loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 11

Atay Sözer
Tarih: 01.07.2020
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer: Tek bayrak, tek millet, tek vatan ama çok baro. Baro Başkanı ve Adaletin Bakanı “Böyle bir düzenleme yok” dedikleri günün akşamı baroların bölünmesi için hazırlanmış önerge meclise gönderildi. Bakanın da başkanın da samimiyetinden şüphe yok, demek ki haberleri olmamış.

88.GÜN
Son yılların en talihsiz adamı sanıyorum Sağlık Bakını olsa gerek.

Salgının bitmediğini biliyor ama söylemeye dili varmıyor, söylemeye de içi el vermiyor; iki arada bir derede kalmış durumda, gerçekten acıyorum haline.

89.GÜN
Z kuşağı dünyanın her yerinde fena çakıyor. Z kuşağının bir lideri, yönlendiricisi yok sanki telepati yoluyla organize olup ortak hareket ediyorlar. Trump’dan sonra bizimki de fena dislayk edildi.  Youtube yayınında “Oy yok, oy yok, oy yok” diye mesajlar yağdı aktroller bile bu kadarını beceremezdi.
Bu çocukların kimseye müdanaları yok, hiçbir yel umurlarında değil. Fazla okumuyorlar ama internete hakimler, bilgiye kolay ulaşıyorlar; ama o bilginin sağlıklı olup olmadığı tartışılır. Fazla lafa dinleyince sıkılıyorlar hemen yani iki cümlede derdini anlatamazsan kalkıp gidiyor-lar yanından iyot gibi kalıyorsun ortada. Ama damarına basarsan yandı gülüm keten helva, yerin dibine sokuyorlar. Önümüzdeki yılların belirleyicisi onlar ve bunun farkındalar. Ne di-yeyim yolları açık olsun. Tabii Z bin de Z’den sonraki kuşağın ve kuşakların durumu var, öncelikle onlara ne denecek? Herhalde Z-1, Z-2, Z-3 diye devam ederler.

90.GÜN
Tek bayrak, tek millet, tek vatan ama çok baro. Baro Başkanı ve Adaletin Bakanı “Böyle bir düzenleme yok” dedikleri günün akşamı baroların bölünmesi için hazırlanmış önerge meclise gönderildi. Bakanın da başkanın da samimiyetinden şüphe yok, demek ki haberleri olmamış. Kararı veren irade nezaket için de olsa hadi başkanı geçtim bari bakana söyleyeydi.

91.GÜN
LGBTİ haftasında nefret söylemleri hedef gösterir sertlikte başladı…
Damada damat demenin yasaklanmasının abukluğu içindeyiz…
Hanımefendinin çantasının anımsattığı için çanta demek de uygun değilmiş.
Vaktin zamanında bir haşmetlinin haşmetli burnunun çağrıştırır diye “Burun” demek de ya-saklanmış bu yüzden coğrafya kitabı yazarları zor durumda kalmışlar “Ümit Burnu’nu nasıl yazacağız?” diye.

92.GÜN
Haşmetli burunlu Abdülhamit’e sahiplenme virüs gibi pik noktasında. Televizyonda Abdül-hamit eleştirisi yapan gazeteciye RTÜK başkanından gecenin bir vakti “Soruşturma açtık” mesajı geldi. Hani amiyane deyimle “Öper misin sabaha mı bırakırsın?” derler ya, a arkadaş sabaha da bırakmamış. Belli ki acil gelen bir telefonla buyruk verilmiş.
TRT’de oynayan Abdülhamit dizisinin diyaloglarının aynı merkezden geldiği söylentileri biraz doğru gibi sanki. Zamanında şimdi kapatılmış başka bir kanalın dizisinin içinde de Pennsylvania’dan yazılmış diyaloglar monte edilirdi. 
Biri sanki Abdülhamit’le özdeşleşmiş gibi.
Yoksa Abdülhamit’e bu kadar sahiplenmek niye, kendi soyundan gelenler bile “Ben Abdül-hamit’in torunuyum” diyor.
Abdülhamit’in torunu olduğuna göre demek aynı zamanda “Fatih’in de torunu oluyorsun.”
Ben olsam dedeliği oradan başlatırım “Fatih’in torunuyum” demek daha havalı değil mi?

93.GÜN
İstanbul Belediyesi Bellini’nin Fatih tablosunu alarak mükemmel bir gol attı.
Bilen, bilmeyen, bildiğini zanneden herkes yorumlara başladı hemen.
Bu israftır…
Hayır bu yatırımdır; yatırımlar durduğu yerde değer kazanır, altın gibi, ev gibi, döviz gibi, mücevher gibi. Tablo da çok iyi bir yatırım aracıdır istediğin zaman daha yüksek fiyata satabi-lirsin.
Ama lüks otomobil alsan ikinci el olacağı için aynı fiyata satamazsın misal. Hele hele ziyafetler düzenlesen, abuk sabuk vakıflara bağış yapsan, yetenek yoksunu futbolcuları transfer etsen o para gitti gider.
Bir daire fiyatına alınan Rönesans eseri için kelepir diyebiliriz ancak.
Bellini mi yapmış acaba?
Fark etmez en azından Bellini’nin atölyesi, yani onun gözetiminde aynı dönemin işi.
Fatih’in yanındaki kim? Şehzade mi, yoksa o dönemin bir başka kişisi mi?
Tarihçi arkadaş o dönemin Osmanlı geleneğine göre, öyle resmedilmez, böyle resmedilir, padişahla aynı seviyede olmaz diye “bilimsel” açıklamalar yapıyor.
Bu resmin nasıl yapıldığını sanıyor acaba?
Fatih karşısına bir kişiyi alıp fotoğraf çektirir gibi poz vermedi herhalde?
Ressam memleketinde atölyesinde hayalinden yaptı resmi, karşısına da hayal gücünü kullanıp birini koydu, kim bilir belki de kendi portresini yapmıştır, belli mi olur? Bunun için kimseden izin alacak hali yok.

94.GÜN
Kerime hanım ile beyinin (damat demedik) bir çocukları olmuş.
Bunu sosyal medyada duyurmuş, altına densiz biri uygunsuz bir yorum yazmış.
Elemanı almışlar tabii hemen, sonra benim hüsnü niyetli vatandaşlarım kınamışlar hemen “Kim olursa olsun bir kadına öyle söylenmez”, diye.
Hemen sonrasında da o elemanın aslında bir aktrol olduğu, ortalığı karıştırmak için özellikle o mesajı attığı söylenmeye başladı. Yani kötü bir provokasyon vakası varmış. İyi de niye yapa-sınmış.
Ve nihayet Vehbi’nin kerrakesi ortaya çıktı; büyük patron bu olayı kınarken “Youtube, Twet-ter, Netfilx gibi sosyal medyayı kaldıracağız” diye gerekli mercilere işareti çıktı.
Sanıyorum önümüzdeki günlerin en ciddi tartışma konularından biri olacak ve sosyal medyaya yakında veda edeceğiz.
İlginçtir Youtube’u en başta söyledi eh o dislaykların öcünün bir şekilde alınacağı belliydi.
Bu arada paralı film kanalı olan Netfix de bu karambolde sosyal medya kategorisine sokulup gümbürtüye gidecek sanki.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları