loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 13

Atay Sözer
Tarih: 02.08.2020
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer: Kadına şiddetin önlenmesi konusu fena rahatsız etmiş muhteremleri; tabii kadına şiddet bir hak halbuki, en sevimli olanları “Dövün ama acıtmadan dövün” diye dövme taktikleri veriyor.

101.GÜN
Salgının bitmeyeceği artık kesin olarak anlaşıldı. Efendim havalar ısınınca azalır, eylüle doğru aşı bulunur, eylülde aşının denemeleri yapılır, eylül sonu aşılanırız kasımdan sonra da ver elini eski anormal laflarının bir oylama taktiği olduğu belli artık. Dünya Sağlık Örgütü, “Virüs farklı davranıyor, biz onu öğrendikçe o da bizi öğreniyor” açıklamasıyla virüsün akıllı olduğunu itiraf etti.
“Virüs bana bir şey yapmaz”, diyerek maskesini çenesinde taşıyan akılsızların çoğunlukta olduğu bir dünyada yeni koşullarla yaşamaya devam edeceğiz artık.

102.GÜN
İstanbul Sözleşmesi cinsiyet eşitliği üzerine ilkeleri belirleyen uluslararası bir sözleşme.
Zamanında imzamızı koymuşuz. Kadına şiddeti engelleme yoluna bir protokol. Ama şimdi bir pişmanlık var, imzanın geri çekilmesi gündemde “Tam okumadan imzaladık”, diyorlar. Doğ-rudur inanırım kesinlikle okumadan imzalamışlardır. İhtimal diğer sözleşmeler de aynı yön-temle imzalandı, yoksa geçilmeyen köprünün parasının ödenmesi gibi salak bir madde gözden kaçmazdı.
Kadına şiddetin önlenmesi konusu fena rahatsız etmiş muhteremleri; tabii kadına şiddet bir hak halbuki, en sevimli olanları “Dövün ama acıtmadan dövün” diye dövme taktikleri veriyor.
Diyanetin kılıçlı başkanı arkadaş da hanım kardeşlerine dayak yedikleri vakit, ses etmeyin ona sevdiği güzel yemekleri pişirin, zıkkımlandıktan sonra da çay demleyin; o güzel güzel çayını içerken munis bir şekilde “Muhterem beyim acep beni niye dövdünüz?”, diye sorun, diye tav-siyede bulunuyor, sözleşmeye ne gerek var? Bir çay demle iş bitsin.
Bir de İstanbul sözleşmesi olursa eşcinsellik artar diyenler var, eh pantolon alırken bile “Eş-cinsel olacağım” korkusu yaşayanların çoğunlukta olduğu bir yerde sözleşmeyle de olur tabii…
Halbuki kadına “pozitif ayrımcılık” ayrıcalığı o meşhur “Yetmez ama evet” destekli referan-dumla verilmişti. Anımsayın o referandumun 3 havuç maddesi vardı.
-Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı.
-Kenan Evren’in yargılanması
-Kadınlara pozitif ayrımcılık
Pek çok liberal, romantik solcu ve aymaz aydın bu havuçlara sazan gibi atlayıp “Yetmez ama evet” dedi.
Sonuç; Anayasa mahkemesine bireysel başvuruldu ama o mahkemenin yapısı başka bir hale dönüştüğünden o başvuruların pek bir önemi kalması.
Kenan Evren yargılandı güya ama o muhterem de saksıya dönüşmüş olduğundan hiçbir şeyin ayrımında olmadı.
Kadınların pozitif ayrımcılığı kadın cinayetlerini engellemedi şimdi de İstanbul Sözleşmesin-den çıkmaya çalışıyorlar.
Netice sıfıra sıfır elde var sıfır, gitti o güzelim havuçlar gittiiiiiiiiii.

103.GÜN
Yeni Türkiye’nin taraftarsız tek takımı Başakşehir’i elbirliğiyle şampiyon yaptılar. Salgın sırasında tatil edilmesi gereken liglere Katarlı yayıncının zarar etmemesi için devam edildi. Fena halde sağlıksız maçlar oldu, son anda tepeden gelen bir emirle liglerden düşme kaldırıldı, seneye yeni gelen takımlarla epey kalabalık bir lig olacak. Düşünmeden verilen son saniye kararlarının ciddi sonuçları oluyor. Nitekim Katarlı yayıncı Saad Saleh Al-Hudaifi açıklama yapmış “Bu kararı alırken niye bize haber vermediniz, biz burada eşek başı mıyız?” diye fırça atmış. İyi demiş helal olsun, heriflerle bu kadar enseye tokat kulağa parmak bir ilişkiye girer-seniz olacağı bu, o parmak kulağına girer bir şekilde. Yarın defi hacete giderken de haber vermeniz gerekecek elin Katarlısına.

104.GÜN
Sosyal medyaya da sansür geldi sonunda; artık bu işlen vakayı adiyeden olduğu için doğal geliyor, şaşırmıyoruz. Geçmişlerinden utananlar “unutulma hakkı” istiyor, haksız da sayıl-mazlar “Eğer bir gün duyarsanız ki zengin olmuşum bilin ki mutlaka haram yemişimdir.”, diyen bir kişinin bunun unutulmasını istemedi doğaldır. Tabii balık hafızalı bir toplumda zaten anımsanması olanaksız, zaten söylenirken de buna güvenilerek söylenmiş. Ama sosyal medyanın nereye varacağı hesap edilmemiş, iki de bir ortaya çıkartıp insanın gözüne sokarsa balıklar bile evrim geçirip zeki canlılar sınıfına katılırlar.
Ama asıl vahim olan bu duruma alışmak. Nasıl olsa duyan olmayacağını bildiğimiz için bir şey söylemeye üşenir olduk.  Kuzey Kore olma yolunda uygun adım marş.

105.GÜN
Sağlık Bakanına acıyorum, iyi niyetli bazı şeyleri söylemek istiyor söyleyemiyor içine atıyor. Durum çok ciddi, bildiğiniz gibi demek istiyor, diyemiyor. “Temizlik tedbirdendir” diye bir tivit atmış “Temizlik imardandır” sözüne gönderme yaparak. Örümcek kafalı güruhtan tepki gelmiş, o da tatsızlık çıkmasın diye silmiş tiviti. Etme eyleme arkadaş, böyle korkup geri adım attın mı onlar bir adım daha üzerine gelir, sonunda kendini duvara sıkışmış bulursun. Neden korkuyorsun? Git üzerlerine. Bak o zaman ne kadar tırsak, ne kadar korkak olduklarını göre-ceksin.

106.GÜN
Bir baro başkanı “Biz devletiz her şeyi yaparız” diyen polisler tarafından gözaltına alındı. Başka sözüm yok sayın hâkim!
Baroların en başındaki arkadaş da başka çoklu baroya karşıyız derken şimdi çoklu baro mis gibi oldu, diyor.
Çok iyi film olur bundan vallahi, “BARO BAŞKANININ DÖNÜŞÜ”.

107.GÜN
Kurban Bayramı geldi her yıl sanki ilk kez yapılıyormuş gibi yapılan tartışmaları sanki ilk kez duyuyormuş gibi dinledik.
Kurban yerine, bağışta bulunsak olur mu?
Hayır ille de kan akacak.
Kurban ilkel dinlerden kalan bir gelenek aslında.
Sevdiği bir şeyi tanrıya hediye veriyor aslında.
Yani tanrıya rüşvet mi veriyor?
Tövbeeeeee çarpılacaksın.
Kitapta böyle bir şey yazmıyor.
Falan mezhebin falan yorumuna göre yazıyor.
Fakirler et yemesin mi?
Adam kurbanı kesip dondurucuya atıyor, kendi zıkkımlanıyor.
Yedi kişi birleşip bir danaya girdik sonra o dana ipini kopardı yedimize birden girişti.
Kurbanın üçte biri birinin, üçte biri ötekinin, üçte biri de berikinin olacak.
Seneye YGS’de şöyle bir soru gelebilir: Yedi kişi birleşip bir danaya gidiyorlar, her biri yedide bir hisse alıyor, her biri yedide birin üçte birini birine, üçte birini ötekine, üçte birini de berikine veriyor; bu durumda birinin, ötekinin ve berikinin alacağı toplam hisse ne kadardır?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları