loading
close
SON DAKİKALAR

TÜKODER Genel Sekreteri Onur Cingil: Tüketimden gelen gücümüzü kullanalım, nişasta bazlı şeker tüketmeyelim

TÜKODER Genel Sekreteri Onur Cingil: Tüketimden gelen gücümüzü kullanalım, nişasta bazlı şeker tüketmeyelim
Tarih: 19.03.2018 - 12:17
Kategori: Medya

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Sekreteri Avukat Onur Cingil, Can Ataklı’nın sunduğu Yazı İşleri programına konuk olarak katıldı.

Cingil’in açıklamaları şöyle:

“15-21 Mart Dünya Tüketici Hakları Haftası olarak kutlanıyor. Bundan 32 yıl önce BM Genel Kurulu tarafından Evrensel Tüketici Hakları İlkeleri belirleniyor. Türkiye’ye gelince, TÜKODER 1990'da kurulmuş bir dernek ve tüketici haklarının konuşulmadığı ortamda kanun da yokken hakların savunuculuğunu yaparak başlıyor.

80 milyon yurttaş varsa herkes tüketici. Açlık sınırının altında 1 milyon 250 bin kişi var. Devletin yükü tüketicinin sırtında. Devlet bizzat tüketiciden hizmet alan noktasına gelmiş. Vergilerle finansman yapılabilir ama köprüler ve şehir hastanelerindeki garanti rakamlarının tutturulmaması bile tüketicinin sırtına yüklenmiş durumda.

Vatandaşa ‘Osmangazi Köprüsü'nden geçiyor musunuz’ diyorum. Hayır, diyor. Ben de 'her gün geçiyorsunuz' diyorum.
Şehir hastanelerinde devletin hasta garantisi vermesi demek bir şekilde hasta edeceğim, demek. 70 bin hasta garantisi olan yerler var. Temel atıldığından beri finansmanı biz yapıyoruz. 7.2 milyar köprü ve otoyollarının projelerine para veriyoruz. Geçmediğimiz köprünün, gitmediğimiz hastanelerin parasını niye ödeyelim, dedik.

Biz tüketimden gelen gücümüzü kullanalım. Nişasta bazlı şeker (NBŞ) tüketmeyelim mesela.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hileli gıdaları yayınlardı önceden şimdi yayınlamama kararı aldı, şirketler zarar görüyor gerekçesiyle... Bize gelen şikayetleri laboratuara gönderiyoruz. sonra da davalar açıyoruz. Ürünlerin toplatılması, para ve hapis cezasına kadar davalar açıyoruz. Halk sağlığını tehdit etmek suçtur. Şeker fabrikaları konusunda ciddi kamuoyu oluştuğunu düşünüyorum. Şeker fabrikalarında tüketici hakkı sorunundan öte başka faktörler de etkili.

NBŞ, diyabet, obezite, kanseri tetikleyen şeyler. Ocak 2017’de Türkiye’de mısır ithalatı 48 bin tonken Ocak 2018’de 404 bin tona gelmiş. Bu kadar artması hazırlığın olduğunu gösteriyor. NBŞ piyasaya sokulmak isteniyor, şeker pancarı üretimini azaltarak ithalata bağlamak amacı var. Bütün şeker fabrikalarının önünde kitleler var. Şeker fabrikalarındaki işçi sayısı son 10 yılda 460 bin işçiden 100 bine düşmüş.
33 şeker fabrikası var. 25’i devletin, 5’i Pankobirlik’in, 3’ü özellerde. Şeker fabrikalarının hiçbiri zarar etmiyor. Zarar 76 milyon TL olarak açıklandı. Sadece 31 milyon TL’yi Özelleştirme Yüksek Kurumu’na olaylardan önce devrediyorlar ki zarar olarak gözüksün diye. 4 fabrikayı da yıllardır çalıştırmıyorlar.

4 fabrika çalıştırılmayarak 90 milyon TL zarar yazmışlar. Ziraat Mühendisleri Odası verilerine göre aslında zarar değil 59 milyon kar gözüküyor. Şeker pancarı üreten köy sayısı 5 bin 300 iken 2 bin 300’e indirilmiş.19 bin memur vardı, bugün 8 bin.
Bir Belçika büyüklüğünde alan ekilmiyor, Hollanda büyüklüğünde alan nadasa bırakılıyor bugün.

Bizde GDO’lu ürün yasak ama yem serbest. Bunu hayvanlar yiyor, biz de onların etini, sütünü tüketiyoruz. GDO’lu mısır geliyor ama yem olarak geliyor. Dünyada sağlığa zararlı olduğu için yasak. Bizde NBŞ’de kota düştü düşmedi tartışmaları varken AB’de kota vardır. En büyük NBŞ ihracatcısı AB’dir. AB’de gıdaya uygulanmaz sanayiye uygulanır. İnsan hakları ve sağlığı ile ilgilenen ülkelerde bunlara kota ve yasak var. Sadece sanayiye uygulanması için ülkeye girişine izin verilmeli.

(Elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedeli) Herkes elektrik faturasını aldığında tükettiği rakama ve totale bakınca 2 katı olduğunu görür. Kayıp kaçak diye bildiğimiz, hırsızlanma yoluyla kullanılan elektriğin tüm kullanıcılara yayılması. Bir de ayrıca alınan kalemler var. 10 kalemde var. Burada ciddi hırsızlık var. Özelleştirilen şirketlerin devlete borçları var. Devlet buna göz yumuyor. Kendi alacağını bizden finanse ediyor. AYM kayıp kaçak bedelle ilgili başvurumuzu reddetti. Alacağımız ücretler engellendi."

 

 

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları