazandı. Bunların 134 bin 422'si reşit, 100 bin 633’ü çocuk." dedi.

- "Bunları da desteklerinizde gerçekleştireceğiz"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili söz verdikleri ancak yapamadıkları bazı konular olduğunu ifade etti.

Koca, "Birincisi, hekimlerin emekliliğine dair ek göstergenin en düşük 6400’e çıkarılmasını; ikincisi, sağlık çalışanlarının sabit ücretlerinin hak kaybı olmadan emekliliğe yansıtılmasını; üçüncüsü, sağlık çalışanlarının taban ücretinin pratisyen hekimlerin üçte 1’i olmasını; dördüncüsü, nöbet ücretlerinin düzenlenmesini; beşincisi, uzman aile hekimlerinin taban ücretinin uzman hekimlerle aynı olmasını; altıncısı ise Aile Sağlık Merkezleri birimlerinin kamu tarafından yapılarak kiradan kurtarılmasını tamamlayamadık. Bunları da desteklerinizde gerçekleştireceğiz." dedi.

Koca, sağlık personel alımı için gayret gösterdiklerini belirtti.

Elektronik reçete kullanımının hayatı kolaylaştıran bir uygulama olduğunu anlatan Koca, şunları kaydetti:

"Sağlık turizmi kapsamında ülkemize gelen yabancı hastalara reçete edilen ilaçların kendi ülkelerinde alınabilmesini veya bilgi edinmesini amaçlamaktadır. Örneğin, Katar'da, Kırgızistan'da, Kosova'da bir vatandaşımıza ilaç yazılmışsa bunu tanıyor ve hastamızın ilacını veriyoruz; benzer şekilde Katar, Kırgızistan ve Kosova vatandaşı bir hasta Türkiye'de tedavi olmuş ve kendisine reçete yazılmışsa o reçeteyi de Katar, Kırgızistan ve Kosova sağlık otoritesi tanıyor ve ilacını hastaya veriyor. Bu tür ikili anlaşmalar yapılan ülkelerde elektronik reçetelerin karşılıklı dillerde hazırlanıp kabul edilmesi anlaşmamız var."

- "Uzman sorunu kalmayacak"

Fahrettin Koca, "geçici koruma altındaki Suriyelilere 2011'den bu yana 2,6 milyon ameliyat yapıldığını söylediğinin" hatırlatılması üzerine, bu sayının doğru olduğunu, bunların arasında sezaryen ve sünnet gibi küçük müdahalelerin de bulunduğunu belirtti.

Tekil bazda bir kişiye birden fazla ameliyatın yapılabileceğini vurgulayan Koca, "Tekil bazda 2,6 milyon ameliyat, 1,1 milyon kişiye yapılmıştır, 12 yılda. Geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 3,2 milyon olarak biliyoruz. 600 binden fazla kişi geri dönmüştür, bu sayı da bunun içindedir. Yıllık ameliyat olan yabancıların oranı yüzde 3'tür. Vatandaşlarımıza ameliyat, sezaryen, sünnet gibi küçük müdahaleler yapılan ameliyatların oranı ise yüzde 5,5 civarındadır. Yani Suriyelilere yüzde 3, bizde yüzde 5,5. Özetle, ameliyat sayılarından, daha fazla Suriyelinin ülkemizde olduğunu çıkaramazsınız." diye konuştu.

Tıpta Uzmanlık Sınavı'na (TUS) değinen Koca, 2022 yılındaki TUS'ta yüzde 92 yerleşme oranıyla toplam 19 bin 478 kişinin yerleştiğine dikkati çekerek, "2023 yılında ise yüzde 86 yerleşme oranı ile 17 bin 716 kişi yerleşti. Yani kontenjanlar 3 katına çıkmasına rağmen. Şu an uzmanlık öğrenci sayımız, yani 4 yıl sonra uzman olabilecek öğrenci sayımız 53 bin 35 kişi. Bizim uzman sayımız ise 56 bin kişi. Yani 4 yıl sonra Türkiye'nin uzman sayısı 110 bin kişi olacak. Uzman sorunu kalmayacak, bu konuda hiçbir endişeniz olmasın, müsterih olun." dedi.

- "Kırdığım bir meslektaşım varsa özür dilerim"

Koca, yaptığı yanlıştan özür dilemekten çekinen birisi olmadığını, bunu da herkesin gayet iyi bildiğini söyledi.

Bakan Koca, bir milletvekilinin, kendisinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, "doktorların yurt dışına gitme sebebinin para olduğunu parmak hareketiyle anlattığı, bunun da doktorlara saygısızlık olduğu" yönündeki eleştirilerine yanıt verdi.

Hareketinden dolayı özür dilemesini gerektiren bir durumun olmadığını ancak meslektaşlarına bir açıklama yapması gerektiğini belirten Koca, "Benim oradaki kastım, yaşanan göçün gelişmiş ülkelere yani İngiltere, Almanya gibi ülkelere gelişmişlikleri sebebiyle değil... En çok hekim giden ülkeler hangileri biliyor musunuz? Katar, Dubai ve Kuveyt. Bu ülkeler içindi. Bu ülkelerin yüksek maaş dışında benim göremediğim, gelişmiş ülkelerden üstün bir tarafı mı var? Varsa buyurun söyleyin. Yine de kastımı yanlış anlayarak kırdığım bir meslektaşım varsa onlardan da özür dilerim." ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve ilgili kuruluşların 2024 yılı bütçeleri kabul edildi.

Bütçelerin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşimi, yarın saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları