loading
close
SON DAKİKALAR

Bir rektör üniversitesini arıyor

Atay Sözer
Tarih: 09.04.2022
Kaynak: wwww.istanbulgercegi.com

Atay Sözer; Rektör, Hukuk, İşletme, Maliye, Tıp, Güzel Sanatlar, Mimarlık, Dış İlişkiler fakülteleri dekanları hep aynı kişi olduğundan işler çok daha kolay oluyor öyle fakülteler arası yazışmalara falan gerek yok.

Bunca zamanlık yaltaklanmanın semeresini nihayet gördüm; bir üniversiteye rektör oldum. Çok zor işti tabii bunun için epey uğraştım. Önce doçentlik, sonra profesörlük tezlerimi hazırladım.

Bu tezleri hazırlamak hiç de kolay değil takdir edersiniz; öncelikle internetten uzmanlaşacağınız konuyla yabancı birkaç makale bulup bunu çeviri programıyla Türkçeye çeviriyorsunuz, bunları peş peşe ekleyip bir tez görünümü veriyorsunuz. Böylece tezinizi teknik olarak teslim etmiş oluyorsunuz.

Tez jürisi de bizim cemaatten olduğu için bir sorun olmuyor; onlar da aynı yoldan geçtikleri için kimse çıkıp da:

“Bir intihal daha var!” demiyor.

Bundan sonra sıra rektör olmaya gelmişti; hükümetimiz sağ olsun onların sayesinde artık her köşede bir üniversite oldu.

Turşucu dükkânı açmaktan bile kolay oldu bir üniversite açmak.

Turşucu dükkânı için önce bol miktarda turşu kurmanız gerek, turşu kurmak için de birçok hıyarı, salatalığı, acuru kavanozlara basmanız, üzerine sirke, limon tuz eklemeniz ve uzun süre beklemeniz gerek.

Oysa üniversite kurmak için tek bir hıyar bile yetiyor; bir günde de sonuç alınıyor.

Önce rektörü ata, sonra o rektör de bütün fakültelerin başına ayrı ayrı kendini vekil dekan olarak atasın işlem tamam.

Rektör, Hukuk, İşletme, Maliye, Tıp, Güzel Sanatlar, Mimarlık, Dış İlişkiler fakülteleri dekanları hep aynı kişi olduğundan işler çok daha kolay oluyor öyle fakülteler arası yazışmalara falan gerek yok.

Rektör olarak gene kendi olan hukuk dekanına bir talimat vermesi için kafasının içinden geçirmesi yeterli.

“Şunu şöyle yap dekanım!” diye düşündüğü anda öteki de:

“Emredersin rektörüm.” diyerek anında uygulamaya geçirir.

Elbette her dekanın ayrı ayrı olan maaşları da tepedeki rektöre gidecektir doğal olarak. Ayrıca hem rektör hem de dekan kimlikleriyle çeşitli kuruluşların yönetim kurulu üyeliklerine atandın mı, her yönetim kurulu toplantısından gelecek huzur hakkıyla bu dibe vurmuş ekonomide biraz olsun nefes alabilirsiniz belki.

Rektörlüğe atandığımı resmî gazetede okuyunca pek bir mutlu oldum.

“Çukurcumalı Memduh Nuri Haymanalı Üniversitesi’ne rektör olarak atanmıştır” diye benim adımı yazmışlardı.

Doğrusu Çukurcumalı Memduh’un kim olduğu hakkında en ufak bir bilgim olmadığı gibi böyle bir üniversite olduğundan da bihaberdim.

Ama hiç önemli değildi önemli olan benim bir üniversitenin başına gelmemdi.

Üniversitenin adresini hiçbir yerde bulamamıştım, internette bir sitesi bile yoktu, sanıyorum yeni kurulmuş bir yer olduğu için böyleydi. Göreve başlar başlamaz ilk işim bir web sitesi kurmak olacak. Siteye girenler ilk önce benim muhterem beyefendinin fotoğrafı önünde çekilmiş cüppeli bir fotoğrafımla karşılaşacaklardı.

Adres olmaması sorun değildi, hemen bir taksiye bindim:

“Çukurcumalı Memduh Üniversitesi…” dedim.

Şoför tam anlamamıştı:

“Pardon Çukurcuma’ya mı gidiyoruz?”

“Yok üniversitesine gidiyoruz…”

“Çukurcuma’da üniversite mi var?”

“Bilmiyorum, belki vardır ama benim gideceğim yerin adı Çukurcumalı Memduh Nuri Haymanalı Üniversitesi.”

Kafası iyice karışmıştı:

“Pardon efendim şimdi Çukurcumalı mı Haymanalı mı?”

“Haymanalı soyadı, Çukurcumalı lakabı, adı da Memduh Nuri; üniversitesi var, ben rektörüyüm de.”

“Şimdi bu arkadaş rektör mü?”

“Yok rektör benim, o arkadaşın adı üniversitenin adı, biz oraya gideceğiz.”

“Tamam tarif et gidelim o vakit.”

“Bilmiyorum sana soruyorum ben de.”

“Rektörü olduğun yeri bilmiyor musun?”

“Daha yeni oldum vallahi.”

Neyse ki takside teknolojinin olanaklarından yararlanacak araçlar vardı nevigasyonu açtı ama sürücüye talimat veren kadın sesi “Böyle bir adres olmadığını belirtti.

Şoför “İsterseniz önce şu Çukurcuma’ya bir gidelim orada sorarız.” dedi.

Mantıklıydı adamın lakabı Çukurcumalı olduğuna göre üniversitesinin de orada açılmış olma olasılığı büyüktü.

Çukurcuma’da iki tur attıktan sonra üniversiteye benzer bir şey bulamamıştık. Şoför camı indirip köşedeki büfeye seslendi.

“Bilader bu Memduh Nuri ne tarafta?”

Büfeci düşünmeye başladı:

“Memduh Nuri, Memduh Nuri… Valla ilerdeki manavın adı Memduh, bir de aşağı sokakta tornacı Nuri Abi var, sen hangisini soruyorsun?”

Ben daha net anlasın diye seslendim; Haymanalı Haymanalı, Memduh Nuri Haymanalı…”

“Yok Memduh Rizeli, Nuri Abi de Trakyalı…”

Yan dükkândan biri seslendi:

“Kimi arıyorlarmış?”

“Arkadaş Haymana’dan gelmiş hemşerilerini arıyormuş Memduh’la Nuri, sen biliyor musun?”

“Berber Abdullah olmasın? O Haymanalıydı galiba...”

İş iyice karışmak üzereydi.

“Okul bu okul… Okulun adı…” diye bağırdım.

Orada sadece bir ilkokul olduğunu öğrenince uzaklaştık.

Sorduğumuz bir başka kişi:

“Vallahi yoldan geçerken bir ara tabelasında bişii üniversitesi yazan bir bina görmüştüm ama adını çıkaramadım şimdi.”

Dediği yere gittik ara sokakta, başka binalar içine sıkışmış bir bina gördük, kapıdaki görevliye sordum:

“Çukurcumalı Memduh Nuri Haymanalı Üniversitesi burası mı?”

“Yok burası Tophaneli Halil İbrahim Tonyalı Üniversitesi.”

Üniversitelere kişi isimlerinin verilmesini bir yere kadar anlayabilirim ama neden hep üç isimli herifler oluyor? O da yetmezmiş gibi neden bir de başına lakap takılıyor? Yahu çocuklar okulun adını öğrenene kadar ancak mezun olurlar.

Neticede bizim üniversitenin yerini bilen kimse bulamadık.

Sonunda şoför: “Efendim işinize karışmak gibi olmasın ama adres için şu LÖK’ü arasanız diyorum.”

“Yani YÖK demek istiyorsun değil mi?”

“Hayır LÖK dedim, adamlar lök gibi çöktüler bir yere kımıldamıyorlar, bir halt ettikleri de yok.”

Şoförle siyasi bir polemiğe girmeye hiç niyetim yoktu, bir an önce üniversitemi bulup koltuğuma oturmaydım. Ama YÖK’ü aramak iyi fikirdi, hemen aradım.

Çukurcumalı Memduh Nuri Haymanalı Üniversitesi diye bir üniversite onların da kayıtlarında yokmuş.

Olur mu canım? Resmî gazetede yayınlandı ben de oranın rektörüyüm.

Biraz inceledikten sonra durum anlaşıldı, Çukurcumalı Memduh Nuri Haymanalı Üniversitesi adı eski adıymış meğer sonradan değiştirmişler, yeni adı Kasımpaşalı Hafız Seyfi Rıza Adıgüzel Üniversitesi olmuş. Ama bu değişikliği unuttukları için beni eski adına göre atamışlar.

“Tamam o zaman adresini verin de hemen oraya gideyim.” dedim.

Gidemezmişim çünkü ben Kasımpaşalı Hafız Seyfi Rıza Adıgüzel Üniversitesi’ne değil Çukurcumalı Memduh Nuri Haymanalı Üniversitesi’ne rektör atanmışım, bunun için yeniden bir atama yapılıp resmî gazetede yayınlanması gerekiyormuş.

Şimdi evimde resmî gazetenin mükerrer sayısını bekliyorum, eğer üniversitenin adı yeniden değişip de Malezyalı Ekmelettin Sadullah Çokşükür gibi bir isme dönüşmezse hayırlısıyla rektörlük görevime başlayacağım.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları