loading
close
SON DAKİKALAR

Ahmet Tatar; 'Evladı Kerbelayık bi hatayık'

Ahmet Tatar
Tarih: 06.10.2016

Ahmet Tatar; Ne garip tecellidir, zaman geçiyor mekanlar değişiyor, ama ahımız aynı kalıyor. Bende aynı ahı tekrar haykırıyorum insanlık evrenine. 'Evladı Kerbelayık bi hatayık' lanet olsun.

Hak aşkına kurban olmakta tereddüt etmeyen, arsızdan, namussuzdan çekinmeyen; dost elini hançersiz bilen bir İsmail, insanlık adına “devri” devam ettiriyor.

Bir sarraf titizliği ile bakıyor, bizim taş bilip geçtiklerimize.

Girse de kırk çeşit dona, bulansa da çamura, gerçek, ona ayan oluyor.

Vicdanı oldu memleketin. Arsız uğursuz onunla rastlaşmaktan çekiniyor, yolunu değiştiriyor, destur takınıyor.

Her kim ki, bıçaklardan azad edilene, vakareti ile Hak’kı titretene, masal, mitoloji diyorsa iyi baksın bu güne.

O mitoloji dediğin insanlığın binlerce yıldır aktarılan vicdan tarihidir. O vicdanın her devirde bekçileri olmuştur. Kimi zaman Mansur’dur, kimi zaman Nesimi. Asılırlar kesilirler, yüzülürler, Ebu Zerr olup sürülürler. Ama şeksiz gümansız sahip çıkarlar emanetlerine. İşte süregelen budur. Gören gözlere.

Bu güne onun sesiyle uyandım. “Baktın mı” dedi. “Gördün mü” dedi. Arayıp bulduklarıydı işaret ettiği.

Bak dediği, gör dediği, ciğerparemden parçalardı.

Nasıl da oyunlar oynamışlar. Nasıl da tuzaklar kurmuşlar. Nasıl da namertçe vurmuşlar sırtından. Polis, savcı, hakim, tübitakçı kılığındaki Mervan, saplamış dört yandan mızrağını.

Muharrem ayındayız. Yası matem günlerindeyiz. Evladı Kerbela nezlinde insanlığa dökülüyor gözyaşlarımız.

Peki ben şimdi hangi Hüseyin’e yanayım. Hangi yezite hangi mervana lanet edeyim.

Ne garip tecellidir, zaman geçiyor mekanlar değişiyor, ama ahımız aynı kalıyor. Bende aynı ahı tekrar haykırıyorum insanlık evrenine. “Evladı Kerbelayık bi hatayık” lanet olsun.

Başka ne denir ki.

Kiminiz içerde, kiminiz ıssız deliklerde, inlerinizdesiniz. Güneşe bile çıkamıyorsunuz belki kim bilir. Zamanın geçmesini, yaşananların küllenmesini, insanların unutmasını bekliyorsunuz.

İyi biliyorsunuz, bu topraklarda adaletin saati ağır işliyor. Yolu tozlu, yolu uzun. Adalet bu topraklarda fetbazlara çok sığınak sunuyor.

Sizin için de uzadıkça uzayacak belki adalete giden yollar. Sulandırılacak suçlarınız. Masumların gölgesine sığınacak, onlara karışacaksınız. Hatta belki dengine getirince adaleti uykuda yakalayıp sıvışacaksınız. Belki çıkıp dışarda aklandık diyeceksiniz.

Yine, her şeye yeniden mi başlayacaksınız?

Vicdanlarınızı öldürebildiniz mi? Kolay ölmüyor zira. Ondan nereye kaçacaksınız. Kime sığınacaksınız. Kanımız temizlemeye yetmedi, gözyaşlarımız temizler mi sizi.

Çoğunuzun zamanı bol. Kendinizle başbaşa kalma fırsatınız var. Soruyor musunuz kendinize, neden diye. Hangi “kutsal inancınız” için yaktınız bunca canı. Hangi “yüce ideal” için çevirdiniz bunca dolabı.

Ayan olan bunca yalanı, bunca vahşeti sadece hukuk halledemez. Bunlarla, her biriniz kendi içinizde hesaplaşmak zorundasınız. Bu hesaplaşmanın gereklerini yapmak zorundasınız. Yoksa Hak vergisi bedenler bunca ağırlığı taşıyamaz.

Ahmet Tatar

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları