loading
close
SON DAKİKALAR

Bu filmi görmüştük

Atay Sözer
Tarih: 17.09.2012

Atay Sözer yazıyor, ''Madem ki Amerikan kabilesinden biri bize hakaret etti o zaman saldırın en yakındaki Amerikalıya…''

Bu filmi çok gördük, hep de aynı film hiç çekilmiyor, hangi sahnesinde ne olacağını, katilin uşak çıkacağını biliyoruz. Ama her seferinde de oturup sonuna kadar izliyoruz.

“Şeytan Ayetleri” romanından sonra Humeyni, Salman Rüştü hakkında “katli vaciptir” fetvası çıkartmıştı. Salman Rüştü saklanabilmiş ama bu arada dört bir yanda çıkan olaylarda yüzlerce kişi hayatını kaybetmişti. Bundan biz de nasibimizi almıştık, Sivas Madımak’ta yitirdiğimiz aydınları yakan ateşin kıvılcımında “Şeytan Ayetleri” bahanesi vardı.

Radikal yobaz, dünyanın her yerinde aynı aslında, çok çabuk gaza geliyor önünde ne var yok kırıp geçiyor.

Yapımcı, tescilli dolandırıcı;

Yönetmen pornocu;

Oyuncular gazete ilanı ile bulunan amatörler…

Provokasyon olduğunu bile gayet açık yüreklilikle söyleyerek bir film çekiyorlar.

Film için radikal Musevilerden para toplanıyor; büyük bir ihtimalle onlar da tokatlanıyor çünkü film üç kuruşa mal edilmiş bir iş. Stüdyoda çekilmiş, fona çöl görüntüleri eklenmiş. Film vizyona bile girmemiş sadece 15 dakikalık bir bölümü internete konmuş.

İzlemişler pek bir şey anlamamışlar çünkü film İngilizce…

Ama maksat damara basmak ya; Arapça altyazı koyunca uyanmışlar.

Tam radikal İslamcıların yumuşak karnına dokunacak görüntüler var “Müslümanların Masu-miyeti” filminde.

Ne diyor, özetle ?

“Müslümanlar teröristtir, yakarlar, yıkarlar, saldırırlar, insanları öldürürler” diyor.

Peki bizim radikal İslamcılar ne yapıyor?

“Hayır biz yakmayız, yıkmayız, insan öldürmeyiz” diyor ve yakıyor, yıkıyor, öldürüyorlar.

Bu akıl tutulması karşısında söylenecek söz yok…

Filmin koyduğu hedefe ulaşması açısından bakılırsa çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

Film yarın unutulup gidecek, akılda sadece yaptıkları katliam kalacak.

Büyük bir ihtimaldir ki elçilikte ölenlerin böyle bir filmden haberi bile yoktu; son dakikada öğrendilerse bile “Nasıl bir şey için yok yoluna gidiyoruz” diyip izleme olanakları bile olmamıştır. Tabii burada trajikomik olan bir şey de elçiliğe saldırdıkları roketatarın Amerika tarafından “özgürleşsinler” diye verilen roketatarlardan olmasıdır.

Büyükelçi son anında “Ben bu roketi bir yerden hatırlıyorum” demiş midir acaba?

Asırlarca bir kabile geleneğinde yaşadıklarından, birey diye bir kavramları olmadığından, kabilenin bir ferdinin yaptığı hareketi tüm kabileye mâl ettiklerinden çok doğal geliyor bu sonuç. Madem ki Amerikan kabilesinden biri bize hakaret etti o zaman saldırın en yakındaki Amerikalıya…

Bu durumu böyle açıkladık ama Danimarka’da birkaç bireyin yaptığı karikatürlerden dolayı bizimkilerin Rasmussen’den hesap sormalarını nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları