loading
close
SON DAKİKALAR

Tekin: Büyük Uzlaşı'ya göre profil böyle bir adaydır

Tekin: Büyük Uzlaşı'ya göre profil böyle bir adaydır
Tarih: 17.06.2014 - 17:15
Kategori: Siyaset

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin:''Büyük uzlaşı diyorsanız büyük uzlaşıya göre profil böyle bir adaydır'' dedi...

“Gerek içerdeki bu büyük uzlaşıya çatı olabilecek, gerekse bizim dışarıdaki ilişkilerimizin yeniden inşa edilmesi için çok önemli bir isim olarak biliyoruz Sayın İhsanoğlu’nu.”

-“Ben inanıyorum ki bugün Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na eleştirel olarak bakan arkadaşlarımız önümüzdeki günlerde kişiliğiyle, bilgi birikimiyle, demokratik kişiliğiyle ilgili bilgi sahibi olduklarında bu düşüncelerinin değişebileceği inancı içerisindeyim.”

-“Muhtarlarımızı nasıl seçiyorsak milletvekillerini de öyle seçmeliyiz. Muhtarını seçmesini bilen millet, belediye başkanını, milletvekilini seçemez mi? Seçer. Ama niye seçtirilmiyor? Çünkü iktidara gelenler 12 Eylül darbesi döneminde hazırlanmış olan siyasi partiler yasasını seviyor. Oo bakıyor padişahlık güzel. Ama sonuçta siyaseti de siyasi partileri de çürütüyor”

-“AKP iktidarıyla Ortadoğu coğrafyasındaki dış politika hep yanlış başlamıştır. Libya bugün paramparça. Ne işimiz vardı bizim Libya’da? Esad dün kardeşiydi, ailece tatil yapıyorlardı birden düşman oldu”

-“53 yurttaşımız hayatını kaybetti. AKP yetkilileri çıktı Esad’dı, şuydu, buydu, DHKP-C’ydi derken, baktık ki Rakka’da El Kaide’nin militanlarının hazırlayıp göndermiş olduğu o bombalar patladı. Sonra uçağımız düştü, bir celallendiler yakarız yıkarız. Bu da unutuldu”

-“C planımız var B planımız var bu hikaye, siyaseten söylenen hikayelerdir. Nedir planlarınız kamuoyuyla paylaşın, böyle kapalı devre götürüyorsunuz da, sizin ailevi sorununuz değil ki Türkiye’nin sorunudur.”

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin canlı yayında Kanal 5’in sorularını şöyle yanıtladı

Sunucu- Bugünü özel kılan hem konuğumuzun kendisidir, hem de yaşanan olaylardır diyelim. Ekmeleddin İhsanoğlu, bu isim biraz telaffuzu güçte olsa emin olun çok kısa zamanda alışacağız bu isme öyle gözüküyor. Ekmeleddin İhsanoğlu bugün CHP tarafından, Sayın Kılıçdaroğlu tarafından açıklandı ki çatı adayın, çatı modelinin bir Cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya konuldu ve bugün çok değerli bir konuğumuz var. CHP Genel Sekreteri Sayın Gürsel Tekin’le birlikteyiz. Efendim hoş geldiniz.

Gürsel TEKİN- Hoş bulduk iyi yayınlar diliyorum.

Sunucu- Size de parti olarak hayırlı olsun diyoruz çatı adayı. Çatı adayı diyor muyuz onu zaten sizle değerlendireceğiz. Böyle bir aday açıklaması yapıldı Sayın Kılıçdaroğlu tarafından. MHP’nin Sayın Genel Başkanı da konuyu değerlendireceğiz dedi. Ama daha sonra yapılan açıklamalar MHP’nin bunu iyi karşıladığını gösteriyor, değerlendirmeleri o şekilde. Biz bugün ana haber bültenimizde de Sayın Özcan Yeniçeri’yi telefon konuğu yaptık. Bu arada da Sayın Hüseyin Çelik’i telefon konuğu yaptık. AKP’nin ve MHP’nin bu konudaki görüşlerini aldık.

Şimdi CHP olarak siz ne diyorsunuz? CHP olarak bu çatı adayını nasıl belirlediniz? Hangi düzeyde belirlediniz? Genel Başkan düzeyimi, yetkili kurullar düzeyimi veyahut daha altına inelim il başkanları düzeyimi? Hangi düzeyde belirlendi aday?

Gürsel TEKİN- Çok teşekkür ediyorum. Aslında bugüne kadar baktığımızda Cumhurbaşkanlığı seçimleri genelde parlamentoda seçildiği için çok da alışık olmadığımız ilk kez milletin kendi iradesiyle bir Cumhurbaşkanı seçilecek. Türkiye’nin içerde çok ciddi meseleleri var. İçerde olduğu kadar da dışarıda da çok ciddi meseleleri var. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında, Avrupa’yla. Hemen hemen bütün çevremizdeki komşularımızla çok sorunlu bir süreç geçiriyoruz. Yerel seçimlerden sonra tabi ki bir Cumhurbaşkanlığı tartışması başlayınca Sayın Genel Başkanımız büyük bir uzlaşı yakalayabilir miyiz çabası içerisinde özellikle sivil toplum örgütlerinin hemen hemen tamamına, sendikalara, siyasi partilerin galiba tamamına gittik. Ne istiyor? Yani sivil toplum örgütleri, sendikalar, siyasi partiler nasıl bir Cumhurbaşkanı hayal ediyorlar.

Sunucu- Burada profil edindiniz isim yoktu değil mi efendim?

Gürsel TEKİN- Kesinlikle. Ama tabi bu ara bir sürü isimler tartışılıyor, çok değerli, çok kıymetli isimler kamuoyuna yansıdı. Herkes çok değerli. Gerek bizim parti örgütümüz, il başkanlarımız, belediye başkanlarımız, gerekse bizim dışımızdaki siyasi partilerin profil olarak tarifi tam da Sayın İhsanoğlu’na uyan bir tarifti. Sayın Genel Başkanımızda bu çerçevede daha önce parlamentonun dışındaki siyasi partilerin bir kısmı da isimde zikretmişti yani burada onları söylemek istemiyorum. Büyük uzlaşı diyorsanız büyük uzlaşıya göre profil olarak da böyle bir adayın uyması gerekiyor. Bu araştırmalar sonucu Sayın İhsanoğlu’na karar verildi. Sayın İhsanoğlu uluslararası arenada dünya kamuoyunda çok tanınan, bilinen bir isimdir. Ortadoğu coğrafyasında. Önümde almış olduğu takdir ve ödüllere baktığımızda hemen hemen birçok Ortadoğu ülkesinde gerek Avrupa gerek Türkiye Cumhuriyetlerinde tamamında çok ciddi takdir belgeleri almış ve gerçekten uluslararası arenada Ortadoğu’da saygınlığı olan bir insandır.

Şimdi biz haklı olarak tabi sadece kendi iç meselelerimizle meşgulüz ama unutmamalıyız ki yanı başımızda yangın varsa o yangından bizim etkilenmememiz mümkün değil. Aynı zamanda bu yangını da söndürebilecek nitelikte, beceriklilikte bir insan olduğu inancı içerisindeyim. Türkiye kamuoyunun tabi ismi özellikle bilim dünyasında çok bilinir, siyaset dünyasında bilinir. Önümüzdeki günlerde de Sayın İhsanoğlu’nun kimliği, kişiliği daha çok tartışılacak, konuşulacak. Aynı zamanda tabi dürüstlüğüyle çok bilinen, gerçekten Türk siyasetinin bu kadar çürümüşlük içerisinde olduğu bir ortamda dürüstlüğünde çok önemli bir anlam ifade ettiği inancı içerisindeyiz. Bütün bu kriterlere baktığımızda gerek içerdeki bu büyük uzlaşıya çatı olabilecek, gerekse bizim dışarıdaki ilişkilerimizin yeniden inşa edilmesi için çok önemli bir isim olarak biliyoruz ve inşallah kamuoyunun da takdirini toplar ve Türkiye bu gerilimli siyasete de son vermiş olur.

Sunucu- Aday belirlerken bu isim üzerinde Sayın Bahçeli’yle bir ön mutabakat sağlandı mı? Birde Sayın İhsanoğlu’na hangi aşamada ulaştınız?

Gürsel TEKİN- Tabi ikili görüşmelerden bilgim olmadığı için şuanda bilemiyorum. Mutlaka belki bu müzakereler, Genel Başkanlık düzeyinde bu müzakereler yapılmıştır. Sadece Sayın İhsanoğlu değil birkaç kamuoyunda ismi bilinen isimlerde sunulmuş. Benim bildiğim kadarıyla yani 13 ya da 15 gün önce Sayın Genel Başkanımızın İstanbul’da bir görüşmesi oldu Sayın İhsanoğlu’yla.

Sunucu- O görüşmeden basının haberi olmadı?

Gürsel TEKİN- Olmadı. Birazda tabi çok kapalı devre gittiği için.

Sunucu- 15 gün önce İstanbul’da bu konu görüşüldü diyorsunuz iki taraf arasında.

Gürsel TEKİN- Evet.

Sunucu- Şimdi daha da önemli bir konu var. Şimdi burada bir MHP tarafı var, birde CHP tarafı var. Bunların ortak adayı halinde şeklinde çıkacak Sayın İhsanoğlu. MHP muhafazakar bir parti. Gözüküyor ki şimdiden bayağı bir destek var MHP’den. CHP’de acaba sorun çıkar mı? Bugün itibariyle biraz önce İstanbul milletvekiliniz Nur Serter, Tunceli milletvekiliniz Hüseyin Aygün, iki tane isim. Bu Sayın milletvekillerimizden belirli tepkiler geldi. En azından konuyu yeniden kendilerinin değerlendireceği yolunda. Bunlar milletvekili düzeyindeki bir takım eleştiriler diyelim. Biz zaten demokratlığı seven bir parti olarak CHP’de bu tür iç eleştirilere alışkınız aslında kamuoyu ve medya olarak. Ne dersiniz bu eleştiriler doğal mı ve bu eleştiriler Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde oyları etkiler mi?

Gürsel TEKİN- Son derece doğaldır. Yani sosyal demokrat, sol yelpazede bir siyasi partinin seçim sürecinde kendi mutfağının dışında farklı bir siyasal alanda bir aday tercih etmesi zaman zaman içerde bu tür rahatsızları yaratabilir. Ama ben inanıyorum ki bugün eleştirel olarak bakan arkadaşlarımız önümüzdeki günlerde Sayın İhsanoğlu’nun kişiliğiyle ilgili, bilgi birikimiyle ilgili, demokratik kişiliğiyle ilgili bilgi sahibi olduklarında bu düşüncelerinin değişebileceği inancı içerisindeyim. Muhafazakarlık kavramı aslında başlı başına tartışılması gereken bir kavram. Türkiye’de kim muhafazakar? Yani doğrusu tabi ben çok da şaşırıyorum. Mesela benim partide CHP’de baktığım insanların yaşam biçimlerine baktığımda son derece muhafazakar bir yaşam biçimi var. Ama kendisine muhafazakarım diyenlerin yaşam biçimlerine baktığımda hiç muhafazakarlıkla ilgisi olmayan bir yaşam biçimi. Şimdi bu kavramların mutlaka Türkiye’de yeniden tartışılması gerektiğine inanıyorum. Bu da ayrı bir tartışma konusu. Gerçi uzun uzun tartışılması gereken…

Sunucu- Onu evet ama hemen şunu soruyorum belki sormakta yarar var. Türkiye’de hadi CHP’yi de bir yere koyalım ama Türkiye’de sizce siyaset muhafazakarlaşıyor mu ne dersiniz?

Gürsel TEKİN- Türkiye’de siyaset çürümüş. Bir siyasetçi olarak söylüyorum. Siyasetin kirlendiği alanda siyaset yapmanın zorlukları çok zordur. Yani eğer siz Türkiye’deki siyasal yapıyı dünyada olduğu gibi demokratik bir zemine oturtamazsanız Türk siyasetini çürümüşlükten kurtarmanız zorlaşabilir. Dünyada yoktur hiçbir ülkede baktığımızda. Gelişmiş ay da gelişmemiş hiçbir ülkede 30 yıllık siyasal sürecimizde iktidar olup hani ufak partiler falan değil böyle %1, %2, %3. İktidar olacaksınız, Türkiye’yi yöneteceksiniz ama belli bir süre sonra yok olacaksınız. Bu sadece Türkiye’ye mahsustur. 80 sonrası baktığımızda sayısal olarak çok ciddi siyasi partilerin devasa büyük partiler bugün tuzla buz olmuşlar.

Sunucu- Bunların çoğu da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de bağlı oldu değil mi?

Gürsel TEKİN- Kesinlikle. Birincisi şu; hani deriz ya işte millet iradesiyle. Türkiye’de parlamenter sistem millet iradesiyle seçilen bir seçim sistemi değildir. Tamamen sizde parlamentoda görüyorsunuz milletvekilleri tayinli milletvekilleri. Yani liderlerin ve Genel Merkezlerin tayin etmiş olduğu milletvekilleri milletin iradesini oradan temsil etmesi mümkün değil.

İki; yine dünyanın hiçbir yerinde olmayan %10 barajı. Bakın, şuanda parlamentonun dışında çok sayıda siyasi partiler var. Çok ciddi onlarda vergi ödüyorlar. Yani bugün hazineden biz yardım aldığımız siyasi partilerin vergisini o siyasi partilerin yöneticileri, o siyasi partilerin seçmenleri de ödüyor. 76 milyon insan vergi ödüyor ama %10 barajı koyuyorsunuz %10 barajından dolayı ufak partiler maalesef hem bir baraj sorunu yaşıyor. Aynı zamanda ödemiş olduğu vergilerden kendisi de faydalanamıyor. Bu antidemokratik uygulamaların mutlaka kalkması lazım. Dünyada olduğu gibi.

Şimdi bizi izleyen yurttaşlarımız diyecek ki, ya milletvekili nasıl seçilecek. Çok kolay. Muhtarlarımızı nasıl seçiyorsak dünyada da milletvekilleri öyle seçiliyor. Kim seçiyor muhtarları? Millet. Aynı millet muhtarını seçmesini bilen millet, belediye başkanını, milletvekilini seçemez mi? Seçer. Ama niye seçtirilmiyor? Çünkü iktidara gelenler 12 Eylül darbesi döneminde hazırlanmış olan siyasi partiler yasası hepsinin hoşuna gidiyor. Oo bakıyor padişahlık güzel. Ama hiç bu padişahlık hiç kimseye yaramış değildir. Sonuçta siyaseti çürütüyor ve siyasi partileri de çürütüyor.

Sunucu- 30 Mart seçimleri öncesinde aday belirleme süreci gerek iktidar partisi, gerek sizin ana muhalefet partisi, gerekse diğer partilerin aday belirleme sürecinde belli eleştirilerle karşılaştık. Bizim medyamıza gelen bazı işte bu konuda eleştiriler vardı. Hemen ben notlarıma yine bakıyım. Bana mesela Antalya’dan çok gelmiş bu konuda eleştiri. Orada ne diyorlar? Aday belirleme sürecinde orada hiç kimseye parti kademesi olarak sorulmadı. Bu birçok ilden gelmiş. İl başkanının oradaki durumu tartışılıyor. Keza diğer illerde de var. Ama ben size örnek olay olarak verdim o Antalya’yı. Çünkü bize çok geldi bu konuda. Ne dersiniz mesela Antalya örneğinden hareketle?

Gürsel TEKİN- Biraz öncede ifade ettim eğer bu demokrasi milletin kendi iradesiyle kendi seçimini yapması demektir. Demokraside tayinli sistem olmaz. Eğer Ankara’dan Antalya’da kimin belediye meclis üyesi olacağını, kimin belediye başkanı olacağını biz tayin edersek…

Sunucu- Siz yasa gereği bunu yapıyorsunuz zorunlusunuz.

Gürsel TEKİN- Ama bu değişebilir bu kural değildir. Her şeyi değiştiriyoruz. Torba yasasında her gün bir şey değiştiriyoruz. Gelin bu siyasi partiler yasasını değiştirelim. İnsanlar kendi belediye başkanlarını, kendi belediye meclis üyelerini, kendi milletvekillerini kendisi seçebilsin. Kendisi seçemediği sürece tayinli sistemde yani bir yerde 30 tane aday çıkıyor. 30 tane aday adayı içerisine baktığınızda kriterler olarak hepsi birbirinden çok kıymetli. Siz orada bir kişiyi seçiyorsunuz. Bir kişiyi seçince doğal olarak 29 tane insan Genel Merkezi hedef almak zorunda kalıyor. Ama eğer o yerelde kendi bölgesindeki insanların reyleriyle seçilirse düşünecek evet ben nerede eksik yaptım. O eksiğini bir dahaki seçimde kendi içinde gidermek zorunda kalacak. Bu sistem yanlış bir sistemdir. 2011 yılında biz kanun teklifi verdik. Bu iktidar partisine de yarayacak bir sistem değildir. %10 barajı hani derler ya insanlar cehennemi görmeden cennete inanmaz. Bugünkü iktidar yetkilileri %10 barajından çok ciddi çile çekmiş bir iktidardır geçmiş dönemde. Ama ne garipse geliyor ondan sonrada unutuluyor.

Sunucu- Ne kadar oy bekliyorsunuz? Birinci tur 10 Ağustos, ikinci tur 24 Ağustos. İkinci tura kalmayı hedefliyor musunuz çatı aday yetkilisi olarak soruyorum size. Ve Pervin Buldan HDP milletvekili veya Eş Başkanı. Bugün çok ilginç bir açıklama yaptı. Sordular gazeteciler ona bu konudaki fikrini. Aynen şunu söylemiş, eğer ikinci turda Cumhurbaşkanı adayı Sayın İhsanoğlu’ndan bahsediyor. Bizim değerlerimizi paylaşırsa biz onu ikinci turda destekleyebiliriz diyor. Ki, birinci tura kendileri aday gösterecekler.

Gürsel TEKİN- HDP çok açık ifade etti. Birinci turda kendi adaylarını çıkaracağını ifade ettiler. İkinci turda büyük olasılıkla ben inanıyorum ki Sayın İhsanoğlu HDP’nin ve HDP seçmeninin de desteğini alabilecek kapasitede bir insandır. Bugüne kadar insanların yaşam biçimiyle ilgili, sosyal yaşamıyla ilgili, siyasal düşüncesiyle ilgili, mezhebiyle ilgili, farklılıklarıyla ilgili hiçbir negatif cümlesi yoktur. Tam tersine bütünleyici, ayrıştırıcı olmayan bir dil kullanmıştır. Ben inanıyorum ki o tabanda da ciddi bir destek alacaktır.

Birinci turda inanıyorum ki bu büyük uzlaşıyla ikinci tura kalmadan sonuç alınabilir inancım var.

Sunucu- Bu IŞİD terörü, onların rehin aldığı insanlar, ki bunların yaklaşık 50 tanesi diplomat ve diplomat aileleri, öbürleri de tır şoförlerimiz. Şimdi 5. gününe girdik tamamlıyoruz. Sadece Musul Başkonsolosluğundan söz ediyorum şoförler daha önce rehin alınmıştı. Hükümetin CHP olarak siz bu konuda bir ihmali olduğunu düşünüyor musunuz? Nedir bu olay? Yakın gelecekte bir projeksiyon verebilecek misiniz? Nereye varır bu olay ve bu konuda CHP olarak tavrınız ne olur?

Gürsel TEKİN- Biraz geriye dönmek istiyorum. Aslında bütün bu Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin tamamında Ortadoğu’da çok ciddi sorunlar yaşanmıştır ve olabildiğince Türkiye bu sorunların hep dışında durmuştur. Hatırlarsanız yakın tarihimizde İran ve Irak savaşı uzun süre sürdü 9 yıl. Türkiye olabildiğince bu konuda çok net bir şekilde tarafsız kaldı. Yine Suriye’yle bizim 90 yıllık tarihimize baktığımızda 41 kez kriz yaşamışız. Hiç bu Ortadoğu coğrafyasının o karanlık dehlizlerine hiç girememişiz, girmemişiz. Daha böyle barışçıl bir dış politika izlemişiz. Ne zamana kadar? 2003 yılına kadar. Aslında bütün kırılma 2003. 1 Mart tezkeresi CHP’nin ısrarla itirazlarına çok eleştiriler oldu. Hatta iktidar bugün Türkmen lider çok güzel bir cevap vermiş. AKP iktidarı meseleye para, dolar ve petrol olarak bakıyor. Böyle bir bakışla Kuveyt’te biliyorsunuz 1 milyar dolar bağış alınmıştı ve o 1 milyar dolar bağışla beraber Türkiye’nin bu Ortadoğu coğrafyasındaki bütün kırılmaların bir parçası oldu.

Şimdi bizim sorgulamamız gereken temel sıkıntı baştan itibaren AKP iktidarıyla Ortadoğu coğrafyasındaki dış politika hep yanlış başlamıştır. Libya bugün paramparça olmuş bir Libya. Ne işimiz vardı bizim Libya’da? Kim izah edebilir? 1 Mart tezkeresini ısrarla biz bu işin içinde olacağız diyenler şimdi nasıl bunun cevabını verecekler? 2010 yılında gerçekten bizde şaşırdık Suriye’yle olan bu meselelerden dolayı sıfır sorun dediler, kardeşlik politikası, Esad’ı Antep’e çağırdı, Antep’te mitingler yapıldı. Başbakan hatırlarsanız Antep’te konuşmasında Şam’daki kardeşlerimiz elini kolunu sallayarak Antep’e gelecek, Antep’teki kardeşlerimiz elini kolunu sallayarak Şam’a gidecek, sınırlar kaldırıldı. Gerçekten Türkiye’de çok takdir buldu, hepimiz takdir ettik. Ne olduysa bir 8 ay geçtikten sonra bir düşmanlık politikası başladı. Ve son 3 şeye baktığımızda bugün Türkiye coğrafyasında resmi olmayan, hiçbir resmiyet yok. Resmiyete göre 800 bin, kimine göre 1 milyon, kimine göre 1,5 milyon insan sefalet içinde yaşıyor. Antep’e gittim, Hatay’a gittim, Urfa’ya gittim tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Suriye’den gelen insanların dramı ve o dram doğal olarak buraya taşındığı zaman çocukların önemli kısmı hepatit B ve çocuk felciyle karşı karşıya. Çok ciddi sıkıntılar, yükler karşımıza geldi.

Şimdi Hatay’da, Reyhanlı’da biliyorsunuz birkaç kez sorun yaşandı. Sorunun bir tanesinde 53 tane yurttaşımız hayatını kaybetti. AKP yetkilileri çıktı efendim dediler işte Esad’dı, şuydu, buydu, DHKP-C’ydi falan filan derken sonra baktık ki Rakka şehrinde bugün El Kaide örgütünün militanlarının hazırlayıp göndermiş olduğu o bombalar patladı 53 yurttaşımız hayatını kaybetti. Türkiye’de tabi sürekli krizler yaşandığı için her şeyi unutuyoruz. Sonra uçağımız düştü. Uçağımız düşerken Sayın Arınç çıktı bir celallendiler yakarız yıkarız nasıl olurda uçağımız düştü falan filan. Bu da unutuldu. Uçak niye düştü, kim düşürdü?

Sunucu- Suriye biz düşürdük diye açıkladı.

Gürsel TEKİN- Hayır düşürmedi.

Sunucu- Yani o öyle bir açıklama yaptı. Rusya teyit etti.

Gürsel TEKİN- Kesinlikle. Bakın şuanda yargı süreci devam ediyor, yakinen de takip ediyoruz. Orada çok karanlık işlerin olduğunu Türkiye kamuoyunun bilmesi gerekiyor. Eğer Suriye düşürdüyse alelacele siz tezkere çıkardınız ne yaptınız o zaman? Hadi bakalım gereğini yapın. Niye gereğini yapamadınız? Şimdi bu kadar böyle iç kamuoyunu memnun edecek cümleler kullanıp ama Türkiye’nin dış politikasını çok ciddi tehlikeye sokan bir süreçle karşı karşıyayız. Son duruma baktığımızda bugün ben nakliyeciler federasyonunu ziyarete gittim. 2 gün önce gerek Dışişleri Bakanı, gerek Sayın Arınç büyütülecek bir şey yok. Nasıl büyütülecek bir şey yok Allah aşkına. Yani 50 tane, 56 tane insan rehin, nerede olduğu bilinmeyen, nasıl bir süreçle karşı karşıya kalacağını hiçbirimizin bilmediği bir ortamda burada bu olay abartılmayacak demek doğrusu bu meseleleri ciddiye almamak demektir. Acaba 38 tane tır şoförünün bir tanesi bugün AKP yetkililerinin bakanların çocukları olsaydı böyle mi davranırlardı? Ciddiye almayalım mı derlerdi? Bütün bu sürece baktığımızda ne yazık ki Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda bütün komşularımızla sorunlu hale gelmişiz, bugün hiçbir komşumuz bir güven içinde değil. Sadece İran’la olan ilişkilerimiz son dönemlerde enteresan bir ilişkiye dönüştü ve oraya da baktığımızda bugün iktidar yetkilileri Suriye’ye, Irak’a, Mısır’a zaman zaman Amerika’ya, bütün dünyaya başkaldırırken İran’daki eleştirilerin hiçbirine cevap vermemesi de son derece düşündürücüdür.

Sunucu- Hükümetin bu son Başkonsolosluk baskınında ihmali olduğunu düşünüyor musunuz?

Gürsel TEKİN- Kesinlikle.

Sunucu- Yani 24 saat öncesinden bir karar alınmalıydı deniliyor. Alınmadı deniliyor. Sonuçta böyle bir şey.

Gürsel TEKİN- Anlık istihbarat diye bir şey vardı hatırlıyorsunuz değil mi? Biz ne yapacaktık? Amerika’yla anlık istihbaratlar alacaktık. Şimdi o coğrafyaya baktığımızda, Irak’a gittiniz mi bilmiyorum. Gerçekten paramparça edilmiş, bir insanlık dramı yaşanıyor. Yani nerede yaşanıyor? 150 milyar dolar petrol gelirimiz var, açlıkla, sefaletle, yoksullukla karşı karşıyasınız. Ve oraya baktığımızda bütün dünyanın istihbarat örgütleri cirit atıyor, Amerika’yla Türkiye istihbaratı anlık istihbaratlar yapacak. En kritik coğrafyada orada Musul’da elçiliğimiz var. Elçiliğimizle ilgili anlık istihbaratların neden verilip verilmediğini doğrusu herhalde buna da bir açıklık getirirler diye düşünüyorum. Ya gerçekten orayı yok saydılar, ya da bir başka projedir. Bu projenin sonucu nereye varacak doğrusu onu da dikkatle izliyoruz.

Sunucu- Bu rehin alma olayı uzar ise nereye varırı belki bir alt başlığı olarak şunu sormak istiyorum. Allah korusun diyelim ama bu konu uzarsa ve vahim sonuçlar elde edersek Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve iç politikayı yakından ilgilendirir mi, etkiler mi?

Gürsel TEKİN- Elbette ilgilendirir. Yani bugün bu örgütün ölçüsüzce davranışları belli ki belli müdahalelere maruz kalınacak. Bu müdahaleler içerde yeni bir savaş yaratabilir, coğrafya çok kırılgan bir coğrafya. Her milletin farklılıkları var çok enteresan. Gittim, gördüm, gezdim. İşte Arap’ı, Sünni’si, Alevi’si, Şii’si, Türkmen’in Alevi’si, Şii’si, Kürtlerin Sünni’si, Alevi’si, Şii’si. Böyle böl-parçala bir coğrafyada uzun süredir ciddi sorunların yaşandığı bir bölgede, kontrolsüz bir bölgede bu sorun inşallah yaşanmaz. Yaşanırsa Türkiye bu bataklığa girdiği zaman çok kısa süre içerisinde çıkması mümkün değildir. Birazda sanki bu siyasal süreç bizi bu bataklığa mı sürüklemek istiyor bu da aklıma gelmez değil. Yani en tehlikelisi de bu.

Sunucu- Şimdi bu tehlikeli Ortadoğu alevi diyelim acaba Türkiye’yi daha önce birkaç gün öncesinden, birkaç hafta öncesinden etkiledi mi? Nedir bunlar? Yol kesme olayları, kimlik sorma olayları. Birden bire çünkü ortaya çıktı. 1,5 yıldan beri bu olaylar yoktu. Hatta bayrak indirme. Bu olayları CHP olarak siz nasıl görüyorsunuz? Gerçekten bağlantılı mı acaba yurtdışıyla ve bu olaylarla bağlantılı mı?

Gürsel TEKİN- Şimdi Hatay ve o üçgene baktığımızda gidin çok basit otellerin tamamında çok sayıda yabancı görürsünüz. Adeta bütün istihbarat örgütlerinin cirit attığı bir tarla haline gelmiş. Doğal olarak da bunu kontrol etmekte çok zordur. Bazı müdahaleleri yapabilmeniz için gerekçelendirmeniz lazım. Çekiç gücü çabuk unuttuk. Yani çekiç güç neden olacak? Önce Halepçe’ye ciddi bir sorun yaratacaksınız çekiç güç yerleşsin. Ya da Kuveyt’e müdahale hayata geçecek ki çekiç gücü oraya yerleştireceksiniz.

Sunucu- Bu bir senaryo demek istiyorsunuz değil mi?

Gürsel TEKİN- Bunlar çok rastgele böyle bir günde gelişmiş olaylar değildir. Yani anlık istihbaratlar yapan ve orayı kontrol altında tutan egemen güçlerin burada bu örgütü bilmemeleri mümkün değildir. Bu örgütü görmemeleri mümkün değildir. Bu tehlikenin gelmemesini görmemeleri mümkün değildir. Bunun arka planı önümüzdeki günlerde nereye varacak doğrusu hep beraber göreceğiz.

Sunucu- KCK örgütü PKK terör örgütünün şehir yapılanması diyorlar. Bir süre önce bir açıklama yapıldı ondan. Denildi ki, İmralı’nın biz kararlarını tam olarak tanımıyoruz eylemleri destekleyen bir açıklamaydı. Ama bir süre öncede aynı örgüt dedi ki bundan böyle bu tür eylemlerin artık olmasını istemiyoruz.

Gürsel TEKİN- Devletler bütün süreçleri şeffaf götürür. Bugüne kadar bu süreçle ilgili sürecin nasıl gittiğini, kimler tarafından müzakere edildiğini, müzakerenin yetkilileri, sahiplerinin kim olduğunu parlamentoda biz milletvekilleri olarak, ana muhalefet olarak bilmiyorsak toplumun bilmesi mümkün değildir. Kaldı ki bizim bütün itirazlarımız baştan itibaren dedik ki elbette hiçbir insan kan dökülsün istemez. Son derece hepimiz barışçıl bir yapı içerisindeyiz. Gelin sadece bu sizin meseleniz değil, bu Türkiye’nin meselesidir bu meseleyi ortaklaşa götürelim ve katkı sunalım.

Sunucu- Ve meclis çatısı altında götürelim dediniz.

Gürsel TEKİN- Başbakan dedi ki, ben dedi sizin kerametinize ihtiyacım yok götüreceğim. Buyurun götürün. Şimdi nereye kadar gittiği belli değil. Asıl tehlikesi şu; yani bir şeye başlamak başka bir şey onu sonuçlandırmamak kadar tehlikeli bir şey yoktur. Bugüne kadar iktidarın kamuoyuna taahhüt etmiş olduğu hiçbir şey yerine gelmedi. Silahlar bırakılacaktı, silahsızlaştırılacaktı ve örgüt teslim olacaktı vs. vs. baktığımızda bunların hiçbirisinin olmadığını, tam tersine her seçim dönemi seçim dönemindeki süreci nasıl reye çevirebilirim uğraşı içinde oldu. Türkiye’nin geleceği reye tahvil edilmeyecek kadar önemli olması gerektiğine inanıyorum. Bu meseleler içerdeki milli meseleler, dışardaki milli meseleler rey meselesinin ötesinde bir meseledir. Maalesef dış politikada olduğu gibi iç politikada da çok ciddi tehlikeyle karşı karşıyayız. Bu süreç nasıl yürüyecek, nasıl olacak hiçbirimiz bilmiyoruz. Bilgi vermemek içinde ciddi direnç içindeler. Ne zaman şey oluyor? İşte bayrak indirilince ya da negatif bir olay olunca. Ondan sonrada hadi gelin sizde bir şey söyleyin deme noktasına geliyor.

Sunucu- Sizin ana muhalefet olarak Sayın Başbakanın sözünü ettiği B ve C planlarından herhangi bir fikriniz var mı bunların ne olduğuna dair?

Gürsel TEKİN- Hiçbir planları yok. Kesinlikle yok. Böyle işte C planımız var B planımız var bu hikayelerin tamamı böyle siyaseten söylenen hikayelerdir. Nedir planlarınız kamuoyuyla paylaşın, kamuoyunun desteğini alın. Muhalefetinde desteğini alın. Bu planlar böyle kapalı devre götürüyorsunuz da nedir sizin ailevi sorununuz değil ki Türkiye’nin sorunudur. Bu sorunu paylaşmamak, bu sorunu kamuoyuyla paylaşmamak size önümüzdeki süreçte çok ciddi zarar verecektir. Yani onu da iktidarın bilmesi gerekiyor.

Sunucu- İşte malum Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geliyoruz. Partili adayımız yok ama daha da önemlisi 2015 yılında genel seçimlere gidiyoruz. Bu yolda CHP olarak belli bir stratejiniz olacak mı? Gerek milletvekili adaylarının belirlenmesinde gerekse propagandanızda ve teşkilatınızda. Antalya örneğini verdim biraz önce. Antalya’daki bir takım huzursuzluklardan diyelim söz ettim. Bunların bir daha olmaması için CHP olarak tedbirleriniz veya politikanız olacak mı?

Gürsel TEKİN- Kesinlikle. Önce önümüzdeki günlerde bilemiyorum yetiştirebilirsek Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce olabilir. Yetiştiremezsek Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra son derece demokratik bir tüzük, önseçim zorunlu hale gelecek, yöneticilerin değişimiyle tüzük değişmeyecek bir noktaya gelecek. Elbette belli kriterlerde kontenjan kullanılacak. Tamamını önseçimle belirleyeceğiz.

Sunucu- Tabana sorulacak?

Gürsel TEKİN- Kesinlikle. İki; bunu belirlerken üyelik yapımızı çok net bir şekilde yenileyeceğiz. Yani aktif ve pasif üye. Üye, seçme hakkını kullanacak üyenin en azından her ay 1 lira aidat ödemesi gerekiyor ve partinin etkinliklerine örneğin Genel Merkezde 500 bin, 700 bin ya da neyse ne kadar üyemiz varsa bir SMS gönderdiğimizde kendisinin bu SMS’ye cevap verebileceğini, etkinliklere katılabileceğini ifade edebilecek üyelerle çok sağlıklı bir şekilde demokratik bir mekanizma işleyebilir. Bu mekanizma dünyanın birçok ülkelerinde son derece sağlıklı işliyor. 80 öncesi bütün siyasi partiler yasal zorunluluk olduğu için sadece sol partiler değil, Türkiye’deki bütün sağdaki partiler dahil olmak üzere önseçim zorunlu haldeydi. 12 Eylül darbesiyle bu ortadan kaldırıldı. Bunun demokrasiye çok önemli katkısı olacağı inancı içerisindeyim. Keşke mümkün olsa bir anayasal hak haline getirebilsek. O da ancak CHP’nin iktidarıyla mümkündür. Bugünkü iktidarla bunu yapmak biraz zor. Ama kendi iç bünyemizde bu demokratik mekanizmayı mutlaka hayata geçireceğiz.

Sunucu- Partinin en yetkili kişisi olarak bugünkü CHP’yi nasıl nitelersiniz? Sol partimi, ortanın solunda mı? Demokratik sol ilkeleri benimsemiş mi? Yoksa biraz biraz ne dersiniz daha böyle muhafazakarlaşıyor musunuz?

Gürsel TEKİN- Yok.

Sunucu- Sağda mısınız, solda mısınız?

Gürsel TEKİN- Sol yelpazedeyiz sosyal demokrat bir partiyiz. Keşke Türkiye’de bu bütün yelpazeler net şekilde oturmuş olsa daha net bir şekilde kendimizi de ifade edebiliriz. Siyasi partilerde şuanda ifade zorluğu çekiyor. Yani çok kısa süre içerisinde eksen kaymaları ya da makas değiştirmeler çok hızlı oluyor. Bu da maalesef Türkiye’de bu siyasal zemin tam oturmadığı için ama CHP sosyal demokrat bir partidir.

Sunucu- Vizyonunu değiştirmediniz.

Gürsel TEKİN- Elbette değişkenlikler olabilir. Bu değişkenlikler zaman zaman şöyle oluyor. Yani örneğin sağda bir aday gösteriyorsunuz sanki parti sağcılaştı. Solda bir aday gösteriyorsunuz. Bu böyle değildir. Yani kişiler üzerine inşa edilecek bir durum değildir. Partilerin temel programıdır, tüzüğüdür ve kurallarıdır. Bu kurallar sosyal demokrat evrensel sosyal demokrat kurallar üzerine oturmuştur.

Sunucu- Bir Mansur Yavaş örneği var Ankara’da. Eski bir MHP’li adayı aday gösterdiniz bayağı zorladı iktidar adayını.

Gürsel TEKİN- Bize göre seçimi almış sayılır ama ne yazık ki…

Sunucu- Şimdi de aynı şeyi cumhurbaşkanlığı seçimleri için yapılıyor. Daha sağda, daha muhafazakar, daha muhafazakar ilkeleri benimsemiş bir aday bulundu. Göreceğiz önümüzdeki tarihlerde. Tabi her şeyden önce şunu bekliyoruz biz medya olarak ve toplum olarak AKP’nin adayı kim olacak diye. Sizce kim olacak?

Gürsel TEKİN- Yani benim kişisel düşüncem sanki Sayın Başbakan olmayacak gibi.

Sunucu- Neden? AKP’nin başında kalmak zorunluluğundan mı?

Gürsel TEKİN- Siyasal koşullar Başbakanın Cumhurbaşkanlığına çok uygun değil. Parti içerisinde çok ciddi sıkıntılar var.

Sunucu- Başbakanlık sorunu var mı?

Gürsel TEKİN- Ciddi sorunlar var. Yani AKP biraz kapalı devre işlediği için içerdeki kavgaları çok görmeniz mümkün değildir. Çok çok ciddi sorunların yaşandığını biliyoruz. Önümüzdeki günlerde kopuşlarda olabilir.

Sunucu- Öyle bir ihtimal gerçekleşirse AKP’de cumhurbaşkanı adayı kim olabilir sizce?

Gürsel TEKİN- Gördüğüm kadarıyla onlarda mutfağın dışında bir isimle çıkabilirler.

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları